Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/81 E. 2018/55 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/81
KARAR NO : 2018/55
DAVA : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından dava dışı yeğeni …’ün borcuna kefil olmak için senedi imzaladığını, ancak borçlu Mehmet Türk’ün borçlarını ödeyemediğini, davalı alacaklı … tarafından Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas nolu dosyasından kambiyo yoluyla takip başlatıldığını, borcun ödenmesi konusunda … tarihli protokol ve … tarihli ek protokol imzaladıklarını, müvekkilinin borç ödemek için evini davalı alacaklı ile bağlantısı olan … isimli şahsa satmak zorunda kaldığını, borç ödendiği halde davalıların icra dosyasını kapatmadığı gibi taşınmazın satışından kalan miktarı da ödemediğini beyanla icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, fazla ödeme ile ilgili kısmının istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: görev itirazında bulunduklarını, dava konusunun kambiyo senedi olması itibariyle görevli mahkemelerin Antalya Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarının tamamen yersiz olduğunu, davacının başına böyle bir şey gelmemiş olması, çaresiz kalmış olması ve 2 adet protokolü de okumadan imzalamış olması iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, her iki sözleşmenin de hem davacı hem de davalının avukatı nezaretinde düzenlendiğini, sadece avukatların vekil sıfatıyla imza atmadıklarını, davacının 2 adet sözleşmeyi de baskı altında ve okumadan imzaladığı hususunun hukuki mesnetten yoksun olduğunu, protokol gereğince Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosya borcu protokol itibariyle 122.935,78.-TL olup, borçlu adına kayıtlı dava konusu gayrimenkulün alacaklı tarafından gösterilen 3. Şahıs …’a devrine …tarihine kadar davacının borcu ödemesi halinde tekrar davacıya veya onun göstereceği 3. Şahsa devredileceği, borcun bu tarihe kadar ödenmemesi halinde anılan gayrimenkulün … tarafından satışının yapılmak suretiyle elde edilen paranın dosya borcundan mahsup edileceği, bakiye alacak kalması halinde icra dosyasındaki işlemlere kaldığı yerden devam edileceği, anılan gayrimenkulün … tarihinden sonra satışı halinde satış bedeli ve bilumum işlemlere karşı borçlunun itiraz hakkı bulunmadığı, satış bedelinin dosya borcundan fazla olması halinde artan meblağ hakkında davacının talep hakkının bulunmadığı …’ın en geç …tarihinde anılan gayrimenkulün satışını yapacağı, sözleşme serbestisi gereğince tarafların özgür iradeleriyle kararlaştırılarak imza altına alındığını, …tarihinde …’ın anılan gayrimenkulün … isimli şahsa 106.000,00.-TL bedelle devrettiğini, 3. Şahıs … ile davalılar arasında davacının iddia ettiği gibi bağlantı ve birlikte hareket etme durumunun söz konusu olmadığını belirterek açıklanan nedenlerle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının öncelikle Antalya …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece verilen … tarihli görevsizlik kararına istinaden dosyanın tevzi ile mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava: Gabin iddiasına dayalı icra takibinden sonra açılan Menfi Tespit davası niteliğindedir.
Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde: davalı alacaklı tarafça, borçlu davacı aleyhinde 100.000,00-TL asıl alacak, 339,04.-TL işlemiş faiz, 300,00.-TL % 0,30 komisyon olmak üzere toplam 100.639,04.-TL alacaktan dolayı kambiyo senetlerine mahsusu icra takibine girişildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce mahallinde … tarihinde keşif yapılarak Gayrimenkul Değerleme Uzmanı bilirkişi …’tan rapor aldırılmış, bilirkişi …havale tarihli raporunda: Bahse konu … İli, … İlçesi, …inan Mahallesi … ada parsel … nolu meskenin dava tarihi itibari ile arsa payı dahil bedelinin 270.000,00.-TL satış tarihi olan … itibari ile ise 274.414,37.-TL olabileceği hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Mahkememizce rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişi …’tan ek rapor aldırılmış, bilirkişi …havale tarihli ek raporunda: bahse konu … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel … nolu meskenin dava tarihi itibari ile arsa payı dahil bedelinin 270.000,00.-TL satış tarihi olan … itibari ile ise 256.648,94.-TL olabileceği hususunda rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekilinin ek rapora itiraz etmesi üzerine bu kez de dosyamız yeni bir Gayrimenkul Değerleme Uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi …havale tarihli raporunda: … İli, … İlçesi, … Mahallcsi … ada …parselde kayıtlı, … Mahallesi, … Caddesi, No:… … Sitesi A Blok adresinde bulunan 3.Kat-14 … numaralı taşınmazın satış tarihi olan … tarihi itibariyle değerinin 278.056.-TL, ayrıca dava tarihi olan … tarihi itibariyle ise değerinin 297.303.-TL olduğu hususunda rapor tanzim etmiştir.
Yine itiraz üzerine aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmış, bilirkişi … havale tarihli ek raporunda: … İli, … İlçesi, … Mahallcsi … ada … parselde kayıtlı, … Mahallesi, … Caddesi, No:…, … Sitesi A Blok adresinde bulunan …Kat-14 …numaralı taşınmazın davalı …’a satış tarihi olan … itibariyle binanın değerinin 253.138,00.-TL satış tarihi olan… tarihi itibriyle değerinin 278.056,00.-TL ayrıca davalı tarihi olan … tarihi itibariyle ise değerinin 297.303,00.-TL olduğu yönünde rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizin …tarihli celsede davalı tanıklarının beyanları alınmış, tanık … beyanında; “…Bana gösterilmiş olduğunuz protokolün içeriğini hatırlamıyorum. Davacı … benim komşum olurdu. kendisi ile aynı apartmanda oturduğumuz dönemde bir sözleşme imzalayacağını benimde yanında bulunmamı rica etti. sözleşmeyi ben hazırlamadığım için içeriği hakkında bilgim yoktur. Sadece yeğeninin borcundan dolayı evinin satılmasına ilişkin bir anlaşma olduğunu hatırlıyorum. Ben davacı ile birlikte sözleşmenin imzalandığı avukatlık ofisine gittiğimde, burada davacıya herhangi bir baskı yapıldığını görmedim. Benim sözleşme öncesinde ve sözleşme imazlandıktan sonraki aşamalara ilişkin bilgim yoktur. sadece benim yanımda sözleşme imzalandı. ben net olarak sözleşme yapılırken tarafların müzakere yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum.Yapmış olduğum tanıklık nedeniyle ücret talebim yoktur…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine aynı celse beyanı alınan davalı tanığı …beyanında; “…Bana göstermiş olduğunuz protokollerin tam olarak içeriğini hatırlamasamda protokellerden bilgim vardır. Zira bu Protokeller imzalanırken benim ofisimde gerçekleşmiştir. ben davalılardan …’ın icra dosyasında vekiliydim. davacının yapmış olduğu takipten dolayı taşınmazısan haciz konulmuştu. be nedenle davacı müvekkilim … Beyi arayarak taşınmazının icra yoluyla satılmasını istemediğini değerinin çok altında gideceğini kendisiyle anlaşarak bu taşınmazı satmak için izin istediğini söyledi. müvekkilim …de bu durumu anlayışla karşıladı ve benim ofisimde … tarihli protokol yapıldı. bu porotokol yapılırken benimle birlikte tanık …, Davalı … Bey, davacı, Av. … vardı. İlk protokolde davacıya vermiş olduğumuz süre içerisinde taşınmaz satılamadığı için yine davacının talebi üzerine …tarihli ek protokol düzenlenerek davacıya taşınmazını satalbilmesi için ek süre verildi. bu süre içerisinde de davacı diğer davalı … birlikte tapuya giderek taşınmazı devretti. Ancak bu devir sırasında ben hazır değildim. taraflar ilk ve ikinci prtolde de benim yanımda serbestçe müzakere ettiğiler. davacının şahsına bir baskı zorlama olmamıştır. ki öyle bir şey olsa ikinci protokolde yapılmazdı. bunun yanında zaten davacının taşınmazına icra takibi gereği haciz konulmuştu. bu sözleme yapılmadan da davacının taşınmazı satılıp alacağımız tahsil edilebilirdi. buna rağmen muvekkil … davacıın taşınmazının talebi üzerine daha düşürük bir fiyatta satılmaması için anlaşmayı uygun gödü. dedi. Yapmış olduğum tanıklık nedeniyle herhangi bir ücret talep etmiyorum…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında takibe konu olan 200.00,00.-TL bedelli bonoya davacının aval sıfatıyla imzasının bulunduğu hususu taraflar arasında çekişmeli değildir.
Her ne kadar davalı vekili hak düşürücü süre itirazında bulunmuş ise de, davacının talebinin sebepsiz zenginleşmeye yönelik olup, TBK’nın 82. Maddesi uyarınca hak sahibinin geri isteme hakkını öğrendiği tarihten başlayarak iki yıllık süreye tabi olması nedeniyle dava açıldığı tarih itibariyle söz konusu zaman aşımı süresi dolmamış olması nedeniyle, bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen … tarihli protokol ile Antlaya … İcra Müdürlğğünün …/… esas sayılı dosyasındaki borcun ödenmesi konusunda davacının … İli … İlçesi, … Mahallesi … ada .. parselde kayıtlı A blok … nolu bağımsız bölümün davalı … tarafından diğer davalı …’ya devredileceği, … tarihine kadar davacı tarafından icra takibine konu borcun tamamının ödenmemesi halinde söz konusu taşınmazın … tarafından satılacağı, elde edilen bedelin icra borcuna mahsup edileceği gibi bu tarihten sonra satış olması halinde ise taşınmazın dosya borcundan fazla olması halinde artan meblağın davacı tarafından talep edilemeyeceği kararlaştırılmış, bu kez de …tarihinde davacı ile davalı …’ın taşınmazın satımı için tanınan süre … olarak yeniden düzenlendiği dosya kapsamındaki belgelerle sabittir.
Gabin: TBK’nın 28. Maddesinde düzenlenmiş olup, bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık olması ve bu oransızlığın zarar görenin zor durumda kalması, düşüncesizliği, ya da deneyimsizliğinden kaynaklanmış olması şartına bağlıdır.
Davaya konu olan ve taraflar arasında düzenlenen protokolde yer alan taşınmaz icra takibi sırasında hacze konu olmuş olup, taşınmazın icra müdürlüğü tarafından açık artırma ile satışı halinde İİK’nın 129. Maddesi uyarınca ilk artırmada tahmin edilen kıymetin en az % 50’sini bulması koşuluyla satılacağı dolayısıyla taşınmazın icra kanalı dışında serbest piyasa koşullarına göre satılması halinde kıymetine yakın bir oranda değer bulacağı dikkate alındığında, yapılan taraflar arasındaki protokollerin davacı borçlunun lehine olduğu, bunun yanında dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere davacının herhangi bir şekilde zor bir durumda olmadığı, davacının aynı zamanda devlet memuru olması nedeniyle düşüncesiz davranabileceği hususunun da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bunun yanında gabinin objektif unsuru olan edimler arasındaki en az % 50 farkın somut davada gerçekleşmediği dolayısıyla gabin şartları oluşmadığından bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Davacının menfi tespite ilişkin talebinin incelenmesinde ise; her ne kadar mahallinde keşif yapılarak taşınmaz değeri tespit edilmiş ise de, söz konusu taşınmazın davalı … tarafından 106.000,00.-TL bedelle dava dışı 3. Kişi …’a satılmış olup, taşınmazın resmi senette belirtilen meblağdan daha yüksek bir bedele satıldığının ispat yükü davacıda olup, satışın muvazaalı olduğu iddia edilse bile söz konusu 3. Kişinin davada taraf olmaması nedeniyle dava dilekçesinde muvazaa iddiasına da dayanıldığı, ancak muvazaanın ispatı için herhangi bir tanık gösterilmediği, tek başına taşınmaz değerinin düşük gösterilmesinin muvazaanın varlığına delil teşkil edemeyeceği gibi davacı vekiline taşınmazın resmi senette belirtilen meblağdan daha yükseğe satıldığına yönelik yemin teklifine karşılık yemin deliline başvurmayacaklarını bildirmesi karşısında muvazaa iddiasının da ispat edilemediği, her ne kadar davacı vekili Yargıtay … hukuk dairesinin …/… esas …/… karar sayılı ilamına dayanmış ise de söz konusu ilamın eser sözleşmesine yönelik olup, iş sahibi ve yüklenici arasında bedelde anlaşma hailinde uygulanacak olan esasları belirleyen bir içtihat olup, bu yöndeki savunmaya da itibar edilmemiş, yargılama sırasında icra müdürlüğünde dosyanın kapak hesabı yaptırılmış olup, halen borcun devam ettiği görüldüğünden davanın bu yönünden de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 35,90.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 2.561,63.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 2.525,3.-TL harcın istem olması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 14.750,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/01/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)