Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/577 E. 2018/849 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/577 Esas
KARAR NO : 2018/849
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2016
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: tarafların …’in mekanik tesisat işlerinin yapılması için …/…/… tarihinde anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşmeye konu işi bitirdiğini fakat hak edişlerinin bir kısmını aldığını bir kısmı olan (ticari bakiyeyi) 117.027,00-TL’ sini alamadığını, bunun üzerine kalan bakiye için icra takibi başlattığını, davanın 122.109,47-TL miktarındaki icra takibine karşı itiraz ettiğini, ve takibin durduğunu beyan etmekle davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalini, takibin devamına, haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre işin …/…/… tarihinden itibaren 150 gün olduğunu, buna göre …/…/… tarihinde işin müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini ve toplam bedelinin 350.000,00TL + KDV olduğunu, davacının işi süresinde bitiremediğini, geçici veya kesin kabul de yapılmadığını, davacının …tarihinde faturayı tanzim ettiğini, müvekkilinin otelde yaptığı incelemede işin tamamlanmadığını ve işin ayıplı olduğunun tespit edildiğini beyan etmekle davacının davasının reddini, takibe konu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine, davacı vekili tarafından taşeron sözleşmesi, banka dekontları, çek suretleri, mutabakat formu ibraz edilmiş, … İcra müdürlüğünün …/… sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporu aldırılmış, ayrıca davacı tanıkları dinlenilmiştir.
Dava; dava davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibine karşı açılan, yapılan işin ödenmeyen kısmına ilişkin alacak davası olup faturaya dayalı ilamsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptali formatında açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafın davalı ile yapmış olduğu taşeronluk sözleşmesi uyarınca icra takibine konu 117.06,00.TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte davalıdan alacaklı olup olmadığı, işin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı hususları ihtilaflıdır. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı ihtilafsızdır.
… İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …Şti tarafından borçlu … aleyhine, mekanik ve tesisat iş bedeline istinaden, 117.026,00.-TL asıl alacak, 5.085,42.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 122,109,42.-TL alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemlerine işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibine girişildiği, borçlu yetkilisinin …tarihinde itiraz dilekçesi ibraz ettiği takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen Taşeron Sözleşmesi başlıklı belgenin incelenmesinde; işverenin …Şti, taşeronun …Şti olduğu, işin konusunun …Mekanik Tesisat İşlerinin Yapılması (havalandırma hariç) olduğu, işin süresinin …tarihinden başlamak üzere 150 gün olduğu, işin kapsamının yangın tesisatı işlerinin yapılması işçiliği, temizsu-pissu tesisatı altyapısı ve vitrifiye montajlarının yapılması, hidrofor, yangın dolabı, springler bağlantılarının yapılması, tüm klima tesisatının drenaj işçiliği, tüm mekanik odaların montajı işçiliği olup, işin yapımı esnasındaki çalışacak personelin SGK primleri, yemek ve işçilerin yatacak yer ihtiyacının işveren tarafından karşılanması hususu bulunduğu, işlerin toplam bedelinin KDV hariç 350.000,00.-TL olduğu ve …tarihine kadar yapılan imalatlar ile ilgili işçilik bedeli toplamından düşüleceği kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, keşif yaptırılıp bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, teknik bilirkişi … … ile hukukçu bilirkişi …’ den oluşturulan bilirkişi heyetinin …tarihli raporunda sonuç olarak; …tarihli taşeron sözleşmesinin konusunun …’ in havalandırma hariç mekanik tesisat işlerinin yapılması olduğu, sözleşme bedelinin KDV hariç 350.000,00.-TL olarak belirlendiği, davacı tarafın, davalı firmaya 283,200.-TL fatura keşide ettiği bu faturaya ilişkin mutabakat formu düzenlendiği, dosyada bulunan banka havale makbuzlarının incelenmesinde toplam 110.574,00.-TL ödemenin banka havalesiyle davacı şirkete ödendiği, …na ait …tarihli 27.000,00.-TL bedelli, …tarihli 10.800,00.-TL bedelli, …tarihli 10.800,00.-Tl bedelli ve …tarihli 7.000,00.-TL tutarlarında çek örneklerinin bulunduğu, buna göre davacıya 166.174,00.-TL ödemenin gerçekleştiği, … İcra müdürlüğünün …/… sayılı dosyasının incelenmesinde asıl alacak sebebinin …/…/… tarihli 117.026,00.-TL tutarındaki adli alacak olarak gösterildiğinin anlaşıldığı, yapılan keşifte söz konusu taraflar arası sözleşme kapsamında yapılması gereken iş kalemlerinin tümünün fiili olarak yapılıp bitmiş olduğu kanaatine varıldığı, tanık beyanlarına göre, taraflar arası sözleşme kapsamında işin ortalama %35′ lik kısmının diğer firma tarafından yapılmış, %70′ lik kısmının tamamlanmış olduğu şeklinde beyanlara göre işin ortalama %70′ inin bitmiş olabileceği kanaati oluştuğu, yapılan hesaplamaya göre davacı tarafın talep edebileceği tutarın işin yapıldığı oran üzerinden 245,00.-TL olarak belirlendiği, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği taraflar arasındaki mutabakat belgesine itibar edilmesi gerektiği, yapılan işlerin toplam tutarının KDV hariç 240.000,00.-TL olarak tespit edildiği, davalı şirketin ödemelerinin tenkisi durumunda bakiye alacağın 117.026,00.-TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Tarafların bilirkişi raporuna karış beyanları ve davalı vekilinin itirazları neticesinde bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış olup; …/…/… tarihli ek raporda sonuç olarak;
Yapılan iş bedelinin 245.000,00.-TL, eksik bırakılan iş bedelinin 105.000,00.-TL olduğu, toplam tutardan davalı şirketin ödemelerinin tenkisi durumunda bakiye alacağın 117.026,00.-TL, davalı şirketin ödemeleri ile çalışan işçilere ödenen maaşların tenkisi durumunda, bakiye alacağın 14.285,79.-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
…tarihli celsede davacı tanıkları dinlenmiş, tanık … … beyanında; “Ben … yılının … ayından yılın sonuna kadar … Otelde …Şti. Adına izolasyon ve saç kaplama işlerinde çalıştım. Parentez firması da tesisat işlerini yapıyordu. Ben onların bitirdiği tesisatların üzerinden izolasyon işlemlerini yaptım. Onlar tesisat işlemlerini yapmasaydı ben izolasyonu yapamazdım. İzalasyonun sökülüp yeniden yapılması mümkün değildir. Yaklaşık ben işi bitirmeden bir ay öncesinde …Şti’nin işi bitmişti. Benim işimle onların işi ayrı olduğu için aralarında herhangi bir ihtilaf olup olmadığını bilmiyorum. Kazan dairesindeki tesisatları da davacı şirket yapmıştı. Dranaj kanallarını da davacı şirket … yaptı. Dışarıdaki yangın hidratlarıyla ilgili benim bir bilgim yoktur. Klima tesisatının dranaj alt toplamasını da … yaptı. Bütün tesisat toplanmış vaziyetteydi ,Benim yaptığım iş davacının yaptığı montajdan sonra başlıyordu. Ben onların yaptığı yerlerin üzerinden gidiyordum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …beyınanda; “Ben … yılının … ayına kadar davalı … Şirketi adına … Otelde mekanik ve havalandırma işlerinde çalıştım. Ben ayrıldıktan sonra 5-6 ay kadar daha davacı … şirketinin orada kaldığını çalışan arkadaşlarımdan duydum. Ben oradayken de çalışıyorlardı. İşin büyük bir kısmını tamamlamışlardı. … şirketi otelin tesisat mekanik ve yangın boru işlerini yapıyorlardı. İşlerinin büyük bir kısmını tamamlamışlardı. Montaj kısmı kalmıştı. Bildiğim kadarıyla jenaretör işi mekaniğe girmiyor. Elektirk işiydi. Kazan dairesi de büyük miktarda tamamlanmıştı. Vanalarla ilgili bir bilgim yok. Vitrifiye montajlarıyla ilgili de bir bilgim yok. Yangın dolapları, klima tesisatının alt dranajı yapılmıştı. Ben ayrılırken dışarıdaki yangın boruları konulmuştu ancak hidratları atılmamıştı. Benim çalıştığım dönemde tesisat kısmında … dışında başka bir firma yoktu. Sadece havalandırma işlemlerinde başka bir firma çalışıyordu.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ın beyanlarının alınması için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, tanığın “Tarafları tanırım, her iki şirketle de sigortalı olarak çalıştım, su tesisatçısıyım, mekanik işinde çalıştım, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini bilemem, … yılı … ayları olabilir, bu tarihlerde işe başladık, …de su tesisatı işi yaptık, biz formen eşliğinde çalıştık, … yılı … ayında işten ayrıldım, girişteki siplink, malzeme taşları, klozet, lavabo işlerini yaptık, ben ordayken siplinkler tamamlanmıştı yani zemin katın tamamlanmıştı, malzemeyi yukarıya çektik, ben o sıra işten ayrıldım, yukarıdaki işlerin yapılıp yapılmadığını bilemem, Vitrifiye montajları için malzeme taşımıştım, yangın dolapları takılmıştı, klima tesisatı takılmıştı, tesisat ve mekanik işlerinde eksiklik olup olmadığını bilmiyorum, dranej kanalları ve kazan dairesi tesisatı ile ilgili bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davanın esası …/…/… tarihli, …’in mekanik tesisat işlerinin yapılması (havalandırma hariç) konusunda taraflar arasında akdedilmiş taşeronluk sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşme incelendiğinde taşeronluk sözleşmesinin hizmet işlerine dayalı eser sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde eser sözleşmesi ile ilgili hükümleri düzenlenmiştir. Eser sözleşmelerinde, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.
Davacı taraf işi tamamlayıp teslim ettiğini, bir kısmın ödeme yapıldığını ancak kesilen fatura bedelinin davaya konu olan kısmının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise sözleşme ve faturanın varlığını kabul etmekle birlikte davacının işleri eksik bıraktığını, süresinde yapmadığını ve ayıplı yaptığını iddia etmiştir.
Sözleşmede işin bedeli götürü usulle belirlenmiş olduğu ve davacı tarafından tanzim edilen faturanın davalıya ulaştığı, faturanın içeriğine sekiz gün içinde itiraz ya da iade edilmediği anlaşılmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zaman aşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Bu yasal düzenleme ve içtihat karşısında da faturayı aldığını kabul eden davalının sekiz gün içinde itiraz ya da iade etmediği sabit olduğundan fatura muhteviyatı hizmeti almadığını ispat külfetini üzerine almış olmaktadır.
Bunun yanında Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, eser sözleşmesi fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, sözleşme imzalandıktan sonra, sözleşme kapsamında yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak bu karinenin aksi savunulup ispat edilebilir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle davalının eksik iş savunması irdelenmiştir. Sözleşme konusu işin tamamlandığı ihtilaf konusu olmadığından yerinde bilirkişi marifetiyle yapılan incelemelerin bu iddia bakımından değerlendirilemeyeceği, tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır. Davalı işveren işlerin eksik bırakıldığını ileri sürmüş ise de işin hangi tarihte bırakıldığı açıklanmadığı gibi bırakıldığı zamanda herhangi bir tespit yaptırıldığı ya da ihtar gönderildiği de iddia edilmemiştir. Eksik işlere ilişkin bir rapor ya da tutanak ibraz edilmemiştir. Davacı yüklenici tarafından düzenlenen fatura da kabul edilmiş olup bu faturanın tanzim tarihinden yaklaşık sekiz ay sonra davalı tarafça düzenlenen eksik iş faturası davalının iddiasını ispata yeterli olmadığından karine olarak, sözleşme konusu işin davacı tarafından yapıldığının kabulü gerekmektedir. (aynı yönde bknz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2017/187 esas, 2018/1213 karar) Davalı taraf karinenin aksini ispat edememiş olmakla beraber düzenlenen faturanın miktarının sözleşmede kararlaştırılan bedelin yaklaşık %70’ine isabet ediyor olması ve tanık beyanlarıyla yerinde inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre de işin %70’inin davacı tarafından yapıldığının tespit edilmesi karşısında dürüstlük kuralları gereğince de faturaya itibar edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
İşin süresinde yapılmadığı iddiası yönünden yapılan incelemede; sözleşmede işin süresi 150 gün olarak belirtilmiş olup davacı da sözleşmenin süresinde bitirilmediğini kabul etmekle birlikte bu gecikmenin kendisinden değil işveren davalıdan kaynaklandığını ileri sürdüğü görülmüştür. Bu bakımdan sözleme süresinin uzadığı anlaşılsa da sözleşmenin davalı iş veren tarafından fesh edilmediği, yukarıdaki paragrafta belirtilen şekilde davacının işten hangi tarihte el çektiğine ilişkin açıklama yapılmadığı, sözleşmede gecikmeye ilişkin bir yaptırım öngörülmediği ve eldeki dava konusu da olmadığı anlaşılmakla davanın esasına etkili bir sonuç doğurmadığı gibi hem işin eksik bırakıldığı hem de süresinden kanaatine varılmıştır.
Davalının diğer bir iddiası ise işin ayıplı yapıldığı olup buna ilişkin bir delil sunulmamıştır.
Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Bu düzenlemeler karşısında davalının ayıba ilişkin iddialarına da itibar edilmemiştir.
Sözleşmede işçilerin SGK primlerinin, yemek ve yatacak yer ihtiyaçlarının davalı işveren tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Davalı cevap dilekçesinde işçilerin ücretlerini ödediğine ilişkin bir savunma ileri sürmemekle birlikte ön inceleme duruşmasından sonraki bir kısım beyanlarında davacının çalıştırdığı işçilerin ücretlerini de kendilerinin ödediklerini bu nedenle borçlu değil alacaklı olduklarını ileri sürmüş ise de eldeki dava açısından, yukarıda eser sözleşmelerine ve faturaya ilişkin açıklanan düzenlemeler ve karineler karşısında takas mahsup talebi de bulunmadığından bu iddianın dinlenilemeyeceği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm nedenler karşısında davacının icra takibine konu ettiği fatura bedelinden bakiye 117.026-TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Takipte ayrıca 5.083,42-TL işlemiş faiz isteminin bulunduğu görülmüştür. Bu istemin yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından TTK’nın “Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları” başlıklı 1530. Maddesine bakılması gerekir. Somut olaya uygun olan 1520. Maddenin 4. Fıkrasındaki düzenleme şu şekildedir:
“(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.”
Bu durumda davaya konu …tarihli faturanın davalıya teslim edildiği sabit olduğundan ve sözleşmede ödeme zamanı ile ilgili özel bir düzenleme yapılmadığından davalının faturanın alınması tarihini takip eden 30 günün sonunda temerrüde düşmüş sayılacağı, bu tarih esas alındığında işin ticari nitelikte olması nedeniyle temerrüt tarihinden takip tarihine kadar avans faizi işletildiği taktirde, mahkememizce yapılan hesaba göre 7.810-Tl civarında bir faiz alacağının oluşacağı ancak davacı vekilinin takipte 5.083,42-TL. Talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca talep edilen meblağın kabul edilebilir olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve iddiaların yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından talep yerinde görülmemiştir.
Açıklanan tüm nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının … İcra dairesinin …/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
Alacak eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 8.341,30.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.085,33.-TL harcın mahsubu ile eksik 6.255,96.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 3.527,73.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 12.518,75.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/12/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı