Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/223 E. 2018/517 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/223 Esas
KARAR NO : 2018/517
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2017
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
K.YAZIM TARİHİ : 23/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı banka … İcra Müdürlüğünün …/… ve …/… Esas sayılı dosyaları ile davacı müvekkiller hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacılardan …’ın kullandığı kredilerden doğan borcun müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini, müvekkili …’ın hakkında başlatılan ilamsız icra takiplerine borçlu bulunmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, ilamsız icra takibine davacı … tarafından yapılan itirazın iptali hukuken imkansız olduğundan, davalı banka … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından, kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi başlatıldığını, …/…/… tanzim, …/…/… vade tarihli, 111.342,22-TL bedelli senedin davacılardan tahsilini talep ettiğini, davalı bankanın … yılında kullanılan kredi borçlarının, kredi borçlusu tarafından ödenmemesi üzerine … yılında kullanılan kredinin teminatı olarak alınan ve esasen bedelsiz kalmış olan, dava konusu senedi icra takibine konu ettiğini, senetten ötürü borçlu olunmadığının tespiti için işbu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu beyan etmekle davanın kabulü ile, davaya konu senetten ötürü davacıların borçlu bulunmadığının tespitine, icra takibini başlatmakta kötü niyetli olan davalıdan alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’ın bankalarının … Şubesinden kredi kullandığını, diğer davacı …’ın da bu krediye kefil olduğunu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine borçluların hesapları kat ettiğini ve buna ilişkin noterlik aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine … İcra müdürlüğünün …/… Esas ve …/… Esas sayılı dosyaları ve anılan bono ile borçlular hakkında ihtiyati haciz başvurusu yapıldığını, … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla icra takibi başlatıldığını, davacılar hakkında yapılan tüm işlemlerin usulüne uygun olarak yapıldığını, kambiyo senedinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatıldığını, bedelsiz kalan senedin kullanılmasının söz konusu olmadığını, dava konusu bononun kanunda belirtilen zorunlu unsurlar taşımakta olduğunu, ayrıca davacılar tarafından ileri sürülmüş imza inkarınında olmadığını, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını da içerdiğinden, vade tarihinin ileri bir tarih olması senedin geçerlilik koşulunu etkilememekte olduğunu, müvekkili bankanın alacağını tahsil edebilmek amacıyla kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile takip yapmasında herhangi bir engel bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… esas ve …/… esas sayılı dosyası ile … İcra müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyaları celp edilmiş, ilgili bankadan dava konusu kredilere ait genel kredi sözleşmesi ödeme tablosu, ihtarname ve hesap ekstreleri getirtilmiş, bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; Bankacılık Kredi Sözleşmesinden ve bonodan kaynaklanan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; … yılında kullanılıp kapatıldığı iddia edilen kredi ile takiplere konu … yılında kullanılan kredinin birbirine bağlı olup olmadığı, aynı kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacıların davalı bankaya …/…/… tanzim tarihi …/…/… vadeli 250.000,00-TL bedelli senetten ötürü borçlu olup olmadıkları, davaya konu bononun hangi kredinin teminatı olarak verildiği, bedelsiz kalıp kalmadığı hususlarındadır.
Celse arasında davacı vekili tarafından eksik yatırılan harç tamamlanmış, makbuzu dosya arasına alınmıştır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … A.Ş, borçlunun … …, … … ve … … olduğu, 44.843,59.-TL asıl alacak, 3.062,19.-TL işlemiş faiz, 153,11.-BSMV , 255,31 ihtar gideri olmak üzere toplam 48.314,20.-TL alacağın, asıl alacağa işleyecek %24,12.-TL faiz, faizin %5 gider vergisi ile birlikte icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçlulara …/…/… tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …Şti, borçlunun … … olduğu, 3.907,85.-TL asıl alacak, 116,99.-TL protesto masrafı olmak üzere toplam 4.024,84.-TL alacağın, asıl alacağa işleyecek eğişen oranlarda yıllık %10,50.- faizi ile birlikte icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya … tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde;
alacaklının … A.Ş, borçlunun … … ve … … olduğu, 111.342,22.-TL asıl alacak 389,70.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 111.731,92.-TL alacağın, asıl alacağa Merkez Bankası avans faizi ile birlikte olmak üzere tahsili için icra takibine girişildiği anlaşılmıştır.
Dosya bankacı bilirkişi …’ a tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişinin …/…/… havale tarihli raporunda sonuç olarak; dosyaya konu kredilerin …/…/… tarihinde akdedilen sözleşme ile ilintili olmadığı, davacı asıl borçlu … … ile davalı banka arasında …/…/… tarihinde yerin bir kredi sözleşmesi düzenlenmekle eski kredi ilişkisine son verildiği, yeni bir kredi ilişkisi kurulduğu, icra takibine konu kredilerde davacının eski sözleşmedeki imzasına bağlanabilecek bir banka alacağının bulunmadığı, … tarihinde akdedilen yeni sözleşme sonrasında …, … ve … tarihlerinde yeni kurulan bir kredi ilişkisinin olduğu, davacı kefil …’ ın artık bu kredi ilişkisinde taraf olmadığı, dolayısıyla davacı kefilin sorumluluğunu gerektirmediğini düşündüğünü, kambiyo senedine özgü ve ilamsız takip yoluyla olmak üzere yapılan takiplerin aynı kredilere dayandığı, takip dosyasında görüldüğü üzere 09/11/2010 tarihli 19/10/2016 vadeli 250.000,00.-TL bedelinde davacı aıl borçlu Osman Kaval emrine davacı Samet Kaval ödemeli kambiyo senedinin davalı bankaca muntazam teminat niteliğinde alındığı, bu tür senet alınmasında ticari krediler yönüyle yasal bir engel bulunmadığı, bununla birlikte senedin 09/11/2010 düzenleme tarihi itibariyle 11/10/2010 tarihinde taraflar arasında akdedilen ve dava dosyasına konu edilen krediler ile ilintili bulunmayan Genel Kredi Sözleşmesi ile bağlantılı olarak kullandırılacak krediler için düzenlenen bir finansman senedi olduğunun açık olduğu, davacı kefil Samet Kaval’ ın kefalet imzasının yer almadığı ve 20/01/2015 tarihinde akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine bağlı olarak kullandırılan dava dosyasına konu krediler için bahsi geçen finansman senedi ile takip yapılmasının uygun olmayacağı kanaatini bildirdiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde, 11/10/2010 tarihinde davalı banka ile asıl borçlu Osman Kaval arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine davacı Samet Kaval’ın da kefil olduğu, bu kredinin ödenmesini teminatı olarak davaya konu edilen 09/11/2010 tanzim tarihli, 250.000,00.-TL bedelli senedin düzenlenerek verildiği, aynı kredi sözleşmesi çerçevesinde 19/07/2013 tarihinde limit belirtilmeksizin Ticari kart sözleşmesi düzenlendiği ve bu sözleşmeye de davacı Samet Kaval’ın kefil sıfatıyla imza attığı, bu krediler çerçevesinde kullanılan kredilerin sıfırlanarak kapatıldığı daha sonra bu kredilerden bağımsız davalı banka ile davacı asıl borçlu Osman Kaval arasında 20/01/2015 tarihli yeni bir Genel Kredi sözleşmesi akdedildiği ve dava dışı Suat Kaval’ın bu yeni sözleşmeye 500.000-TL’sine kadar kefil olduğu, kat ihtarına ve icra takibine konu olan kredilerin 20/01/2015 tarihli yeni kredi sözleşmesiyle ilgili olduğu, her ne kadar icra takibine konu olan senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair açık bir ibra yok ise de senedin tanzim tarihi ile ilk akdedilen kredi sözleşmesinin tarihi, davalı bankanın, Bankacılık Kanunu’nun kendisine tanıdığı yetkilerden başka bir iş yaptığını ileri sürerek alacak talebinde bulunamaması, davalı bankanın 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında dava konusu senetle ilgili başka bir iş yaptığını kanıtlayamadığı sürece dava konusu senedin teminat olarak davalı bankaya verildiğinin kabulünün gerekeceği (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/2287 esas, 2012/10181 karar), buna ilişkin alınan bilirkişi raporunda da senedin ilk kredi sözleşmesi kapsamında teminat amacı ile alınmış senet olduğunun tespit edilmesi, senedin teminat teşkil ettiği kredi borçlarının kapatılmış olması, kapatılan kredi ile ilgili bir alacak iddiasının da bulunmaması karşısında davacıların bu senede dayalı sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılmış (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15209 esas, 2018/887 karar) ve davanın kabulüne, ancak davacı asıl borçlu Osman Kaval’ın davalı banka nezdinde halen ödenmemiş başka kredi borçlarının olması karşısında bankanın takibinde kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmakla davacılar lehine icra tazminatı verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacıların Antalya 15. İcra Dairesinin 2016/11467 esas sayılı takip dosyası ile 09/11/2010 tanzim tarihli, 19/10/2016 vade tarihli, 250.000,00.-TL bedelli senetten dolayı başlatılan ve talep edilen 111.342,22.-TL asıl alacak, 389,70.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 111.731,92.-TL’ den davacıların borçlu olmadıklarının TESPİTİNE,
Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 17.077,5.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.908,11.-TL ve tamamlama ile alınan 2.361,25 harcın mahsubu ile bakiye 12.808,14.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 4.805,16.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 11.657,38.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/07/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı