Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/72
KARAR NO : 2018/54
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin … günü saat … sularında …plakalı motosikleti ile … Bulvarı üzerinde … istikametine doğru yolun sağından 20-30 km hızla seyrederken … Caddesine dönen yol ayrımına geldiğinde müvekkilinin solundan hızla gelen … plakalı … marka aracın hiçbir uyarı ve işaret vermeden sağa dönüş yaptığını, müvekkilinin aniden önüne çıkan araçtan kurtulmaya çalışsa da başaramadığını ve önüne çıkan aracın sağ çamurluğuna çarpması sonucunda düşerek yaralandığını, davalı sürücü …’in müvekkilinin durumuna bakmadan olay yerinden kaçtığını, müvekkilinin vatandaşlar tarafından olay yerine çağrılan ambulans ile … Eğitim Araştırma Hastanesine kaldırılarak ilk tedavisinin yapıldığını, müvekkilinin kazada hiçbir kusuru bulunmadığını, davalı sürücü …’in sağa dönüş ve hız kurallarına uymaksızın kontrolsüz biçimde sağa dönüş yaparak müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini ve müvekkilinin durumuyla ilgilenmeden hemen olay yerini terk ettiğini, davalı sürücünün alkollü olabileceğini, daha sonra emniyet güçlerince yapılan araştırmada kazaya kansan sürücünün … olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazadan sonra alınan ifadesinde davalı sürücüden şikâyetçi olduğunu ve Antalya … Sulh Ceza Mahkemesinin …/… E. …/… K. sayılı dava dosyası ile yargılanan …’in aslî ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin kazanın üzerinden yıllar geçmesine rağmen iyileşemediğini belirterek sonuç olarak, müvekkilinin bedensel zararlarının ve tarafların kusur oranlarının tespiti ile şimdilik 1.000,00.-TL güç kaybı- efor kaybı ve tedavi giderleri hesaplanarak sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden itibaren ve sigortacı yönünden dava tarihinden itibaren işletilecek faizi ile davalılardan tahsil edilmesini, 15.000,00.-TL manevi tazminat talebinin de olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Taşıtlar Bürosu vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun … Hesabı (… Fonu) kapsamında bir tedvir ve tesviye kuruluşu olmadığını, bu sebeple Sigortacılık Kanunu çerçevesinde kaza tarihinde Türkiye’de geçerli bir yeşil kart sigortası bulunmayan aracın sebebiyet verdiği hasarlara teminat vermesinin söz konusu olmadığını, kazaya sebebiyet veren yabancı plakalı aracın kaza tarihinde teminat veren geçerli bir yeşil kart sigorta sertifikası mevcut değilse olmayan yabancı sigorta şirketinin ve dolayısıyla yabancı şirket adına Türkiye motorlu taşıt bürosunun sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı tarafın yabancı plakalı aracın kaza tarihinde Türkiye’de geçerli bir yeşil kart sigorta sertifikasını dosyaya sunması halinde; davacı yanın taleplerinin miktar ve yerindeliğinin, kusur oranlarının, ceza dosyasının, maddi tazminata hak kazanıp kazanmadığının, maluliyetin tespitinin ve kaza ile illiyet bağının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından tespiti ve sair hususların incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini, halihazırda yabancı plakalı aracın Türkiye’de geçerli yeşil kart sigorta sertifikasının olup olmadığı belli olmadığından bu aşamada esasa ilişkin savunma hakları saklı tutarak davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: iş bu davanın görevli mahkemede açılmadığını, TTK ‘da bir davanın ticaret mahkemesinin görev alanına girebilmesi için mutlak ticari davalar ile bir işletme ile ilgili olan uyuşmazlıklar dışında, uyuşmazlığın ticari dava sayılabilmesi için iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda bu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması şartı gerektiğini, kaldı ki, davacı tarafından açılan iş bu borcun kaynağı ticari bir alacağa değil haksız fiil nedeniyle alacağa dayandığını, bu nedenle davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde, 20-30 km/s hızla seyrettiği sırada, müvekkilinin hızla geldiği ve hiçbir uyarı işareti vermeden sağa döndüğü sırada, davalının aniden önüne çıkan araca çarpması sonucu kazanın meydana geldiği ve müvekkilinin olay yerinden kaçtığının beyan edildiğini, ancak davacının bu iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, müvekkilinin, davacının kullanmış olduğu motosikleti geçmeden önce sağa dönüş ikaz işareti verdiğini ve davacıyı geçtikten sonra döndüğün, kaldı ki, dava dilekçesinde belirtildiği üzere hiçbir uyarı ve ikaz işaret vermeden sağa döndüğü’ şeklinde ki beyanın hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, davacının, müvekkilinin hiçbir uyarı ikaz işareti vermediğini görebilmesi için normal şartlarda arkasında olması gerektiğini, arkada seyrediyor ise sağa dönüş yapılacağı için hızı ve takip mesafesini arkada olması gerekçesiyle ayarlaması gerektiğini, aksi düşünülecek olursa yandaki bir aracın sağa dönüş uyan ikaz işaretinin görülebilmesi için neredeyse aracın ön veya arka tarafıyla aynı mesafede olunması gerektiğini, davacının talep etmiş olduğu tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Tazminat davasıdır.
Kazaya karışan … plaka sayılı aracın Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun … tarih ve … sayılı yazısı uyarınca motorlu taşıt bürosu tarafından yeşil kart sigorta sertifikası ile sigortalı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar davalılardan … vekili görev itirazında bulunmuş ise de; uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası niteliğinde olup, aynı zamanda sigorta şirketinin de davalı olması nedeniyle uyuşmazlığın sigorta hukukundan kaynaklandığı, TTK’nın 4. Maddesi uyarınca mutlak ticari davalardan olması nedeniyle davalının görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Ayrıca her ne kadar davalı … vekili 2918 Sayılı Kanunun 98. Maddesinin anayasaya aykırı olduğunu iddia etmiş ise de davalının bu yöndeki iddiaları mahkememizce benimsenmemiş olduğundan kanunun bu maddesinin anayasaya aykırı olduğu kanaati ile itiraz yoluyla anayasa mahkemesine başvuru yapılmamıştır.
Mahkememizce davacının maluliyetinin tespiti bakımından davacı … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına sevk edilerek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: yaralanma neticesinde şahsın gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 50 gün olduğu, şahısta iş göremezlik oranının % 2.3 olduğuna dair kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti bakımından dosyamız … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli rapora göre: meydana gelen kazada davalı …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı …’in kusursuz olduğu hususunda rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce dosyamız aktüer bilirkişi …’ye tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi …havale tarihli raporunda: … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu % 2,3 oranında beden gücü kaybı olan …’in; geçici işgöremezlik dönemi alacağının bulunmadığı, sürekli işgöremezlik dönemi alacağının 16.116,93 TL olduğu, toplamda gerçek ve nihai alacağının 16.116,93 TL olduğu, geçici işgöremezlik dönemine ilişkin yapılan fazla ödemenin (512,21 TL) düşülmesi halinde ise gerçek ve nihai zararın 15.604,72 TL olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davalı vekilinin aktüer raporuna itiraz etmesi üzerine dosya yeniden aktüer bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli ek rapora göre; davalı kurum vekilinin itirazlarının yerinde olmadığını, esasen tarafların itirazlarının kusur ve maluliyet raporlarına ilişkin olup, bunun raporlar alındığında mahkemenin değerlendirilmesi gereken hususlar olduğunu, aktüerya bilirkişisi olarak kusur ve maluliyet raporlarına itiraz mercinin tarafı olmadığını, kurum vekilinin % 60 maluliyete ilişkin pasif döneme itirazı SGK tarafından rücuen tazminat hesaplamalarında söz konusu olup burada uygulama imkanı bulunmadığını, itirazların yerinde olmadığını ve kök raporunu aynen tekrar ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği …tarihli ıslah dilekçesi ile aktüer raporu ile tespit edilen sürekli iş göremezlik dönemi alacağını 16.116,93.-TL olarak artırmış, ıslah harcın yatırmış ve ıslah dilekçesi davalı taraflara da usulünce tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu … tarihli dilekçesinde; ıslah edilen miktarın tamamının iş göremezlik zararına ilişkin olduğu, tedavi giderine ilişkin herhangi bir taleplerinin bulunmadığı, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını belirttiğinden, tedavi giderleri yönünde inceleme yapılmamıştır.
… günü saat … sıralarında davalı sürücü … idaresindeki … plakalı otomobil ile … Mahallesi … Bulvarı üzerinde … kavşağı istikametinden … kavşağı istikametine doğru seyir halindeyken … Caddesi kavşağına gelip sağa dönüşle bu caddeye girdiği sırada aracının sağ ön çamurluk-kapı kısımları ile, aynı istikamette sağ şeritte seyir halinde olan sürücü … idaresindeki…plakalı motosikletin ön çamurluk sol kısımlarının çarpışması sonucu dava konusu kazanın meydana geldiği, alınan ATK raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’in tam kusurlu olduğu, yine meydana gelen kaza nedeniyle davacıda 2.3 oranında sürekli iş göremezlik zararı ile 50 gün süreyle iyileşme süresinin hesaplandığı görülmüş, dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş ve davacının geçici iş göremezliğe ilişkin zararının bulunmadığı, sürekli iş göremezlik zararının 16.116,93.-TL olduğu belirtilmiş olmakla, ıslah edilmiş haliyle davanın maddi tazminat yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat, TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne amirdir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yargılama sırasında alınan kusur raporu, davacının yaşı, davacıda meydana gelen maluliyetin oranı ve bu kazanın davacıda yaratmış olduğu manevi sıkıntının etkisi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacının fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Hükmedilen tazminatlardan davalı … yönünden TBK’nın 117/2. Maddesi uyarınca haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüt gerçekleşmiş olduğundan haksız fiil tarihi olan …, davalı sigorta şirketi yönünden ise, taleple bağlılık ilkesi gereği dava tarihinden itibaren faiz talep edildiğinden dava tarihinden, ayrıca davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça ticari faiz talep edilmediğinden hükmedilen tazminatlara yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat yönünden açılan davanın KABULÜ ile;
16.116,93.-TL maddi tazminatın davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan …, davalı … Taşıtlar Bürosu yönünden ise dava tarihi olan …tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Manevi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
10.000,00.-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
3-a-Maddi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 1.100,90.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 54,65.-TL peşin harç ile 51,61.-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 994,60.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
*Davacı tarafından yatırılan 54,65.-TL peşin harç ile 51,61.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 106,20.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Manevi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 683,10.-TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
*Davanın kısmen reddi nedeniyle; alınması gerekli 35,90.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 736,90.-TL yargılama giderinin kısmen kabul oranı olan % 80’e tekabül eden 589,50.-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (davalı … Taşıt Bürosu yönünden poliçe limitleriyle sınırlı ve sadece maddi tazminattan sorumlu olması nedeniyle tüm dava değerini maddi tazminat talebinin oranlanmasıyla bulunan % 60’a tekabül eden 353,70.-TL’sine kadar yargılama giderleriyle sorumlu olmak üzere)
*Bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/01/2018
Katip …
¸(e-imzalı)
Hakim …
¸(e-imza