Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/141 E. 2018/268 K. 30.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/141
KARAR NO : 2018/268
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/03/2017
KARAR TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TÜRÜ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile davalı … arasında …/…/… tarihinde düzenlenen kredi sözleşmesi imzalandığını ve borçlu şirketin ortak ve yetkilileri olan diğer davalıların da kefil olduklarını, geçen süreçte davalılara kullandırılan kredilere tüm uyarı ve ihtarlara rağmen ödemelerin yapılmaması üzerine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile borçlular aleyhine icra takibine girişildiğini, borçluların … tarihinde borca itiraz ettiklerini, davalı borçluların itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalıların kullandıkları kredilere geri ödeme yapmaması üzerine, müvekkili banka ile borçlular arasında akdedilen kredi sözleşmesinin ilgili maddeleri doğrultusunda kullandırılan krediler … tarihi ve … tarihi itibariyle kat edildiğini, bu hususun … Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı borçlulara bildirildiğini, ancak davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi icra takibine de itiraz edildiğini, davalıların itirazlarının haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili bankanın alacağını almasını engellemek amacıyla yapılan kötü niyetli bir itiraz olduğunu belirterek, haksız itirazın iptaline, takibin devamına borçlular aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: takibe konu sözleşmeyi ve borcun dayanağını kabul etmediklerini, müvekkilinin usule uygun şekilde hesap kat edilmediğini, bu sebeple faizin de yanlış hesaplandığını, takipten önce ilgili bildirimlerin de usulüne uygun yapılmadığını, bu sebeple faiz hesabının da yanlış olduğunu, faiz oranın hatalı olduğunu belirterek davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: İtirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalılar aleyhinde 58.428,81.-TL asıl alacak, 14.785,47.-TL işlemiş faiz, 739,27.-TL temerrüt faizi, 420,25.-TL masraf olmak üzere toplam 74.373,80.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği ödeme emrinin boçlulara tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlular vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası açmak için, borçlunun itirazının alacaklıya ya da vekiline tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması için hak düşürücü süre öngörülmüştür. Somut davada davalıların itirazı davacı vekiline tebliğ edilmemiş olduğundan hak düşürücü sürenin işleyemeye başlamadığı dolayısıyla dava süresinde açıldığı kabul edilerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Davacı banka ile davalılardan … arasında … tarihinde 1.500.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalanmış olup, diğer davalılar ise bu sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile 3.750.000,00 TL bedel ile imza atmışlardır.
Kredi sözleşmesinin düzenlediği tarihi itibari ile 818 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olup, davalılar vekilinin kefalete ilişkin olarak itirazlarının söz konusu kanun kapsamında incelenmesi gerekli olup 818 Sayılı BK’nın 484.maddesi gereğince kefalet aktinin yazılı olması ve kefil olunan miktarın belirli olması geçerlilik şartı olup, dava dosyasında bulunan genel kredi sözleşmesinin 484.madde uyarınca düzenlenmiş olması nedeni ile bu yöndeki itirazlar mahkememizce kabul görmemiştir.
…Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalılara hesap kat ihtarnamesi gönderilerek borcun bir gün içerisinde ödenmesi ihtar edilmiş, davalı şirkete … tarihinde bila tebliğ, diğer davalılara ise … tarihinde tebliğ edilmiş olmakla, davalı şirket açısından sözleşmede belirtilen adrese çıkarılan tebligatın genel kredi sözleşmesinin 40.maddesi uyarınca tebliğ edilmiş sayılacağı bu nedenle …, diğer davalılar yönünden de … tarihinde temerrüdün gerçekleştiği dosya kapsamında sabittir.
Mahkememiz dosyası bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi … tarafından düzenlenen … havale tarihli rapora göre; davacı bankanın … takip tarihi itibariyle; davalı asıl borçlu …’den … nolu Kredili Mevduat Hesabı kaynaklı; 11.363,60 TL asıl alacak, 714,54 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi toplamı ve 35,73 TL BSMV olmak üzere toplamda 12.113,87 TL, … nolu Kredi Kartı kaynaklı; 47.065,21 TL asıl alacak, 6.572,19 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi toplamı, 328,61 TL BSMV, 2.869,87 TL kat öncesine ait ücret ve yasal kesimler toplamı ve 420,25 TL ihtarname masrafi olmak üzere, toplamda 57.256,13 TL olmak üzere her iki kredi toplamında, 58.428,81 TL asıl alacak, 7.286,73 TL işlemiş akdi ve merrüt faizi toplamı, 364,34 TL BSMV, 2 869,87 TL kat öncesine ait ücret ve yasal kesintiler toplamı 420,25 TL ihtarname masrafı olmak üzere, genel toplamda 69.370,00 TL alacaklı olduğu, davalı kefiller …, … ve …’den … nolu Kredili Mevduat Hesabı kaynaklı; 11.363,60 TL asıl alacak, 712.65 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi toplamı ve 35,63 TL BSMV olmak üzere toplamda 12.111,88 TL, 5472 4401 5437 9750 nolu Kredi Kartı kaynaklı, 47.065,21 TL asıl alacak, 6.564,34 TL işlerhiş akdi ve temerrüt faizi toplamı, 328,22 TL BSMV, 2.869,87 TL kat öncesine ait ücret ve yasal kesinti toplamı ve 420,25 TL ihtarname masrafı olmak üzere, toplamda 57.247,89 TL olmak üzere her iki kredi toplamında, 58.428,81 TL asıl alacak, 7.276,99 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi toplamı, 363,85 TL BSMV, 2.869,87 TL kat öncesine ait ücret ve yasal kesintiler toplamı 420,25 TL ihtarname masrafi olmak üzere, genel toplamda 69 359,77 TL alacaklı olduğu, davacı bankanın davalılardan yukarıdaki takibe uğrayan krediler özelindekı hesap ve toplamın üzerinde kalan taleplerinin yerinde olmadığı, temerrüt faiz oranının her iki kredi için geçerli olmak üzere temerrüt ve takip tarihi itibariyle yıllık %30,24 olduğu, dolayısıyla davacı bankanın kredi kartı için talep ettiği yıllık %39 temerrüt faizi talebinin yerinde olmadığı gibi, her iki kredi için geçerli olmak üzere temerrüt faiz oranının %30,24 olarak sabit olmayıp, takipten tahsile kadar yapılan hesaplamalarda TCMB’nin kredi kartları için 3’er aylık periyotlar halinde belirlediği gecikme faiz oranlarının dikkate alınması gerektiği hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davalılar vekilince rapora itiraz edilmesi üzerine dosyamız yeniden bankacı bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor aldırılmış aldırılan … havale tarihli ek rapora göre: davalı vekilinin dilekçesinde; “Kefiller açısından değerlendirme yapılmamıştır. Bütün borçtan herkes aynı oranda sorumlu gibi değerlendirme yapılmıştır. Bu kabul edilemez.” ifadelerini kullandığını oysa, kök raporda asıl borçlu ile kefillerin temerrüde düşme tarihleri farklı olduğu için takıp tarihi iyibariyle sorumlu oldukları tutarları hesaplamak için iki ayrı tablo kullanarak hesaplama yapıldığını, dolayısıyla davalılar vekilinin rapora karşı itirazında tam olarak ne demek istediğinin tam olarak anlaşılamadığını, şayet sözleşme üzerindeki imzalardan bir yorum yapılması isteniyorsa, elbette kendi görüşlerinin bu konuda davalı kefillerin kefaletlerinin tereddütsüz biçimde geçerli ve tüm borçtan sorumlu olduğunu ve bu nedenle kök raporda bu konuya değinilmediğini, hangi nedenlerle davalı kefillerin tüm borçtan aynı oranda sorumlu olamayacakları konusuna itiraz dilekçesinde yer verilmemekle birlikte; sözleşmenin … tarihinde akdedildiğini ve bu itibarla 818 sayılı B.K. hükümlerine tabi bir sözleşme olduğunu, sözleşmenin 1, sayfasında asıl borçluya tanınan kredi limitinin 1.500.000,00 TL olarak belirtilirken, sözleşmenin 64.sayfasındaki “Müşterek Borçlu Müteselsil Kefil/Kefiller” bölümünde “Kefil Olunan Miktarın” 3.750.000,00 TL olarak yer aldığını, kefilin sorumluluğunun asıl borlçunun sorumluluğunu aşamayacağını bu nedenle kefillerin kefalet tutarının 1.500.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, ancak, takibe uğrayan borca ve temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarlarına bakıldığı zaman davalı kefillerin sorumlu oldukları tutarların, kefalet limitleri içinde kaldığını, malum kredi sözleşmesinin kefili boçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçları ile sorumlu olduğunu, diğer yandan, sözleşmenin 818 sayılı mülga B.K. hükümlerine tabi olması açısından bakıldığında, kefilin sözleşmede kefalet tutarını hiç belirtilmemiş olsa bile sözleşmenin 1 .sayfasında sözleşme tutarının belirlenmiş olması, kefaletin bu tutar üzerinden tesis edildiği anlamına geleceğini, ancak değinildiği üzere sözleşmede kefalet tutarının belirlendiğini, söz edilen sözleşmenin 64. Sayfasındaki müteselsil kefaletlere ilişkin olarak, bu bölümde iki kefile yer ayrıldığı, ilk kefile ayrılan kısımda, davalılardan … ve …’in yan yana bile imza attıkları, ayrıca burada asıl borçlu şirket kaşe ve imzasının da yer aldığını, ikinci kefile ayrılan kısma ise diğer davalı kefil …’in imzasının alındığını, her iki kefil için ayrılan kısımda da kefalet tutarı yazıldığını, genel kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin düzenlemeleri ile kefalet limitlerinin belirlendiği 64. Sayfasına ve borca ilişkin yapılan hesaplamalara bakıldığı zaman, davalı kefillerin dava konusu borçtan aynı oranda sorumlu oldukları, aksini düşündürecek somut bir dayanak olmadığını, ancak sonuç itibariyle kefaletler konusunda bunun üzerine veya farklı bir yorum ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu hususunda rapor tanzim etmiştir. Dosya kapsamında davalılar takibe itirazında borcu olmadığını beyan etmiş ise de; Alınan bilirkişi raporunda davalı şirket tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullanıldığı ancak bu kredinin ödendiği HMK 200.maddesi gereğince kesin delillerle ispat edilemediğinden bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada alacağın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp borçlu davalılara usulüne uygun olarak hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmiş olması nedeni ile alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalıların … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile,
Takibin davalı … yönünden asıl alacak 58.428,81.-TL, işlemiş faiz 7.286,73.-TL, BSMV 364,34.-TL, 2.869,87.-TL kat öncesi ücret ve yasal kesintiler toplamı ile 420,25.-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 69.370,00.-TL üzerinden,
Davalılar …, … ve … yönünden asıl alacak 58.428,81.-TL, işlemiş faiz 7.276,99.-TL, BSMV 363,85.-TL, 2.869,87.-TL kat öncesi ücret ve yasal kesintiler toplamı ile 420,25.-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 69.359,77.-TL üzerinden, takibin devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Takip konusu alacağa % 30,24 temerrüt faizi uygulanmasına,
Alacak likit olduğundan asıl alacak 58.428,81.-TL’nin % 20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 4.738,67TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 1.203,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.535,48 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacının peşin yatırmış olduğu 1.203,19 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı … A.Ş harçtan muaf olmakla davanın kısmen reddi nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 594,80 TL yargılama giderinin kısmen kabul oranı olan %98 üzerinden hesaplanan 582,90 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 7.980,70 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.084,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/03/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)