Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/677 E. 2019/328 K. 24.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/677
KARAR NO : 2019/328
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/08/2016
KARAR TARİHİ : 24/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: … günü davalılardan …’nun yönetimindeki … plakalı park halindeki kamyonetin kapısını gerekli önlemleri almadan açması ve diğer davalı …’un sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosikletine kapının çarpması sonucu motosiklette pusette bulunan müteveffa …’ın yere düşmesi neticesinde o sırada yoldan geçen … plakalı aracın müteveffayı ezerek ölümüne sebebiyet verdiğini, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinde … esas … dosyasında yargılama yapıldığını, ceza dosyasında alınan … tarihli bilirkişi raporunda davalılardan …’nun birinci derecede tam ve asli kusurlu olduğu, davalılardan …’un ikinci derecede tali kusurlu olduğu sonucuna varıldığını, davalılardan …’nun kullandığı aracın kaza tarihinde zorunlu trafik sigortasının olmadığını, bu nedenle …’na dava açıldığını, yine kazaya karışan … plakalı motosikletin kaza anında zorunlu trafik sigortacısı olan … A.Ş’nin davalı olarak gösterildiğini, müteveffa küçüğün vefatı ile müvekkillerinin yasal mirasçı olduklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilleri için ayrı ayrı …-TL maddi tazminat ile müvekkilleri için ayrı ayrı …-TL’den toplam …-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 Sayılı Kanun Gereği dava açılmadan önce … şirketlerine başvuru şartı bulunduğunu, müvekkili olan …na başvuru yapılmaksızın huzurdaki davanın açıldığını, işletilme halinde olmayan motorlu taşıtların verdiği zararların trafik sigortası genel şartları A.3 maddesi uyarınca teminat dışı olduğunu, kazaya karışan tarafların kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu Vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, …nın sorumluluğunun yalnız bedeni zararlar bakımından olup, manevi tazminat talebinin müvekkili olan kurum tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, Müterafik kusur oranında, tazminat tutarından indirime gidilmesi gerektiğini, …nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limitinin kusur oranı ile sınırlı olduğunu, beyan etmekle; davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; asgari ücretle inşaatlarda çalışarak geçimini sağladığını, 2 yaşındaki bir çocuğun davalının motosikletine güvensiz bir şekilde seyahat ettiğini, bu çocuğun anne ve babasının da en az kendileri kadar suçlu olduğunu, davacıların kendi hatalarını bastırmak için kendilerinde günah çıkartmaya çalıştığını ve kendilerinden hakları olmayan bir parayı talep etmeye çalıştıklarını beyan etmekle; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu … Model … plakalı aracını kardeşi …’e verdiğini, muayene ve bandrol işlemlerinin kendisi tarafından yapıldığını, ancak aracı trafikten üzerine devir alacağını beyan ederek her hangi bir işlem yapmadığını, aracın kaza sırasında muhatabın kimliği ve ehliyetiyle birlikte sabit olduğunu, kesinlikle bir kusurunun olmadığını beyan etmekle; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı konusu talebin zaman aşımına uğradığını, müvekkili olan şirkete herhangi bir başvuru yapılmadan huzurdaki davanın açıldığını, sigortalı araç sürücüsüne yüklenecek kusuru ve meydana gelen zararı davacının ispat yükümlüğünün olduğunu, söz konusu kazada motosiklet sürücüsü …’a atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davacı ölenin ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, mahkeme tarafından faize hükmedilmesi halinde dava tarihi başlangıç olarak esas alınması gerektiğini, ayrıca hükmedilecek faizin yasal faiz olmadığını beyan etmekle; davanın reddini, yargılama harç ve giderlerinin davacıya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: … tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıların meslekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Davaya konu trafik kazasında kusur durumu, davacıların murisi …’un vefatı sebebiyle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları, varsa miktarı ve her bir davalının talep edilen maddi ve manevi tazminattan dolayı hukuki sorumluluklarının olup olmadığı hususları ihtilaflıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nın 53. Maddesinde düzenlenmiş olup, hangi hallerde bu tazminata hükmolunacağı açıklanmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. TBK 53. Maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır. Sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimsenin devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunması gerekir. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olan olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır.
2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı”, aynı Kanun’un 3. maddesinde ise işleten tanımı yönünden “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” düzenlemesine yer verildiği,
2918 sayılı KTK 85/son maddesinde ” işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu”, olduğu,
2918 sayılı KTK 86/2 maddesinde ” sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği”,
2918 sayılı KTK 91/1 maddesinde “İşletenlerin, bu Kanununun 85. maddesinin 1 fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu” bulunduğu,
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu … limitlerine kadar temin edeceği… ” düzenlenmiştir.
Manevi tazminat ise, TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne amirdir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun KTK 3 maddesinde İşleten, “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d bendi “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir. ” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa’nın 20/d maddesinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiş ve anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir.
Davacılar vekili tarafından dosyaya Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas … karar nolu kararı, kaza tutanakları, trafik kayıtları, davacılara ait SGK kayıtları, bilirkişi kusur raporu, mirasçılık belgesi, aktüerya hesap raporu, … kayıtları, SGK kayıtları sunulmuş, Antalya SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacılara rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı peşin sermaye değerinin ne olduğu hususu sorulmuş, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, Davalı … şirketine müzekkere yazılarak dava konusu araçlara ait poliçesi sureti ve hasar dosyaları getirtilmiş, gerçek kişi davacı ve davalıların sosyal ekonomik durumunun araştırılması için ilgili ilçe emniyet müdürlüklerine müzekkereler yazılmış, Dosya ATK Trafik ihtisas dairesine gönderilerek kusur durumuma ilişkin rapor aldırılmış, Davacı tanıkları dinlenmiş, dosya aktüer konusunda uzman bilirkişi …’a tevdi edilerek destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili rapor aldırılmış, aktüer raporuna itirazlar üzerine bilirkişiden yeniden ek rapor aldırılmış, ikinci ek rapor aldırılmış ve davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunulmuştur.
Davacı tanığı … … tarihli celsede” Davacılar benim oğlum ve gelinim. Ölen ise torunumdur. Ölen torunum davacıların tek çocuğuydu. Gelinimin ise önceki evliliğinden olma 2 çocuğu vardır. Oğlum kazadan önce çalışıyordu. Kaza olduktan sonra her iki davacı da psikolojik olarak çok etkilendi. Oğlum işten çıkmak zorunda kaldı. Bu süre zarfında kendilerine ben maddi yönden destek olmaya çalıştım. Şuan tekrar işe girdi. 5-6 aydır çalışmaktadır. Davalı taraf kazaya sebebiyet verdiği halde kazadan sonra gelip de bir baş sağlığı dilemediği gibi maddi ve manevi olarak da hiçbir katkıda bulunmadı. Torunum öldüğünde 2 aylıktı. Davalının kendi ailesinden de gelen olmadı. Söyleyeceklerim bundan ibarettir ” şeklinde beyan vermiştir.
Davacı tanığı … … tarihli celsede” Davacı benim amcamın oğlu ve eşi olur. Davacıların ortak 1 çocuğu vardır. Kazada vefat eden de bu çocuktur. Bunun haricinde davacı hanımın önceki evliliğinden olma 2 çocuğu vardır. Kazadan sonra taraflar psikolojik olarak çok etkilendiler. Hatta davacı … kazadan sonra psikolojik durumu nedeniyle işten ayrıldı. Bu periyotta kendisine babası ve annesi destek oldu. Bunun yanında şuanda kendisini toparlayıp 1-2 aydır da çalışmaktadır. Bildiğim kadarıyla da kazayı yapan tarafça herhangi bir şekilde maddi ya da manevi bir destek almadılar. Söyleyeceklerim bundan ibarettir” şeklinde beyan vermiştir.
Davacı tanığı … … tarihli celsede” Davacılar benim oğlum ve gelinimdir. Ölen ise torunumdur. Torunum vefat ettiğinde 2- 2,5 aylıktı. Oğlumun başka bir çocuğu yoktur. Gelinimin ilk evliliğinden 2 çocuğu vardır. Kazadan dolayı davacılar psikolojik olarak çok kötü günler geçirdiler. Davacıların aralarında geçim sıkıntısı oldu. Oğlum işten çıktı. Hatta kendi aralarında bile sorunlar yaşamaya başladılar. Ben bu süre zarfında kendilerine maddi açıdan destek olmaya çalıştım. Oğlum da 6-7 aydır çalışmaktadır. Bundan önce birkaç kez işe girdiği halde psikolojisi bozuk olduğundan dolayı çalışamayarak işten ayrılmak zorunda kaldı. Kazadan sonra da kazaya sebebiyet verenler tarafından maddi ya da manevi herhangi bir destek görmediler. Söyleyeceklerim bundan ibarettir ” şeklinde beyan vermiştir.
Davacı tanığı … … tarihli celsede” Ben davacıların 2 – 3 yıllık komşusuyum. Davacılardan …’nin öncelik evliliğinden olma 2 çocuğu vardır. Ayrıca davaya konu olan kazada vefat eden davacı … ile birlikte bir de ortak çocukları vardı. Davacı …’in kazada ölen kızından başka çocuğu yoktur. Kaza nedeniyle davacı … yataktan kalkmaz oldu. Davacı …’de eşiyle ilgilenebilmek için işini bırakmak zorunda kaldı. Yaşamış oldukları bu psikolojik sıkıntı nedeniyle boşanacak duruma dahi geldiler. Davacı … 5-6 aydır çalışmaya başladı. Öncesinde eşinin durumu çok kötü olduğu için işe girse de onunla ilgilenebilmek için işten ayrılmak zorunda kalıyordu. Bu süre zarfında davacı …’in ailesinin yardımcı olduğunu ayrıca davacı …’nin ölen eşi nedeniyle çocuklarına bağlanan maaş ile geçinmeye çalıştıklarını biliyorum. Karşı taraf ise kaza nedeniyle davacılara herhangi bir maddi ya da manevi destekte bulunmadılar. Söyleyeceklerim bundan ibarettir ” şeklinde beyan vermiştir.
Davacı tanığı … … tarihli celsede” Davacılar benim arkadaşım olurlar. … yılından beri kendilerini tanıyorum. Davacıların ortak olmayan …’nin 2 çocuğu vardır. Davacı … ile ortak olan çocukları ise kazada ölen kızlarıdır. Davacı …’in ölen kızı dışında başka bir çocuğu yoktur. Kazadan önce tanışmış olduğum davacı … bizim gibi normal bir insandı. Fakat kazadan sonra kendisini tanıyamacağım bir hale geldi. Halen de Akdeniz Ateşi hastalığı nedeniyle tedavi görmektedir. Davacı …’de eşi bu durumda olduğundan dolayı işten ayrılıp eşine destek olmaya çalıştı. Bu nedenle kendilerine ailesi maddi açıdan destek olmaya çalıştı. Davacı … ise şuan çalışmaya başladı. Otobüs şoförü olarak görev yapmaktadır. Kazadan sonra davalı tarafça davacılara bu süre zarfında maddi ve manevi herhangi bir destek olmadığını biliyorum. Söyleyeceklerim bundan ibarettir” şeklinde beyan vermiştir.
Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas … karar nolu dosyasında sonuç olarak; Dosyanın … tarihinde karar çıktığı, …nun 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Sanık …’un 2 pıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Sanığın olumulu tavrı ve davranışları takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasından indirim yapılarak 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, mahkum olunan hapis cezasının ertelenmesine ve seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına, denetimli serbestlik uygulanmasına yer olmadığına, 5 yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Müdürlüğünden gelen … tarihli yazı cevabında; Davalı …’un çalışmadığı, gelirinin olmadığı, evli iki çocuk annesi olduğ, fiziksel engelinin olmadığı, ilkokul mezunu olduğu, üzerine kayıtlı bir arabanın olduğu, Davalı …’un Bekar ve lise mezunu olduğu, kasapta dağıtım şoförü olduğu, …TL maaşı olduğu, …-TL ye kirada oturduğu, gayri menkulü ve taşınır malının olmadığı, davacı … ‘ın evli ve bir çocuk babası olduğu, dolmuş şoförü olduğu aylık gelirinin …TL olduğu, …TL kirada oturduğu, gayrimenkulü ile taşınır malları olmadığı, Davacı …’ın evli ve bir çocuk annesi olduğu, ilk okul mezunu ve ev hanımı olduğu, aylık gelirinin olmadığı, … TL kirada oturduğu, gayrimenkulünün ve taşınır malının olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
… Müdürlüğünün … havale tarihli yazı cevabında; Davalı …nun belirli bir maaşının olmadığı, geçimini gündelik bulduğu işler ve annesinin yardımı ile sağladığı, çalıştığı zaman aylık ortalama …TL gelirinin olduğu, annesine ait evde oturduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
… A.Ş’den gelen … havale tarihli yazı cevabında; … plakalı araca ait … nolu trafik … poliçesinin suretinin gönderildiği anlaşılmıştır.
ATK Trafik ihtisas Dairesinden gelen … tarihli kusur raporunda sonuç olarak; Davalı …’nun %80 oranında kusurlu, davalı sürücü … Yavuz’un %10 oranında kusurlu, Davacı …’ın %10 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
… havale tarihli Aktüer Bilirkişi …’ın bilirkişi raporunda sonuç olarak; … tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …’ın geri kalan davacılardan; babası … için destekten yoksun kalma zararının davalılar kusuruna isabet eden kısmı …-TL ve annesi … için destekten yoksun kalma zararının davalılar kusuruna isabet eden kısmı …-TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Bilirkişi …’ın … havale tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; Kök rapordaki hesaplamayı değiştirecek yeni bir bilgi ve bulgu olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi …’ın … havale tarihli bilirkişi 2. ek raporunda sonuç olarak; Kök rapordaki hesaplamayı değiştirecek yeni bir bilgi ve bulgu olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin … havale tarihli ıslah dilekçesinde sonuç olarak; Müvekkili … açısından destekten yoksun kalma tazminatı olarak …-TL olarak dava ettikleri destekten yoksun kalma tazminatını …-TL olarak, Müvekkili … açısından destekten yoksun kalma tazminatı olarak …-TL olarak dava ettikleri destekten yoksun kalma tazminatı miktarını …-TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Ancak mahkememizce bilirkişi raporundaki temel ögeler esas alınmakla birlikte müterafik kusur ve hatır taşıması yönünden de değerlendirme yapılması gerektiği, öncelikte bu hususlarda da değerlendirilip gerçek kusura tekabül eden tazminat miktarı bulunduktan sonra … tarafından dava tarihinden önceki ödemelerin güncellenmiş değerlerinin mahsup edilmesi gerekeceği anlaşılmıştır.
Nitekim TBK’nın “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakimin, tazminatı indirebileceği ya da tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır. Bu düzenlemeler doğrultusunda, meydana gelen trafik kazasında davacı …’ın denge unsurlu araca kucağında dışarıya taşıma yapacak şekilde bebek murisin bulunduğu pusetle yolculuk yaparak kazaya neden olduğu, olayda müterafik kusurunun olduğu değerlendirilmiş ve bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarları üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
Bu şekilde: davacı …’ın …-TL tazminat alacağından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra belirlenen …-TL;
Davacı … ‘ın …-TL tazminat alacağından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra belirlenen …-TL olmak üzere toplam …-TL tazminat alacaklarından, davalıların sürücü, işleten ve ZMM sigortacısı olarak gerek 6098 sayılı TBK. gerek 2918 sayılı KTK ve ZMSS poliçesi genel şartları uyarınca sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı araç maliki …, dava konusu … Model … plakalı aracını kardeşi …’e verdiğini, muayene ve bandrol işlemlerinin kendisi tarafından yapıldığını, ancak aracı trafikten üzerine devir alacağını beyan ederek her hangi bir işlem yapmadığını, aracın kaza sırasında muhatabın kimliği ve ehliyetiyle birlikte sabit olduğunu iddia etmişse de resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün olmadığı, bu nedenle de işleten sıfatıyla halen sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … şirketinin davadan önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceği, … yönünden … tarihinden itibaren sorumlu olabileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmış olmakla maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talepleri bakımından ise somut olayın özellikleri, tarafların kusur durumu, sürücülerin yargılama süreci içinde duruşmalarda sergilediği pişmanlık ve üzüntüleri, tarafların sosyal ve ekonomik koşulları, manevi tazminatın zenginleşme ve yoksullaşma nedeni olmaması, paranın alım gücü dikkate alınmak suretiyle davacı … için …-TL, davacı … için …-TL olmak üzere toplam …-TL manevi tazminatın, Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri gereği haksız fiil sorumlusu davalı sürücülerden ve Karayolları Trafik Kanunu’nun işletenin sorumluluğuna ilişkin hükümleri gereği araç işletenlerinden alınmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı … için …-TL davacı baba … için …-TL olmak üzere toplam …-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar …, … ve … yönünden kaza tarihinden, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden, … yönünden … tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (Davalı … şirketi ve …ının kaza tarihindeki trafik sigortası teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
*Davacıların fazlaya dair maddi tazminat istemlerinin reddine,
a-Maddi tazminat yönünden; alınması gerekli …-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davalılar …, …, … …, … Aş. Ve …ndan müşterek ve müteselsilen tahsiline, hazineye gelir kaydına,
b-Maddi tazminat yönünden; Davacı tarafından yatırılan 170,78.-TL peşin harç, 29,20.-TL başvuru harcı ve 157,46.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 357,44.-TL harcın davalılar …, …, …, … Aş. Ve …ndan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
c-Maddi tazminat yönünden; Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 1.247,00.-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan …-TL’sinin davalılar …, …, …, … Aş. Ve …ndan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
*Bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Maddi tazminat yönünden; davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.818,14.-TL nispi vekalet ücretinin davalılar …, …, …, … Aş. Ve …ndan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
e-Maddi tazminat yönünden; davalı … Aş. ve davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
2-Davacılar tarafından davalılar …, … ve … aleyhine manevi tazminat istemiyle açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı … için …-TL, Davacı … için …-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
*Davacıların fazlaya dair manevi tazminat istemlerinin reddine,
a-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 2.049,30.-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar …, … ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Manevi tazminat davasında ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
c-Manevi tazminat yönünden davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.600,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı asilin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/04/2019

Katip …
e- imzalıdır

Hakim …
e- imzalıdır