Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/875 E. 2019/121 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/875
KARAR NO : 2019/121
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil şirketin, yurt dışına yaş meyve ve sebze ihracatı yapan bir işletme olduğunu, müvekkili şirket tarafından ihracatı yapılacak ürünlerin paketlenmesi aşamasında gerekli olan kutuların alımı ile ilgili olarak şirket marka ve logolarını ön plana çıkaracak nitelikte davalı şirkete ait … kodlu baskı şekil formunda görüldüğü şekilde baskı yapılmak sureti ile … siparişi verildiğini, bu siparişe ilişkin olarak … tarih, … irsaliye, … fatura nolu ve … tarih, … irsaliye, … fatura nolu faturalar ile müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışında olması sebebi ile şirket çalışanlarına ürün teslimi yapıldığını, ancak … kodlu baskı şekil formunda da görüleceği üzere kutu üzerinde bulunan şirket logolarının gri ve yaldızlı şekilde olması gerekmesine rağmen ürün hatalı olarak tüm baskılar düz beyaz şekilde basılarak müvekkili şirkete ayıplı şekilde teslim edildiğini, mal teslimi sırasında müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışında olması sebebi ile teslim sırasında ayıbın tespit edilemediğini, müvekkili şirket yetkilisinin yurt dışından dönmesi ve ayıbı tespit etmesi üzerine davalı şirket temsilcisi … ile iletişime geçildiğini ve ürünlerin ayıplı olduğu ve iade alınması gerektiği hususu da bildirilerek bu ürünlerin ödemesine ilişkin olarak verilen çeklerin iadesinin istenildiğini, y ine müvekkili şirket yetkilisi tarafından mail yolu ile … adresine yazılı olarak ürünlerin iadesi konusunda talepte bulunulduğunu, davalı şirkete yapılan bu bildirimler sonrasında aradaki ticari ilişkinin bozulmaması adına bu konuya ilişkin davalı şirket temsilcileri ile şifahi birçok görüşme yapıldığını ancak bu süreç içerisinde de müvekkili şirketin çeşitli vaatler ile oyalanarak davalı şirket tarafından ayıplı mallara ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını, yine bu süreçte ayıplı mallara ilişkin düzenlenen … tarih, … fatura nolu ve … tarih, … fatura nolu faturaların ödemesine ilişkin müvekkili şirketçe düzenlenerek verilen çek bedellerinin davalı şirket tarafından tahsil edildiğini belirterek sonuç olarak, müvekkili şirkete teslim edilen ayıplı mukavva kutulardan kullanılmayanlarının geri iade alınarak bu mallara için yapılan ödemelere ilişkin olarak fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000-TL bedelin davalı şirkete ödeme yapılan tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesini, kullanılmak zorunda kalınan mukavva kutulara ilişkin olarak ayıp oranında bedelde indirim yapılmak sureti ile fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000-TL bedelin davalı şirkete ödeme yapılan tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, ayıplı olan malların muhafazası amacı ile müvekkili şirket tarafından yapılan masraflara ilişkin olarak fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000-TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkili şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davayı kabul etmediklerini, davacının davasında gerekçe gösterdiği hususlar incelendiğinde, davacı şirketin ihracatında kullanılacak kutuların alımı ile ilgili logo ve markası ön plana çıkarılarak müvekkili şirketten siparişte bulunulduğu, söz konusu sipariş karşılığı ürünlerin … ve … tarihli fatura ve irsaliyelerle davacı şirkete teslim edildiği, ürünü çalışanın teslim aldığını, ancak ürün baskısının hatalı olduğunu, ayıplı şekilde davacı şirkete teslim edildiği, malın teslimi sırasında davacı şirket yetkilisinin yurt dışında olduğu için ayıbın tespit edilemediği, şirket yetkilisinin dönmesi üzerine müvekkilinin şirket çalışanı ile iletişime geçtiğini, malın geri alınması çeklerin iadesi isteminde bulunulduğunun belirtildiğini, anılan nedenlerle davacı şirketin davasına dayanak olarak bildirdiği ve ek olarak gösterdiği belgelere itiraz ettiklerini, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını, cari hesaptan kalan bakiye borcu ödememek için bu davanın kurgulandığını, davacı şirketin … ve … tarihinde teslim aldığı ürünlerden sonra … tarihinde de sipariş gereği ürün aldığını, herhangi bir ayıp bildirimi olmadığı gibi ihtar için … tarihinin beklenilmesinin son derece dikkat çekici ve kötü niyetli olduğunu, … yılı … ayı başında alınan malın … yılı … ayı sonunda iade alınması yönündeki mesnetsiz fatura ve ihtarın kabul edilemeyeceğini, ayıp bahanesi içe aradan uzun süre geçtikten sonra iade ile talep edilen borcunu ödemekten kurtulma amacı taşıdığı, anılan gerekçe ile bu davanın ikame edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Taraflar arasında yapılmış olan eser sözleşmesine istinaden açılan tazminat davasıdır.
Mahkememizce Amasya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, davaya konu olan ürünler üzerinde keşif yapılarak rapor aldırılması istenilmiş talimat mahkemesince keşif yapılarak rapor alınmış, Endüstri Mühendisi … … havale tarihli raporunda: söz konusu ürünün fiziki yönden herhangi bir sorun oluşturmadığı, bir kısmının kullanılmış olmasından da bu durumun anlaşıldığını, ancak dosya üzerinde yapılan incelemede taraflar arasında üründe kullanılacak …, …, … … ve … renkler konusunda herhangi bir itilaf olmadığı, fakat uygulamada bu renklerden …’ın kullanılmadığı yerine … renk kullanıldığını, dolayısıyla ürünlerde açık ayıp olduğunu ve ürünün açık ayıplı bir olduğunu, ürünün ayıp oranını belirlemek durumunda kalındığında acil siparişlerde kullanıldığından fiziki ayıbından ziyade farklı renk kullanımının söz konusu olduğu görsel bir açık ayıbından söz etmek durumunun ortaya çıktığını, ve bunun da maliyetin % 25’ine karşı geldiğini ve söz konusu açık ayıptan dolayı bir indirim yapılacak ise bunun % 20 oranında yapılmasının uygun olacağı hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Satım akdinin kurulduğu ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2. Maddede bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahip olduğu, aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüte düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır” düzenlemesi ile belirtmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/11922 E. Ve 2016/9422 K. Sayılı ilamında da tacirler arasındaki satışlarda ayıp ihbarının 6102 sayılı TTK’nın 18/3 maddesindeki usullerle yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: satılanın ayıplı olduğu … tarihinde teslim ile öğrenildiğine göre davacı alıcı bu ayıbı hemen satıcıya bildirmediği, TTK 18/3 maddesine uygun ihbarın … tarihinde yani yasada belirtilen sureden sonra yapıldığı açıktır. Tacirler arasındaki satışlarda ayıp ihbarının 6102 sayılı TTK’nın 18/3 maddesindeki usullerle yapılmadığı anlaşılmakla davasını ispat edemeyen davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 44,40.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 85,39.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 40,99.-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/02/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)