Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/891 E. 2018/289 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/891 Esas
KARAR NO : 2018/289
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil şirketin davalı şirketten araç kiraladığını,alacağının tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı doskyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe …/…/… tarihinde itiraz ettiğini , itiraz nedeniyle takibin durduğunu, Borçlunun … icra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali e takibin devamına , haksız ve kötüniyetli itirazda bulunan davalı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacının kapalı faturalara rağmen haksız ve kötüniyetli müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, takip konusu alacağın %20 si oranında tazminatın haksız ve kötüniyetli davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine; davacı vekilince fatura suretleri ibraz edilmiş, … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, bankacı bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan fatura bedellerine ilişkin yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle davalının borçlu olup olmadığı, borçlu ise takas mahsup defi gereği davacının takip tarihi itibariyle davalıya borçlu olup olmadığı hususlarındadır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı aleyhinde 3.559,00.-TL fatura bedelinin tahsili, 337,86.-TL işlemiş faiz, 3.612,71.-TL fatura bedelinin tahsili, 342,96.-TL işlemiş faiz, 466,67.-TL fatura bedelinin tahsili, 40,73.-TL işlemiş faiz, 1.000,00.-TL fatura bedelinin tahsili, 87,29.-TL işlemiş faiz, 350,00.-TL fatura bedelinin tahsili 9,49.-TL işlemiş faiz, 9.625,86.-TL fatura bedelinin tahsili 261,08.-TL işlemiş faiz, 9.400,00.-TL fatura bedelinin tahsili, 183,11.-TL işlemiş faiz, 6.089,46.-TL fatura bedelinin tahsili 73,57.-TL işlemiş faiz, 3.768,39.-TL fatura bedelinin tahsili, 16,73.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.224,97.-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu davalı tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle takibin durdurulmasına karar verildiği, yasal süresi içerisinde de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış mali müşavir bilirkişi … … tarafından ibraz edilen … tarihindeki bilirkişi raporunda sonuç olarak;
Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ve muhteviyatı hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği, dava dosyası ve tarafların ticari defterlerine göre dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 37.873,18.-TL tutarında davalı şirketten alacağının olduğu, davalı taraf, dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar bedellerinden mahsup ettiği toplam 29.373,67.-TL tutarındaki ödeme kayıtlarını somut belgelerle davacı şirkete teslim ettiğini ispatlamakla mükellef olduğunu bildirmiştir.
Dosyaya yeni eklenen belgeler neticesinde dosyada bilirkişiden ek rapor aldırılmış bilirkişinin … havale tarihli ek raporunda özetle; davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 22.689,33.-TL tutarındaki ödeme belgelerinin davacı şirkete yapılan ödemeler ile kiralanan araçların bakım ve sigorta giderleri için yapılan tevsik edici özelliği olan ödeme belgeleri olduğu, davalının ibraz ettiği diğer ödeme belgelerinin davacı şirket ve kiralık araçlarla illiyet bağı olmayan ödemeler olduğunun tespit edildiğini, davacı şirketin takip tarihi itibariyle bakiye alacağının 15.183,85.-Tl olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan dava konusu olan 3.768,39.-TL bedelli faturanın davalı şirkete teslim edilmediğinin kabul edilmesi durumunda ise davacı şirketin bakiye alacağının 11.415,45.-TL olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekilinin itirazları neticesinden dosyada ikinci kez ek rapor aldırılmış; bilirkişinin … havale tarihli ek raporunda özetle; davacı şirket ile illiyet bağı kurulabilen davacı şirket bakiye fatura tutarından mahsup edilmesi ile davacı şirketin takip tarihi itibariyle bakiye alacağının 15.183,85.-TL olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan dava konusu olan 3.768,39.-TL bedelli faturanın davalı şirkete teslim edilmediğinin kabul edilmesi durumunda davacı şirketin bakiye alacağının 11.415,46.-TL olduğunun kabul edildiği bildirilmiştir.
Somut olayda taraflar arasında araç kiralama ve yolcu taşıma sözleşmesinin varlığı ihtilafsız olup davacı taraf bu sözleşmelerden kaynaklanan faturalı bakiye alacağının olduğu iddiasıyla davalı hakkında icra takibi yapmış, davalının itirazı üzerine takip durmuş ve eldeki itirazın iptali davası ikame edilmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde borçlarının olmadığını, faturaların kapalı fatura olduğunu bildirmiştir. Ancak mahkememizce yapılan inceleme ve alınan mali müşavir bilirkişi raporuna göre faturaların kapalı fatura yani bedeli ödenmiş fatura olmadıkları anlaşılmıştır. Tacir olan tarafların ticari defterleri incelenmiş olup davalının usulüne uygun tutulan ticari defterlerine davaya konu edilen faturaların açık fatura olarak kayıt edildikleri, bu faturalarla birlikte diğer dava dışı fatura muhteviyatları toplamı 73.662,46-TL. Tutarında davacıdan mal/hizmet alımı yaptığının karşılığında 68.931,20-TL ödeme yaptığının kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibari ile 4.731,26-TL borçlu göründüğü anlaşılmıştır. Davacının ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu, dava konusu faturalar dahil toplam 77.430,71-TL tutarındaki faturanın davalı adına borç kayıt edildiği, karşılığında 39.557,53-TL ödeme alındığının kayıtlı olduğu, takip tarihi itibari ile 37.873,18-TL alacaklı göründüğü anlaşılmıştır. Ticari defterler arasındaki farklılığın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup davalıda kayıtlı olmayan … tarihli 3.768,39-TL bedelli fatura ile davalının defterlerinde kayıtlı olup davacının defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 29.373,67-Tl tutarında ödeme kayıtlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalının ilk rapora karşı itirazları ile birlikte ibraz edilen belgeler arasında davalının kendi defterine kayıt etmediği … tarihli 3.768,39-TL bedelli fatura ile davacının defterlerinde kayıtlı olmayıp kendi defterlerinde kayıtlı olan ödemelerin 22.689,33- TL’lik kısmına ilişkin belgelerin olduğu, buna göre alınan rapor ve mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre belgelendirilen bu 22.689,33- TL’lik ödemenin 19.295,73-TL’lik kısmının faturalara ilişkin olduğu (Türk Borçlar Kanunu’nun 101 ve 102. Maddeleri nedeniyle), bu şekilde davalının faturalardan kaynaklı bakiye 18.577,45.-TL borcunun bulunduğu, taraflar tacir olup 6102 sayılı TTK’nun 18/3. maddesi uyarınca, tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerektiği ancak davalının takip tarihinden önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil elde edilemediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın likit olduğu ve davalının bunu bilecek durumda olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı taraf cevap dilekçesinden sonra sunduğu cevaba cevap dilekçesinde kendisinin de davacıdan alacaklı olduğunu beyan ederek takas mahsup talebinde bulunmuştur.
HMK’nun 132. maddesi uyarınca davalı kendisinin de davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağı ile davacıya olan borcunun takas edilmesini karşılık dava ile isteyebilir. Ancak, Türk Borçlar Kanununun 143/1 maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas-mahsup talebinde bulunabilir ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşır. Davalı karşılık dava açmadan sadece takas savunmasında bulunmakla yetinebilir. Bilindiği üzere, ilk itirazlardan (HMK 117. madde) farklı olarak, defilerin esasa cevap süresi içinde bildirilmeleri zorunlu değildir. Dolayısıyla, takas-mahsup defi, esasa cevap süresi geçtikten sonra dahi bildirilebilir. Ne var ki, bir definin esasa cevap süresi geçtikten sonra bildirilmesi savunmanın genişletilmesi anlamına geleceğinden, böylesi bir definin mahkemece dikkate alınabilmesi için, karşı tarafın buna muvafakat etmiş olması gerekir. HMK 141. Maddeye göre savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biri olarak gösterilen muvafakat, açık veya zımni olabilir. Bir davada, davalı tarafın savunmasını genişletmesi üzerine, davacı taraf buna hemen itiraz etmez; başka bir ifadeyle, savunmanın genişletilmesine muvafakati bulunmadığını hemen bildirmez, özellikle de, genişletilen savunmaya yönelik cevaplar verir ise, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılır. Davacı tarafın, savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğine dair beyanını bildirmesi (bu yönde itirazda bulunması), genişletmenin gerçekleştiği aşamaya göre, daima belirli bir zaman dilimine tabidir. Davacı taraf buna muvafakati olmadığını en geç, dilekçenin kendisine tebliğini izleyen oturumda bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılır. Davacı tarafın zımni muvafakati, davalı taraf yararına, davanın genişletilen savunma çerçevesinde seyri (genişletilen savunmanın mahkemece dikkate alınması) şeklinde bir usuli kazanılmış hak doğurur; davacı taraf savunmanın genişletilmesine yargılamanın sonraki aşamalarında itiraz ederek, davalı yararına oluşan bu usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıramaz (Gerek, bu konuda geniş bilgi için ve gerekse yukarıdaki bir kısım açıklamalara referans olarak, bkz: Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Bası, Demir Yayınevi, İstanbul 2001; s: 1801 ve devamı) (HGK 26.09.2007 gün, 2007/4-621-615)
Bu ilkeler ışığında davalının cevap dilekçesinde bildirmediği, daha sonra verdiği dilekçesinde ileri sürdüğü takas mahsup define karşı davacı vekilinin dilekçenin kendisine tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde açıkça karşı koyduğu, muvafakat etmediğini bildirdiği görülmekle davalı tarafın takas mahsup taleplerinin dikkate alınamayacağı, bu kapsamda sigorta bedeli, araç tamir ücreti gibi sair kalemlerden doğan alacaklarının fatura alacağından indirilemeyeceği kanaatine varılarak, bu yönde yapılan ödeme belgeleri dikkate alınmamıştır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ise infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği anlaşılmış ve bu şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalının ispat edemediği alacak talepleri yönünden kötü niyetli olduğunu gösterir bir delil bulunmadığından bu yöndeki talebin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 18.577,45.-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
18.577,45.-TL asıl alacağın %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infazda dikkate ALINMASINA,
Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.269,02.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 473,75.-TL harcın mahsubu ile bakiye 795,27.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvuru harcı 473,75.-TL peşin harcın toplamı 502,95.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri üzere) toplam 573,50.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 271,60.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.229,30.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/04/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı