Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/161 E. 2019/183 K. 04.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/161 Esas
KARAR NO : 2019/183
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 04/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … ve …’ın oğlu; …, … ve …’ın kardeşi olan 6 yaşındaki müteveffa …’ın evlerinin bahçesinde arkadaşları ile oyun oynarken, topu almak amacıyla yola doğru yöneldiği anda davalılardan …’nun sevk ve idaresindeki, diğer davalı … adına kayıtlı, … plakalı aracın çarpması sonucunda … tarihinde yaralanmalı trafik kazası geçirerek yaralandığını ve kazadan 3 gün sonra … tarihinde hayatını kaybettiğini, kaza sonrasında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını ve halen soruşturmanın devam ettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunduğunu, trafik kazası sonrasında görevli polis memurlarınca düzenlenen kaza tutanağında asli kusur müteveffa …’a, tali kusur ise davalı araç sürücüsü olan …’ya verildiğini, ancak bu kusur oranlarının kabulünün mümkün olmadığını, kazanın meydana geldiği yerin mahalle arası diye tabir edilen bir yer olduğunu, araç sürücülerinin temkinli bir şekilde araç kullandıkları bir alan olduğunu, davalının temkinli ve yavaş bir şekilde araç kullanması gerekirken hızını yolun şartlarını göz önünde bulundurarak ayarlamadığını ve hızlı bir şekilde araç kullanarak müteveffa …’ın ölümüne sebebiyet verdiğini, müteveffa …’ın vefatı ile geride babası …, annesi … ile kardeşleri …, … ve … kaldığını, 7 yaşında olan müteveffa …’ın vefatı ile anne, baba ve kardeşleri manevi acı ve ızdırap duyduklarını, … ‘ ın farazi desteğinden de yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; baba … ve anne … için şimdilik 1.000,00.-TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işlemiş faizi ile davalılardan alınmasına, baba … için …-TL, … için …-TL, … için …-TL, … için …-TL ve … için …-TL olmak üzere toplam …-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi hariç olmak üzere … tarihinden itibaren işlemiş faizi ile davalılardan müteselsilen ve müşterek alınmasına, müteveffa …’ ın tedavi masrafları, cenaze ve defin masraflarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davalılardan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacının usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak kabul manasında olmamak üzere müvekkili şirketin söz konusu zarardan kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kaza olayındaki kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, yine davacı tarafından, sigortalısının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, müvekkili şirkete dava öncesinde başvuru yapılmamış olduğundan müvekkili şirketin temerrütünün dava ile başlayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, kaza esnasında … plakalı aracı kullanan müvekkili … olup aracın malikinin diğer müvekkili … olduğunu, kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili …’in hava şartlarına, yol yapısına ve semt koşullarına uygun biçimde seyir etmekte iken kaldırım bulunmayan bir yola evin bahçesinden bir anda fırlayan 6 yaşındaki müteveffaya çarptığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğunu, müteveffanın ailesinin üzerine düşen özeni göstermemesi nedeniyle müvekkilinin kazayla ve dolayısıyla zararla olan illiyet bağının kesildiğini, kaza olayındaki tarafların kusur durumlarının tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılması gerektiğini, ayrıca talep edilen manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirterek, müvekkilleri bakımından davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası celp edilmiş, ayrıca veraset ilamı, kaza tutanağı, sigorta poliçesi, trafik kayıtları dosyaya sunulmuş, tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur durumuna ilişkin rapor aldırılmıştır.
Dava; trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
… tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davalılardan …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın küçük …’a çarpması sonucunda …’ın öldüğü, kazaya karışan … plakalı aracın davalılardan …’nun işleten maliki olduğu, diğer davalı sigorta şirketinin de aracın ZMSS sigortacısı olduğu, dosya içerisindeki kaza tutanağı, trafik kayıtları ve diğer belgelerden anlaşılmıştır.
26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile 2918 sayılı kanunun 97.maddesi değiştirilmiş olup, değişik 97.maddeye göre; “Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Yazılı başvuru koşuluna ilişkin bu şart dava şartı niteliğindedir.
Dava konusu olayda dava tarihinden önce davacılar tarafından davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulmamış ancak davacılar vekili … tarihli dilekçesinde … tarihli ihtarnameyle davalı sigorta şirketine iadeli taahhütlü posta yoluyla bildirimde bulunduğunu belirtmiş ve dilekçesi ekinde de tebliğ belgesini sunmuştur. Bununla ilgili olarak davalı sigorta şirketine müzekkere yazılmış ise de, sigorta şirketi tarafından herhangi bir beyanda bulunulmamış, dolayısıyla yazılı başvuru şartının dava tarihinden sonra tamamlandığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Kazada ölen … … doğumlu olup, kaza tarihinde 7 yaşındadır. Davacılar … ve … ölenin anne – babası, diğer davacılar ise ölenin kardeşleridir. Eldeki davada davacı anne ve baba, çocuklarının ölümü nedeniyle desteklerini yitirdiklerinden bahisle kendileri için manevi tazminatın yanında destekten yoksun kalma tazminatı da talep etmişler, diğer davacılar ise sadece davalılardan … ve …’dan manevi tazminat talep etmişlerdir. Manevi tazminat talebi tüm davacılar yönünden davalılar … ve …’dan talep edilmiştir.
Kaza olayındaki kusur durumunun belirlenmesi bakımından ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen … tarihli rapora göre; kaza olayının davalı sürücü …’nun kusursuz olduğunu, ölen …’ın %100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında davalı sürücü … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan yapılan yargılama sonunda mahkemenin … tarihli ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile Sanık …’nun kaza olayında kusuru bulunmadığından beraatına karar verildiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyasında aldırılan … tarihli ATK … Başkanlığınca düzenlenen kusur raporuna göre de; kaza olayının meydana gelmesinde davalı …’nun kusursuz olduğunun, ölenin olayda %100 kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 74.maddesindeki düzenleme uyarınca ceza mahkemesince saptanan maddi olgunun Hukuk Hakimini bağlayacağı, ceza mahkemesinde tespit edilen kusurun oranı ile zararın belirlenmesi kararının Hukuk Hakimini bağlamayacağı, yine aynı şekilde beraat kararı ile de Hukuk Mahkemesinin bağlı olmadığı, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de Hukuk Hakiminin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmayacağı düzenlenmiştir.
Her ne kadar davalı sürücü … hakkındaki Antalya … Asliye ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen beraat kararı kesinleşmemiş ise de, gerek ceza dosyasında aldırılan kusur durumuna ilişkin rapor, gerekse mahkememizce ATK Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan raporların birbirini teyit eder şekilde olup, davalı sürücü …’nun olayda kusursuz olduğu bildirildiğinden mahkememizce aldırılan bu rapor benimsenmiş ve davacılar vekilinin rapora yönelik itirazlarına itibar edilmemiştir.
Buna göre ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda küçük …’ın öldüğü, davacılar tarafından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta ise de, mahkememizce benimsenen ATK kusur raporunda açıklandığı üzere kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nun kusurunun bulunmayıp ölen küçük …’ın %100 oranında kusurlu olduğu göz önüne alındığında davalıların maddi ve manevi tazminattan sorumlu tutulamayacakları değerlendirilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40.-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 310,82.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 266,42.-TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem olması halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar … ve … ile … A.Ş vekille temsil olunduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan maddi tazminat yönünden AAÜT 13/2 ve 3/2 maddeleri uyarınca hesaplanan 1.000,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davalılara ÖDENMESİNE ve ayrıca davalılar … ve … için manevi tazminat yönünden AAÜT 10/3 madde uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davalılar … ve …’ya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekili Av. …’nin yüzlerine karşı, diğer davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/03/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)