Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/204 E. 2018/449 K. 08.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/204 Esas
KARAR NO : 2018/449
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 08/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibindeki …/…/… tanzim ve …/…/… ödeme tarihli 750.000,00.-USD ve 250.000,00.-USD bedelli iki adet bononun müvekkilinin beyanına göre … İli … İlçesi … Mah. … Mevki … ada … parsel bahçeli iki kargır evin alımı aşamasında tapu devri öncesinde davalı alacaklıya verildiğini, bu iki bononun tapu satış bedelinin tapu devri esnasında elden ödenmesine rağmen çeşitli bahanelerle geri iade edilmediğini, davalının … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü örnek 10 ödeme emri gönderdiğini, müvekkilince süresi içerisinde elde olmayan nedenlerle itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini ve akabinde müvekkiline ait tüm menkul ve gayrimenkuller üzerine kaydi ve fiili hacizler uygulandığını, ancak ödeme emri içeriği incelendiğinde öncelikle iki bono bedeli toplamı olan 1.000.000,00.-USD asıl alacak için takip tarihine kadar işlemiş faizin 69.328,77.-USD olarak gösterildiğini, fakat faiz oranının belirtilmediğini, bu nedenle ayrıca takibin ferileri niteliğindeki harçlar ve giderler de külfet olarak fahiş istenen alacak faiz oranında doğal olarak arttığını belirterek, öncelikle davalı alacaklının takipteki seçimlik hakkını TL cinsinden talep ettiğinin tespiti ile tüm takipteki asıl alacak ve ferilerinin hesaplanmasının TL cinsinden usul ve yasaya uygun olarak yapılması ile ortaya çıkacak olan fahiş ve fazla hesaplamanın tespiti ile bu oranda müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, bu talepleri kabul edilmediği takdirde davalı alacaklının takip talebinde döviz hesaı yapılacak ise bu alacağa vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının usd ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz ödeneceği gerçeği ve hesaplaması ile davalı alacaklının tajipte fahiş ve fazla hesap yağtığının tespiti ile bu oranında müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, her iki durumda da davalı alacaklının yine takip tarihine kadar işlemiş faiz istenmiş ise de bunun faiz oranının açıkça belirtilmediğinden istenmemiş olduğunun tespiti ile bu oranda müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek görev itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davacının iddiasının bir an olsun kabulü halinde vade tarihi …/…/… tatil günü olduğundan bir sonraki iş günü olan …/…/… tarihine ait kur temel alınmış olsa idi kur efektif alış değerinin 2,91-TL olarak belirlendiğini, somut olayda ise usul ve yasaya uygun bir şekilde takibin hazırlandığı gün olan … tarihine ait efektif alış kurunun 2,83.-TL üzerinden hesaplama yapıldığını, uygulanan faiz açısından da herhangi bir yasaya aykırılık söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, … ve … Bankasından usd cinsinden mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranları sorulmuş, buna ilişkin cevabi yazılar dosyaya gelmiş, hesap uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; bono nedeniyle icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafça borçlu davacı aleyhinde …/…/… vade tarihli 750.000,00.-USD bedelli ve … vade tarihli 250.000,00.-USD bedelli olmak üzere toplam 1.000.000,00.-USD asıl alacak ve 69.328,77.-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.069.328,77.-USD alacak nedeniyle takip tarihinden itibaren asıl alacak için hesaplanacak 3095 sayılı yasa uyarınca TC Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı 1.000.000,00.-USD için yıllık %10,50 avans faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faizi, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte Borçlar Kanunu’nun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve giderlere mahsubu ile döviz cinsinden alacaklar ile faiz ve ferilerinin fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden tahsili istemiyle kambiyo senetlerine mahsus icra takibine girişildiği ve takip dosyasının kesinleştiği ve derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava terditli olarak açılmış, öncelikli talebin TBK’nın 99. Maddesi uyarınca davalı alacaklının takipteki seçimlik hakkının TL cinsinden talep ettiğinin tespiti ile tüm takipteki asıl alacak ve ferilerinin hesaplamasının TL cinsinden yapılması ile ortaya çıkacak olan fahiş ve fazla hesaplamanın tespitiyle bu oranda müvekkilinin borçlu olmadığına karar verilmesini istemiş, terditli olarak ise döviz hesabı yapılacak ise vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz hesaplaması yapılması gerektiğinden davalı alacaklının fazla hesaplama yaptığının tespiti ile bu oranda müvekkilinin borçlu olmadığına hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında 2 adet toplam 1.000.000,00.-USD bedelli bonolar nedeniyle ihtilaf bulunmamakta olup, uyuşmazlık; davalı alacaklı tarafından bu 2 adet bono nedeniyle yabancı para cinsinden girişilen kambiyo takibi nedeniyle, davalı alacaklının yabancı para cinsinden kambiyo takibine girişmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, söz konusu takibin yasaya aykırı olarak kabul edilmesi durumunda davacının davalıya borçlu bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olup, terditli talep yönünden ise söz konusu usd cinsinden 2 adet bono nedeniyle vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar döviz yasal faizinin mi, yoksa yıllık %10,50 avans faiz oranlarının mı uygulanacağı, davalı alacaklı tarafça yıllık %10,50 avans faizi oranı üzerinden yapılan işlemiş faiz alacağı nedeniyle davacının davalıya borcu bulunup bulunmadığı, ayrıca takip tarihinden sonrası için uygulanması gereken faiz oranının 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca döviz yasal faizi mi, yoksa avans faiz oranı mı olduğu hususlarına ilişkindir.
Öncelikle takip konusu yapılan 2 adet senedin tanzim tarihi ve vade tarihi … yılı olup, icra takibi 2016 tarihli oluşu göz önüne alındığında senetlerin zaman aşımına uğramadığı anlaşılmaktadır.
Yine taraflar arasında takip konusu bonolardan başka uygulanacak faize yönelik herhangi bir sözleşmede bulunmamaktadır.
Takip ve davaya konu edilen senetler … tanzim tarihli olduğundan olayda uygulanması gerekli kanun hükümleri 6098 sayılı TBK hükümleridir. 6098 sayılı kanunun 99/3 maddesine göre; “Ülke parası dışında başka bir para birimi ile belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.”
Yine 6102 sayılı TTK’nın 778. Madde yollamasıyla 725. Maddesi gereğince bono nedeniyle alacaklı vade tarihinden itibaren faiz isteyebilecektir.
Dava konusu olayda davalı alacaklı icra takip dosyasında usd cinsinden alacağını takibe konu ederken, takip öncesi işlemiş faiz talebini ve takipten sonra asıl alacağa işleyecek faiz oranını yıllık %10,50 avans faiz oranı olarak belirtmek suretiyle, fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden tahsilini talep ettiğinden, bu durumda takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, bu alacağa 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar döviz yasal faizi, yani Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilecektir.
Davalı alacaklının yabancı para cinsinden bono nedeniyle kambiyo takibine girişmesinde 6098 sayılı TBK’nın 99. Maddesi uyarınca yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Ancak davalı alacaklı 1.000.000,00.-USD asıl alacağa vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca döviz yasal faizi (Devlet Bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı) talep etmesi gerekirken, gerek takip öncesindeki işlemiş faiz, gerekse de takipten sonrası için işleyecek faiz oranını yıllık %10,50 avans faizi olarak talep etmesi kanuna uygun görülmemiştir.
… Bankası ve …’dan USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faiz oranları sorularak bilirkişiden rapor aldırılmış, Devlet Bankalarının bildirmiş olduğu yıllık %2 döviz yasal faizi üzerinden Bilirkişi tarafından düzenlenen …/…/… tarihli bilirkişi raporuna göre; …/…/… tanzim tarihli 750.000,00.-USD bedelli bono için takip tarihi olan … tarihine kadar %2 döviz yasal faiz oranıyla yapılan hesaplama sonucunda işlemiş faizin 9.821,92.-USD olup, yine 250.000,00.-USD bedelli bononun takip tarihine kadar olan işlemiş döviz yasal faizinin de 3.273,97.-USD olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla 2 adet toplam 1.000.000,00.-USD bedelli bonoların vade tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı toplamı 13.095,89.-USD olarak hesaplanmıştır. Mahkememizce bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve gerekçeli, denetime elverişli oluşu gözetilerek rapora itibar edilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davalı alacaklı tarafça borçlu davacı aleyhinde … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra takip dosyasında başlatılan kambiyo takibi nedeniyle davacı tarafça eldeki dava açılmış olup, davacının öncelikli talebi yönünden yapılan değerlendirmeye göre icra dosyasında davalı alacaklı tarafça 6098 sayılı TBK’nın 99 maddesi uyarınca seçimlik hakkını fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsili talep edildiğine göre, bu durumda takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, yabancı para alacağı olarak USD cinsinden davalı alacaklının icra takibine girişmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı mahkememizce değerlendirilerek, davacının öncelikli talebi olan davalı alacaklının seçimlik hakkını TL cinsinden talep ettiğinin tespiti ve buna göre hesaplama yapılarak borçluluk durumunun tespiti isteminin reddine karar vermek gerekmiş, davacının terditli talebi yönünden ise mahkememizce yapılan yargılama sonucunda talebinde kısmen haklı olduğu, davalı alacaklının 1.000.000,00.-USD asıl alacağa gerek takip öncesi işlemiş faiz, gerekse takipten sonra işleyecek faiz yönünden yıllık %10,50 avans faizi talep etmesinin yerinde olmadığı, davalı alacaklının ancak vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca döviz yasal faizi talep edebileceği ve mahkememizce aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporunda hesaplanan 13.095,89.-USD üzerinde kalan 56.232,88.-USD işlemiş faizden dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, yine takipten sonra işleyecek faiz yönünden de 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca %2 döviz yasal faizi dışında kalan kısmı yönünden davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davalı alacaklının takibinde kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının öncelikli talebi olan davalı alacaklının takipteki seçimlik hakkını TL cinsinden talep ettiğinin tespiti ile tüm takipteki asıl alacak ve ferilerinin hesaplamasının TL cinsinden usul ve yasaya uygun olarak yapılarak fazla hesaplamanın tespiti ve bu oranda borçlu olmadığına hükmedilmesine yönelik talebinin reddine,
2-Davacının terditli istemi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile;
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasındaki borcun 13.095,89.-USD (Amerikan Doları) üzerinde kalan 56.232,88.-USD, işlemiş faiz kısmı yönünden davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine,
Ayrıca takipten sonrası işleyecek faiz yönünden de 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi uyarınca yıllık % 2 döviz yasal faizi üzerinde kalan kısım yönünden de davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine,
Davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 10.888,07.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 8.026,43.-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.861,64.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
4-Davacının yatırdığı 8.026,43.-TL peşin harç, 31,40.-TL başvuru harcının toplamı 8.057,83.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, (Dava kısmen kabul edilmekle, harcın tamamından davalı sorumlu tutularak),
5-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 528,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 428,20.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.501,30.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.433,20.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
8-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/06/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)