Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/356 E. 2018/164 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/356 Esas
KARAR NO : 2018/164
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/05/2016
KARAR TARİHİ : 27/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … poliçe numaralı Karayolları Kasko Sigortası bulunan … … … plaka sayılı otobüs ile davalılara ait … … … plaka sayılı araç arasında …/…/… tarihine maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kaza sebebiyle müvekkil şirkete sigortalı … … … plaka nolu araçta meydana gelen hasara ilişkin müvekkil şirket tarafından 14.321,64TL ödeme yapıldığını dava konusu olayda davalı sürücünün %100 asli ve tam kusurlu olduğunu, yapılan hasar tazminatının ödenmesi için davalılara ihtar çekildiğini ancak davalının itiraz ettiğini, … … … sayılı aracın ve varsa davalı adına başkaca araçlar ile taşınmazlar kaydı üzerine 3. Şahıslara devrinin önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını, dava konusu olay sebebiyle yapılan 14.321,64TL hasar ödemesinin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faiziyle tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin e davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsedilen …/…/… tarihindeki kazayla müvekkil firma araçlarının hiçbirisinin bağlantısı olmadığını, müvekkili firmanın bahsedilen … .. … plakalı aracı dahil bütün araçlarının kaskolu olduğunu ve zorunlu trafik sigortası olduğunu , sigortalı ve kaskolu araçları olan müvekkile yöneltilen iddiaların tutarsız olduğunu, tek taraflı tutulan kaza tutanağında müvekkili firma adına imza olmadığını, somut delil ve hukuki gerekçe ile ispatlanmamış davanın ve davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine ;davacı vekilince ödeme belgeleri, sigorta poliçesi sureti, fatura sureti, eksper raporu ve fotoğraflar ibraz edilmiş, araçların trafik kayıtları eklenmiştir.
Dava; kasko sigorta sözleşmesine dayalı trafik kazası nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının, halefiyete dayanılarak rücuen tahsiline ilişkindir.
Davacının kazada zarar gören aracın kaza tarihi itibari ile kasko sigortacısı olduğu ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ödenen sigorta tazminatından davalı şirketin sorumlu olup olmadığı, kazaya karışan aracın davalı şirkete ait olup olmadığı hususundadır.
Davacı tarafın dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı ve ön inceleme duruşmasında tanık ve delil listesi bildirmek için iki haftalık süre verildiği, davacının bu süre içerisinde tanık listesi bildirdiği görülmekle davacı tanıkları dinlenilmiştir.
Davacı Tanığı … … duruşmada “ben … … … plaka sayılı aracın sahibiyim. Benim aracım kaza tarihinde annemin evinin önünde park halindeydi. Aracın başına geldiğimde ön taraftan darbe aldığını ve tamponun kenarlarının hasara uğrayıp zarar gördüğünü fark ettim. Komşu esnaftan sorduğumda … Market’e ürün getiren unlu mamuller aracının çarptığını ve kartvizitini bıraktığını öğrendim. Polisi aradım. Polis olay yerine geldi. Bırakılan kartvizitten şoförü aradı. Şoför çarptığını söyledi. Buna göre tutanak tutuldu. Ben kazanın gerçekleştiğini bizzat görmedim. Polis telefonla aradığında aracın plakasını öğrendi. Tutanağı ona göre tuttu.”
Davacı Tanığı … “Ben kaza tarihinde balkonda oturuyordum. Kahvaltı yapıyorduk. Birden gürültü geldi. Balkondan baktığımda …’e mal getiren aracın komşunun arabasına çarptığını gördüm. Şoför bana aracın sahibini tanıyıp tanımadığımı sordu. Bende komşum olduğunu söyledim. Kartını bırakacağını söyledi. Daha sonra oradan düğün salonunun sahibine kartını verdi. Araç büyük bir arabaydı. Üzerinde … yazıyordu. Sürekli …’e mal getiren arabaydı. Ben plakasına dikkat etmedim. Zaten apartmanın altındaki … isimli işyerinin de kamerası vardı. Kamerada görmüş olabilir.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
İş yerine kamera olduğu belirtilen …’na müzekkere yazılmış, kaza anını gösteren görüntü olup olmadığı sorulmuş ve olmadığına dair cevap verildiği görülmüştür.
Dosya mahkememizce bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … …/…/… havale tarihli raporunda özetle; kazanın meydana gelmesinde … … … plakalı kamyonet sürücüsünün %100 oranında tamamen kusurlu olduğunu, … … … plakalı otomobil sürücüsü …’ nın kusursuz olduğunu, kaza tarihi itibariyle KDV daih 14.312,64.-TL hasar bedelinin oluştuğunun bu zararın tamamının … … … plakalı kamyonet sürücüsünün kusur oranına karşılık geldiğini belirttiği anlaşılmıştır.
Haksız fillerden kaynaklanan borç ilişkilerinin düzenlendiği 6098 sayılı TBK.nun 49. Maddesinde, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu;
6098 sayılı TBK.nun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği”,
2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşübbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı”, aynı Kanun’un 3. maddesinde ise işleten tanımı yönünden “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” düzenlemesine yer verildiği,
2918 sayılı KTK 85/son maddesinde ” işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu”, olduğu,
2918 sayılı KTK 86/2 maddesinde ” sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği” öngörülmüştür.
Rücu davalarının hukuki dayanağı; Türk Ticaret Kanunu’ nun 1472. maddesinde düzenlenmiş ve geniş bir şekilde yer verilmiş olan, sigortacının halefiyeti ilkesidir. Bu maddede ” (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) …..” hükmü düzenlenmiştir.
Sigortacının ödediği tazminat miktarınca; hukuken sigortalı yerine geçmesi sonucu, zarar verenlere karşı açtığı davaya da rücu davası denir. Halefiyete dayalı olan rücu davası; esas itibarıyla sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigorta şirketi tarafından açılmasıdır.
Somut olayda, …/…/… tarihinde, … isimli markete ürün getiren davalı şirkete ait … … … plaka sayılı kamyonetin dava dışı sigortalının park halindeki aracına çarptığı, hasar gören aracın kaza tarihi itibari ile davacı şirket nezdinde kasko sigortası ile sigortalanmış olduğu, araç şoförünün çevredekilere kart bırakarak kaza mahallinden ayrıldığı, kaza neticesinde trafik polis memuru tarafından maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının düzenlendiği, her ne kadar davalı taraf kazaya karışan aracın şirkete ait olan araçlarla bir bağlantısının olmadığını, kendilerine araçlardan birinin kaza yaptığına dair bir bilgi verilmediğini beyan etmiş ise de Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre kaza tespit tutanağının, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge oluşu ve aksinin ispatlanmasının her zaman mümkün olduğu, davalının bu iddiasını ispat edemediği gibi davacı tanıklarının anlatımları ile kaza tespit tutanağının uyumlu olduğu, alınan denetime elverişli kusur raporuna göre davalıya ait aracın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, dava dışı sigortalının aracında meydana gelen ve davacı sigorta şirketi tarafından telafi edilen hasar bedelinin 14.312,64.-TL olduğu, davalının bu zarardan araç işleteni olarak 2918 sayılı KTK gereğince sorumlu olduğu, davacı şirket tarafından davalıya ödeme tarihinden önce ihtarname gönderilmesine rağmen bu bedelin ödenmediği, bu şekilde ihtarname tarihinden sonra yapılan ödeme tarihi itibari ile davalının mütemerrit olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
14.312,64.-TL’ nin ödeme tarihi olan 04/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 977,69.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 244,43.-TL harcın mahsubu ile bakiye 733,26.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 531,20.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/02/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı