Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/671 E. 2018/105 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/671
KARAR NO : 2018/105
DAVA : Sigorta
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: olay günü olan … tarihinde … ili, … İlçesi, … … Mevkii … Mahallesi … … Caddesi üzerinde yolun sağında bulunan Elektrik Direğine çarpmasıyla meydana gelen trafik kazasında, müvekkiline ait aracın maddi hasara uğradığını, söz konusu trafik kazası sebebiyle müvekkilinin aracında meydana gelen toplam 12.980.00 TL’lik hasar meydana geldiğini, olay tarihinden sonra davaya konu aracın götürüldüğü servise ait raporda hasar bedelinin belirtildiğini, aracın … poliçe numarasıyla Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi sigortası davalı … … … A.Ş.’nin … başlangıç … bitiş tarihli sigorta poliçesi ile yapıldığını, ancak kazanın hemen sonrasında tutulan … tarihli kaza tespit tutanağının … tarihinde sigorta şirketine ibraz edilmesine ve söz konusu hasar miktarının talep edilmesine rağmen her hangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafindan … Noterliği …/…/… tarih, … yevmiye numarası ile ihtar çekildiğini, muhatap şirkete … tarihinde tebliğ edilmiş fakat davalı tarafindan bu güne kadar müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, kaza tespit tutanağının ilgili sigorta şirketine ibraz edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması sebebiyle, müvekkilinin uğradığı zarar ve sair hususların tazmini için eldeki davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya bakmaya görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu sigortalı aracın hasarı ile olay yerinin örtüşmediğini, bu durumda sigortalı kara araçlarının kasko sigortası genel şartlarının B.1. Rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalı veya sigorta ettirenin yükümlülükleri başlığı altındaki yükümlülüklerden 1.4. Zorunlu haller dışında rizikonun gerçekleştiği yer veya şeylerde bir değişiklik yapmamak kuralına riyat etmediklerini, Off Road teminatı bulunmayan davaya konu aracın Off Road olarak kullanılırken hasarlanmış olabileceğinden teminat dışında kalan hasara istinaden açılan işbu davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: kasko sigortasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce dosyamız makine mühendisi bilirkişi …’a tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi …/../… havale tarihli raporunda; dava konusu .. .. … plaka sayılı araçtaki hasar bedelinin 12.980,00.-TL olduğu hususunda rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce …/…/… tarihli celsede davacı tanığı …’ün ifadesi alınmış tanık beyanında;” bana göstermiş olduğunuz görgü tespit tutanağı altındaki imza bana aittir. Tutanağı diğer polis memuru arkadaş … … ile birlikte düzenledik. Kaza meydana geldikten sonra biz olay yerine gittik. Kaza yapan araç arazi aracıydı. Yolun kenarında bulunan elektrik direğine çarpmıştı. Elektrik direği yolun virajının başladığı yerde yolun kenarında değil de yolun içindeymiş gibi duran, alt tarafı beton olan bir direkti. Gördüğüm kadarıyla yol ile aynı seviyedeydi. Aracın direğe çarptığı noktada araca ait parçalar vardı. Hatta betonun üzerinde tekerlek izleri vardı. Bunları ölçtüğümüzde araca ait lastikler ile aynı ölçülerde olduğunu tespit ettik. Benim olay hakkında hatırladıklarım bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine aynı celse ifadesi alınan … … ise beyanında; “bana göstermiş olduğunuz görgü tespit tutanağını diğer polis memuru arkadaşım … … ile düzenledik. İçeriğini olduğu gibi tekrar ediyorum. Kaza yapan araç kamyonet olarak geçen çift kabinli araçtı. Ben olay yerine arkadaşım ile vardığımda aracın yolun kenarında bulunan beton elektrik direğine çarpmış bir durumda gördüm. Olayın üzerinden uzun bir zaman geçtiği için ayrıntılarıyla hatırlamıyorum. Gördüklerimi de zaten düzenlemiş olduğum görgü tespit tutanağında ayrıntılarıyla, ölçümlerini de yapmak suretiyle belirttik. Kaza yapan kişinin bize bildirmiş olduğu kaza saati ile tutanak düzenleme saati arasında farklılık bulunmasının sebebi olay günü Antalya’da G20 zirvesi olduğundan dolayı çoğu polis memurunun burada görevli olması, ayrıca da kazanın meydana geldiği yerin bizimle Jandarmanın sorumluluk bölgesi arasında olduğundan olayın ihbar edildiği, arkadaşlar tarafından bölge muallakta kaldığından aldırılamamış olabilir. Ancak bölge bizim sorumluluk alanımızdadır. Ben araç sahibi ve yanındaki arkadaşlarına da mağduriyet yaşamamaları için bizim yaptığımız her işi fotoğraflamalarını istedim. Daha sonra olay yerine Jandarma ekibi de gelmişti. Sorumluluk bölgesi bize ait olduğu için Jandarma burada herhangi bir işlem yapmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Diğer tanık … … ise beyanında; “ben olay günü … evimden …’da bulunan iş yerime doğru gidiyordum. Dava konusu aracı ve aracı kullanan davacının eşi …’i tanıdığımdan dolayı aracın kaza yaptığını da görünce yardım etmek amacıyla durdum. Aracın Airbag’leri açılmıştı. Ben ilk başta aracın durduğunu zannediyordum. Fakat aracın yanına yaklaştığımda Airbag’lerin patladığını görünce aracın kapısını açtım ve sürücüyü dışarı çıkardım. Araç yol kenarında bulunan elektrik direğine yandan sürtmüş gibi görünüyordu. Fakat kazanın sürücü arkadaşın anlatımıyla yolda bulunan çukura aracın girmesi neticesinde meydana geldiğini söyledi. Daha sonra aracın altına eğilip kontrol ettiğinde, rot kolunun kırık olduğunu farkettim. Olay günü yol üzerinde çukur vardı. Fakat çok derin olmayan, çok da geniş olmayacak, ancak araç girdiği zaman sarsacak şekilde bir çukurdu. Olaydan sonra polise haber verdik. Fakat kendilerinin nöbet değişimi olduğundan bahisle yaklaşık 1-1,5 saat sonra belki de 2 saati de bulmuş olabilir polisleri ancak olay yerine gelebildiler. Fakat daha sonra buranın kendi sorumluluk alanları olmadığını söylemeleri üzerine bu kez de onlar Jandarma ile irtibata geçtiler. Daha sonra da ben işim olduğundan dolayı olay mahallinden ayrıldım. Daha sonra öğle saatlerinde tekrar buradan geçtiğimde aracın halen kaza mahallinde olduğunu gördüm.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
…/…/… tarihli davacı tanığı … … ise alınan beyanında; ” Ben halen … … Mahalle Muhtarı olarak görev yapıyorum. Davacıyı da aşçılık yaptığından biliyorum olay günü mahallenin sakinlerinden … … … İlk ve Ortaokulu aşure etkinliğinde aşçı olarak geleceği için geç kalınca kendisini aradığımda bana kaza yaptığını söyledi. Ben olay yerine gittiğimde davacının aracının elektrik direğine çarpmış şekilde gördüm. Elektrik direğinin alt kısmı betondan üst kısmı ise demirden üretilmişti. Daha önce de bu şekilde birkaç sefer olay mahallinde kaza oldu ben aracı kullanan Muhammet beyi sorduğumda yolda çukur olduğunu, çukuru fark edemediğini bu nedenle kaza yaptığını söyledi. Ben olay mahallinde iken polisler henüz gelmemişlerdi. Ben olay yerine geldiğimde sürücü Muhammet bey araçtan dışarı çıkmıştı. Bahsetmiş olduğum üzere okula yemek pişirmeye geleceğinden dolayı malzemeleri başka bir araca yüklüyorlardı. Kazanın meydana geldiği yolda çukuru ben de gördüm. 1 metreye yakın 80-90 cm çapında bir çukurdu. Söz konusu yolda ağır vasıta kamyonlar sürekli geçtiği için çukurlar oluşabilmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacıya ait ve kazaya karışan … … … plaka sayılı araç davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş bireysel genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olup, kaza tarihi olan …/…/…tarihi itibariyle poliçe yürürlüktedir.
Her ne kadar davalı vekili Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu iddiası ile görev itirazında bulunmuş ise de, davaya konu aracın ticari nitelikte araç olması nedeniyle taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olduğu, bu bağlamda mahkememiz görevli olduğundan davalı sigortanın görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Somut davada ispat yükü davalı sigorta şirketinde olup, davalı tarafça meydana gelen rizikonun sigorta teminatı kapsamında kalmadığını ispatlamak zorundadır. Somut davada her ne kadar davalı sigorta tarafından sunulan cevap dilekçesinde olay yeri ve araç üzerinde yapılan incelemelerde araçta meydana gelen hasar ile olay yeri tutanağında belirtilen kazanın oluş şekli ile uyuşmazlık bulunduğu, bu nedenle aracın kazanın meydana geldiği şekilde değil, arazide kullanılması nedeniyle hasarın meydana geldiğini iddia ederek, meydana gelen zararın teminat dışında kaldığını ileri sürmüş olup, dosya kapsamında bulunan ve Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen olay tarihli görgü tespit tutanağı ile yargılama sırasında dinlenen tutanak tanıkları … … , … … ve …’nın yeminli beyanlarında meydana gelen kazanın davacının iddia ettiği şekilde oluştuğu, bunun yanında meydana gelen kazada zararın olayın oluş şekline uygun olduğu yönünde beyanları karşısında davalı sigortanın savunmasının gerçeği yansıtmadığı, yargılama sırasında alınan …/…/… havale tarihli bilirkişi raporunda da, belirtildiği şekilde davacının arcında meydana gelen hasarın bedeli olan 12.980,00.-TL yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, kasko sigortalarında yargıtay yerleşik içtihatlarına göre; temerrütün sigorta şirketi tarafından ekspertiz raporunu düzenlendiği tarih dikkate alınarak davacının olay tarihinden itibaren faiz talebi yerinde görülmemiş ve ekspertiz raporunun düzenlendiği …/…/… tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekmiş, davacı vekili dava dilekçesinde açıkça yasal faiz talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği hükmedilen tazminata yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
12.980,00.-TL’nin, 13/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 886,66.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 240,46.-TL harcın mahsubu ile bakiye 646,20.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 1.028,06.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/02/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)