Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/662 E. 2021/667 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/662 Esas
KARAR NO : 2021/667
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/09/2016
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … tarihinde saat …:… sıralarında davalılardan … sevk ve idaresindeki … … … plaka sayılı otobüs ile … … … … istikametinde seyir halinde iken kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen durmayarak … bulvarı istikametine seyir ettiği esnada … … istikametinden … … istikametine … … geçmek isteyen davacı …’nin sevk ve idaresindeki … … … plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde kaza meydana geldiğini, kaza sonucunda davacı özürlü kalacak şekilde yaralandığını, olaya ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …/… … sayısıyla soruşturma açıldığını, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağına göre davalı …, 2918 sayılı KTK’da yer alan sürücü kusurlarından m.47/1B “Kırmızı ışık kuralına uymamak” kuralını ihlal etmesi nedeniyle Asli kusurlu bulunduğunu, 2918 sayılı yasanın 97. Maddesi gereği tarafımızca … … … plaka sayılı aracın sigorta edeni davalı ….’ne … tarihinde yapılan başvuru yanıtsız bırakıldığını, eldeki davada, davacı, büyük acı çekmesine neden olmuş ve halen ağır sonuçları devam eden, yüksek olasılıkla da gelecekte de sonuçlarının devam edeceği anlaşılan haksız fiil nedeniyle manevi tazminat, uğradığı zararlar ve yaptığı masraflar karşılığı ise maddi tazminat (beden tamlığının ihlalinden doğan) talep edildiğini, bu nedenlerle sigorta eden yönünden temerrüt tarihinden (…) ve diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden (…) itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, 3.200,00TL’si maddi tazminatın 3.000,00TL’si beden tamlığının ihlalinden, 200,00TL’si tedavi amaçlı ulaşım giderinden kaynaklı davalılardan müştereken ve müteselsilen, 100.000.00TL manevi tazminatın ise sigorta eden dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu kazaya karışan … … … plakalı araç müvekkil şirket tarafından sigortalı bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, poliçe nedeni ile sorumluluklar, davacının alacağını ispat etmesi kaydıyla azami teminat limiti olup, teminat miktarı aşamayacağını, poliçe teminat limitleri muaccel borçlar olmayıp, ödenebilecek azami temimat limitini ifade ettiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuruna bağlı ve orantılı olduğunu, Müvekkil şirket tarafından kasko poliçesi düzenlenmiş olması sebebi ile davacıların talep ettiği maddi tazminatlar sebebi ile bir sorumluluğu bulunmadığını, davacıların maddi tazminat talepleri … … … plakalı aracın zorunlu trafik poliçesini düzenleyen ….’nin sorumluluğunda olup zaten dava dosyasında davalı durumda bulunduğunu, Müvekkil şirketin sorumluluğu zorunlu trafik poliçesi üzerinde davacıların maddi zararının oluşması halinde doğacağını, davaya konu kaza … yılında meydana gelmiş olup … yılı itibari ile zorunlu Trafik poliçesi limiti 310.000,00 TL olup müvekkil şirketin sorumluluğu davacıların 310.000,00 TL teminat üzerinde bir maluliyet tazminatı talep etme hakkı olduğunda başlayacağını, dosyadaki kusur oranı vs. durumlar nazara alındığında müvekkil şirketin davacıların talep ettiği maddi tazminattan sorumlu olması mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve cevap vermiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi ve işleteni olduğu … … … plakalı araç ile şehir içi yolu taşımacılığı işi yaptığını ve aracın … tarafından sigortalı bulunduğunu, bundan dolayı araç ile ilgi ortaya çıkabilecek kazalar ile ilgili olarak, poliçe kapsamı incelendiğinde görüleceği üzere hem maddi hem manevi tazminat istemleri de poliçe sorumluluk kapsamına alındığını, sigortanın bu çerçevede hukuki koruma içerdiğini, bu nedenle müvekkili hakkında aleyhe verilebilecek tazminat istemleri bu kasko poliçesi gereği sigorta şirketin tazmin yükümü altında olduğu hukuki korumayı kapsadığını, …’ni davaya dahil edilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap vermiştir.
Davalı …. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirketi iş bu davadan önce yaptığı başvuru üzerine şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, şirkete maluliyet oranını gösteren raporun ibraz edilmediğini, müvekkil şirkete yapılan başvuruda yeterli ve gerekli evrakın bulunmaması sebebiyle başvurunun sonuçlandırılamadığını, davacı tarafın geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatına talep ettiğini, ancak trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, 6111 sayılı Kanun uyarınca davalı şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını,, davacının bu talebinin davalı şirket açısından reddi gerektiğini, davacı tarafın sigortalıya kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini ve müvekkil şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kaza tarihinden geçerli poliçe teminatlarının 310.000,00 TL olduğunu, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, tazminat hesabında malul kalanların motosiklet üzerinde seyahat halindeyken kask takmaması ve araca uygun kıyafetleri giymemesi sebebiyle kusurlu olması nedeniyle hesap yapılırken asgari %25 oranında oranında indirim yapılması gerektiğini, aleyhlerine açılan davanın reddini talep ve cevap vermiştir.
Davalı …’ın davaya cevap vermediği görülmüştür.
Dava: …/…/… tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının talp etmiş olduğu maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında kusur oranının ve alacak miktarının ihtilaflı olduğu, davalı … vekilinin yetki itirazında bulunduğu görüldü.
Mahkememiz davaya bakmaya görevli ve yetkili olup, herhangi bir dava ön şartı noksanlığı söz konusu değildir.
… … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının …/…/… tarihli ek raporunda; …’in yaralanması neticesinde gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 1 ay olduğunu, sürekli iş göremezlik oranın %16.2 olduğu rapor edilmiştir.
… … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının …/…/… tarihli raporunda; peroneal sinir lezyonu (Travma sonrası fraktur nedeniyle) … yılında ADTK sonrası sol ayak metatars kırığı sonrası ayakta uyuşma ağır, baş parmakta güçsüzlük yakınması olan hastanın sol alt ektremite başparmak dorsal fleksiyonunda silik parezisinin mevcut olduğunu ve yürümesinin normal olduğu rapor edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının …/…/… tarihli raporunda; “… oğlu, … doğumlu …’in …/…/… tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak:
Gr1 XII(28Aa……………10) A %14
Gr1 XII(16Ca……………15) A %19×1/3=%6.33
Balthazard formülüne göre %19,44
E cetveline göre % 14,3 (yüzdeondörtvirgülüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği” rapor edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının …/…/… tarihli raporunda; davalı sürücü …’ın % 50 (yüzde elli) oranında kusurlu, davacı sürücü …’in % 50 (yüzde elli) oranında olduğu rapor edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi Başkanlığının …/…/… tarihli raporunda; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %14 (yüzdeondört) olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, özürlülük kavramı ile meslekte kazanma gücü kaybı kavramlarının farklı olduğu, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, bu nedenle düzenlenmiş özürlülük raporu ile maluliyet raporunun mukayese edilemeyeceği rapor edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi …’ün …/…/… tarihli raporunda; davacının maluliyet oranının %14 ve iyileştirme süresinin 6 ay olduğunu, kazadan önce asgari ücretin 1.7523 katı düzeyinde gelir elde ettiğini, iyileşme süresinin sonundan itibaren işbu rapor tarihine kadar asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama neticesinde talep edilebileceğini, süreli iş göremezlik zararının 64.678,42 TL, geçici iş göremezlik zararının 6.839,17 TL olduğu rapor edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi …’ın …/…/… tarihli raporunda; davacının …/…/… tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu yaralandığı …/…/… tarihinde trafik kazası sonucu yaralanan davacının tedaviye bağlı yol giderleri yönünden talep edebileceği zararın 258,70 TL olduğu rapor edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi …’ın …/…/… tarihli Ek raporunda; İhbar Olunan … Vekilinin İtirazının değerlendirilmesinde, Müterafik kusur değerlendirmesinin Mahkemenin takdirinde olup, hesap raporunda uygulanamayacağını, diğer itirazların tedavi giderleri ile ilişkili olmadığı rapor edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişi …’ün …/…/… tarihli Ek raporunda; …/…/… tarihli rapordan farklı olarak, yalnızca bilinen son asgari ücret tutarının ve işlemiş dönem sonu tarihinin değiştirildiğini; bunun dışında hesaplamaya esas alınan tüm ilke ve kriterlerin aynen muhafaza edildiğini, bu şekilde yeniden yapılan hesaplama neticesinde, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin …/…/… tarihli raporu doğrultusunda %50 oranında kusur indirimi yapıldıktan sonra, davacının uğradığı; geçici iş göremezlik zararının 6.839,17 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 79.038,51 TL olarak hesaplandığı rapor edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişi …’ün …/…/… tarihli Ek raporunda; davacının uğradığı; geçici iş göremezlik zararının 6.839,17 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 120.297,03 TL olarak hesaplandığı rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin …/…/… tarihli dilekçesinde; davacının maddi tazminat isteminden tüm kalemler itibariyle feragat ettiklerini, manevi tazminat istemi ile ilgili olarak karar verilmesini ve kararda işin gereği olarak davalılar lehine maddi tazminat isteminden feragat nedeniyle yargılama giderlerine ilişkin hüküm verilmemesini beyan etmiştir.
Davalı …. Vekilinin … tarihli dilekçesinde; davacı taraf ile sulhen anlaşmaya varılarak ödeme yapıldığından davacının taleplerine ilişkin olarak müvekkil şirket hakkında dava konusuz kaldığından karar verilmesine mahal olmadığına, müvekkil şirketçe yargılama gideri ve vekâlet ücreti talep edilmediğinden bu konuda lehimize hüküm kurulmasına yer olmadığını beyan etmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Davacı vekili celse arasında sunduğu …/…/… tarihli beyan dilekçesi ile davalı …’ den ödeme aldığından maddi tazminat davası yönünden feragat ettiği, eldeki davanın manevi tazminat davası olarak devam ettiği anlaşılmıştır.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde davacının talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçmesi şeklinde tanımlanmış olup, HMK.’nun 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı; 310. maddesinde ise, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı vekili tarafından maddi tazminat yönünden davadan feragat edilmekle, feragatın yargılamaya tek yönlü olarak son veren ve kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemi olması gözetilerek davacı tarafından davalılar … ve … ile davalı … aleyhine maddi tazminat isteminde açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi davacının feragat beyanı hakkın özünden feragat olmayıp dava konusu alacağın yargılama sırasında ödenmesi nedeni ile davalının ibrasına yönelik olduğundan davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemiştir.
Manevi tazminat ise TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ayrıca ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olayın özellikleri, ceza dosyasında alınan beyanlar ve düzenlenen bilirkişi raporu, davacı sürücü ile davalı sürücünün kusurlarının eşit oluşu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacı …’nun kazadan sonraki oluşan %14 engellilik oranı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabilmesi, kazanın meydana geldiği tarih göz önünde bulundurulmak suretiyle olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun olarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hem davacıların duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi hem de zarara neden olanın vicdani duygularının tatmin edilmesi amacıyla manevi tazminat davasının kısmen kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davasının feragat nedeni ile reddine,
-Alınması gerekli 39,53-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 352,48 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 312,95-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya İADESİNE,
-Davacı tarafça maddi tazminat yönünden yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile,
15.000,00.-TL manevi tazminatın, davalı … ve …’den haksız fiil tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
-Davacı tarafça manevi tazminat yönünde ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
5-Davalının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, masraflar toplamından ibaret toplam 50,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 7,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile İhbar olunan HDI ve … vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalılar yoklunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı