Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/543 E. 2023/317 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/543 Esas
KARAR NO : 2023/317
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2016
BİRLEŞEN ANTALYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasındaki davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkili davacının … baktığı meydanda bulunan … …-…-…-… nolu … bölümlerde faaliyet gösteren … isimli iş yerini … tarihli … Sözleşmesi ile … adına …’den satın alındığını, işletmede fiilen bulunan ve … adına işleten … ve …’ın sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, devir alınan bu restaurantın işletilmesi amacıyla …Şti.’nin kurulduğunu, şirket yetkilisinin davacı … olduğunu, müvekkilinin bu işe girmesine aracı olan ve … işinden anlayan …, … ve …’a %…’er hisse verdiğini, ancak bir süre sonra devir işlemlerini müvekkili adına takip eden …’un huzursuzluk çıkarması üzerine müvekkili davacının … ve … üzerinde bulunan hisseleri … TL bedel ile satın almak zorunda kaldığını, devir sözleşmesi ile restaurantı oluşturan … bölümlerde davalıların iş yeri malikleri ile yaptıkları kira sözleşmelerinde alt kiraya verme yetkisi olduğundan bahisle dükkan kira bedellerinin … adına yatırılması istendiğinden, kira bedellerinin davalı …’e ödendiğini, … tarafından kira bedellerinin ödendiğine dair belgeler verildiğini, sözleşme gereği müvekkili davacı tarafından devir karşılığı farklı tarihlerde belgeli … TL nakit ve … Bankasına ait … adet çekle … TL olmak üzere … TL’nin …’e ödendiğini, ayrıca kira bedellerinin ödenmemesi riskine karşılık teminat olarak müvekkili davacıdan … vade tarihli … TL, … vade tarihli … TL, … vade tarihli … TL bedelli üç adet bono alınıp …’e verildiğini,ancak devirden sonra aradan geçen zamana karşılık tüm gayrimenkul malikleri ile kira sözleşmesi yapılması taahhütlerinin yerine getirilmediğini, müvekkili davacıyı bu işe sokan ve bugüne kadar … ile ilişkileri yürüten … ve …’ın süreç içinde sorun çıkartarak müvekkilinden aldıkları senetlerle ortadan kaybolduklarını, gayrimenkul malikleri ile müvekkilinin görüşmelere başladığını, bu görüşmeler neticesinde işletmede yasal olarak restaurant işletilmesinin mümkün olmadığı, restaurant izni için geçmişte kimsenin onay vermediği, üstelik söz konusu yerin restaurant olarak düzenlenmesi nedeniyle Antalya …Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında eski hale getirme istemli dava açıldığı, …’in bu durumdan haberdar olup, davanın aleyhe sonuçlandığının öğrenildiğini, … tarafından … verilen kafeterya ruhsatının restaurant ruhsatına çevrilmesi talepli dilekçesine ekli imzaların sahte olduğunun tespit edildiğini, davalılar hakkında Antalya C.Başsavcılığına belgede sahtekarlık ve nitelikli dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunulduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … TL maddi zarar, … TL manevi zararın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davaya dayanak sözleşme üzerinde müvekkillerinin kefil sıfatı ile imzası bulunduğunu, kefaletin geçerliliğinin tartışmalı olduğunu, Türk Borçlar Kanunu madde 583 1. Cümlesine göre, müvekkillerinin kefaletînın üst sınırı açıkça belli olmadığından ve yine sorumlu oldukları azami miktar ile kefalet tarılııne ilişkln el yazılı bir ibare bulunmadığından kefaletin geçersiz olduğunu, kefaletin geçerli olduğu varsayılsa bile davacının talebini doğrudan müvekkillere yöneltmesi hukuken mümkün olmadığını, zira Türk Borçlar Kanunu madde 583 2. Cümle “müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” sözleşmede müteselsil kefalete ilişkin herhangi bir el yazılı ibare bulunmadığından bu kefaletin geçerli olduğu varsayılsa bile ancak adi kefalet olabilir ve davacı talebini doğrudan müvekkillere yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın müvekkiller hakkında haksız bir kamu davası açtırmak ve bunu hukuk davasında delil olarak kullanarak müvekkilleri de haksız fiil kapsamında sorumlu tutmak için Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak gerçek dışı bir şikayette bulunduğunu, müvekkillerinin söz konusu işletmeyi devretme gibi bir hak ve yetkileri bulunmadığını, müvekkillerinin bu iş yerindeki pozisyonunun … adına kayıtlı bulunan işyerini masraflarını ödemek ve bunun haricinde …’e aylık … TL vermek karşılığında, … adına …-… ay boyunca işlettiklerini, müvekkilleri bir bakıma alt kiracı konumunda olduğunu, zira söz konusu işletme müvekkillerine devredilmemiş olup aylık bir bedel karşılığı fiilen işletme hakkı verildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap vermiştir.
Birleşen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; davalıyı temsil eden davalının oğlu … ve suç ortakları tarafından müvekkili ile şirketi işletme devralmaya çalışırken bu süreçte kamu kurumlarını aracı kullanarak nitelikte dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının mağduru olduğunu, müvekkilinin yetkilisi olduğu … Şti adına işletilmek üzere … … Ada … nolu parselde bulunan … …-…-…-… nolu … bölüm olarak geçen no:…, …-…/…/… …/… nolu dükkanlarda faaliyet gösteren davalının adına ruhsatlı restoranı … tarihli devir vaadi sözleşmesi devralmak istediğini, sözleşme gereği müvekkili tarafından devir karşılığı farklı tarihlerde belgeli … TL nakit ve … Bankasına ait … ile başlayan … ile biten … adet çekle … TL, demirbaş eşyaların satışına ilişkin noter aşamasında ödenen … TL ile müvekkil tarafından devir sürecindeki kira bedellerinin teminatını teşkil etmek üzere … TL miktarlı … tanzim tarihli … vade tarihli, … TL miktarlı … tanzim tarihli … vade tarihli, … TL miktarlı … tanzim tarihli … vade tarihli senetlerin …’e vekaleten …’e verildiğini, dükkan kira bedellerinin … adına yatırılmasını istendiğini ve bedellerin davalıya sözleşme gereği ödendiğini, sözleşme kapsamında … tarihinde Antalya … Noterliğinin … yevmiye nolu devir sözleşmesi gereğince … … ve ruhsat nolu ile izin verilen … tarih … kayıt nolu … No:…-… Bölüm …-… bölümleri kapsayan restorant niteliğindeki iş yeri davalılar tarafından müvekkiline devredildiğini, sözleşme gereğince kiralananda restoran işi yapılabilmesi için ruhsat sağlanması ve kiralayanlara ilgili sözleşmelerin imzalanmasının sağlanmasında asil edim yükümlülüğü davalının olduğunu, sözleşme ile ürünlerin süresi içerisinde teslim edilmemesi halinde müvekkili tarafından davalıya teslim edilen senetlerin ve ödenen bedellerin iadesi hususunda anlaşıldığını, sözleşmenin feshi ve zararın tespiti için Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında üzerinden alacak ve tazminat davası açıldığını, bu nedenlerle öncelikle dosyanın Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştirilmesini, Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, bonolar yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
… tarihli celsede davacı tanığı …’un alınan beyanında; “Davacı … benim boşanmış olduğum eski eşim olur. Ben davaya konu olan restoranın devri ile ilgili görgüye dayalı bilgi sahibi değilim. Ancak bu devir ile ilgili olarak davacının imzalamış olduğu senetten dolayı evimize icraya geldiler. Daha önce de bu olay ile ilgili olarak evimize gelerek eşime şiddet de uyguladılar. Bunun yanında restoran için verilen ruhsatın sahte olduğunu öğrendik. Ancak davalılar kendilerinin kabahatli olduğunu kabul etmediler. Bu sebeple eşim intihara kalkıştı. 10 gün kadar bir tedavi süreci yaşadı. Çocuklarımızın eğitimi için biriktirmiş olduğumuz paralarımız haciz nedeniyle gitti ve bu durumlar evliliğimizi olumsuz yönde etkiledi. Çocuklarımızın geleceği için mecburen kendisiyle ayrılmak zorunda kaldık. Bende bu olaylar nedeniyle strese dayalı ritm bozukluğu oluştu. Çocuklarım meydana gelen bu olaylardan dolayı olumsuz etkilendi. Özellikle en büyük kızım çok başarılı bir öğrenci iken ilk yıl sınavı yarıda bırakarak çıktı ve babasıyla 1,5 yıl konuşmadı ve görüşmedi. Diğer çocuklarım ise küçük yaşlarda babasız kaldılar. Bu olaylar öncesinde eşim çocuklarıyla ilgilenen bir insandı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… tarihli celsede davacı tanığı …’in alınan beyanında; “Taraflar ile bir akrabalığım yoktur. Davaya konu olan restoran işletmesinin devri ile ilgili ben de ortak olduğum için bilgi sahibiyim. Söz konusu işletmeyi devralırken biz … ve …’i gördük onlardan devraldık. …’i ise sonradan tanıdık. Devraldığımız işletmenin ruhsatında sıkıntı olduğu için bu işten vazgeçmek istedik ancak … bizden … ay ruhsat için süre istedi. Bu süre sonunda bize restoran ruhsatı getirince sözleşme gereği devir bedelinin tamamını …’e ödedik. Böyle olmasını …’in kendisi istedi, zira devirden önce bir takım borçlar bulunduğunu, bu borçlar ödendikten sonra kalan kısmın …’e bölünüp paylaşacaklarını söylemişti. Ruhsat geldikten sonra biz iç mimar tutarak tadilata başladık. İşletmenin bulunduğu yer … idi. Buranın yöneticisi restoran olarak tadilat yapmamıza karşı çıktı. Kendilerinin bu iş için onay vermediklerini, her ne kadar … ruhsat vermiş ise de, yönetim kurulu olarak kendilerinin hiçbir şey imzalamadıklarını, imzaların sahte olduğunu söyledi. Neticede araştırdığımızda gerçekten bu olayın doğru olduğunu öğrendik. Bu nedenle de sözleşmeden vazgeçerek ödediğimiz bedelin iadesini ve dükkanın kendilerine geri verileceğini …’e söylememize rağmen kabul etmedi ve bu dava açılmak zorunda kaldı. İşletmeyi devraldığımızda burası kafeydi. … tarafından bize restoran ruhsatı getirilinceye kadar burayı kafe olarak işletmeye devam ettik. Ne zaman ki ruhsat geldikten sonra tadilata başladığımızda ruhsatın sahte yolla verildiğini öğrendikten sonraki süreçte bırakmak zorunda kaldık. Bu tarihten sonra herhangi bir şekilde buradan bir kazanç elde edemedik. İşletmeyi devralmak için yapmış olduğumuz görüşmeyi bahsettiğimi gibi … ve … ile yaptık. Burayı fiilen onlar işletiyordu. …’i ise buranın diğer ortağı olduğunu esasen işletmenin bu kişi adına olduğunu sonradan öğrendik. Kafe olarak işlettiğimiz dönemde ruhsat henüz olmadığı için herhangi bir tadilata da girişmedik” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… tarihli celsede davacı tanığı …’ın alınan beyanında; “Benim taraflarla bir akrabalığım yoktur. Ben davacıyı …’den tanıyorum. Kendisi bir gün bir restoran devralacağını, benim de fikir vermemi söylediği için birlikte gittim. Burada restoranın sahipleri olduğunu öğrendiğim … ve … de vardı. Daha sonra restoranda sorun çıkınca buranın diğer bir ortağı …’in varlığını öğrendim. Daha sonra davacı … ile birlikte …’in yanına gittik. Ben aradaki bu ilişkinin bir sözleşmeye bağlanmasını, bir senet verilmesini, belli bir para karşılığı önerdim ve sözleşme yapıldı ve karşı tarafa para ödenerek (…-TL olarak hatırlıyorum, bunu da dükkan sahibine kira borcu olarak ödendiğini) senet de verildi fakat senetlerin daha sonra geri alınıp alınmadığını bilmiyorum. Sorunlar devam edince bir kez daha …’in yanına gittik. Kendisinin borcu olduğunu bir tane iskansız daire bir de dükkanı olduğunu, dükkanın da kredi ile alındığı için üzerinde kredi borcu olduğu, kredi borcu kapandığı takdirde dükkanı kendisine devredebileceğini, aksi takdirde mahkemeye başvurmasını, mahkemenin uzun süreceğinden dolayı parasının pul olacağını, mahkeme sonucuna göre kendisine para ödeyeceğini söyledi. Ancak … zaten bu iş için kredi çektiğini, dolayısıyla dükkanı almak istemediğini, parasını iade etmesini söylemişti. Buradan çıktıktan sonra … …’i arayarak sorunu nasıl çözeceğini sordu. Bizi …’da bulunan bir cafeye davet etti. Burada asıl işin …’e ait olduğunu, kendilerinin bu restoranla bir ilişkilerinin olmadığını, bu işlerin tamamını …’in yaptığını, kendilerinin paralarını alıp ortaklıktan çıktıklarını, geri kalan tüm işleri …’in yaptığını, gerekirse bu konuda mahkemede şahitlik yapabileceğini de söyledi. Ben davacı ile ilk restoran için görüşmeye gittiğimde … ve … kendilerini işletme sahibi olarak tanıtmışlardı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… tarihli celsede davalı tanığı …’ın alınan beyanında; “Ben tarafları tanırım, herhangi bir akrabalığım yoktur. Ben … yapıyorum. Davaya konu olan restoranın kira ilanını da ben vermiştim. Daha sonra davacı yanında bir arkadaşı ile birlikte söz konusu restoranı kiralamak için geldi. Bu iş yerinin kiraya ilana çıkartılmasını … benden istemişti. Davacı kiralamak için geldiğinde birlikte davaya konu iş yerine gittik. Burada asıl yetkili olan …’i de gördüm. Kendi aralarında bir anlaşma sağladılar. Ancak iş yerinin birikmiş kira borcu vardı. Aralarındaki bu kira sorunu çözüldükten sonra benim de komisyon ücretimi vereceklerdi. Ancak sonrasında ne ben alacağımı tahsil edebildim ne de telefonlarıma baktılar. Benim komisyon ücreti alacağı için taraflarla devam eden veya sonuçlanmış bir davam yoktur. Ben geçmişte davalılardan … ile herhangi bir ortaklık yapmadım. Benim hatırladığım kadarıyla iş yerinin kiralanması için … ve bir arkadaşı ile … ve … birlikte görüşmüşlerdi. Miktarı da … – … lira aralığında olduğunu hatırlıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun …, alacak toplamının … TL olduğu, borçlunun araç ve bazı taşınmazlarına haciz işlemi yapıldığı görülmüştür.
Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … ve …, toplam alacağın … TL olduğu görülmüştür.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekinin …, şüphelilerin …, …, …, …, suçun dolandırıcılık olduğu görülmüştür.
Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih … Esas – … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; katılanın davacılar olduğu, sanıkların ise davalılar olduğu, davalılar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonucunda dolandırıcılık suçundan beraatlerine karar verildiği, sadece davalı … yönünden resmi belgede sahtecilikten cezalandırılması yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacılar vekili ceza dosyasında dolandırıcılık suçunun maddi unsurunun oluştuğu, manevi unsur nedeniyle beraat kararı verildiğini belirtmişse de, ceza mahkemesinin beraat gerekçesinin davacılara devredilen ve kafeterya olarak işletilen iş yerinin restoran olarak ruhsat değişikliğine uğrayıp uğramayacağı, çevreden ya da ilgili resmi mercilerden sorularak öğrenilebileceği, dolayısıyla eylemin dolandırıcılık boyutuna ulaşmadığı dikkate alınarak hüküm tesis edildiği, bu nedenle davacılar vekilinin bu yöndeki iddiasına itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Dosyada bulunan … tarihli devir vaadi sözleşmesi başlıklı protokol incelendiğinde; … … İlçesi … ada … nolu parselde bulunan … No: … …, …/… ve …/… numaralı dükkanların devri konusunda protokol imzalandığı, söz konusu protokol gereğince devir vaadinde bulunanların davalılar …, …’e vekaleten … tarafından imzalandığı, ayrıca kendisine … ve …’ın kefil sıfatıyla imzalanmış olduğu görülmektedir. Sözleşme bedeli olarak kararlaştırılan …-TL’nin ise davacılar tarafından ödendiği hususunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacılar tarafından devralınan kafeteryanın daha sonra Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesi ile …’e vekaleten … tarafından bir önceki sözleşmeye konu işletmenin devrinin yapılmış olduğu dosya kapsamında sabittir.
Davalılardan …’e vekaleten … tarafından … tarihinde … söz konusu işletmenin ruhsatının restoran olarak düzeltilmesi için başvurulduğu, … mahkememize göndermiş olduğu … tarihli yazı cevabı ekinde … adına söz konusu işletmenin restoran faaliyeti konusunda iş yeri açma ve çalışma ruhsatının düzenlendiği bildirilmiştir. Ancak söz konusu iş yerinin binaya ait yönetim planı …maddesinde iş merkezinde bir kafeterya bir lokanta ve bir çay ocağı bulunduğundan bu iş kollarında başkaca bir iş yeri açılmamasına ilişkin … tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kararlaştırılmış olması nedeniyle davacı hakkında Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile işletmenin tahliyesi ile eski hale iadesi yönünde açılan davanın yargılaması sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, davacının söz konusu … bölümleri eski hale iadesi, bunun gerçekleştirilmemesi halinde ise tahliyesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin geçerli olabilmesi için sözleşme konusunun açıkça kanuna, ahlaka ve kamu düzenine, kişilik haklarına veya konusu imkansız olmamasına bağlı olduğu TBK’nın 27/1 maddesi gereğince düzenlenmiştir. Davaya konu olan işletmenin devri ise taşınmazın bulunduğu … ait yönetim planında birden fazla restoranın açılmasına imkan vermediğinden dolayı hukuken ifası imkansız bir sözleşmedir. Bu durumda TBK’nın 27/2 maddesi gereğince davacının yapılan sözleşmede söz konusu yeri restoran olarak kiralama iradesinin bulunması ve bunun yönetim planı gereğince baştan itibaren mümkün olmaması dikkate alındığında sözleşmenin tümden hükümsüz olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Ayrıca … tarafından işletmenin kafeterya ruhsatının … tarafından restoran ruhsatına çevrilmesine ilişkin başvuruda da davalının … kararına istinaden bu işlemi yapmış olması da ceza mahkemesince yapılan yargılamada saptanmış olduğundan bu haliyle de sözleşmenin geçersiz olduğu açıktır. Bu durumda davacılar tarafından ödenen ve çekişmeli olmayan …-TL ile birleşen dosyada davalılara verilen senetler yönünden davaların ayrı ayrı kabulü ancak ana davada dosyasında davalı … ve … yönünden reddine karar verilmiştir.
Davalılar … ve … yönünden ana davanın ret gerekçesinin TBK’nın 583.maddesi gereğince; kefillerin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi müteselsil kefalet varsa bu ibare ve kendi el yazısı ile imzalamış ve yazmış olması şartına bağlı olup söz konusu kefaletin türü kefiller … ve … tarafından yazılmadı gibi, söz konusu davalıların aynı zamanda devri yapılan işletmenin de ortağı olmamaları sebebiyle TBK’nın 584/3 maddesinde düzenlenen eş rızasından muaf sayılamayacağı, söz konusu sözleşmeye istinaden davalıların eşlerinin kefalete muvafakatinin de bulunmadığı, bu durumda kefalet sözleşmesinin her iki davalı yönünden geçersiz olması sebebiyle bu davalılar yönünden ret kararı verilmiştir.
Ana dava dosyasında manevi tazminat talebi yönünden;
Kişinin hayatı, sağlığı, vücut bütünlüğü, özgürlüğü, şeref ve hayseti, özel yaşantısının gizliliği gibi kişisel değerleri oluşturan kişilik hakkı hukuka aykırı şekilde tecavüze uğrayan kişinin manevi tazminat talebinin TBK 58. maddesi doğrultusunda değerlendirilmesi gerekmektedir. Amaç duyulan manevi acıyı yumuşatmak, bozulan dengeyi onarmak, teselli etmektir.Takdir edilen manevi tazminat miktarı ile olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi nedeniyle zenginleşme amacı olmayacak boyutta MK 4. maddesi uyarınca hak ve nesafet kuralları gözetilerek karar verilmelidir. Ana dava dosyasında yüklenici davacının hak etmiş olduğu tapuların zamanında müvekkiline verilmediğini bunun sonucunda da müvekkilin işi tamamlamasını imkansız hale getirdiklerini, müvekkilinin çok ağır maddi manevi zararlara uğratıldığını, bankalarca kara listeye düştüğünü, diğer işletmelerini de kapatmak zorunda kaldığını, önceden satış yapmış olduğu 3. kişilerle mahkemelik olduğu gerekçesi ile kişisel haklarının saldırıya uğradığı iddiası ile manevi tazminat talep etmiştir. Ancak davaya konu eylemin mal varlığına ilişkin eylemlerden olup, kişilik haklarının zedelenmesi sonucunu doğurmadığı, Yargıtay’ın da mala karşı haksız fiiller nedeniyle tazminat şartlarının oluşmadığına ilişkin yerleşik uygulaması da dikkate alındığında manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ana dava dosyası yönünden:
A-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
…-TL’ nin davalılar … ve …’den tahsili ile davacı … Şti’ ne ödenmesine,
B-Davalılar … ve … yönünden davanın REDDİNE,
C-Manevi tazminat isteminin şartları oluşmadığından REDDİNE,
D-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam …-TL harçtan daha önceden ödenen toplam …-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan …-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
E-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan …-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
F-Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
G-Manevi tazminat yönünden; Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
H-Davacı tarafından yapılan; …-TL Başvuru Harcı, …-TL Peşin/nisbi Harcı, …-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam …TL’nin davalılar … ve …’den müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen Antalya … ATM’ nin … E. Sayılı dosyası yönünden:
A-Davanın KABULÜ ile;
-Davacı …’ın Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasından dolayı davalı …’ e borçlu olmadığının TESPİTİNE,
B-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam …-TL harçtan daha önceden ödenen toplam …-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan …-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
C-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
D-Davacı tarafından yapılan; …-TL Başvuru Harcı, …-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam …TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı vekili ile bir kısım davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/05/2023

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı