Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/816 E. 2018/138 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/816 Esas
KARAR NO : 2018/138
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/09/2013
KARAR TARİHİ : 19/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile müteveffa …’in yıllardır tanıştıklarını ve abi – kardeş ilişkisi ile hayatlarını devam ettirdiğini, müteveffa …’in …/…/… tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eşi … ve çocukları …, … ve …’ın kaldığını, ölüm olayından bir süre önce müteveffa …’in, davacıya … İlçesi, … Mah. … Ada … parsel … kat … nolu bağımsız bölümü 260.000 TL bedelle satacağını sözlü olarak vaad ettiğini, davacının daire bedelini … TL bedelli çeki cirolayarak verdiğini, ancak taşınmazın tescilinin duyulan güven sebebiyle yapılmadığını, davalı tarafın epey bir süre boyunca dairenin kendisine tesliminin yapılacağını söyleyerek davacıyı oyaladığını, taşınmazın devredilmeyeceğinin söylenmezi üzerine … Noterliğinin …/…/… tarih … Y.Nolı ihtarnamesi ile davalı tarafın ihtar edildiğini ifade ederek 6098 Sayılı TBK’nın 237/2. maddesi gereği resmi şekilde yapılmamış olan satış vaadinin geçersiz olması sebebiyle ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tespiti ve tahsilini talep ve dava etmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/…/… tarih ve …/… Esas – …/… Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize intikal etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, zamanaşımı, husumet ve imza itirazlarında bulunmuş, davacının, müteveffanın …/…/… tarihinde çeki tahsil ettiğini söylemesine rağmen aradan geçen süre zarfında taşınmazın adına tescilini istememesi, vefattan yaklaşık 1 sene sonra bu konuda dava ikame etmesinin davacı tarafın kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, müteveffanın terekesinde, yakın zamanda tahsil edilmiş bir para veya bu parayı karşılamaya yeterli bir mal varlığına rastlanılmadığını ifade ederek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; …/…/… tarihli sözleşme başlıklı belge, yine tarihsiz 1 adet tutanak, çek örneği, ihtarname örneği dosyaya sunulmuş, tapu kaydı celp edilmiş, ilgili banka şubelerinden dava konusu çeke ilişkin olarak ödeme hususu araştırılmış, yine veraset ilamı da dosyaya celp edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının …/…/…tarihli …/… Esas …/… Karar saylıı ilamı ile “Dosya kapsamından, davacı ile davalıların murisi arasında bir daire alış verişi nedeniyle, davacı tarafın davalılar murisi İsmail’e dava dışı … Ltd.Şti’ye ait bir çeki kendi adına ciro ederek verdiği, ancak dairenin devrinin yapılmadığı, davalı yanın aslında böyle bir çek ve alacağına ilişkin bilgisinin olmadığı ve şirket kayıtlarında da buna ilişkin bir bilgi olmadığını beyan etmesi nedeniyle, uyuşmazlığın satış vaadi karşılığında bir çek verilip verilmediği, bu çekin şirket kayıtlarında bulunup bulunmadığı, çekin aslında ihbar edilen davalı şirkete mi yoksa davalıların murisine mi ait olduğu hususlarına ilişkin bulunduğu kıymetli evrak niteliğinde olan çeke ilişkin uyuşmazlık bulunduğu gibi davaya konu taşınmazın malikinin ihbar olunan şirket olması nedeniyle ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine” karar verilmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiş, yukarıdaki esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle haksız iktisap kuralları uyarınca açılan alacak davası niteliğindedir.
Davacı vekili müvekkili ile davalıların murisi arasında sözlü olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını ve müvekkilinin 260.000,00.-TL bedelli çeki cirolayıp davalıların murisi İsmail’e teslim ettiğini, murisin ölümünden sonra satışı vaadedilen taşınmazın müvekkiline devredilmediğini, bu nedenle davalıların murisine verilen 260.000,00.-TL tutarlı çek bedelinin faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme uyarınca tahsili istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça süresinde verilen cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunulduğu görülmekle, gerek TBK 82 maddesi uyarınca 2 yıllık sürenin, gerekse taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığının kabul edilmesi ihtimaline binaen TBK 146 maddesi uyarınca 10 yıllık sürenin dava tarihi itibairyle dolmadığından, zaman aşımı itirazı reddedilmiştir.
Davacı taraf gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin sözlü oılarak yapıldığını iddia etmektedir. Davalı taraf ise akdi ilişkiyi ve davacının tüm iddialarını reddetmektedir. Gayr,menyl satış vaadi anlaşmasının yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartı olup, davacının da kabulünde olduğu üzere sözlü anlaşmanın varlığı ileri sürüldüğüne göre anlaşmanın varlığı ispat edilse bile resmi şekle uygun olarak yapılmadığından sözleşme geçersiz olup, taraflar geçersiz sözleşme uyarınca verdiklerini birbirlerinden talep edebileceklerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafından davalıların murisi …’a ciro ile teslim edildiği ileri sürülen …/…/… tarihli … seri nolu ….-TL bedelli çekin varlığı iddia olunan sözlü anlaşma gereğince satışı vaadedilen taşınmazın bedeli olarak verilip verilmediğine, söz konusu çekin tahsil edilip edilmediğine ve sonuç olarak davacının sebepsiz zenginleşme uyarınca davalılardan talep etmekte haklı olduğu alacak bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dosya içerisine celp edilen … Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… – … sayılı veraset ilamının incelenmesinde; muris …’ın vefat ettiği, geriye mirasçısı olarak eşi davalı … ile diğer davalı çocuklarının kaldığı anlaşılmıştır. Murisin bunlardan başkaca mirasçısı bulunmadığı görülmüştür.
Dosyaya celp edilen … … ada … parsel … bağımsız bölüm nolu dairenin dava dışı … … ve … … adlarına 1/2’şer hisseli olarak tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak …/…/… tarihli sözleşmeye dayanmış, ancak söz konusu sözleşmenin incelenmesinde; davalı murisi … … ile dava dışı …Yetkilisi … … arasında düzenlendiği, yüklenicisi sıfatıyla Muris …’in imalat işlerini yüklendiği ve yapılacak iş karşılığı sözleşmenin diğer tarafı …’nın …’e ….-TL’ye daire vereceği, ayrıca kalan bakiye ücretin de 6 adet çekle ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Yine davacı tarafın delil olarak dosyaya sunmuş olduğu tarihsiz 1 adet tutanağın incelenmesinde; şahit sıfatıyla tutanakta … …, … …, … … ve …’ün imzalarının bulunduğu, tutanağa göre …’ın …Ltd Şti’nden iş karşılığı alacağı olan … … ada … parsel … bağımsız bölüm nolu taşınmazı ….-TL bedelle …’ya satacağı vaadini … … tarihinde sözlü olarak verdiği konusunda şahit oldukları, …Ltd Şti’nin daireyi kendisine devredecek olan … Ltd Şti’nin devretmesine mukabil …’ya devredeceğini ve bu devir bedeli olarak …/…/… tarihli ….-TL bedelli çeki teslim aldığını söylediğini ve bu tutanağın da çekin alındığına ve devir yapılacağı taahhüdü verildiğine binaen şahitler huzurunda düzenlendiğinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere hem …/…/… tarihli sözleşmede davacının isim ve imzasının bulunmayışı, yine tarihsiz tutanakta da davacının ve davalıların murisi …’in isim ve imzalarının bulunmayışı göz önüne alındığında söz konusu belgelerin davacı ile davalıların murisleri … … arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşme ilişkisini ispata elverişli nitelikte belgelerden olmadığı anlaşılmaktadır. Daha önce de gerekçede açıklandığı gibi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noter huzurunda resmi şekilde yapılması geçerlilik şartıdır.
Davacının delil olarak bir diğer dayanağı ise davaya konu etmiş olduğu …/…/… tarihli ve ….-TL bedelli çek olup, söz konusu çekin incelenmesinde; keşidecisinin dava dışı … Ltd Şti olup, lehtarının davacı … olduğu, çekin arka yüzünün incelenmesinde ise davacının cirosu ile .. Ltd Şti’ne cirolandığı, onun tarafından muris …’a ciro edildiği, …’ın cirosu ile de …’e ciro edildiği anlaşmakta olup, …’tan gelen …/…/… tarihli cevabi yazıda söz konusu çekin takas ortamına …’na ibraz edildiğinin, çek tutarının ödendiğinin bildirildiğinin ve çeki ibraz eden hamil bilgisinin karşı banka nezdinde olduğunun açıklanması karşısında takas merkezi olan …’dan bu husus araştırılmış, … … Genel Müdürlüğünün …/…/… tarihli cevabi yazısına göre; söz konusu ….-TL bedelli çekin …Ltd Şti tarafından …/…/… tarihinde … Şubesine ibraz edilip ödendiği bilgisinin verildiği görülmüştür.
Davacı vekili söz konusu çekin sözlü anlaşma uyarınca devri kararlaştırılan taşınmaz karşılığı davalıların murisi …’a verildiğini iddia etmekte ise de, çekin arka yüzündeki ciro silsilesi incelendiğinde; davacı ile davalıların murisi … … arasında dava dışı .. Ltd Şti’nin cirosunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf söz konusu çekin aradaki sözlü anlaşma uyarınca anlaşma bedeli olarak davalıların murisine verdiğini ispatla yükümlüdür. Çek; ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ifası amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Ancak davacı taraf harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine karşılık bu çeki davalıların murisine verdiğini usulüne uygun yazılı delillerle ispatlayamamaktadır.
Davacı vekili delilleri arasında tanık deliline de dayanmış ise de, taraflar arasında varlığı ileri sürülen hukuki işlemin değeri göz önüne alındığından yazılı delille ispat kuralları gereğince olayda tanık dinlenemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiştir. Zaten davalı taraf da tanık dinlenmesine muvafakat etmemiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında …/…/… tarihli dilekçesiyle başlangıçta dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu …/…/… tarihli ve ….-TL bedelli çekin dışında muris İsmail’in öldüğünde üzerinde müvekkili … adına düzenlenmiş, …/…/… keşide tarihli ….-TL bedelli 1 çek çıktığını ve çekin de tereke dosyasına teslim edilip daha sonra tereke dosyasından davalı … tarafından teslim alındığını ileri sürerek söz konusu yeni ortaya çıkan bu çekin dava dışı …’dan alınacak dairenin teslim süresi uzadığı için müvekkilinden aldığı çeke karşılık bu çeki düzenlediğini, ancak işlerinin yoğunluğu nedeniyle müvekkiline teslim edemeden öldüğünü ileri sürerek bu bilgilerden yeni haberdar olduklarını ileri sürmüşse de, davacı vekilinin söz konusu beyanları HMK’nın 141 maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi mahiyetinde kabul edilerek ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra bu şekilde davacı vekilinin iddiasını genişletmesine mahkememizce itibar edilmemiştir. Bu konuda davacı tarafça usulüne uygun bir ıslah da yapılmış değildir.
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmış, …/…/… tarihli celsede davalı …’ın yeminli beyanı alınmış, davalı davacının bütün iddialarını reddetmiş, davasının konusunu teşkil eden ….-TL bedelli çekin verilmesine ilişkin olay hakkında bilgisinin olmadığını, davacılara borcunun bulunmadığını beyan etmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; eldeki dava harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle verilen çek bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davacı taraf davaya konu edilen ve 3.kişilerce tahsil edildiği de anlaşılan ….-TL bedelli çeki davalıların murisine aradaki sözlü anlaşma uyarınca (geçersiz satış vaadi sözleşmesi) verdiğini usulüne uygun delillerle ispat edemediğinden ve davacı tarafça teklif edilen yeminin davalı tarafça eda edilmesi karşısında davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 4.440,15.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 4.404,25.-TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip istem olması halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 21.550,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/02/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı