Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/295 E. 2019/47 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/295 Esas
KARAR NO : 2019/47
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tespiti
DAVA TARİHİ : 12/03/2013
KARAR TARİHİ : 15/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, … Müdürlüğü nezdinde yaptıkları araştırma sonucunda, davalı kooperatifin … ila … hesap yıllarına ilişkin genel kurul toplantısını … tarihinde yaptığını, bu genel kurula … Müdürlüğü’nden … isimli temsilcinin katıldığını, düzenlenen hazirun cetvelinde müvekkilinin adına yer verilmediğini, ortak sıfatı bulunmayan …, … ve … isimli şahısların ise kooperatif üyesi olarak hazirun cetveline yansıtıldığını, söz konusu genel kurul toplantısında kooperatife ait bulunan … sayılı taşınmazın satışı için tasfiye kuruluna yetki verildiğini ve bu kararın ticaret siciline tescil ettirilerek tapuda işlem yapmak üzere ticaret sicilinden yetki belgesi alındığını ve satış işleminin … tarihinde 15.000,00 TL’lik bedel karşılığında gerçekleştirildiğini öğrendiklerini, söz konusu genel kurul için davacı ortağa herhangi bir tebligat yapılmadığını, davacı hakkında alınmış bir ihraç kararı da bulunmadığını, genel kuruldaki usulsüzlükler ile ilgili olarak … tarihinde … Müdürlüğü’ne müracaat ederek idari yönden soruşturma yapılmasını talep ettiklerini, davacı ortağın çağrılmadığı ve üye sıfatı bulunmayan şahısların ortak sıfatıyla katıldığı bu toplantıda alınan kararların ve karara dayalı olarak Ticaret Sicil Memurluğu’nca düzenlenen yetki belgesinin hukuki bir geçerliliği bulunmadığını bildirmiş ve davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, … tarihli genel kurulda alınan kararların ve bu kararlara dayanılarak düzenlenen yetki belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı, uygun tebligata rağmen yasal süre içerisinde davaya yanıt vermemiş, davalı temsilcisi … ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra … tarihli oturumda alınan beyanında; davalı kooperatifin … yılında kurulduğunu, o tarihten itibaren genel kurul toplantılarını yapmadığını ve herhangi bir faaliyeti de olmadığını, kooperatifin en son yönetim kurulu başkanı olduğunu, bu sıkıntılı durumu aşmak için … ila … yılları arasındaki dönemi kapsar şekilde tek bir genel kurulu toplantısı gerçekleştirildiğini ve bu toplantıda tasfiye kararı alınmasını sağladıklarını, bu karar doğrultusunda kooperatifin tek mülkü olan arsanın üçüncü kişiye satıldığını ve tasfiye sürecinin büyük ölçüde sona erdiğini, ancak henüz terkin işlemi yapılmadığını, zira bu işlem için gerekli masrafları karşılayamadıklarını bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Davalı kooperatife ait ana sözleşme ile … tarihli genel kurul toplantısına ilişkin tutanak ve hazirun cetvelinin birer örneği getirtilip incelenmiş, davacının, davalı kooperatifin üyesi olup olmadığının tespiti ve genel kurul kararının hükümsüzlüğü ve iptali isteminin değerlendirilmesi bakımından dosya ve kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve mali müşavir …’den … tarihli gerekçeli rapor alınmıştır.
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ve davacının katılımı olmaksızın gerçekleşen genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin davacı üyeye bildirimde bulunmaksızın … ila … yılı hesap yıllarına ilişkin olarak … tarihinde genel kurul toplantısı yaptığını, bu toplantıya üye sıfatı taşımayan kişilerin de katıldığını, toplantıda alınan kararla kooperatife ait arsanın satışı konusunda tasfiye kuruluna yetki verildiğini ve taşınmazın bu yetki kullanılarak üçüncü kişiye satıldığını, genel kurulda alınan kararın hukuki değeri bulunmadığını ileri sürerek işbu davayı açmıştır.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; davacının, davalı kooperatifin üyesi olarak kayıtlı olduğu, hakkında alınmış bir ihraç kararı bulunmadığı, ancak davacının üyelik yükümlülüklerini de yerine getirmediği, üye olmadıkları iddia edilen …, … ve …’un kooperatif üyesi durumunda oldukları, kooperatifin toplam 25 üyesinin bulunduğu, üyelerden biri tarafından işleme tabi tutulmayan ayrılma dilekçesi verildiği, 10 üyenin ise ortaklıktan ihraç edildiği, icra edilen genel kurul toplantısı için sadece toplantıya katılan 7 üyeye tebligat yapıldığı, davacı üyeye çağrıda bulunulmadığı ve çağrıda usulsüzlük olduğu, yönetici …’ın üye …’a vekaleten oy kullandığı, bu durumun da ana sözleşmenin 24.maddesine aykırı olduğu, toplantıya çağrı bildiriminin toplantı gününün 30 gün öncesinde yapılmadığı, çağrının toplantıdan 20 gün öncesi itibariyle yapılmış olduğu, bu durumun da ana sözleşmenin 28.maddesine aykırılık teşkil ettiği kanaat ve görüşü açıklanmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 45’inci maddesine göre; toplantı nisabı, ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmasıyla sağlanır. Aynı kanunun 53’üncü maddesi hükmü gereğince; kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla genel kurul kararları aleyhine açılacak davanın toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere 1 ay içinde açılması gerekir. Somut olayda; ileri sürülen sebepler yokluk değil, iptal sebebi niteliğinde olup; genel kurul kararlarına yönelik olarak açılan davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle; genel kurul kararlarının iptaline ilişkin istemin hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmelidir.
Davacı, üyelikten doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmakla beraber, davalı kooperatifin üyesi olup, hakkında alınmış bir ihraç kararı da bulunmamaktadır. Buna rağmen, yapılan toplantı için düzenlenen hazirun cetveline üye olarak kaydedilmediği ve toplantıya da çağrılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının üyeliğinin tespiti istemiyle dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiş ve üyeliğin tespiti istemli davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine davaya bakan Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile; “Bu durumda, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmayıp, kooperatifin toplam ortak sayısının belirlenmesi, karar defterinde ihraç edildikleri belirtilen 10 üyenin ihraçlarının usulünce tebliğ edilerek kesinleşip kesinleşmediği, ortaklıklarının devam edip etmediği hususlarının, gerektiğinde kooperatif, kayıt, defter ve belgeleri üzerinde yeniden inceleme yaptırılarak alınacak bilirkişi raporu ile saptanması gerekirken, bunun yapılmaması, keza davacı tarafından öne sürülen hususların yapılan genel kurul ve alınan kararların yokluğu sonucunu doğuracak nitelikte bulunduğu da göz önünde bulundurulmaksızın, talebin iptal nedeni olarak değerlendirilerek davanın süresinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı ve eksik incelemeye dayalı olduğundan hükmün belirtilen bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememizce verilen kararın bozulması üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Taraf vekillerinden bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmuş, mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkememizce Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere kooperatif kayıt defter ve belgeleri üzerinde bilirkişiye inceleme yaptırılmak suretiyle yeniden rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli rapora göre; davalı kooperatifin kurucu üyelerinin davacının da aralarında bulunduğu 7 kişi olduğunu, kooperatif yönetim kurulunun … tarihli 13 sayılı kararı ile 13 üyenin kooperatif üyeliğine kabulüne karar verildiğini, yine kooperatif yönetim kurulunun … tarihli 120 sayılı kararı ile davacının üye olmadığını iddia ettiği …, … ve … isimli kişilerin de kooperatif üyeliğine kabulüne karar verildiğini ve üye kayıt defterine bu kişilerin kooperatif üyesi olarak kayıt edildiğini, bu bilgilere göre toplam üye sayısının 23 olduğunun anlaşıldığını, bu 23 kişinin üye kayıt defterinde kayıtlı üye olduğunun tespit edildiğini, üye kayıt defterinde bu 23 adet üyenin yanında … ve … isimli kişilerin de davalı kooperatif üyesi olarak kayıtlı olup bu kişilerin … yılında 3.500,00.-TL tutarında ödeme yaptıklarının kayıtlı olduğunu, ancak bu kişilerin kooperatif üyeliğine kabul edildiği ile ilgili olarak yönetim kurulu kararının olmadığının tespit edildiğini, bu bilgilere göre davalı kooperatifin toplam üye sayısının 25 üyeden oluştuğunu, davalı kooperatifin … tarihli ve … sayılı yönetim kurulu kararında kooperatif üyesi olan …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … olmak üzere toplam 10 adet kooperatif üyesinin kooperatif kuruluşundan bu yana vecibelerini yerine getirmediği, üyelere 2’şer defa uyarı yazısı gönderilmesine rağmen sonuç alınamadığı gerekçesiyle kendilerine noter kanalıyla üyeliklerinin düştüğünü bildiren tebligat çekilmesine karar verildiğinin görüldüğünü, ancak bu yönetim kurulu kararının üyelikten çıkarıldığı belirtilen üyelere usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ile ilgili dava dosyasına tevsik edici bir bilgi ve belgenin ibraz edilmediğinin görüldüğünü, bu durumda dava dosyası kapsamına göre davalı kooperatifin … tarihli … sayılı yönetim kurulu kararında üyelikten ihraç edildikleri belirtilen 10 üyenin ihraçlarının usulünce üyelere tebliğ edilmediği ve bu 10 üyenin ihraç işleminin kesinleşmediği, ortaklıklarının devam ettiği ve davalı kooperatifin üye sayısının 25 kişi olduğunun anlaşıldığını, davaya konu edilen … tarihli genel kurul toplantısı ve hazirun cetveli üzerinde yapılan incelemelerde davalı kooperatifin kayıtlı 7 ortağının olduğu ve bu 7 ortağın katılımıyla genel kurul toplantısı yapıldığı ve alınan kararların bu 7 ortağın oyları ile oy birliği ile alındığının tespit edildiğini, davalı kooperatifin defter ve belgelerinde kurucu üye olan davacının üyelikten istifa ettiği veya çıkarıldığı ile ilgili herhangi bir karar olmamasına rağmen … tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde kooperatif üyesi olarak kayıt olmadığı ve bu genel kurul toplantısına davacının davet edilmediğinin tespit edildiğini, bu bilgilere göre davalı kooperatifin davaya konu … tarihi itibariyle 25 kişi olan üye sayısının 7 üyesine genel kurul davetinin yapıldığı ve 7 üyenin katılımı ile genel kurul toplantısı yapıldığı ve bu 7 üyenin oylarıyla kararlar alındığının anlaşıldığını, davalı kooperatifin ana sözleşmesi ve kooperatifler kanununa göre genel kurul toplantı yeter sayısının üye sayısının 1/4’ü olan 6,25 olduğu, bu durumda davalı kooperatif yeter sayısı ile dava konusu genel kurul toplantısının yapıldığının anlaşıldığını, ancak dava konusu olan genel kurul toplantısının davalı kooperatifin diğer 18 üyesine bildirilmeyip davet edilmediğinden bu 18 üyenin genel kurul toplantısına katılamadığını, genel kurul toplantısında alınan kararların 7 üyenin katılımı ile oy birliği ile alındığını, ancak toplantıya çağrılmayan ve katılmayan 18 üyenin oylarının dava konusu genel kurul kararlarını değiştirecek çoğunlukta olması nedeniyle dava konusu genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak yapılmadığı kanaatinde olduğu yönünde mütalaada bulunduğu anlaşılmıştır.
Kooperatif ana sözleşmesinin 33.maddesi görüşme ve karar nisabı başlığını taşımakta olup buna göre; “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşülebilmesi için kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır. Genel kurulda kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır. Ancak kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatif ile birleşmesi veya ana sözleşmede değişilik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile verilir. Kamu kuruluşlarından alınan kredi miktarının arttırılmasından yararlanmak üzere alınacak kararlarda 2.fıkra hükmü uygulanır.”
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 45.maddesine göre; “Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantısının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda 1 defa yağılması zorunludur….
Genel kurul ana sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı ana sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır. Genel kurul toplantı tarihi, yeri ve gündemi toplantıdan en az 15 gün önce ilgili bakanlığa ve mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirilir. Genel kurulun sevk ve idaresi ortaklar veya üst kuruluş temsilcileri arasından seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır.”
Görüldüğü üzere davaya konu yapılan … tarihli kooperatif olağan genel kurul toplantısının 7 üyenin katılımı ile yapıldığı ve alınan kararların da katılan 7 üyenin oy birliği ile alındığı bilirkişi raporunda belirlenmiştir. Yine bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı kooperatifin toplam üye sayısı 25 olup, kooperatif ana sözleşmesi ve Kooperatifler Kanunundaki 1/4 toplantı nisabı 7 üyenin katılımıyla sağlanmış ve alınan kararlar da oy birliği ile alınmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu genel kurul toplantısına kooperatif üyesi olmayan kişilerin katıldığını, bu genel kurulda müvekkiline devri gereken taşınmazın satışı için tasfiye kuruluna yetki verildiğini ve genel kurul kararının ticaret siciline tescil ettirildiğini ve akabinde tapuda işlem yapmak için ticaret sicilinden yetki belgesi alındığını belirterek, bu hususların alınan kararların hükümsüzlüğü sonucunu doğurduğunu iddia etmektedir.
Gerek ana sözleşme gerekse Kooperatifler Kanununda taşınmaz satışı için farklı bir karar nisabı bulunmadığından ve davaya konu yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların katılan 7 üyenin oy birliği ile alınması sebebiyle alınan kararların iptali ve butlanı koşullarının bulunmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Ayrıca Yargıtay bozmasından önce mahkememizin vermiş olduğu … tarihli … Esas – … Karar sayılı kararında davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine de karar verilmiş olup, verilen bu kararın sadece davanın taraflarından davacı tarafça temyiz edildiği, davalı kooperatif tarafından temyiz konusu yapılmadığı ve davacı taraf da üye olduğunun tespitine yönelik kararı temyiz konusu yapmadığı anlaşılmakla, bu hususun kesinleştiği ve bozma ilamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve hükmün uyulan Yargıtay bozma ilamında da açıklandığı üzere; davalı kooperatifin dava konusu yapılan … tarihli olağan genel kurul toplantısında davacının genel kurula çağrılmadığı, çağrıda usulsüzlük halinde genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkının 1163 sayılı yasanın 53.maddesi uyarınca verildiğine göre, bunun müeyyidesinin yasa koyucu tarafından yokluk olarak kabul edildiği, fakat çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın söz konusu genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye veya iyi niyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanmasının ve iddiasını da ispat etmesinin zorunlu olması karşısında, dava konusu olayda da bu hususların ispat edilemediği, alınan kararların yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etme koşullarının söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacının genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüzlüğüne ve ayrıca söz konusu genel kurul kararına dayalı olarak düzenlenen ticaret sicil memurluğunca düzenlenen yetki belgesinin hükümsüzlüğüne ilişkin davasının reddine karar vermek gerekmiş, bundan başka davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine ilişkin mahkememizce ilk verilen kararın taraflarca temyiz konusu yapılmaması nedeniyle kesinleştiği de gözetilerek, buna ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı …’in davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine ilişkin hükmün bozma ilamı dışında kalıp kesinleştiğinden buna ilişkin yeniden karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
Davacının, davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali ve butlanına ilişkin, yine söz konusu genel kurul kararına dayalı olarak düzenlenen … Memurluğunda düzenlenen ve tapuda işlem yapmak üzere kullanılan yetki belgesinin hükümsüzlüğüne dair talepleri yönünden davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40.-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30.-TL harcın mahsubu ile bakiye 20,10.-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından bozmadan sonra yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Mahkememizce verilen … tarihli … Esas – … Karar sayılı kararının hüküm kısmının 3 ve 4 nolu bentlerinin bozma ilamı dışında kalıp kesinleştiğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda yeniden hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı … tasfiye memurlarından …’ın yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/01/2019

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)