Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/165 E. 2018/304 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/165 Esas
KARAR NO : 2018/304
DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile davalıya ait … … … ve … … … plakalı araçlar için noterlik aracılığıyla taşıt kira sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye göre davalıya ait araçların müvekkil firma yada müvekkili firma ile anlaşma yapan acentaların yolcularını belirtilen zamanlarda ve belirlenen programlar dahillinde taşıyacağını, ancak davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle davalı hakkında … İcra Müdürlüğününü …/… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptalini 22.103,38 TL takip miktarı yönünden takibin devamına, …/…/… tarih ve … nolu 43,10-TL bedelli ve aynı tarih … nolu 103,96 TL bedelli faturalara ilişkin asıl alacak ve iki adet fatura için takibe kadar işlemiş 3,70 TL işlemiş faiz yönünden haklarının saklı tutulmasına, haksız itiraz sebebiyle %20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın taşıt kira sözleşmesine dayalı itirazın iptali davası olduğunu, bu davada sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, dosyada görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, görevsizlik nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının feshettiği sözleşmeye dayalı olarak talep ettiği cezai şart ve menfi zararına ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; … ve … plaka sayılı araçların … Noterliğinin …/…/… tarih ve … ve … yevmiye numaralı taşıt kira sözleşmeleri kapsamında davacının davalıdan sözleşmenin 7/p maddesi gereğince cezai şart, 7/e maddesi gereğince maddi ve manevi zarar talebinde haklı olup olmadığı, haklı ise talep edebileceği miktar ve faize ilişkindir.
Mahkememizin …/… esas …/… Karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararının … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin …/…/… tarih, …/… Esas …/… Karar sayılı ilamıyla kaldırılması üzerine dosya iş bu esasa kaydedilmiş, yargılamaya davam olunmuştur.
Dosya içerisine …A.Ş’ den … ve … plakalı araçların hasar dosyası, … Noterliğinin …/…/… tarih … yevmiye numaralı sözleşmesi celp edilmiş, davacı ve davalı tanıklarının beyanları alınmıştır.
Davacı tanığı … …/…/… tarihli celsede beyanında davalı ile şirket arasında imzalanan taşıt sözleşmesi uyarınca şirketin yolcularını davalının kendisine ait araçlarla taşıyacağını , davalı şirketin yolcuları taşıdığı esnada trafik kazalarının meydana geldiğini, yolcuların yaralandığını, kazalardan önce şirketle davalı arasında herhangi bir ödeme sorununun olmadığını beyan etmiş, davalı tanığı … aynı celsede beyanında, davalının taşıt sözleşmesi ile Aker’ de çalıştığını , kaza nedeniyle araçların perte çıktığını, kazadan sonra ödeme alamadığını söylediğini beyan etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davalı tanığı …’ in beyanı aldırılmış, tanık …/…/… tarihli celsedeki beyanında …’ in 6 aylık dönemlerde davalı ile taşımacılık sözleşmesi yaptığını, işin yapıldığı sırada iki adet arabanın kaza yapıp perte çıktığını, davacının da bu kaza yapan arabaların yerine araba alınmasını aksi halde ceza keseceklerini söylediklerini, daha sonra davacıların sözleşme gereği ödenmesi gereken parayı ödemeye başladıklarını bildiğini beyan etmiştir.
Taraflar arasında …tarihli … ve … yev. Numaralı … ve … plaka sayılı araçlara ilişkin taşıt sözleşmelerinin yapıldığı hususu sabittir. İtirazın iptali formunda mahkememize gelen bu davada davacı davalının sözleşme hükümlerine uygun davranmaması nedeni ile sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, bu nedenle sözleşmenin 7/p ve 7/e maddeleri uyarınca cezai şart alacağı ile davalının sözleşme hükümlerine uygun davranmaması nedeni ile dava dışı Tan Tur şirket tarafından kendisine yansıtılan reklamasyon cezalarına ilişkin tazminat bedelini davalıdan talep ettiği görülmektedir.
Davalı taraf sözleşmelere konu olan araçların … tarihinde trafik kazalarına karışarak kullanılamaz hale geldiğini, talep edilen cezai şart ile reklamasyon bedelinin haksız olduğunu ileri sürmüştür. Dinlenen tanık beyanları ve davacının bu husustaki beyanlarından araçların trafik kazalarına konu oldukları hususu tartışmasızdır.
Ancak taraflar arasındaki taşıt sözleşmelerinin 7/h maddesinde taşıt sahibinin, tahsis etmiş olduğu aracının ve bu araçta bulunan personelinin, sözleşmede belirtilen niteliklere uygun olmadığının anlaşılması veya yolculuk esnasında niteliklerinin yitirilmesi durumunda, sözleşmeye uygun yada daha üstün nitelikte araç ve personeli derhal tahsis ve hazır edeceğini, Aker’in (sözleşmeyi fesih hakkını saklı tutarak) bu yüzden uğrayacağı zararı tazmin etmeyi kabul ettiğinin hüküm altına alındığı, bu madde kapsamında sözleşmeye konu taşıtın hasar nedeniyle kullanılamaz hale gelmesi durumunda davalının sözleşmeye uygun niteliklerde ya da daha üstün araç ikame etmesinin gerektiği, davalının sözleşme ile yüklendiği bu yükümünü yerine getirmediği sabit olduğundan davalının savunmalarına itibar edilemeyeceği, bu nedenlerle davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği kanaatine varılmıştır.
Sözleşmeleri haklı olarak feshettiği tespit edilen davacının talep ettiği alacak kalemlerinin incelenmesi gerekir. Yasal düzenleme şu şekildedir:
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 123. maddesi hükmünde, karşılıklı yükümlülükleri içeren sözleşmelerde, borcun ifasında gecikme halinde, alacaklının hakkını nasıl kullanacağı düzenlenmiştir.
Alacaklı, BK’nun 125. maddesinde öngörülen seçimlik hakkını kullanabilmesi için borcunu yerine getirmede temerrüde düşen borçluya süre vermek zorundadır. Ancak aynı Kanunun 124. maddesinde de aşağıda gösterilen durumlarda bir süre verilmesi gerekli görülmemiştir:
1) Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa.
2) Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.
3) Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa.
borçluya süre verilmez.
Ayrıca, BK’nun 125.maddesine göre, yükleniciye (borçluya) süre verilsin veya verilmesin borcun yerine getirilmemesi halinde, alacaklıya üç seçimlik hak tanınmıştır. Buna göre:
a ) Aynen ifayı istemekte direnmek ve gecikme yüzünden uğranılan zararın tazminin istemek veya,
b ) Sözleşmenin ifasından vazgeçerek olumlu ( müsbet ) zararını istemek veya,
c ) Sözleşmeyi feshederek menfi zararını istemek olarak sayılmıştır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, menfi zarar alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müsbet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müsbet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müsbet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar olarak tanımlanabilir. Dava konusu taşınmazın kiraya verilmesi halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza, seçimlik ceza, eksik işler bedeli, kâr kaybı gibi müspet zarar kapsamındaki alacak kalemleri olup, ancak geçerli sözleşme halinde talep edilebilir.
Somut olayda davacı taraf TBK 125 maddesi kapsamında sözleşmenin geriye etkili feshini ve menfi zarar seçimlik hakkını kullanmıştır. Bunun yanında cezai şart alacağını talep etmiştir.
Sözleşmelerin 7/p maddesinde taşıt sahibinin işi süresinden önce terk etmesi halinde (sözleşmenin 8. Maddesinde Akerin yetki belgesinin devam ettiği sürece devam edeceği, fesh edilmedikçe aynen geçerli olacağının düzenlendiği) ya da Akerin haklı nedenle feshi halinde Akerin cezai şart talep edebileceği, bu cezai şart miktarının da ya sözleşme başından fesih tarihine kadar Aker’e kesilen fatura tutarının yarısı ya da sözleşme bedelinin üç katı kadar olacağı ve bunu seçim hakkının Aker’e ait olduğu hususunun açıkça ve ayrıca düzenlendiği, bu kapsamda sözleşmede açık düzenleme olması nedeni ile cezai şartın talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Diğer taraftan dava dışı … tarafından, taşımacılık hizmetinin eksik bırakılması nedeni ile davacıya yansıtılan reklamasyon bedelinin, davaya konu sözleşmeler nedeni ile davacının cebinden çıkan para olup menfi zarar kapsamında kaldığından TBK 125 maddesi gereği talep edebilecek kalemlerden olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamında davacının talep edebileceği miktara yönelik mahkememizce hesap yapılmıştır:
Sözleşmelerin feshine ve cezai şart taleplerine yönelik ihtarlar davalıya …/…/… tarihinde tebliğ edilmiş, 3 günlük süre verilmiştir. Sürenin sonu hafta sonuna denk geldiğinden davalı …/…/… tarihi itibari ile temerrüde düşmüştür.
Cezai şart talebine konu faturaların davacı tarafça ibraz edildiği ve davalı tarafından davacıya … ve … plaka sayılı araçlar için kesilen faturalar ibraz edilmiş ve sözleşmenin 7/p maddesindeki usule göre iki araç için toplam 11.438,61-TL cezai şart alacağı bulunmuştur.
Söz konu iş ticari nitelikte olduğundan davacı tarafından reeskont faizi talebinin usule uygun olduğu anlaşılmıştır.
Temerrüt tarihi olan …/…/… ile takip tarihi olan …/…/… arasında değişen oranlardaki avans faizinin uygulanması ile 11.438,61-TL cezai şart alacağına takip tarihine kadar 270,30-TL faiz işlediği görülmüştür.
Dava dışı firma tarafından davacıya yansıtılan ve menfi zarar kapsamında kaldığı anlaşılan reklamasyon faturaları toplamının 10.054,12-TL olduğu görülmüştür.
Tüm bu hesaplamalar neticesinde takibin 11.438,61.-TL cezai şart alacağı, 270,30.-TL bunun işlemiş faizi ve 10.054,12.-TL menfi zarar toplamı 21.763,03.-TL üzerinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Cezai şart alacağı likit yani belirlenebilir olduğundan bu yönden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmiştir. Ancak reklamasyon bedeli yönünden alacak yargılamayı gerektirir nitelikte görüldüğünden bu yönden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmemiştir.
Davacı takibinde haklı olduğundan davalı lehine kötüniyet tazminatının şartları oluşmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davalının … İcra müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 11.438,61.-TL cezai şart alacağı, 270,30.-TL bunun işlemiş faizi ve 10.054,12.-TL menfi zarar toplamı 21.763,03.-TL üzerinden cezai şart ve menfi zarar alacaklarına takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
11.438,61.-TL cezai şarta ilişkin asıl alacak likit olduğundan bunun %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin icra inkar tazminatı ile davalının kötüniyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.486,63.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 266,23.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.220,40.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılan 266,23.-TL peşin harç ve 27,70.-TL başvuru harcının toplamı 293,93.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 341,40.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 336,10.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.611,56.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 340,35-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/04/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı