Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/82 E. 2018/108 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/82
KARAR NO : 2018/108
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/09/2012
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize verdiği …/…/… tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …..Ltd.Şti. tarafından ithal edilen aracın yetkili bayisi olan davalı ..Ltd.Şti.’nden … … … plakalı … model aracı …/…/… tarihli ve … nolu fatura ile 78.398,96 TL bedelle satın aldığını, aracın …/…/… tarihinde trafiğe çıkmasına rağmen geçen 1 aylık süre sonunda arızalandığını ve servise götürüldüğünü, ancak aracın …/…/…, …/…/… ve …/…/… tarihlerinde de arıza yaparak yolda kaldığını ve her defasında çekici ile servise götürüldüğünü, davalı …..Ltd.Şti. yetkililerince arızanın navigasyon cihazından kaynaklandığının bildirilmesi üzerine cihazın diğer davalı olan …Ltd.Şti.’nce değiştirilerek tavsiye edilen cihazın takıldığını, ancak bu değişim sonrasında aracın 2 kez daha arızalanarak yolda kaldığını, aynı arızanın dava tarihine kadar 7 kez tekrar ettiğini ve onarılamayacağının açıkça anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkili tarafından … Noterliği’nin …/…/… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıplı olan aracın iade alınarak araç fatura bedelinin kendisine ödenmesinin talep edildiğini, bu ihtarnameye karşın davalı …… Ltd. Şti. tarafından … Noterliği’nin …/…/… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kendilerinin herhangi bir kusurları bulunmadığı gerekçesi ile taleplerinin reddedildiğini ve tüm bu nedenlerle eldeki davayı açmak durumunda kaldıklarını bildirmiş, davaya konu ayıplı aracın davalılara iadesi ile 78.398,96 TL araç bedelinin reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ……Ltd. Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta herhangi bir ayıp bulunmadığını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca aracın ayıplı olarak kabul edilebilmesi için araçta tahsis ve kullanım amacı bakımından ekonomik değerini veya davacının araçtan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran bir eksiklk olması gerektiğini, oysa dava konusu araçta tahsis ve kullanım amacı bakımından ekonomik değerini veya davacının araçtan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran herhangi bir imalat hatasının mevcut bulunmadığını, aracın herhangi bir eksiklik barındırmadığını, aracın orijinalinde bulunmayan navigasyon cihazının kullanılmasından kaynaklanan bir arızanın muhtemel olduğunu, bunun üzerine cihazın değiştirildiğini ve davacının aracı sorunsuz olarak kullanıldığının kendilerince tespit edildiğini, davacının araç ile ilgili başka herhangi bir şikayeti olmadığı gibi, bu yönde bir iddiasının da bulunmadığını, iddia olunan şikayetin aracın kullanımını esastan etkileyecek nitelikte bulunmaması nedeniyle araç bedelinin iadesinin BK ruhuna ve hakkaniyet prensibine aykırı olduğunu, ayrıca dava konusu aracın …/…/… tarihinde sol ön kısımdan hasarlı olarak yetkili servise getirildiğini ve servis tarafından onarım hizmeti verildiğini, dolayısıyla aracın değer kaybına da uğradığını, Medeni Kanun uyarıca bedel iadesi talep edilmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını ve tüm bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait aracın çalışmadığından bahisle müvekkili şirkete ait servise getirildiğini ve yapılan kontrollerde araçta hiçbir elektrik kaçağı yokken aküsünün bittiğinin tespit edildiğini, akünün hiçbir arıza yokken bitmesinin sebebinin aracın aksesuarlarının davacı tarafından motor çalışmıyorken kullanılmasından kaynaklandığını, müvekkili servis tarafından onarılan aracın hiçbir sorununun bulunmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına gör; tarafların karşılıklı olarak menfaat temin etmekte olduğu durumlarda tarafların birbirlerinden kullanım bedeli ve faiz talep etme haklarının bulunmadığını, ancak davacı tarafın aracı devre hazır bir vaziyette davalıya teslim ettiği tarihten itibaren faiz isteyebileceğini belirtmekte olduğunu, bu nedenle davacının aracın satın alındığı tarihten itibaren istemiş olduğu ticari faiz talebinin reddi gerektiğini, yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile davacıya ait araçta giderilmemiş hiçbir sorun bulunmadığının ve onarılan arızanın ise davacının kullanımından kaynaklandığının anlaşılacağını bildirmiş, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davalı … tarafından ithal edilen, diğer davalının bayii olarak satışını yaptığı aracın arızalı olması sebebiyle aracın iadesi ile fatura bedelinin faizi ile birlikte tahsili davasıdır.
Davacı tarafından, davalılara gönderilen … Noterliği’nin …/…/… gün … yevmiye sayılı ihtarnamesi, davalı …..Ltd.Şti.tarafından davacıya hitaben gönderilen … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesi, iş emri formları, irsaliyeli fatura örnekleri dosyaya ibraz edilmiş, davalı şirketten iş emirleri ve servis kayıtları getirtilmiş, araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulundan rapor ve ek rapor alınmış, tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
Davacı taraf, davalıdan satın alınan aracının satın alınma tarihinden itibaren 1 ay sonra bozulmaya başladığını, servise sürekli gidildiğini, aynı arızanın bir çok kez tekrarlandığını, araçtaki arızanın onarılarak giderilemeyeceğini belirterek araç bedelinin iadesini talep etmiş, davalı tarafça araçtaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığı ileri sürülmüştür.
Tarafların dava ile ilgili tüm delilleri toplandıktan sonra araç üzerinde inceleme yapan bilirkişi kurulu dosyaya ibraz ettikleri raporlarında; aracın keşif tarihine kadar geçen süre içerisinde 42.963 km kullanıldığını, aracın kullanıldığı sürede ”marş basmıyor, araç çalışmıyor, marş geç alıyor” şikayetlerinden dolayı 4 kez servise götürüldüğünü, 4 kez akünün değiştirildiği, 1 kez aracın navigasyon sisteminin komple yenilenerek arızanın giderildiğini, akünün bitmesinden kaynaklanan arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğunu, keşif tarihinde aracın aküsünde herhangi bir arızanın olmadığını, yetkili servis tarafından navigasyon, monitör ve geri dönüş kamerasının alınıştan 4 gün sonra takılması durumunun ve belirtilen bu cihazların takılmasının arızaya sebep olmayacağı, görülen arızanın navigasyon sisteminden kaynaklanmadığı, navigasyon cihazının araç çalışmıyorken kullanılmasının akünün bitmesine yol açmayacağını, araç farları açılarak deneme yapıldığında bir müddet sonra otomatik olarak farların kapandığı ve akü tüketiminin engellendiği, sistemin kendisini korumaya aldığı, bu nedenlerle de arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığını, muhtemelen şarj eden alternatörde ya da ona bağlı elektronik beyin ile ilgili bir arıza olabileceğini, bu arızanın da gizli ayıp niteliğinde olduğunu, ek raporlarında ise araca takılan cihazların söküldüğünde bağımsız olarak kullanılamacağı, ancak ikinci el piyasa rayiç değerinin 2.000,00 TL olacağını, cihazların …’ya özgü olduğunu beyan etmişlerdir.
Bilirkişi raporundan sonra davacı tarafça dava ıslah edilmiş, araca takılan navigasyon cihazı, geri görüş sistemi ve monitörün fatura bedeli olan 4.000,00 TL’nin de dava değerine eklenerek dava ıslah edilmiş, dava değeri 82.398,96 TL’ye çıkartılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı … firmasının ithal ettiği, diğer davalının ise yetkili bayii ve servisi olduğu, … model araç davacı tarafından … yılında satın alınmış olup, satın alınan araçla ilgili olarak araç arıza verdiğinden servise götürülmüş, servis tarafından aracın aküsü 4 kez değiştirilmiş, aracın 1 kez de navigasyon sistemi komple yenilenerek arıza giderilmiş olup, araçta meydana gelen arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu bilirkişi kurulu tarafından tespit edildiğinden; araçtaki ayıptan ithal eden firma ile satıcı firma birlikte sorumlu olduğundan; davacı tarafından araç satın alınırken araca navigasyon, geri dönüş sistemi ve monitör taktırılmış olup, bu taktırılan ürünler alıcının isteğine bağlı olarak takılan ürünler ise de; araca özgü olduğundan ve araçtan söküldüğünde parasal değerinin bulunmadığı bilirkişi kurulu tarafından tespit edildiğinden; davacının araca artı değer katan taktırdığı ürünlerin bedelini de davalılardan talep etme hakkı bulunduğundan; dava ve ıslah dilekçesi dikkate alındığında davanın kabulü ile; 82.398,96 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusu olan ayıplı aracın davalı tarafa iadesine dair verilen kararın davalı … Ltd. Şti vekilince …/…/… tarihli davalı … Ltd. Şti vekilinin ise …/…/… tarihli temyiz dilekçeleri ile temyiz edilmesi sonucu davaya bakan Yargıtay … Hukuk Dairesinin …/…/… tarih …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile; “…Hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda araçtaki arızanın alternatörde ya da ona bağlı olarak elektronik beyin ile ilgili olabileceği tahmininde bulunularak bu haliyle arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Davalı gerekçelerini göstermek suretiyle rapora itirazda bulunmuş olup bu durumda mahkemece yeniden belirlenecek bir bilirkişi heyetinden araç üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle bahsi geçen arızanın gerçek sebebinin hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde tayin ve tespiti ile bu ayıbın gizli ayıp mahiyetinde olup olmadığı ve ayrıca tamirle giderilmesinin mümkün olup olmayacağı hususlarında Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Öte yandan davacı dava dilekçesinde açıkça navigasyon cihazı bedeli istemediğinden daha sonra talebin çeşitlendirilerek harç ikmal etmek suretiyle ıslah talebinde bulunamayacağı da gözetilmeksizin bu talep yönünden de kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle hüküm bozulmasına karar verilmiş olup, dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilip davaya devam edilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sırasında yargıtay bozma ilamına uygun şekilde araç üzerinde keşif yapılmış ve heyetten ve ayrıca öğretim üyesi makine mühendisi bilirkişiden ayrı ayrı rapor aldırılmış, alınan her iki raporda da davacı şirkete ait araçta meydana gelen arızanın üretim hatasından kaynaklanmadığı, araçtaki arızanın navigasyon sisteminde meydana gelen arıza nedeniyle oluştuğu ve navigasyon sisteminde meydana gelen bu arızanın tamir edilerek arızanın giderildiği, aracın halihazır durumu ile araç değerinde herhangi bir azalma meydana gelmediği, aracın ayıplı olmadığı belirtilmiş olup, davacı tarafından da öncelikle tamir hakkının kullanılmış olduğu ve araçtaki bu arızanın giderildiği anlaşıldığından ayrıca yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere dava dilekçesinde açıkça navigasyon cihaz bedeli talep edilmediğinden daha sonra talebin çeşitlendirilip, harç yatırılmak suretiyle ıslah yapılamayacağı dikkate alınarak bu talep yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 35,90.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 1.232,60.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
Bakiye 1.196,70.-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … ve davalı …… Ltd. şti kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden ve davanın red sebebi her iki davalı yönünden ortak olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.341,92 TL tek vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde, Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 06/02/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)