Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/201 E. 2018/38 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/201
KARAR NO : 2018/38
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle: davalı şirket aleyhine, müvekkili şirketin faturaya dayalı malları davalıya teslim etmiş olmasına rağmen davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine borçlu aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, ancak yapılan takibin davalı tarafın itirazıyla durduğunu, davalının zaman kazanmaya çalıştığını, takibe konu faturaların usulüne uygun düzenlenmiş olduğunu, fatura konusu mallar teslim edililip iş makinalarının ve onarımının yapıldığını, akabinde müvekkilince düzenlenen bu faturalara itiraz edilmeyerek fatura içeriklerinin kesinleştiğini, müvekkilince uzun bir müddet fatura bedelinin ödenmesi için beklenilmişse de davalı tarafın borcunu ödeme yoluna gitmediğini, bunun üzerine müvekkilinin haklı alacağını tahsil amacıyla takibe geçme zarureti doğduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle, haksız itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 en aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davanın da kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davalının davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da gelmediği anlaşılmıştır.
Dava: İtirazın İptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde …-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67. Maddesi uyarınca itirazın iptali davaları borçlunun ödeme emrine itirazının alacaklıya veya vekiline tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi kılındığı, icra dosyası kapsamında borçlu şirket tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, bu şekilde 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı anlaşıldığından davanın süresinde açıldığı kanaatine varılarak esastan incelemesine geçilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor aldırılmış mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen … havale tarihli rapora göre: davacının ticari defterlerinin açılış, kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu, davalının defter ve belgelerini dava dosyasına sunmadığı, davacı … Şti’nin davalı … A.ş’den dava konusu fatura bedelleri toplamı olan …-TL gecikme faizi hariç alacaklı olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davalı şirkete ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi için usulüne uygun olarak ihtaratlı davetiye çıkartılmış, ancak belirlenen günde davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği ve mahkememizce buna ilişkin tutanak tutularak imzalandığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı ile yukarıdaki içtihat ve yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yedek parça satışına ilişkin satım akdinin bulunduğu, davalının usulüne uygun bildirime ve tacir olmasına rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile …-TL alacağın kayıtlı olduğu, yukarıda açıklanan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin içtihadı karşısında davacının defterlerinin kesin delil teşkil edeceği, davalının ödemeye ilişkin bir iddia yada delil ibraz etmediği, isticvab davetiyesine de cevap vermediği, bu durumda davacının iddiasını ispat ettiği ve alacağın likit olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile, TAKİBİN DEVAMINA,
Alacak likit olduğundan asıl alacak tutarı olan …-TL’nin % 20’sine tekabül eden …-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 213,44.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 89,45.-TL harcın mahsubu ile bakiye 123,99.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 581,75.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/01/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)