Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/545 E. 2018/145 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO 2016/545 Esas
KARAR NO : 2018/145
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/07/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline olan borcu nedeniyle … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, davalının borca ve yetkiye itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı olarak müvekkilinin fatura kestiğini, toplam 3 adet faturanın davalı tarafa verildiğini ve davalı tarafça da ticari defterlere işlendiğini, ilk 2 faturanın ödemesinin yapıldığını ancak 3. Son faturanın ödemesinin yapılmadığını beyan etmekle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davalı davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; fatura suretleri, cari hesap ekstre sureti sunulmuş, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları bilirkişiye incelettirilerek rapor aldırılmış, … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhine 7.586,08.-TL fatura alacağı ve 2,18.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.588,26.-TL alacaktan dolayı girişilen ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafça verilen itiraz dilekçesiyle borca ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Borçlu vekili icra dairesine vermiş olduğu …/…/… tarihli itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, davaya konu alacağın cari hesap ve faturadan kaynaklı para borcuna ilişkin olduğu, para borcuna ilişkin davalarda ve takiplerde alacaklının ikametgahı icra dairesinin ve mahkemelerin yetkili olduğu, davacının ikametgahının da Antalya olduğu anlaşılmakla yetkiye ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapan Mali Müşavir Bilirkişi … … tarafından tanzim edilen …/…/… havale tarihli rapora göre; davacının inceleme konusu olan … yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, kapanış tasdik süresinin dolmaması nedeniyle henüz kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, dava konusu alacağın dayanağı olan fatura da dahil olmak üzere faturalar mukabilinde davalı şirkete toplam 73.586,08.-TL tutarında mal satıldığı, karşılığında 60.000,00.-TL tahsilat yapıldığı, dolayısıyla da takip tarihi itibarile 7.586,08.-TL tutarında davalı şirketten alacaklı bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Yargılama esnasında kapanış tasdik sürelerinin dolması nedeni ile davacı velince yevmiye defterinin kapanış tasdikine ilişkin noter onaylı belgesi ibraz edilmiş, …/…/… tarihinde … yılı kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, bu şekilde davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, davalı şirket adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen verilen kesin süre içerisinde davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır.
Yine davalı şirket yetkilisinin …/…/… tarihli mutabakat formunda mutabakata alınan miktar altındaki imzanın ve kaşenin şirkete ait olup olmadığı hususunda isticvaben beyanlarının alınması bakımından … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, davalı şirket adına geçerli tebligat yapılmasına rağmen, davalı şirket yetkilisi gelip beyanda bulunmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin açıkça inkar edilmediği, davalının davaya cevap vermediği, icra dosyasında ise sadece borç ve yetki yönünden itiraz ettiği, davalının usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının usulüne uygun tutulan defter kayıtlarına göre 7.586,08.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yargıtay içtihatları kapsamında davacının defterlerinin defter ibrazından kaçınan davalı karşısında kesin delil teşkil ettiği, ayrıca dosya içerisinde mübrez davalının kaşe ve imzasının bulunduğu …/…/… tarihli mutabakat belgesi ile ilgili olarak davalıya talimat mahkemesi aracılığıyla isticvab davetiyesi gönderildiği, isticvaba cevap vermeyen davalının mutabakat formu içeriğini kabul etmiş sayılacağı, alacağın likit yani belirlenebilir olduğu bu şekilde davacının davasının sübut bulduğu, icra takibinde istenilen işlemiş faizin dava konusu edilmediği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 7.586,08.-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
7.586,08.-TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 518,20.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 129,56.-TL harcın mahsubu ile bakiye 388,64.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 1.269,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/02/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)