Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/566 E. 2018/131 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/566 Esas
KARAR NO : 2018/131
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/07/2016
KARAR TARİHİ : 15/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette …/…/… tarihinden beri kurucu ortak olarak pay sahibi olduğunu, söz konusu şirketin aile şirketi olarak kurulduğunu, şirket bünyesinde %20 ortaklığı var iken usulsüz olarak yapılan sermaye artırımı ile müvekkilinin payının %10’a düşürüldüğünü, halen %10 hisse ile şirket ortağı olduğunu, bu usulsüz sermaye artırımı ile ilgili müvekkilince açılmış olan davanın derdest olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin fazla oya sahip ortakları tarafından şirketin işleyişi ve idaresi konusunda kasıtlı olarak şirketten uzak tutulmaya çalışıldığını, sözlü yapılan görüşmelere ve tüm yazılı ihtarlara rağmen belge ve defterlerin hazırlanarak müvekkiline bildirilmediği için … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ve davacı ortağın davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını davalı şirket merkezinde en az 7 gün önceden davalıya bildirilecek bir tarihte incelemesine izin verilmesine karar verildiğini, ancak müvekkiline inceleme yaptırılmadığını, davalı şirketin mali durumunun müvekkilinden gizlendiğini, müvekkilinin şirketten atılmak suretiyle müvekkilinden habersiz pek çok usulsüzlük yapılmaya devam edildiğini, davalı şirketin fazla oya sahip ortaklarının müvekkilinin bilgisi dışında şirkete kendi menfaatlerini üstün tutarak yöneterek müvekkilini zarara uğrattıklarını, sonuç olarak davanın kabulü ile TTK 531.maddesi gereğince davalı şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ün davalı şirketin diğer ortakları …’ün kardeşi, …’ün kayınbiraderi olduğunu, davacının herhangi bir şirket tecrübesi ve belli başlı bir işi yokken ablası ve eniştesi olan diğer ortakların himayesinde iş güç sahibi ve şirket ortağı olduğunu, davacının aile fertlerine karşı tek taraflı ürettiği husumeti şirket ortaklığına yöneltmek suretiyle aile fertlerinden intikam almak maksadı ile eldeki davayı açtığını, dava dilekçesinde bahsedilen iddiaları kabul etmediklerini, şirketin maddi anlamda güçlenmesi için dönem dönem sermaye artışları gerçekleştirildiğini, son genel kurulda tamamen şirketin duyduğu ihtiyaç nedeniyle sermaye artışının yapıldığını ve her ortağın üzerine düşen sermaye taahhüdünün de ödenmesinin istenildiğini, davacının bu sermaye artışına katılmak istemediğini, genel kurulda bu hususu belirttiğini ve tüm ortaklarca imzalanan sermaye artışına ilişkin ana sözleşme değişiklik metni ile …/…/… tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, davacının iddia ettiği gibi usulsüz bir sermaye artırımı değil, davacının da hazır bulunduğu ve muhalefet şerhi vermeden kendi rızası ile katıldığı bir karar olduğunu, anonim şirketlerde yönetinm kurulu haricindeki diğer ortakların şirketin işleyişi ve idaresine müdahalede bulunmasının mümkn olmadığını, davacının …/…/… tarihinden itibaren sürekli olarak şirkete ait defterleri inceleme talebinde bulunmakla aslında bir hakkını kullanmak istememekte, şirketi ve ortaklarını taciz etmekte olduğunu, davacının iddia ettiği gibi şirketin mali durumunun kendisinden gizlenmediğini, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olmakla birlikte şirketin feshini gerektirecek haklı sebeplerin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yargılama devam ederken davacı vekilinin …/…/… tarihli ve davacı asilin …/…/… tarihli ayrı ayrı vermiş oldukları dilekçelerinde açmış oldukları davadan vazgeçtiklerini bildirmeleri, yine davacı vekilinin …/…/… tarihli celse duruşmadaki beyanında karşı taraf ile anlaştıklarını, bu nedenle davadan vazgeçtiklerini, davalı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmesi, davalı vekilinin de duruşmadaki beyanında vazgeçmeyi kabul ettiklerini, karşı taraf ile anlaşma sağlandığını, davacı taraftan herhangi bir taleplerinin bulunmadığını beyan etmesi karşısında davanın geri alınmış olması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davanın geri alınması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70.-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraf vekillerinin karşılıklı olarak vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/02/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)