Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/189 E. 2018/189 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/189 Esas
KARAR NO : 2018/189
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 05/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile davalı borçluya, ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri gönderildiğini, ancak davalının … tarihinde ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının itiraz ederken borcun varlığını ikrar ettiğini ve fatura konusu malda ayıp olduğunu iddia edip, ayıp bedelini takip bedeli alacaktan düştüğünü belirttiğini, söz konusu satış sözleşmesinde taraflar tacir olduklarını, TTK. 23. 1/c fıkrası uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, ancak davalı tarafın bu yükümlüğü yerine getirmediğini, bu nedenle geçerli bir ayıp ihbarının olduğundan bahisle, ayıp bedelini alacak miktarından indirmesinin hukuken söz konusu olamayacağını, kaldı ki fatura miktarının 15.045.00.-TL olup tespit edildiği iddia edilen ayıp miktarının ise 11.800.00.-TL olduğunu, hal böyle iken teslim edilen malın ayıbının gözle görünmemesi ya da hemen tespit edilememesinin imkansız olduğunu belirterek, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu satımdaki faturanın öncelikle … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasından ilamsız takipte bulunulduğunu, söz konusu dosyaya …/…/… tarihinde itiraz dilekçesi ile ayıp ihbarında bulunulduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.iş sayılı dosyası ile satım konusu maldaki ayıbın maddi boyutunun da ortaya çıktığını belirterek, davanın reddine ve davacının %20 tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.İş sayılı tespit dosyası celp edilmiş, ayrıca fatura dosyaya sunulmuş, dava konusu araç üzerinde keşif yapılarak bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; satım akdinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik kısmi itirazın iptali davası niteliğindedir.
Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı, akdin konusunu teşkil eden malın davalı alıcıya teslim edildiği (…/…/… tarihinde), malın faturadaki bedeli olan 15.045,00.-TL bedelin davalı tarafça ödenmediği hususları ihtilafsızdır.
Uyuşmazlık; davalı alıcıya teslim edilen malın ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise ayıbın niteliği, süresinde davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı ve icra takip tarihindeki alacak borç durumlarına ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde faturaya dayalı 15.045,00.-TL asıl alacak, 2.266,64.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.311,64.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesiyle borcun 3.245,00.-TL’sinin kabul edilerek, bunun dışında kalan miktara itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alıcı tarafından …/…/… tarihinde tespit talebinde bulunulduğu, bilirkişi …tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; satıma konu römorkta eksik ve ayıplı imalatın bedelinin kdv dahil 11.800,00.-TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı asıl …/…/… tarihli celsedeki beyanında; dava konusu edilen römorkun imalatını yapmadığını, bu römorku 3.bir kişiden satın aldıktan sonra davalıya sattığını, aradaki anlaşmanın satış akdi olduğunu belirtmiş, davalı taraf da gerek cevap dilekçesinde, gerekse yargılama sırasındaki beyanlarında sözleşmenin satım akdine ilişkin olduğunu beyan etmiş olup, mahkememizce de aradaki akdi ilişki satım akdi olarak değerlendirilmiş ve fatura tarihi itibariyle olayda uygulanması gereken kanun hükümlerinin 6098 sayılı TBK hükümleri olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı vekili ayıp ihbarının yapıldığı tarihin …/…/… tarihi olduğunu cevap dilekçesinde belirtmiştir. Yine davalı vekili tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.İş sayılı tespit dosyasına vermiş olduğu dilekçede müvekkilinin fatura uyarınca satım konusu yarı römorku …/…/… tarihinde aldığını beyan etmektedir.
Görüldüğü üzere davaya konu edilen römorkun davalıya teslimi …/…/… olup, yine davalı vekilinin beyanlarından anlaşılacağı üzere ayıp ihbarının yapıldığı tarih de …/…/… tarihidir.
…/…/… tarihinde yapılan keşif sonucu Makine Mühendisi Bilirkişi … … tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; araç üzerinde yapılan incelemeler sonucunda ayıplı imalatların tespit edildiğini, halen devam eden ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğunu, ayıpların kullanıcı hatası olmayıp üretim hatasından kaynaklandığını, gözle bakışta teknik ayrıntıyı bilmeyen kişilerce anlaşılamayacak nitelikte olduğunun bildirildiği anlaşılmış, mahkememizce görülen lüzum üzerine bilirkişiden ek rapor aldırılmış, bilirkişinin düzenlediği …/…/… tarihli ek rapora göre; dava konusu römorkun teslim edildiği tarihten ayıp ihbarının yapıldığı tarihe kadar geçen süre göz önüne alındığında aradan geçen bu kadarlık süre zarfında söz konusu ayıpların bir muayene ile fark edilebileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olduğundan uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir. Buna göre; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nın 223.maddesinin 2.fıkrası uygulanır. Ayıbın muayene ile ortaya çıkmayacak nitelikte gizli ayıp olduğunun saptanması halinde de gizli ayıbın öğrenildiği andan itibaren derhal ihbar edilmesi gerekmektedir. Bu süreler içerisinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmaması halinde alıcı bu haliyle malı kabul etmiş sayılır.
Somut olayda; satıma konu yarı römorkun davalı alıcıya …/…/… tarihinde teslim edildiği, ayıp ihbarının da davalı alıcı tarafından …/…/… tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda belirlendiği üzere ayıp gizli ayıp olarak değerlendirilmiş ise de, ek raporda söz konusu ayıpların bir muayene ile fark edilebileceğinin belirlenmesi karşısında tarafların tacir oluşu da gözetilerek davalı alıcının malı teslim aldıktan sonra TTK’nın 23/1-c maddesinde belirtilen süreler içerisinde gerekli incelemeleri yaptırmak ve ayıpları satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu göz önüne alındığında, davalının bu yükümlülüğe uymayarak satılan malı bu haliyle kabul etmiş sayılacağı sonucuna varılmıştır. Zira 6098 sayılı TBK’nın 223.maddesinde de alıcının gözden geçirme ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde satılanı kabul etmiş sayılacağı belirlenmiş, bunun istisnası olarak ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp olması halinde bu hükmün uygulanamayacağı düzenlenmiştir. Oysa somut olayda tacir olan davalı alıcı satıma konu römorku teslim alır almaz basiretli bir tacir gibi gözden geçirme ve inceletme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekirken, bunu yerine getirmeyip teslimden itibaren yaklaşık 2 yıl süre geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunması iyi niyet ve dürüstlük kurallarına da uygun bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça davalıya satılan ve …/…/… tarihinde teslim edilen yarı römorkun satış bedelinin 15.045,00.-TL olduğu, bu bedelin davalı tarafça davacıya ödenmediği, davacı satıcı tarafından … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibine girişildiği, davalı borçlu tarafından borca kısmen itiraz edildiği, borcun 3.245,00.-TL’sinin kabul edilip bunun üzerinde kalan kısma yönelik kısmi itirazda bulunularak takibin durdurulduğu, yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere her ne kadar satım konusu araçta ayıpların bulunduğu anlaşılmakta ise de, ayıpların bir muayene ile fark edilebilecek nitelikte ayıplar olup, davalı alıcının gerek TBK 223/2, gerekse TTK’nın 23/1-c maddelerindeki gözden geçirme yükümlülüğü ve ayıp ihbar sürelerine riayet etmeyerek satım konusu malı bu haliyle kabul etmiş sayılacağı mahkememizce değerlendirilerek, davalının icra dosyasındaki borca yönelik kısmi itirazının 11.800,00.-TL asıl alacak yönünden kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, davacı taraf icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de, takip öncesinde davalıyı usulünce temerrüte düşürmediğinden işlemiş faiz talep edemeyeceği düşünülerek, işlemiş faiz talebi reddedilmiş, alacağın likit nitelikte oluşu değerlendirilerek davacı yararına icra inkar tazminatına hükmolunmuş, davalı taraf kötü niyet tazminatında bulunmuş ise de, koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebi reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik kısmi itirazının KISMEN İPTALİNE,
Takibin itirazsız kesinleşen 3.245,00.-TL asıl alacak dışında kalan 11.800,00.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Davacının işlemiş faize yönelik iptal isteminin REDDİNE,
Haksız itiraz edilen 11.800,00.-TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 806,05.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 240,23.-TL harcın mahsubu ile bakiye 565,82.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan 240,23.-TL peşin harç ve 31,40.-TL başvuru harcının toplamı 271,63.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 705,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı (%83,8) gözetilerek hesaplanan 590,80.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/03/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)