Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/462 E. 2018/184 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/462 Esas
KARAR NO : 2018/184
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/06/2016
KARAR TARİHİ : 05/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … tesisat, abone ve müşteri numaralı aboneliklerin davalı şirketin elektrik abonesi olarak kullandığını, müvekkilinin tüm elektrik faturalarını eksiksiz ve düzenli bir şekilde ödediğini, davalı şirketin müvekkiline elektrik enerjisi satarken elektrik birim fiyatına gizlenmiş surette kayıp-kaçak, trafo kaybı, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri vb ile bu bedelleri de katmak suretiyle kdv ve diğer vergiler ile TRT payını da tahsil ettiğini, hukuka aykırı olan bu haksız tahsilatın müvekkiline iadesi gerektiğini, kötü niyetli kullanıcıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım şirketinin ağır ihmal ve kusurları ile altyapısal eksikliklerinden kaynaklanan kayıp – kaçak tüketimlerinin bedeli karşılığı olarak dürüst aboneye yansıtılmasının hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili ile imzalanan abonelik sözleşmesinin yapıldığı tarihten bugüne kadar haksız olarak tahsil edilen kayıp – kaçak, trafo kaybı, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri ile bunlar üzerinden hesaplanan ve haksız olarak alınan kdv ve diğer vergi, fon, TRT payı ve bedellerin kesinti yapıldığı tarihten itibaren ticari faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda sebepsiz zenginleşme için öngörülen iki yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, …/…/… tarihinde kurulan müvekkili şirketin mevcut olmadığı dönemlerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, …/…/… tarihinden evvelki bedellerin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, müvekkili şirket tarafından davacıdan haksız ya da hukuka aykırı olan herhangi bir bedel tahsil edilmediğini, söz konusu bedellerin EPDK tarafından belirlenen ve lisans sahibi şirketlerin uymakla yükümlü olduğu tarifelere dayanmakta olduğunu, dava konusu bedellerin kanun, yönetmelikle ve EPDK kararlarına dayanmakta olup mevzuat yürürlükte olduğu sürece tahsilinin yasal olduğunu, dava konusu fatura kalemlerinin müvekkili şirket tarafından belirlenmediğini belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu olayda 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, esasa ilişkin olarak da; müvekkili şirketin …/…/… tarihinden sonra tedarik lisansı bulunmadığından elektrik satımı yapmadığını, devir sonrası hiçbir bedelin müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davacı taraftan haksız veya hukuka aykırı bir bedel tahsil etmediğini, söz konusu bedellerin EPDK tarafından belirlenen ve lisans sahibi şirketlerin uymakla yükümlü olduğu tarifelere dayanmakta olduğunu, ayrıca dava konusu bedellerin tahsil edileceği hususunun taraflar arasındaki abonelik sözleşmesiyle de kararlaştırıldığını, dava konusu bedelleri ödediğini iddia eden davacının bu iddiasını talep ettiği tüm döneme ilişkin faturaların ödeme makbuzlarıyla ispat etmek zorunda olduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; elektrik enerjisi tedarik ve satış sözleşmesine dayalı faturalardan kayıp – kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet ve PHS sayaç okuma bedeli ile Trt payı, belediye tüketim vergisi ve enerji fonu adı altında tahsil edilen bedellerin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında enerji tedarik ve satış sözleşmesi imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalılar vekilleri tarafından süresinde verilen cevap dilekçesiyle zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da, taraflar arasında sözleşme ilişkisi olması sebebiyle olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresinin borçlan kanunu ilgili maddisi uyarınca 10 yıllık süreye tabi oluşu gözetilerek, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolmayışı sebebiyle zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Uyuşmazlığın konusu davaya konu edilen sözleşmenin imzalandığı tarih ile dava tarihi arasında kalan döneme ilişkin olarak kayıp – kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet ve Phs sayaç okuma bedeli ile Trt payı, belediye tüketim vergisi ve enerji fonu bedeli adı altında davacıdan tahsil edilen miktarın davalıdan istirdatının istenip istenemeyeceği, istenebilecek ise ferileriyle birlikte miktarlarına ilişkindir.
Davalı tarafından husumet itirazında da bulunulmuş ancak, davalının söz konusu elektrik enerjisini dağıtan ve perakende satış hizmetlerini yürüten şirketler olması nedeniyle müşterilere karşı müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilerek, davalının husumet itirazları da yerinde görülmemiştir.
Yargılama aşamasında 6446 sayılı kanunun 17. Maddesine 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. Maddesiyle eklenen 10. Fıkrayla “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” ve yine 6446 sayılı kanuna 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 26. Maddesiyle eklenen geçici 20. Maddesiyle “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu maddeye göre tüketici hakem heyetlerini ve mahkemeleri bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifadeyle yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı kanun ile yapılan değişikliklerin kanunun 17/06/2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş, dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedelleriyle ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı kanun gereğince davacı vekili tarafından inceleme ve araştırma yapılmasına yönelik açık talep de bulunmamaktadır. (Tarifeye uygunluk denetimi)
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacının talebi sözleşme ve yasaya aykırı olarak EPDK kararları uyarınca elektrik faturalarına haksız olarak yansıtılan kesintilerin geri iadesi istemine ilişkin olup, 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesiyle eklenen geçici 20. Maddesiyle mevcut davalara uygulanacağı belirtilen ve hukuki boşluğu dolduracak şekilde düzenleme getiren 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin, 6719 sayılı kanunun 21. Maddesiyle eklenen 10. Fıkra uyarınca mahkemelerin yetkisi elektrik faturalarına yansıtılan bedellerin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğundan, dava dilekçesinde de EPDK kararlarının haksızlığı ileri sürüldüğünden, davadan sonra yürürlüğe giren yeni kanun uyarınca davanın konusuz kaldığı sonuç ve kanaatine varılmakla, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, ayrıca davacı tarafın davanın açıldığı tarihi itibariyle haklılık durumu da gözetilerek davacı lehine AAÜT 13/2 maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmolunarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 288,90.-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 500,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/03/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)