Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/416 E. 2018/96 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/416 Esas
KARAR NO : 2018/96
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 05/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ilk olarak …A.Ş ile sözleşme imzaladığını daha sonra sırasıyla davalı perakende şirketlerden elektrik enerjisi temin ettiğini, ilk sözleşmeden itibaren … abone numaralı ticrai grubu abonesi olduğunu, müvekkilinin faturalarını düzenli olarak ödediğini, davalılar tarafından tam ve kesin miktarı bilinmemekle birlikte kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, kayıp kaçak enerji bedeli, iletim sistemlerini kullanma bedeli üzerinden alınan eneji fon bedeli, kayıp kaçak enerji bedeli, TRT payı, Belediye tüketim vergisi adı ile haksız ve yersiz tahsilatlar yapıldığını, davalılar tarafından müvekkilden haksız ve hukuka aykırı olarak 10 yılda tahsil edilen bedeller üzerinden alınan KDV palarının tespitini, tespit edilecek olan haksız ve hukuka aykırı ücretler belirsiz alacak niteliğinde olduğundan arttırma hakları saklı kalmak üzere … A.Ş’ den şimdilik 5,00-TL(kayıp kaçak bedeli) 1,00.-TL perakende satış hizmeti bedeli, 0,5.-TL kayıp kaçak enerji bedeli üzerinden alınan enerji fon bedeli 0,5.-TL,kayıp kaçak enerji bedeli üzerinden alınan TRT payı 0,5-TL , kayıp kaçak enerji bedeli üzerinden alınan Belediye tüketim vergisi 0,5-Tl, kayıp kaçak enerji bedeli üzerinden alınan KDV 0,5 tL’ nin davalılardan celp edilecek olan kayıtlar üzerinden yapılacak inceleme sonucu dava tarihinden itibaren işletilecek ve tespit edilen tüm alacak miktarı üzerinden hesaplanacak şikelde temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işbu davasını müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, müvekkil şirketten talep edilen iletim bedellerinin tarifelerden kaynaklı bir alacak olduğunu, bu nedenle davanın …A.Ş ‘ ye ihbarı gerektiğini, davacının talep ettiği KDV’ ye ilişkin bedeller nedeniyle davanın …’na ihbarı ve EPDK’ ya ihbarı gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında hali hazırda devam eden herhangi bir sözleşme olmadığını, bu nedenle on yıllık zamanaşımının uygulanmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddini, hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm itirazları dikkate alınarak reddini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; 6719 sayılı kanunun ilgili maddeleri gereği işbu kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli ve sair bedellerin iadesi talebiyle açılan davanın tüm bu bedellerin tüketiciden tahsil edileceği hükmü dikkate alındığında yasadaki düzenleme gereki hukuka ve yasaya aykırı olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ..ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davada davacının her bir davalı ile ayrı sözleşmesi olup her birinden talep ettiği tutarın ve dönemlerin ayrı bir davanın konusunu oluşturduğunu, bu sebeple davanın tefrikini, müvekkili şirketin faturalarda yer alan kayıp kaçak bedelini abonelerinden tahsil etmekte bir nevi aracı olmakla birlikte bu bedellir her ay dağıtım şirketlerine tam olarak ödediğini müvekkili şirket uhdesinde kalmadığını, müvekkil şirketin herhangi bir kazancı ya da sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kötü niyetli olarak müvekkil şirket aleyhne işbu davayı açtığını, davacının hangi kalem için ne kadar talep ettiğinin de açıklığa kavuştrumasını, davanın reddini, davanın tefrikini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; elektrik enerjisi tedarik ve satış sözleşmesine dayalı faturalardan kayıp – kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet ve PHS sayaç okuma bedeli ile Trt payı, belediye tüketim vergisi ve enerji fonu adı altında tahsil edilen bedellerin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında enerji tedarik ve satış sözleşmesi imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalılar vekilleri tarafından süresinde verilen cevap dilekçesiyle zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da, taraflar arasında sözleşme ilişkisi olması sebebiyle olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresinin borçlan kanunu ilgili maddisi uyarınca 10 yıllık süreye tabi oluşu gözetilerek, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolmayışı sebebiyle zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Uyuşmazlığın konusu davaya konu edilen sözleşmenin imzalandığı tarih ile dava tarihi arasında kalan döneme ilişkin olarak kayıp – kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet ve Phs sayaç okuma bedeli ile Trt payı, belediye tüketim vergisi ve enerji fonu bedeli adı altında davacıdan tahsil edilen miktarın davalıdan istirdatının istenip istenemeyeceği, istenebilecek ise ferileriyle birlikte miktarlarına ilişkindir.
Davalı tarafından husumet itirazında da bulunulmuş ancak, davalının söz konusu elektrik enerjisini dağıtan ve perakende satış hizmetlerini yürüten şirketler olması nedeniyle müşterilere karşı müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilerek, davalının husumet itirazları da yerinde görülmemiştir.
Yargılama aşamasında 6446 sayılı kanunun 17. Maddesine 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. Maddesiyle eklenen 10. Fıkrayla “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” ve yine 6446 sayılı kanuna 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 26. Maddesiyle eklenen geçici 20. Maddesiyle “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu maddeye göre tüketici hakem heyetlerini ve mahkemeleri bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifadeyle yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı kanun ile yapılan değişikliklerin kanunun 17/06/2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş, dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedelleriyle ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı kanun gereğince davacı vekili tarafından inceleme ve araştırma yapılmasına yönelik açık talep de bulunmamaktadır. (Tarifeye uygunluk denetimi)
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacının talebi sözleşme ve yasaya aykırı olarak EPDK kararları uyarınca elektrik faturalarına haksız olarak yansıtılan kesintilerin geri iadesi istemine ilişkin olup, 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesiyle eklenen geçici 20. Maddesiyle mevcut davalara uygulanacağı belirtilen ve hukuki boşluğu dolduracak şekilde düzenleme getiren 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin, 6719 sayılı kanunun 21. Maddesiyle eklenen 10. Fıkra uyarınca mahkemelerin yetkisi elektrik faturalarına yansıtılan bedellerin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğundan, dava dilekçesinde de EPDK kararlarının haksızlığı ileri sürüldüğünden, davadan sonra yürürlüğe giren yeni kanun uyarınca davanın konusuz kaldığı sonuç ve kanaatine varılmakla, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, ayrıca davacı tarafın davanın açıldığı tarihi itibariyle haklılık durumu da gözetilerek davacı lehine AAÜT 13/2 maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmolunarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 411,55.-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınıp davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 5,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalılar … A.Ş vekili ile … Ltd. Şti vekilinin yokluğunda, davalı … A.Ş vekilinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/02/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı