Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/284 E. 2019/285 K. 05.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/284
KARAR NO : 2019/285
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/04/2016
KARAR TARİHİ : 05/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkiline ait …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile …’ın sevk ve idaresindeki ve davalı …. Tarafından ZMSS poliçesi yapılmış olan … plakalı araç arasında … tarihinde trafik kazası meydana geldiğini, işbu kazanın davalı …’ın yolun sağ şeridinde ilerlerken, gidiş istikametine göre yolun sol tarafında bulunan ve ters şerit olan yola girmek isterken aynı istikamette yolun dol şeridinde ilerleyen …’in idaresindeki müvekkiline ait araca çarpması sonucu meydana geldiğini, kazanın oluşmasında davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, sigorta tarafından yapılan ilk tespitte de davalı …’un %100 kusurlu bulunduğunu, ancak daha sonra itiraz üzerine yapılan incelemede her iki sürücüye eşit kusur verildiğini, bu kusur oranı üzerinden servis faturasının yarısının sigorta şirketi tarafından müvekkiline ödendiğini, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde de davalı …’un kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunun ortaya çıkacağını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkiline ait araçta hem maddi hasar hem de değer kaybı meydana geldiğini, bu aşamada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla servis faturasının ödenmeyen kısmının şimdilik …-TL’sinin ve araçta meydana gelen değerin şimdilik …-TL’sinin davalılardan tahsili için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek şimdilik …-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Aş. vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen hasara ilişkin toplam …-TL tazminat bedelinin … tarihinde müvekkili şirket tarafından ödenmiş olduğundan haksız ve mükerrer talepleri içeren davanın müvekkili şirket bakımından reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava konusuz kazaya karışan araçların kusur oranlarının adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, yine değer kaybından söz edilebilmesi için aracın ilk ve tek hasarı olması gerektiği, araçtaki değer kaybının tespit edilebilmesi için aracın önceki hasarlarının da incelenmesi ve buna göre bir değerlendirme yapılması gerektiğini, ayrıca 14/05/2015 tarihli resmi gazetede yayınlanan karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları değer kaybı hesaplaması düzenlemesi uyarınca; … tarihinde yürürlüğe giren yeni karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ekinde yer alan değer kaybı hesaplama formülüne göre hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca aracın daha önce başka bir kazaya karışıp karışmadığının taraflarınca bilinmediğini, davacıya ait aracın daha önce kazaya karışmış olması durumunda orjinalliğinin de bozulmasının zaten söz konusu olmayacağından araçta değer kaybı da yaşanmayacağını, bu hususun tramerden sorulması gerektiğini, eğer bir tazminata hükmedilecekse kıymet kazanma tenzili uygulanması gerektiğini, onarım sonucu yenilenen kısımlarda özellikle takılan yeni parçalar nedeniyle değer artışı meydana gelir, tespit edile değer artışının ödenecek tazminat miktarından düşülmesi gerektiğini, davacı tarafın tespit bedeli gibi dolaylı zarar taleplerinin trafik sigortası teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: sigorta şirketlerinin müşterek olarak kusurlarının tespit edildiği sigorta tahkim komisyonunda işbu dava konusu kazaya karışan aracın şoförlerine oy birliği ile % 50-%50 kusur izafe edildiğini, bu kusur oranlarına göre davacı tarafa sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, müvekkilinin beyanına göre işbu kazanın oluşumunda davacı tarafın tam kusurlu olduğunu, davacı tarafından talep edilen araçta oluşan değer kaybı talebinin temelsiz olduğunu, zira davacının bahsettiği aracın … model ve … km’nin üzerinde olduğunu, bu nitelikte bir araç için meri mevzuat gereği değer kaybı talep edilemeyeceğini, söz konusu araçta değer kaybı söz konusu olmadığını, bu nedenle talebin reddi gerektiğini belirterek davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: … tarihli … İlçesinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana gelen değer kaybı ile davacı tarafından servise ödenen fatura bedeli olan …-TL’nin ödenmesine ilişkin kısmi alacak ve belirsiz alacak davasıdır.
… Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak mahallinde makine mühendisi bilirkişi refakatinde keşif yapılarak rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli rapora göre: … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 84 (b)-(f)-(g) şıklarını ihlal ettiğinden %100 kusurlu sayılacağı, … plaka numaralı araç sürücüsü …’in kusursuz sayılacağı, kaza öncesi piyasa fiyatı ile kaza sonrası tamiratı yapılmış aracın piyasa alım satım farkı olan değer kaybının …-TL – …-TL = …-TL olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine mahkememizce yeniden … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli ek rapora göre: aracın piyasada yapılan araştırmalar neticesinde kaza öncesi alım satım fiyatının …-TL olduğu, dava dosyasında mevcut satış senedinde ise kaza sonrası satış bedelinin …-TL olduğunu … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 84 84 (b)-(f)-(g) şıklarını ihlal ettiğinden %100 kusurlu sayılacağı, … plaka numaralı araç sürücüsü …’in kusursuz sayılacağı, kaza öncesi piyasa fiyatı ile kaza sonrası tamiratı yapılmış aracın piyasa alım satım farkı olan değer kaybının …-TL – …-TL = …-TL olduğu, aracın tamiratının yapılarak kaza öncesi haline getirilmesi için K.D.V. dahil toplam olarak …-TL olması gerektiği hususunda ek rapor tanzim etmişti.
Mahkememizce kazadaki kusur durumunun tespiti bakımından dosyamız … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kuruluna gönderilerek rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli rapora göre: kusur yönünden davalı taraf sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürüc …’in kusursuz olduğunu, hasa yönünden ise davacı tarafın … plaka sayılı … Model … vasıtasında meydana gelen hasarın …-TL olduğu, değe kaybının bulunmadığı hususuna kanaat bildirilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine mahkememizce dosyamız kusur konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi … tarafından düzenlenen … havale tarihli rapora göre: meydana gelen trafik kazası sonucunda, davacıya ait … plakalı otomobilin hasarının onarılma bedelinin kaza tarihi itibariyle KDV dahil …-TL olduğunu, … plakalı otomobilin … tarihinde meydana gelen hasarının onarılması sonucu kaza tarihi itibariyle …-TL değer kaybının olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişi …’den ek rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli ek rapora göre: meydana gelen trafik kazası sonucunda, davacıya ait … plakalı otomobilin hasarının onarılma bedelinin kaza tarihi itibariyle KDV dahil …-TL olduğu, … plakalı otomobilin … tarihinde meydana gelen hasarının onarılması sonucu kaza tarihi itibariyle …-TL değer kaybının olduğu hususuna görüş ve kanaat bildirmiştir.
Mahkememizce dosyamız Makine Mühendisi … ve … satışı konusunda uzman …’ya tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: davalı …’ın dava konusu kazada % 100 kusurlu olduğu, … plakalı aracın dava konusu kaza sonucu 1.500,00.-TL değer kaybettiği, dava konusu … plaka sayılı araç için kalan onarım bedelinin …-TL olacağı hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekilinin celse arasında … havale tarihli ıslah dilekçesi sunduğu dilekçesinde davayı değer kaybı yönünden …-TL hasar bedeli yönünden …-TL olmak üzere toplamda …-TL olarak artırdığı, müvekkiline ait … plaka sayılı araçta meydana gelen …-TL değer kaybı ve …-TL hasar bedeli olmak üzere …-TL olarak artırdığı ıslah harcını yatırıp makbuzunu dosyaya sunduğu görüldü.
818 sayılı Borçlar Kanunun haksız fiili düzenleyen 41. maddesi: “Gerek kasten ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik haksız bir suretle diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur..” şeklindedir. Bu maddenin karşılığı 6098 Sayılı Türk Borçlar kanunun 49. Maddesidir. Bu madde hükmü ise şu şekildedir. “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” Buna göre bir kişi kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle (kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak) bir başkasını zarara uğratırsa zarar tazmini ile yükümlüdür. Zararın türü maddi ve manevi olabilir.
Trafik kazası sonucu ölüm halinde tazmini gereken zarar kapsamına nelerin gireceği Borçlar Kanunun 45. maddesinde sayılmıştır. 6098 Sayılı Yeni Borçlar Kanunun bu maddeye karşılık gelen 53. maddesinde;
“Ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.”
Borçlar kanunun 46. maddesi ‘Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen ve kısmen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetin tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir. Eğer hükmün Sudur’u esnasında kafi derecede kanaat ile cismani zararın neticelerini tayin etmek mümkün değil ise; hükmün tefhi.. tarihinden itibaren iki sene zarfında hakimin, tetkik salahiyetini muhafaza etmeğe hakkı vardır’ şeklindedir. 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanununun 54. maddesi ise bedensel zararların kapsamını şu şekilde tayin etmiştir.
“Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
Yukarıdaki yasa maddelerinden de görüleceği üzere; trafik kazası sonucu şayet ölüm meydana gelmişse defin ve cenaze masrafları ile vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının talep edebileceği destek yoksun kalma tazminatı talep edilebilecek zarar kalemlerini oluşturur. Trafik kazası sonucu yaralanma halinde ise tedavi giderleri, tedavi sırasında çalışılamayan günlere ilişkin zararlar, kalıcı bir maluliyet varsa, kalıcı maluliyetin getirdiği maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat kalemleridir. Ölümü halinde ise defin cenaze masrafları ve vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının zarar talep edebilecek tazminat kalemleridir. Trafik kazasında mağdur olan kişinin kaza sırasında araç kullanıyor olması halinde aracında yada başka bir eşyasında kaza sebebi ile zarar meydana gelmişse bunlarda talep edebilecek tazminat kalemleri arasında sayılacaktır.
Borçlar Kanunu Md. 47’ de ‘Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık bir tazminat verilmesine karar verebilir’ denilmiştir. 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunun bu hükme karşılık gelen 56. maddesi ise şöyledir:
“Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı gerçektir. Kaza gibi asla istenmeyen maddi ve manevi varlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir durumun bir takım manevi zararları da olacaktır. Çekilen acı, üzüntü, korku, endişe, manevi zarar olarak açıkladığımız olguların başında gelmektedir. Mağdur kaza sonucu yaralanmışsa kaza sebebi ile yaşadığı korkunun üzüntünün çektiği acılar onun manevi varlığında meydana getirdiği zararın tazmini talep edebilir.
Zarar görenin kaza sonucu ölümü halinde yasal mirasçıları, onun vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları annesi babası eşi çocukları kardeşleri nişanlısı ve bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve zararlarının tazmini için dava açma hakkına sahiptirler. Mağdurun kaza sonucu ölmediği ama medeni haklarını da kullanamadığı hallerde bitkisel hayat koma yada akıl sağlığını, fiil ehliyetini yitirdiği veya fiil ehliyetine sahip olmadığı durumlarda mağdurun zararlarının tazmini için veli vasi yada yasalarımızda düzenlenmiş olan kanuni temsilcileri tarafından dava açılabilir. Mağdurun dava açtıktan sonra vefatı halinde ise yasal mirasçıları yalnız mağduru ilgilendirmeyen, mirasçılarının mal varlığı haklarını da etkileyen bu davaları sürdürebilirler.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 Sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 Sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde “Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır” şeklinde ifade edilmiştir.
Trafik kazalarında dava açılabilecek kişiler, kazanın şekli, kusur durumu gibi her vakıada farklı olabilecek durumlar dikkate alınarak tespit edilmelidir.
Borçlar Kanunu 41 ve Yeni Borçlar Kanunu 49. maddeleri gereğince üzere tazminat davaları; dava konusu olan zararı doğuran olaya (somut olayda trafik kazasına) sebep olan kişi yada kişilere karşı açılır. Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. (TBK Md. 61 , BK Md. 50) Zararı doğuran eyleme kimler sebep oldu ise; birden fazla aracın karıştığı trafik kazalarında olduğu gibi bu kişilerin hepsine karşı kusurları dikkate alınarak dava açılabilecektir.
Araç kullanan sürücünün kusurlu olarak bir yayaya çarpması sonucu açılacak davada dava aracı kullanan sürücüye, eğer araç trafik sicilinde kayıtlı araç maliki, kazaya karışan sürücüden farklı ise araç malikine daha hukuki bir tabirle “işletene” karşı da dava açılabilecektir. Burada araç malikinin yasadan doğan kusursuz sorunluluğu söz konusudur. Kazaya karışan aracın trafik sigortası olarak bilinen Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nı yapan şirkete kaşı dava açılabilir. Bazı durumlarda, poliçe şartlarına göre, kasko şirketine karşı da dava açılabilir. Zararın meydana geldiği kazaya karışan aracın Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının bulunmadığı yahut iflas v.s gibi nedenle ödeme yapamayacak durumda olduğu, kazaya karışan aracın tespit edilemediği gibi hallerde güvence hesabına karşı da dava açılabilir.
Somut olayda; toplanan deliller neticesinde karşı taraftaki aracı kullanan şoförün kusurlu olması ve haksız fiil nedeniyle doğrudan oluşan tüm maddi zararların talep edilebileleceği, davalı şoförün kusur sorumluluğunun bulunduğu, diğer davalı işletenin ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nı yapan davalı … şirketinin ise şoförün kusuruna bağlı olarak yasadan kaynaklanan sorumluluklarının bulunduğu, tazmini talep edilebilecek kalemler arasında değer kaybının da bulunduğu dikkate alınarak dosyada mevcut bilirkişi raporları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davalı … şirketi yönünde dava tarihinden itibaren, davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmiş ise de, sehven tüm davalılar için dava tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmiştir. Ancak verilen bu karar tavzih veya tashih ile düzeltilemeyeceği gibi, hükümde unutulmuş olan talepler hakkında karar verilip hükme ekleme veya hükmü değiştirecek şekilde çıkarma da yapılamayacaktır. Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ıslah edilmiş haliyle KISMEN KABULÜ ile;
2.621,89.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 179,10.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 29,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 149,90.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL peşin harç, 29,20.-TL başvuru harcı ve 71,43.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 129,83.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 2.214,60.-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.120,40.-TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile ödenmesine,
*Bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.621,89.-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ve davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.560,55.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı …. kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ve davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.560,55.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/04/2019

Katip …
e- imzalıdır

Hakim …
e- imzalıdır