Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/506 E. 2018/565 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/506 Esas
KARAR NO : 2018/565
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/06/2016
KARAR TARİHİ : 18/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine başvuruda bulunduklarını ancak davalı tarafından cevap verilmediğinden işbu davayı açtıklarını, …/…/… tarihinde sürücü … … sevk ve idaresindeki … … … plakalı araç ile sürücü … sevk ve idaresindeki … … … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin malul kaldığını, … … … plakalı aracın sürücüsü …’in tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin bu araçta yolcu konumunda olduğunu ve kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu aracın … ‘de ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu beyan etmekle, müvekkilinin çalışma gücündeki geçici kaybından 500,00-TL sürekli iş kaybından 1500,00-TL olmak üzere çalışma gücündeki kayıpların tümünün maddi tazminatının aktüer hesabı yapılarak kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00-TL tutarındaki maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının bulunduğunu, … Ticaret Mahkemesinin olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesini, … plakalı aracın müvekkili nezdinde …-… tarihleri arasında ZMSS ile sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 290.000,00-Tl olduğunu, müvekkili şirketin poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruna bağlı ve orantılı olduğunu, davacıya rücuya tabi ödemenin yapılıp yapılmadığının araştırılmasını, maluliyet raporu aldırılmasını davacının sigortalı motosikletin arkasında bulunan kişi olduğunu, davacının bu kazanın oluşumunda müterafik kusurunun bulunduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, beyan etmekle davanın yetki itirazının reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine davacıya ait tedavi evrakları, sigorta püliçesi ve hasar dosyası , trafik kayıtları celp edilmiş, kusur ve maluliyet raporları aldırılmıştır.
Dava; Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;Kazadaki kusur durumu kaza nedeniyle davacı yolcunun geçici veya sürekli iş göremezlik halinin oluşup oluşmadığı, varsa süresi ve oranı, uğradığı zarar miktarı, davalı … şirketinin zarardan sorumlu olup olmadığı, yolcunun kask takılmaması nedeniyle mütarafik kusurlu olup olmadığı, motosikletin yolcu taşınabilir araç olup olmadığı, buna göre davacının taşınmasının müterafik kusur sayılıp sayılamayacağı, hatır taşıması indirimi yapılıp yapılamayacağı itilaflıdır.
Yargılama devam ederken davacı vekili …/…/… havale tarihli dilekçesi ile ibraname-feragatname ve makbuz başlıklı sulh anlaşması içerikli belge ibraz etmiş, karşı taraf ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İbraz edilen belgenin incelenmesinde karşı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın Davaya Son Veren Taraf İşlemleri başlığı altında 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat, davayı kabul sulh düzenlenmiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Kabul ise davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
6100 Sayılı HMK’nın 313 ve devamı maddeleri uyarınca; sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Ancak irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Taraf beyanları ve yukarıda anılan HMK hükümleri kapsamında dosya ele alınarak incelenmiş, tarafların davaya konu olan tazminat taleplerinin karşılanması nedeniyle sulh oldukları, sulhun yargılamaya son veren ve kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemlerinden olduğu ve taraf vekilinin vekaletnamesinde davayı sulhe yetkilerinin olduğu anlaşılmış ve sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Sulhun gerçekleştiği aşama gözetilerek alınması gereken 2/3 oranında belirlenen 23,94.-TL harcın peşin alınan 29,20.-TL harçtan mahsubu ile, fazladan yatırılan 5,26.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı lehine vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/07/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı