Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/78 E. 2018/134 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/78 Esas
KARAR NO : 2018/134
DAVA : İflasın Ertelenmesi
DAVA TARİHİ : 02/02/2016
KARAR TARİHİ : 15/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İflasın Ertelenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … yılında kurulup bugüne kadar ticari faaliyetlerini başarı ile sürdürdüğünü, …/…/… tarihinde tür değişikliğine gidilerek anonim şirket statüsünü kazandığını, sermayesinin 1.600.000,00.-TL olduğunu, şirketin kurulduğu tarih itibarı ile … Bölgesinde, sonrasında …- … adresinde otel bünyesinde kuyumculuk mağazası işlettiğini, faaliyet kapsamı içinde inşaat, emlak, organizasyon işlerini de yaptığını, … yılında ise yemekçilik faaliyetlerine yatırım yapmaya karar verildiğini, bu kapsamda özel ve resmi ihalelere katıldığını, okul, otel inşaat şantiyesi, hava meydanları, yaşlılar evi gibi bir çok kurum ile sözleşme yapmak suretiyle yemekçilik faaliyetlerini sürdürdüğünü, bu yatırımların gerçekleşirken zorunlu olarak banka kredileri de kullanıldığını, faaliyet çerçevesinde müvekkilince öngörülmeyen ve yönetim zaafiyetine dayalı olmayan bilançoda ifade edilen diğer faaliyetlerden olağan giderler ve zararlar ile olağan dışı gider ve zararlar toplamının 3.623.568,13.-TL olduğunu, turizm alanındaki son gelişmelerin, rezervasyon iptallerinin, Rusya krizinin, yeni pazar oluşturma gayretlerinin ve gelecek konusunda belirsizlik ve panik duygusu nedeni ile iş dünyasında bir ekonomik durgunluk ve belirsizlik yaşanmaya başlandığını, bağımsız denetim şirketince düzenlenen rapora göre 2.282.311,41.-TL borca batıklık olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin faaliyetlerini sürdürme, alacaklıların borçlarını ödeme, borca batıklıktan kurtulma niyet ve gayreti içerisinde bulunduğun belirterek, müvekkili şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı şirketin iflasın ertelenmesi talebinin, şirketlerden alacaklı bulunan 3.kişilere duyurulması bakımından İİK’nın 166.maddesindeki usulle gerekli ilanlar yaptırılmış, şirketlerin ticaret sicil dosyasında yer alan tüm belge örnekleri ve bilanço örneği ile iyileştirme projesinin eki olarak sunulan tüm belge örnekleri dosyaya katılıp incelenmiş, davacı şirketin İİK’nın 179.maddesi kapsamında borca batık olup olmadığı ve sunulan proje çerçevesinde mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün bulunup bulunmadığı hususlarının değerlendirilmesi bakımından resen seçilen Hukukçu Bilirkişi …, Mali Müşavir …, Makine Mühendisi Teknik Bilirkişi … ve İnşaat Mühendisi Bilirkişi … ve Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı Bilirkişi …’tan oluşturulan bilirkişi heyeti aracılığıyla bilirkişilere mahallinde inceleme yetkisi de tanınarak dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar aldırılmıştır.
Müdahil alacaklılar vekilleri sundukları beyan dilekçeleri ve duruşmalardaki beyanlarında bir kısmı açılan davayı kabul etmediklerini, erteleme talebinin yerinde olmadığını, sunulan iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı nitelikte bulunmadığını bildirmişler davanın reddi gerektiğini beyan etmişler, bir kısmı ise davacı şirketin iflas erteleme taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.
Dava; davacı anonim şirketin iflasın ertelenmesi istemiyle İİK’nın 179 ve TTK’nın 377 maddelerine dayalı olarak açılan iflas erteleme davasıdır.
İflasın ertelenmesi, belirli şartların gerçekleşmesi halinde borca batık durumda olan bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında iflas kararı verilmesini önleyen bir kurumdur. İflasın ertelenmesinin amacı; sermaye şirketi ve kooperatifin faaliyetine devamını sağlamaktır.
İİK madde 179 ve TTK’nın 377 hükümleri uyarınca sermaye şirketlerinin iflasının ertelenmesine karar verilebilmesi için belirli şekli ve maddi şartların varlığı gereklidir. Borca batıklık bildirimi, ifşasın ertelenmesi talebi, bilançonun mahkemeye verilmesi, iyileştirme projesinin sunulması, fevkalade mühletten yararlanılmamış olması ve masrafların peşin olarak ödenmesi şekli yasal şartları, borca batık olma, mali durumun iyileştirme ümidinin bulunması ve alacaklıların haklarının korunması koşulu ise maddi yasal şartları oluşturmaktadır.
İflasın ertelenmesinin istenebilmesi için şirketin aktiflerinin, şirket alacaklarının alacağını karşılamaya yetmemesi ancak, şirketin ıslahının mümkün olması gerekir. Şirket aktiflerinin şirket alacaklılarının alacağını karşılamaya yetmemesi halinde durum yönetim kurulunca derhal mahkemeye bildirilmelidir. İflasın ertelenmesi talebi ile birlikte borca batıklık durumu da mahkemeye bildirilmiş olacağından ayrıca iflasın istenmiş olması gerekmez. Mahkemece bu durumda öncelikle borca batıklık durumu tespit edilmeli, bu halin varlığı sabitse şirketin önerilen tedbirlerle ıslahının mümkün olup olmadığı saptanmalıdır.
15/08/2016 tarihli 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında olağan üstü halin ilanından önceki dönemde yapılan iflasın ertelenmesi talepleri ile ilgili olarak olağan üstü hal süresince iflasın ertelenmesine karar verilemeyeceği, olağan üstü halin ilanından sonra ve devamı süresince her hangi bir tedbir kararı verilemeyeceği, verilmiş ise derhal kaldırılacağı hüküm altına alınmıştır. Eldeki dava 673 sayılı KHK’den önce açılan bir davadır ve tedbirlere de sözü edilen KHK öncesinde hükmedilmiştir.
6278 sayılı Kanun ile icra iflas kanununun 179 B maddesi değiştirilmiştir. Buna göre; “erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zaman aşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
… erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre mahkemece uygun görülmesi halinde bir yıl daha uzatılabilir. Uzatma talebi hakkında karar verilebilmesi için erteleme kararının kesinleşmesi, bekletici sorun yapılır. Uzatma yargılaması sırasında ancak bir defa revize iyileştirme projesi verilebilir.
İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme 179/A maddesi uyarınca atanan kayyumun görevine devam etmesine karar verebileceği gibi aynı niteliklere sahip yeni kayyum da atayabilir. Kayyım takvim yılının her üç aylık dönem sonu itibariyle şirketin projeye uygun olarak iyileşme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor eder. Kayyım ayrıca şirketteki olağan üstü gelişmeleri mahkemeye derhal rapor etmek ile yükümlüdür.
Erteleme süresi sonunda kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan borca batıklığın devam ettiğini tespit ettiğinde mahkeme şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. “
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi heyetince düzenlenen …/…/… havale tarihli raporda; davacı şirketin mahkemeye yöneltilmiş bir borca batıklık bildirimi mevcut olduğunu, davacı tarafça sunulması gereken bilanço ve iyileştirme projesinin sunulmuş olduğu, mevcut belgelere göre davacı şirketin daha önce fevkalade mühletten yararlanmadığı, iflasın ertelenmesi kararının ilanı, bilirkişi ve atanacak kayyumun ücret avansı gibi masrafların mahkeme veznesine depo edilmiş olduğu, böylece iflasın ertelenmesi talebi için gerekli şekli yasal koşulların yerine getirildiği, davacı şirketin tespit edilen rayiç değer durum tablosuna göre …/…/… tarihi itibariyle borçlarını karşılamaya yetecek düzeyde aktif varlıklarının (mevcut ve alacaklarının) bulunmadığı ve bu tarih itibariyle 2.183.458,82.-TL tutarında borca batık durumda olduğu, davacı şirketin iyileştirme projesi ile ilgili yapılan inceleme ve tespitlere göre davacı şirketin en son … yılı …. ayında toplam 88 adet sigortalı personel çalıştırdığı ve bu personeller ile davacı şirketin … – … yılı ortalama net satış cirosunun 5.429.403,18.-TL olduğunun tespit edildiğini, bu ortalama satış cirosunun gelecek dönemde %20 artışı varsayılarak davacı şirketin gelecek 1 yıl içinde elde edeceği net satış cirosunun 6.515.283,82.-TL olarak hesaplandığını, yapılan piyasa araştırmalarına göre … Bölgesinde yemekçilik ile ilgili olarak ortalama asgari kâr hakkının %10 ile %20 arasında değişebildiğinin tespit edildiğini, davacı şirketin ise yemek imalat ve ticaretinden ortalama %9 oranında net kâr elde edeceğini iddia ettiğini, buna göre davacı şirketin gelecek 1 yıl içerisinde elde edeceği net satış tutarı üzerinden gerçekleştireceği net kâr tutarının 586.275,54.-TL olacağının hesaplandığını, ayrıca davacı şirketin icra takip konusu ettiği alacaklarının 1.356.000,00.-TL’lik kısmını şüpheli alacak kabul edip zarar hesabına attığını, bu alacak karşılığında taşınmaz haczi yapıldığını ve bu hacizli malın satılması ile 437.000,00.-TL gelir elde edileceğinin iddia edildiğini, bu alacak ile ilgili olarak davacı şirketin borçlu şirket hakkında … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında …/…/… tarihinde icra takibi başlatıldığını ve borçlu şirkete ait taşınmazın haczettirildiğini, davacı şirketin bu takip dosyasından borçlu şirket hakkında 437.000,00.-TL alacak bakiyesinin kaldığının tespit edildiğini, dolayısıyla hacizli malın satılması ile bu tutarda gelir elde edileceğinin anlaşıldığını, yine davacı şirketin %100 hissesine sahip olduğu .. A.Ş.’nin … yılında toplam 130.882,57.-TL tutarında net kâr elde ettiğinin, … yılı 4.dönem geçici vergi beyannamesinde tespit edildiğini, bu net kârın gelecek 1 yıl içinde davacı şirketin geliri olarak tahsil edileceğini, tüm bu bilgilere göre erteleme talebinde bulunan davacı şirketin gelecek 1 yıllık süreç içerisinde 1.154.258,11.-TL tutarında net kâr ile eski borç ödemesi yapabileceğinin anlaşıldığını, davacı şirketin rayiç değerlere göre 2.183.458,82.-TL tutarındaki borç fazlalığını 2,5 yıl içerisinde ödeyebileceğini ve bu süre içerisinde borca batıklıktan çıkabileceğini, sonuç olarak davacı şirketin …/…/… tarihli ara bilançosu itibariyle rayiç değerlere göre borca batık durumda olduğunu, ancak dosyaya sunulan iyileştirme projesinin gerçekçi ve inandırıcı olduğunu, iflasının ertelenmesi halinde şirketin borçlarını ödeyerek mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğunu mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Ayrıca dosyada davacı şirkete kayyum olarak atanan … … tarafından 3’er aylık dönemlerde düzenli raporlar sunulmuş olup, kayyum tarafından düzenlenen birinci rapora göre (…/…/… tarihli); şirketin personel ödemelerini düzenli yaptığını, personele borç bulunmadığını, ayrıca alacaklı …’a şirket ortağına ait 600.000,00.-TL değerinde gayrimenkul devri yapılarak yeniden borç yapılandırması yoluna gidildiğini, bu tutarda borcun azaltıldığını, halen rapor tarihi itibariyle davacı şirketin borca batık durumda olduğu bildirilmiş, sonraki aldırılan 29/08/2016 tarihli rapora göre davacı şirketin …/…/… – …/…/… döneminde 604.115,69.-TL zarar ettiğini, şirket borçlarında ağırlıklı yekün oluşturan banka borçlarının ekseriyetle yeniden yapılandırma yoluna gidilmiş olduğunu, şirketin 1.600.000,00.-TL olan sermayesini 1.000.000,00.-TL artırarak 2.600.000,00.-TL’ye çıkardığını, sermaye artışı yapıldığında bu miktar kadar borcun azaltılacağını, …/…/… – …/…/… tarihleri arasında şirketin özvarlığının -3.449.707,78.-TL borca batık olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Kayyum tarafından düzenlenen …/…/… tarihli üçüncü rapora göre; henüz davacı şirketin sermaye arttırım işleminin gerçekleştirilemediğini, şirketin borçlu olduğu bankalar ile yapılandırma çerçevesinde protokoller yapılıp ödemeler yapılmaya devam edildiğini belirttiği görülmüştür.
Kayyum tarafından düzenlenen en son …/…/… tarihli rapora göre; şirketin …/…/… – …/…/… tarihleri arasında özvarlığının -3.492.030,25.-TL borca batık durumda olduğunu, ayrıca bu dönemde 76.105,96.-TL zarar ettiğinin tespit edildiğini, şirkete sermayesini iyileştirme projesindeki taahhüdüne uygun arttırması yönünde ikaz yapılmasına rağmen sermaye artışının henüz yapılmadığını, davacı şirketin belirtilen dönemdeki çalışması dikkate alındığında şirket hakkında verilen karara aykırı tutum ve davranışlarının olmadığı mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı şirketin … ticaret sicilinde kayıtlı oldukları, mahkememizin davaya bakmakla kesin yetkili olduğu, davacı şirketin borca batık durumda olduğu, her ne kadar bilirkişi kök raporunda şirketin iyileştirme projesinin iyileştirme projelerinin gerçekçi ve inandırıcı olduğu, iflasın ertelenmesi halinde borçlarını ödeyerek mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğu tespitinde bulunulmuş ise de, daha sonra aldırılan kayyum raporları göz önüne alındığında şirketin iyileştirme projesi kapsamında sermaye artışı taahhüdünde bulunmasına rağmen sermaye arttırımına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediklerinin belirlendiği, borca batıklık durumunun devam ettiği ve ilk aldırılan rapordan itibaren borca batıklık durumunun azalmayıp devamlı olarak artış gösterdiği, ayrıca tedbir kararının verilmesinden itibaren yaklaşık 2 yıl boyunca davacı şirketin iflas erteleme müessesinin hukuki korumasından da faydalandığı, buna rağmen borca batıklık durumunda bir azalmanın olmadığı, sonuç olarak davacı şirketin iyileştirme projesinin gerçekçi ve inandırıcı olmadığı kanaatine varılmakla, iflas erteleme talebinin reddine ve davacı şirketin borca batıklık durumu göz önünde bulundurularak iflasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının iflasın ertelenmesi talebinin REDDİNE,
… Ticaret Sicilinin … sicil numarasında kayıtlı …’nin İFLASINA,
İflasın …/…/… günü saat …:… itibariyle AÇILMASINA,
İİK’nın 166. Maddesi uyarınca gerekli işlem ve ilanların yapılmak üzere kararın derhal Yazı İşleri Müdürlüğünce yazı yazılmak suretiyle … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve bilgi için de … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
İflas avansının da … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne aktarılmasına,
Mahkememizce verilen …/…/… tarihli erteleme tedbirlerinin kaldırılmasına,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70.-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Müdahiller vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak müdahillere ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile müdahiller … vekilinin, … vekilinin, … vekilinin … vekilinin ve … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/02/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)