Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/895 E. 2018/639 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/895
KARAR NO : 2018/639
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 12/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davaya konu icra takibinin dayanağı olan faturaların, müvekkili şirket tarafından düzenlenen; yurt dışı turu paket programı için ödemesi müvekkili şirket tarafından yapılan uçak biletleri, vize işlemleri ve otel ceza bedellerini ve verilen hizmeti kapsadığını, müvekkili şirketin …Şti’nin, uzun yıllardır turizm sektöründe yer alan uçak ve tur acentası, otel rezarvasyon acentası olarak hizmet sunan … grubu acentası ve … üyesi olan köklü bir şirket olduğunu, müvekili şirketin çalışma prensibi olarak; güvene ve dürüstlüğe dayalı olarak yıllardır çalışmakta olduğu şirketlerle arasında cari hesap ilişkisine dayalı hizmet sunduğunu, davalı …Şti. ile müvekkili şirket arasında uzun yıllara dayalı bir hizmet ilişkisi bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından, davalı şirket yetkilisi …’e defalarca sadece şifai olarak bildirim üzerine uçak biletlerinin kesildiğini, eşi ve kızının yurt dışı turlarına gönderildiğini, davalı tarafın misafirlerinin …’a grup olarak gönderildiklerini, yine grup halinde müvekkili tarafından davalı yana …turu düzenlendiğini, yıllardır iki şirket arasında teamül oluşturacak nitelikte bir çok gezi düzenlendiğini ve ödemelerin alındığını, tüm bu hizmetlerin çoğunun tamamiyle şifahi talepler doğrultusunda yapıldığını, aynı zamanda müvekkili şirketin, yapılan tüm hizmetlerin hedellerini(havayoIu, otel, vize) şirket hesabından ödediğini, daha sonra davalı/borçlu şirketten tahsil ettiğini, müvekkili şirketin, davalı yanın talebi üzerine; …programı organize ettiğini , davalı yanın adına kendi hesabından uçak biletleri satın aldığını, otel rezarvasyonları yapıldığını, vize başvurusu yaptığını, davalı yan ve misafirlerinin vizelerini aldığını, tüm bu işlemlerin harcamalarının müvekkili şirket hesabından yapıldığını, ancak tur başlama tarihinin 2 kere değiştiren davalı/borçlu şirket yetkilisi, müvekkili tarafından ödeme yapılması konusunda uyarıldığı zaman, uzunca bir süre müvekkili şirketi oyaladığını, daha sonra ise telefonlara çıkmayarak olayı sürüncemede bıraktığını, tur başlangıç tarihi olan …tarihinden öncesinde davalı yana uçak biletleri, vizeler, otel rezarvasyon bilgileri ve müvekkili şirket tarafından sunulan hizmetin faturasının gönderildiğini, ancak davalı/borçlu şirket yetkilisinin daha önce bir çok kere karşılıklı mail atılan mail hesabından ve noter kanalı ile müvekkili şirkete; kendileri ile bir müzakere yapılmadan ve onay alınmadan kendileri adına işlemlerin yapılmış olduğunu ve müvekkili şirketin davalı … borçlandırmaya çalışarak fatura kestiğini iddia ettiğini, daha sonrasında yapılan ve iş bu davanın konusunu oluşturan icra takibinin taraflarınca başlatıldığını ve davalı/borçlu yanın icra takibine de itiraz ettiklerini belirterek sonuç olarak haksız itirazın iptaline, takibin devamına, haksız yere borcunu inkar eden davalı borçlunun inkar nedeni ile % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: iddia edilen alacak miktarının yazılı delille ispat edilmesi gerektiği, aksi yönde sunulan veya araştırılması istenen delillere muvafakatlerinin bulunmadığını, davacı tarafın 35.841,34-TL tutarında uçak bileti, değişim bedeli, vize bedeli, otel ceza bedelini davalı şirkete fatura ettiklerini, bir kısım yazışmayı delil göstererek talepte bulunulamayacağını, bu ve benzeri ödemelerin hukuki muhataplarına karşı, sözleşmede açıkça belirtilmiş olması şartıyla talep edilebileceğini, ayrıca kimin için ne ödeme yapıldığı belli olmadığını, e-posta yazışmaların doğru aktarılmadığını, Whatsapp konuşmaları olarak belirtilen görüntülerin taraflarınca kabul edilmediğini delil mahiyeti de bulunmadığını, davacı tarafın, müvekkili şirketle uzun yıllara dayalı ve teamül oluşturacak şekilde çalıştığını iddia ederken samimi davranmadığı gibi böyle bir yasal dayanak sağlamanın da mümkün olmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin 4-5 kezden ibaret davalı şirketten tur satın aldığını, davalı şirket yetkilisinin şahsi olarak veya eşi ile çocuğu bu turlara iştirak ettiğini, böyle bir teamül yaratmanın da hukuken mümkün olmadığını, uyuşmazlığa konu …’un davalı şirketin talebiyle organize edildiği iddiasının doğru olmadığını, söz konusu …’una asıl katılacak …isimli firma yetkilisi ve bayileri olduğunu, davalı şirket yetkilisi … ve birkaç arkadaşının şahsi olarak bu tura sonradan dahil olduklarını, müvekkili şirketin, kendi misafirlerini göndereceği bir tur talebinin olmadığını, davacı şirket ile irtibat halinde olan kişinin … olduğunu, …’ün kendi şahsı adına hareket ettiğini, uyuşmazlığın tarafının davalı şirket olmadığını, davalı şirket yekilisi … ve/veya diğer müşterilerin, kendi nam ve hesabına yer aldığınıi …’ün veya diğer müşterilerin şahsi olarak tura katılımı veya katılmaması neticesinde bir mağduriyet iddiası var ise bu iddianın ilgili gerçek kişi veya kişilere yöneltilmesi gerektiğini, davalı şirketin faaliyet konusu aracı kuruluş veya turizm acentalığı olmadığını, davalı firmanın tarım firması olduğunu belirterek sonuç olarak, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, davacının, takibinde haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: İtirazın İptali davasıdır.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu …/…/… tarihli beyan dilekçesinde: davadan feragat ettiklerini belirtmiş, davalı vekili ise …/…/… tarihli celsede alınan beyanında; davacı tarafça sunulan feragati kabul ettiklerini, taraflaflarına yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde davacının talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçmesi şeklinde tanımlanmış olup, HMK.’nun 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı; 310. maddesinde ise, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği hükümleri düzenlenmiştir. Somut olayda davacı vekili tarafından davadan feragat edilmiş olup, feragatin yargılamaya tek yönlü olarak son veren ve kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemi olması gözetilerek davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Feragatın gerçekleştiği aşama gözetilerek, 2/3 oranında belirlenen 23,93.-TL harcın peşin alınan 432,84.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 408,91.-TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/10/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)