Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/226 E. 2018/477 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/226 Esas
KARAR NO : 2018/477
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/04/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin murisi …’un …/…/… tarihinde … … … plakalı motosikletiyle seyir halindeyken … … sevk ve idaresindeki …plakalı araçla çift taraflı kaza meydana geldiğini bu kazada tutulan trafik tespit tutanağına göre … plakalı araçta sürücü …’un kusurlu olarak tespit edildiğini, müvekkillerinin murisinin kaldırıldığı hastanede trafik kazası nedeniyle vefat ettiğini, kazayla ilgili olarak … CBS’nin …/… … sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, işbu davadaki taleplerinde kaza nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kalanlar olarak kendilerine destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi olduğun ve sigortalı araç davalı tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu beyan etmekle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her müvekkili için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 3.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
Dava; Müteveffanın eşinin, oğlunun ve oğlunun annesi olan imam nikahlı eşinin, kazaya karışan karşı aracın ZMMS sigortacısı aleyhine açtığı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; kazadaki kusur oranı, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyecekleri varsa miktarı hususlarındadır.
Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nın 53. Maddesinde düzenlenmiş olup, hangi hallerde bu tazminata hükmolunacağı açıklanmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. TBK 53. Maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır. Sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimsenin devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunması gerekir. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olan olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır.
2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı”,
2918 sayılı KTK 85/son maddesinde ” işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu”, olduğu,
2918 sayılı KTK 86/2 maddesinde ” sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği”,
2918 sayılı KTK 91/1 maddesinde “İşletenlerin, bu Kanununun 85. maddesinin 1 fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu” bulunduğu,
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK’ ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” düzenlenmiştir.
Dava bu yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmiş, dosya içerisine; davacı vekili tarafından kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, ölüm belgesi ibraz edilmiş, … ASCM’ nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, tanık beyanları alınmış, bilirkişilerden aktüer ve kusur raporları alınmıştır.
… tarihinde davalı … tarafından trafik sigortası yapılan, dava dışı sürücü … … sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile muris … sevk ve idaresindeki … … … plakalı motosikletin çarpışması sonucu dava konusu ölümlü trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
… ASCM’ nin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; maktulün …, müştekinin …, Şüphelinin … … olduğu, suçun taksirle ölüme neden olma olduğu, sanığın hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya içesindeki trafik tescil kayıtlarından kazaya neden olan … plakalı aracın ticari taksi olduğu, … … adına trafikte kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
…müdürlüğünden gelen …havale tarihli müzekkere cevabında davaya konu kaza nedeniyle muris …’ un ölümü nedeniyle davacılara ödeme yapılmadığı ve maaş bağlanmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Kusur oranlarının tespiti için trafikçi makine mühendisi bilirkişi …’ den rapor aldırılmış, bilirkişinin …/…/… tarihli raporunda sonuç olarak; … … … plakalı motosiklet sürücüsü …’ un %85 oranında, … plakalı araç sürücüsü …’ un %15 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Aktüer bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak; davacı eş …’ un destekten yoksun kalma zararının davalının kusuruna isabet eden kısmının 15.522,67.-TL, davacı imam nikahlı eşi …’ ın destekten yoksun kalma zararının davalı kusuruna isabet eden kısmının 15.055,45.-TL , davacı çocuk …’ un destekten yoksun kalma zararının davalı kusuruna isabet eden kısmının 5.856,89.-TL olarak hesapladığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili … havale tarihli dilekçesi ile 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatını, … için 15.522,67.-TL, … için 15.055,45.-TL ve … için 5.856,89.-TL olarak arttırmak suretiyle ıslah etmiş, ıslah harcını yatırmış, ıslah dilekçesi davalı tarafa usulünce tebliğ edilmiştir.
Davacılar …’nin müteveffanın resmi nikalı eşi olduğu, davacı …’nin ise müteveffanın resmi nikahsız ikinci eşi olduğu yönündeki iddialar bakımından davacı tanıkları dinlenilmiş, tanıklar her iki kadının da müteveffanın eşi olduğunu, ikisine de fiilen destek olduğunu beyan etmişlerdir. Dinlenen tanık beyanları ve diğer davacı küçük çocuğun annesinin nikahsız eş … olması karşısında mütevaffanın tüm davacıların desteği olduğu hususunda kanaat edinilmiştir. Bu kapsamda aktüer raporunda yapılan paylaştırmaların, yeniden evlenme ihtimallerinin somut olaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili aktüer bilirkişi raporunda kusur oranlarının yanlış değerlendirildiğini iddia etmiş ise de sadece raporun bazı kısmında %75 yazıldığı ancak hesaplamanın müteveffanın %85 kusuru üzerinden yapıldığı tespit edilmiştir.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, içtihatlar ve denetime elverişli bilirkişi raporu ve yapılan değerlendirmeler neticesinde davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacı … için 15.522,67.-TL, davacı … için 15.055,54.-TL, davacı … için 5.856,89.-TL olmak üzere toplam 36.435,01.-TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … kooperatifinden alınarak davacılara VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 2.488,87.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40.-TL harcın ve ıslah ile alınan 115,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 2342,47.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile , hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 946,50.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 4.357,85.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip yatıran tarafa İADESİNE,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/06/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı