Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/703 E. 2018/391 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/703 Esas
KARAR NO : 2018/391
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/09/2016
KARAR TARİHİ : 21/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili alacaklı şirketin, borçlu davalı davalı şirketin yapımını yüklendiği otel odalarının kapılarına, muhtelif cins ve nitelikte kapı numaralarının imalatı ile teslimini yaptığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca yüklendiği edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, imalatı, satımı ve teslimi yapılan ürünlere ilişkin düzenlenen faturaların da teslim olunduğu halde bedelinin ödenmediğini, bu nedenle … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiklerini, borçlu tarafça itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki olduğundan bahsedilmiş ise de, taraflar arasında böyle bir ilişkinin mevcut olmadığını, iki şirket arasında bahsedilen ticari ilişki olmamakla birlikte herhangi bir ürün ve fatura teslimi de yapılmadığını, mevcut olmayan bir ilişki için herhangi bir ödeme yapılmasının beklenemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, irsaliyeli faturalar, ürün teslim formu başlıklı 2 adet belge dosyaya sunulmuş, tarafların ticari defter ve kayıtlarının ibrazı sağlanarak bilirkişiden rapor ve ek rapor aldırılmıştır.
Dava; eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 2 adet faturaya dayalı 15.434,40.-TL asıl alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine borçlu vekili tarafından icra dairesine süresinde verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı, faturaların bu akdi ilişki nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği, fatura içeriğindeki işlerin yapılıp davalıya teslim edilip edilmediği, faturanın tebliğ edilip edilmediği, icra takip tarihi itibariyle alacak borç durumu ihtilaflıdır.
Davada olayların ileri sürülüş biçimine göre ispat yükü davacı taraf üzerinde olup, davacının davalıyla olan akdi ilişkiyi, bu akdi ilişki uyarınca üstlendiği hizmeti yerine getirip sözleşmeye konu eseri davalıya usulünce teslim ettiğini ispat etmesi gerekir.
Davalı taraf gerek icra takibindeki borca itirazında, gerekse cevap ve ikinci cevap dilekçesinde davacı ile arasında akdi ilişkinin bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı tarafça delil olarak bir kısım irsaliyeli faturalara dayanılmış ise de, irsaliyeli faturaların altında teslim eden ve teslim alan kısımlarında isim ve imza bulunmadığından ve davalı tarafça da kabul edilmediğinden irsaliyeli faturaların davacı lehine delil teşkil etme özelliği bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Tarafların defterlerinin ibrazı sağlanmış, Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; hem davacının hem de davalının incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi … tarihli celsede davacı tarafça sunulan ürün teslim formu başlıklı belge ile ilgili isticvaben dinlenmiş, beyanında; dosyaya sunulan 2 adet ürün teslim formlarında teslim alan hanesinde ismi yazılı olan kişilerin kendi firma çalışanları olduğunu, ancak bu teslim formlarında bahsedilen malzemelerin davacı tarafa geri iade edildiğini, ayrıca davaya konu edilen irsaliye ve faturalarda bahsi geçen mallarla bu ürün teslim formunda bahsi geçen malzemelerin farklı olduğunu, faturalardaki malzemelerin taraflarına teslim edilmediğini beyan ettiği görülmüştür.
Her ne kadar davalı şirket yetkilisi isticvap beyanında ürün teslim formlarında ismi geçen kişilerin çalışanı olduğunu doğrulamakla beraber bu formlarda bahsedilen malzemelerin davacı tarafa geri iade edildiğini savunmuş ise de, davalı taraf gerek cevap dilekçesinde gerekse ikinci cevap dilekçesinde bu yönde bir savunmada bulunmamış, şirket yetkilisinin ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonraki bu beyanı savunmanın genişletilmesi olarak mahkememizce değerlendirilmiş ve HMK’nın 141. Maddesi uyarınca bu yönde davalı tarafça yapılan bir ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından, ürün teslim formundaki malzemelerin geri iade edildiği yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. Ayrıca … Müdürlüğünden gelen …/…/… tarihli cevabi yazıda da ürün teslim formlarında teslim alan hanesinde ismi yazılı olan … … ve … … isimi kişilerin davalı çalışanı oldukları anlaşılmıştır.
Son olarak Bilirkişi …’dan dava dosyasındaki 2 ayrı ürün teslim formunda bahsi geçen malzemelerin fatura tarihleri itibariyle rayiç değerlerinin hesaplanması ve dosya içerisindeki irsaliye fatura içeriği ile de karşılaştırmasını yapmak suretiyle faturalardaki ürünler ile aynı olup olmadığı hususunda rapor aldırılmış, bilirkişinin … tarihli ek raporuna göre; ürün teslim formlarındaki ürünlerin, faturalardaki ürünlerin ve dosyaya sunulan imalat çizimlerindeki ürünlerin aynı ürünler olduğunu, …. adlı oteller için yapılmış olan kapı numaraları olduğunu, ürünlerin sayıları değerlendirildiğinde ürün teslim formlarındaki sayıların ve faturalardaki sayıların tutarlı olduğunu, açılımlı imalat çizimlerindeki malzeme özellikleri ve malzemeler üzerinde yapılan işlemler değerlendirildiğinde ürünler için fatura fiyatlarının uygun olduğunu, söz konusu 2 adet faturadaki ürün ve imalatların toplam bedellerinin faturalarda olduğu şekilde kdv dahil 15.434,40.-TL olduğu yönünde görüş ve mütalaada bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce bilirkişinin raporunun ayrıntılı, denetime elverişli nitelikte oluşu gözetilerek, özellikle davalı yanın rapora itirazlarına itibar edilmeyerek bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Taraflar arasındaki akdi ilişkisi eser sözleşmesi ilişkisi olup, bu sözleşme taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye, işin fen ve tekniğine, iş sahibinin amacına uygun olarak imal edip teslim etmekle yükümlü olup, iş sahibi de kararlaştırılan iş bedelini ödemekle yükümlüdür.
Buna göre ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında sözlü olarak eser sözleşmesi niteliğinde akdi ilişki kurulduğu ve davacının akdi ilişki uyarınca … ve … tarihli ürün teslim formu başlıklı belge içeriğindeki malzemelerin imalatını yaparak davalıya teslim ettiği, söz konusu belge içeriğindeki malzemelerin imalat tutarının ürün teslim formu tarihindeki mahalli piyasa rayiç fiyatlarına göre bilirkişinin ek raporunda belirlediği üzere kdv dahil 15.434,40.-TL olduğu, sonuç olarak davacının davalı ile aradaki akdi ilişkiyi ve bu akdi ilişki uyarınca söz konusu ürün teslim formu içeriğindeki malzemelerin imalatını yapıp davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatladığı, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 15.434,40.-TL tutarında alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulü ile davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasındaki borca yönelik itirazının iptaline karar vermek gerekmiş, bunun yanında davacının icra inkar tazminat talebinin ise uyuşmazlığın eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanıyor oluşu ve alacağın yargılama sonucu belirlenmesi gözetilerek, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının İPTALİNE,
Takibin aynen DEVAMINA,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.054,32.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 263,59.-TL harcın mahsubu ile bakiye 790,73.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 1.213,59.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/05/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)