Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/801 E. 2019/165 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/801
KARAR NO : 2019/165
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/11/2016
KARAR TARİHİ : 27/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup bu ticari ilişki sebebiyle faturalar kesildiğini, davalı şirkete faturaların tebliğ edildiğini ve bu faturaların davalı şirket tarafından ticari defterlere işlendiğini, aralarındaki cari hesaba istinaden borç ödenmeyince taraflarınca borçlu şirket hakkında alacağın tahsili istemi ile Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının, haksız ve mesnetsiz olarak icra takibine, tüm ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, itirazın taraflarınca öğrenilme tarihi … olduğunu, borçlunun, takibe ve ferilerine yaptığı itirazında haksız olduğunu, itirazı alacaklarını sürüncemede bırakmak istediklerini, müvekkili ile borçlunun borç ilişkisinin varlığı dayanak belgede açıkça görüldüğünü, borçlunun borcu ödediğini iddia ettiğini, ancak buna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de alacağımız sabit olduğunu, Ukit alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla yapılmış haksız itiraz olduğunu belirterek davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından dosyaya sunulduğu iddia edilen deliller ve faturaların taraflara tebliğ edilmediğini, dava dilekçesine ekli işbu delillerin HMK’nın amir hükümleri uyarınca taraflarına tebliği gerektiğini, dava dilekçesine ekli olduğu iddia edilen belgelerin taraflarına tebliğinden, yetki itirazı karara bağlandıktan sonra ayrıntılı ve esasa ilişkin cevap sunacaklarını, esasen davacı tarafından taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi alacağının dayanağım somut olarak ortaya koyan sözleşme, teslim-tesellüm belgesi, fatura vs. gibi hiçbir somut delil, alacağı için davalı şirketi usulüne uygun biçimde temerrüte düşürdüğüne dair hiçbir belge ibraz edilmediğini, taraflarına tebliğ edilmemiş olan, ancak davacı vekilince davasına dayanak yapılmış olan cari hesap ekstresi ve faturaları kabul etmediklerini, davacı tarafından takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının talep edilmesinin usul ve esasa aykırı olduğunu, yukarıda kısaca izah edilen ve tüm dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesinde ortaya çıkacağı üzere; müvekkili davalının takibe kötü niyetli bir şekilde itiraz etmediğini, talep edilen alacak ve alacak kalemleri de yargılamayı gerektiren borç alacak ilişkisi olduğunu, likit alacak mahiyetinde de olmadığını, bu itibarla icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde 5.344,06.-TL asıl alacak, 1,54.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.345,60.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından dosyamız mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi … havale tarihli raporunda: dava konusu alacak – borç ilişkisi yönünden davacı tarafa ait … yılına ait ticari defterler ile dava dosyası muhteviyatındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalı tarafın, dava konusu borç-alacak ilişkisi yönünden davacı tarafa borçlarının ne kadar olup olmadığını gösterir ticari defter kayıtlarını dava dosyasına sunmadıkları, davacı tarafa ait … yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, mahkemenin davacının davalıdan alacaklı olduğu yönde karar verecek olması halinde, davacı ticari defter kayıtlarına göre, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız takibine konu davacı tarafından davalı tarafa düzenlenmiş olan fatura alacaklarından kalan bakiye alacak tutarının 5.344,06.-TL olduğu hususunda kanaat bildirmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından Manavgat Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, davalı adına mahkemece usulüne uygun tebligat çıkarılmasına rağmen davalı tarafça talimat mahkemesine herhangi bir defter ya da kayıt sunulmadığı ve mazeret de bildirilmediği anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/2184 E. Ve 2018/2013 K. Sayılı ilamında “Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.” gerekçesi ile ticari defterlerin hangi durumlarda delil olabileceğini detayıyla açıklanmıştır.
Davalı vekili adına yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususunda sure verildiği ve ihtar edildiği ancak herhangi bir beyan sunulmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 5.344,06.-TL tutarında alacaklı olduğunu ticari defter kayıtlarıyla ispatladığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulüne, davalının icra dosyasındaki borca yönelik itirazının iptaline, alacağın likit nitelikte oluşu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş,
Takipte işlemiş faiz talep edilmişse de, davacı tarafça dava açılırken işlemiş faize ilişkin harç yatırılmamış oluğundan davalının icra dosyasındaki borca yönelik itirazının kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile,
Takibin 5.344,06.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10,5 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
Haksız itiraz edilen 5.344,06.-TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 365,05.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 64,54.-TL harcın mahsubu ile bakiye 300,51.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 64,54.-TL peşin harç, 29,20.-TL başvuru harcı, olmak üzere toplam 93,74.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 502,10.-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 501,95.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
*Bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1,54.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/02/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)