Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/364 E. 2018/560 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/364
KARAR NO : 2018/560
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/05/2016
KARAR TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TÜRÜ : Kabul

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … tarihinde, … Mahallesi … Sokak üzerinde davalı …’ın sevk ve idaresinde seyreden … … … Plakalı aracın yol kenarında bekleyen müvekkili …’na çarparak “Basit tıbbi müdahale ile giderilemez tarzda, vücudunda meydana gelen kemik kırıklıklarının hayat fonksiyonlarını ağır (5.derece) derecede etkiler nitelikte ve organlarının birisinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde” yaralanmasına neden olduğunu, kaza yapan aracın kaza tarihinde 1. Davalı olarak gösterilen … Şirketine … Poliçe Numarası ile sigortalı olduğunu, kaza sonrası davalı sürücünün kaza mahallinden kaçtığını, hakkında zaten bir başka dava nedeniyle yakalama kararı olduğunu, daha sonra … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı kararı ile kazanın oluşumunda tamamen kusurlu bulunarak cezalandırıldığını, müvekkilinin … doğumlu olduğunu, bu kaza nedeniyle vücudunun pek çok yerinden yaralandığını, özellikle sol omuz eklemi çıkığı, omuz kemeri kırığı, parçalı eklem içi kırığı gibi tanılarla uzun süre değişik hastanelerde kaldığını ve ameliyat yapılarak protez takıldığını, bunların sonucu olarak artık sol kolunu herkes gibi hareket ettiremediğini ve organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu için belirgin bir çalışma gücü kaybı yaşadığını, tarım işçiliği ve seracılık yapmakta iken, artık eskisi gibi çalışamadığını, yani hayatının geri kalan kısmını sakat olarak yaşayacağını, davalı taraflardan hiçbir aşamada ilgi ve yardım görmediklerini, kaza yapılan aracı dahi kaza sonrası derhal satarak elden çıkardıklarını, mahkemece tedavi ve ameliyat kayıtları getirtilerek ve yeniden ilgili sağlık kuruluşlarına müvekkilinin sevk edilerek, kaza nedeniyle çalışma gücü kaybının tespit edilmesi, daha sonra da geçici ve sürekli sakatlığı nedeniyle hayatla kazanç kaybı için ileride arttırmak veya ıslah etmek üzere şimdilik; 25.000-TL maddi tazminatın, tüm davalılardan, sigorta şirketinin, poliçe limitleri dahilinde sorumlu olması kaydıyla, 25.000-TL manevi tazminatın ise 2. ve 3. Sıradaki araç maliki ve sürücüsünden müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … … … plakalı aracın müvekkili şirketin, … tarafından …- … tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, zorunlu mali mesuliyet sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.11.2012 tarih 2013/17-72 esas 2012/1558 karar sayılı ilamının bu yönde olduğunu, nitekim birçok Yargıtay kararında müterafik kusur hususunun dikkate alındığını, bu durumda hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılması gerekeceğinin açıkça ifade edildiğini, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasında açıkça görüldüğü üzere, zarar görenin müterafik kusurunun bulunması durumunda tazminattan uygun bir oranda indirim yapılması gerektiğini, bu oranı belirlenirken zararın meydana geliş biçimi, zarar görenin müterafik kusurunun zararın meydana gelmesi ve artmasındaki etkisinin de dikkatle alınması gerektiğini belirterek sonuç olarak maluliyet durumu ve kusur durumunun tespiti bakımından dosyanı İstanbul Adli Tıp Kuruluna gönderilmesini, aktüer bilirkişi incelemesi yapılmasını, KTK’nın md.97 gereği; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalıların davaya cevap vermedikleri gibi duruşmalara da gelmedikleri anlaşılmıştır.
Dava: Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Kazaya sebebiyet veren … … … plaka sayılı araç kaza tarihi olan …/…/… itibari ile davalılardan …’in mülkiyetinde olup, kaza anında davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindedir. Söz konusu araç davalı … tarafından …/…/… başlangıç, …/…/… bitiş tarihli … poliçe numaralı ZMS ile teminat altına alınmış olup, kaza tarihi itibari ile poliçe yürürlüktedir.
Olay tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … … … plaka sayılı araç ile … İli … Mahallesi …. Sokak üzerinden … Mahallesi istikametine doğru seyir halinde iken yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacıya çarpması neticesinde davaya konu yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir.
Her ne kadar davalı sigorta vekili tarafından KTK’nın 97.maddesi gereğince davacının öncelikle davalı sigorta şirketine başvuru yapmadan dava açmış olduğundan bahisle davanın usulden reddini talep etmiş ise de; 2918 Sayılı KTK’nın 97.maddesinde 14/04/2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 5 maddesi ile yapılan değişiklik 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, kaza tarihi olan …/…/… tarihi itibari ile sigorta şirketine başvuru dava şartı olmadığından bu yöndeki itiraza itibar edilmemiştir.
…Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/…/… tarih …/… Esas ve …/… sayılı kararı ile davalı sürücü …hakkında taksirle yaralama suçundan dolayı açılan kamu davası sonucunda tam kusurlu olması nedeni ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu karar …/…/… tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Mahkememizce celse arasında davacı … Hastanesine sevk edilerek rapor aldırılmış, aldırılan …/…/… havale tarihli raporda; yaralanma neticesinde şahsın gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 3 ay olduğu, sürekli iş göremezlik oranının % 23 olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Davalı vekilince maluliyet raporuna itiraz edilmiş olup, itiraz üzerine dosyamız … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kuruluna gönderilerek rapor aldırılmış, aldırılan …/…/… tarihli rapora göre: davacı …’nun … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 VII (2Aa………..30)A%34 x 4/5=% 27,2, E cetveline göre: %30.2 ( yüzdeotuznoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2. İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört)aya kadar uzayabileceği hususunda rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce dosyamız aktüer bilirkişi …’a tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi …/…/… havale tarihli raporunda: … tarihinde trafik kazası sonucu %30,2 oranında sürekli ve 4 ay geçici iş gücü kaybına uğrayan davacı …’nun; geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararının 3.017,84.-TL olduğu, sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararının ise 104.812,78.-TL olduğu hususunda rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekilinin celse arasında …/…/… havale tarihli ıslah dilekçesi sunduğu dilekçesinde dava değerini 82.830,62.-TL olarak artırarak 107.830,62.-TL olarak artırdığı, ıslah harcını yatırıp makbuzunu dosyaya sunduğu ve ıslah dilekçesinin de davalı sigorta vekili ile davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.Bilirkişi raporu denetime elverişli ve denetlenebilir olmakla rapora itibar edilerek davanın ıslah edilmiş hali ile sürekli ve geçici iş göremezlik zararı yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de; Sigorta şirketleri yönünden temerrüd, 2918 Sayılı KTK’nın 99/1 maddesi uyarınca hak sahiplerinin gerekli belgeler ile sigorta şirketine başvurduğu tarihten itibaren 8. iş gününün sonu olarak belirlenmelidir.Hiç başvurulmamış ya da gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulmuş ise sigorta şirketinin temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda faiz başlangıcının, şirkete karşı girişilen icra takip tarihi, ya da takibe girişilmeden dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Somut davada davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadan doğrudan dava açıldığından davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede;
Manevi tazminat, TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne amirdir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Dosya kapsamında mevcut tarafların sosyo-ekonomik durumları, davacının yaşı, meydana gelen kazada tarafların kusur oranları, davacının meydana gelen kaza nedeni ile yaralanmasının derecesi ve davacıda yaratmış olduğu acının etkisi dikkate alınarak 25.000,00.-TL manevi tazminat takdir edilmiştir.
Gerçek kişi davalılar … ve … yönünden 6098 sayılı TBK’nın 117/2 maddesi gereğince haksız fiil tarihinde temerrüd oluşacağına ilişkin yasal düzenleme gereğince hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara haksız fiil tarihi olan 24/10/2012 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebinin KABULÜ ile;
3.017,84.-TL geçici iş göremezlik ile 104.812,78.-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 107.830,62.-TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere dava tarihinden, diğer davalılar … … ve … … yönünden ise haksız fiil tarihi olan 24/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Manevi tazminat talebinin KABULÜ ile;
25.000,00.-TL manevi tazminatın davalılar … … ve … … yönünden ise haksız fiil tarihi olan 24/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-a-Maddi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 7.365,91.-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 282,90 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.083,01.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Manevi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 1.707,75.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.536,97 TL harcın davalılar … … ve … …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti, adli tıp faturası toplamı olan 1.379,70.-TL ile dava açılışta alınan 29,20.-TL başvuru harcı, 282,90.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.751,60.-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
*Manevi tazminat yönünden peşin yatırılan 170,78 TL harçtan ibaret yargılama giderinin davalılar … … ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-a-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat yönünden hesaplanan 11.376,45.-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.000,00.-TL vekalet ücretinin davalılar … … ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/07/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)