Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/464 E. 2018/48 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/464 Esas
KARAR NO : 2018/48
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından davalıya … adet irsaliyeli faturalar ile çeşitli mal/ hizmetlerin satışı yapıldığı ve davalıya teslim edildiğini, davalı taraf ile hesap mutabakatı yapıldığını ve davalının müvekkili şirkete borçlu olduğunu kabul ettiğini, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra dosyasıyla takip yapıldığını ve borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyan etmekle itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
Dosya içerisine; davacı vekili tarafından faturalar, cari hesap ekstresi, hesap mutabakatı ibraz edilmiş, Antalya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, davalının isticvap beyanı alınmış, davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, rapor aldırılmıştır.
Dava; faturaya ve sevk irsaliyesine dayalı ilamsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle alacak borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı hususlarındadır.
Antalya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 30.945,97-TL asıl alacağa işleyecek %9,00 yasal faiz ile birlikte tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya… tarihinde tebliğ edildiği, davalının icra takibine … tarihinde itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının mahkememizde ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan …tarihli raporda; taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar muhteviyatı hizmetlerin davalı tarafa teslim edildiği, davacı şirketin ticari defterlerine göre dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin 30.945,97-TL tutarında davalı taraftan alacağının olduğu, davalı taraf, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan ödeme tutarından fazlası olan ödeme iddiasını somut belgelerle ispatlamakla mükellef olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafa … tarihli celsede ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi için gerekli ihtaratın tefhimle yapıldığı ancak mahkememizce belirlenen inceleme gününde davalı tarafça ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği ve buna dair tutanak tutulduğu görülmüştür.
Davalı…tarihli celsede vermiş olduğu isticvap beyanında “Mutabakat metni altındaki imza benim muhasebecime aittir. Bana ait değildir. Yine bana göstermiş olduğunuz … tarihli sevk irsaliyesi altındaki imza, … tarihli sevk irsaliyesi altıdaki imza bana aittir. … tarihli, …tarihli benim kaşemin basılı olduğu imzalar bana ait değildir. … tarihli sevk irsaliyesi altındaki imza da bana ait değildi. …tarihli sevk irsaliyesi altındaki imzanın altında … yazmaktadır. Benim kardeşim olur. İrsaliye içeriğinden benim haberim yoktur. … tarihli sevk irsaleyise altındaki imza da bana ait değildir…. tarihli sevk irsaliyesi altındaki imza da … yazmaktadır. Kendisi benim babam olur. Bu mal içeriğinden de benim haberim yoktur. Babam da genelde dükkanda durur. Ben şehir içinde değilsem malları teslim alır. Ancak ben varsam ben alırım. İmza babama aitttir. …tarihli sevk irsaliyesi de aynı şekilde babam tarafından imzalanmıştır. … tarihli sevk irsaliyesindeki imza da …babam tarafından imzalanmıştır. Benle davacı arasında bir ticari ilişki mevcuttur. Ben nargile toptan satışı imalatı yapıyorum. Davacıdan da nargile kutusu alıyordum. Aramızda yazılı herhangi bir sözleşme yoktu. Ben ödemelerimi elden yapıyordum. Fatura kesmiyordum. Çekle yada nakit olarak elden ödeme yaptığım zaman bana fatura kesiliyordu. Davada bana teslim edilmeyen bir kısım ürünlerinde bana teslim edilmiş gibi gösterildiğinden itiraz ettim. Benim hesabıma göre benim kalan borcum 14.000,00-TL olmasına rağmen benden 30.000,00-TL’den fazla para istenmektedir. Ben ödemelerime ilişkin bir kısım bulabildiğim belgelerimi ibraz ediyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın bakiye alacak konusunda olduğu, davacının irsaliyeli fatura alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibine davalının takip talebine ekli muavin dökümün gerçeği yansıtmadığını, kendisi tarafından itiraz dilekçesinde sunulan döküme göre yapılan iş ile yapılan ödeme tutarı arasında ikibinliralık bir fark olduğunu bunun da tasarım bedeli talep edilmesinden doğduğunu, kendisinin elinde iade edilecek mallar bulunduğunu beyan ederek borcun tamamına itiraz ettiği, itirazın iptali için eldeki davanın ikame edildiği, davalının davaya cevap vermediği, usulüne uygun tebligata rağmen davalının defter ibraz etmediği, davacının usulüne uygun tutulan defter kayıtlarına göre 30.945,97-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yargıtay içtihatları kapsamında davacının defterlerinin defter ibrazından kaçınan davalı karşısında kesin delil teşkil edeceği, ayrıca … isimli kişi tarafından teslim alınan mallarla ilgili olarak davalının usulüne uygun isticvabında bu kişinin babası olduğunu ve kendisi adına mal aldığını beyan ettiği, son celse sunulan belgelerin büyük kısmının da resmi içeriği olmamakla beraber borcun ifa edildiğini gösterir içerik ve nitelikte olmadığı, alacağın likit olduğu bu şekilde davacının davasının sübut bulduğu sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının Antalya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden devamına,
30.945,97-TL asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.113,91.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 373,75.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.740,16.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere,bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 842,95.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.713,51.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/01/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)