Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/252 E. 2018/70 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/252
KARAR NO : 2018/70
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile davalı … Tarım… Ltd. Şti arasında… tarihli 750.000,00.-TL bedelli ve …tarihli 1.000.000,00.-TL bedelli iki adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalılardan … ve …’nin ilgili taahhütnameyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine de kredi hesabının kat edilerek borçlulara … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, bunun üzerine de borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğ üzerine davalılar tarafından borca haksız olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle haksız itirazın iptaline, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalıların davaya cevap vermedikleri görüldü.
Dava İtirazın İptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça, borçlu davalılar aleyhinde 182.023,02.-TL asıl alacak, 16.590,63.-TL işlemiş faiz, 829,55.-TL temerrüt faizi, 547,70.-TL’de masraf olmak üzere toplam 199.690,90.-TL alacak nedeniyle ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine süresinde borçlular vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası açmak için, borçlunun itirazının alacaklıya ya da vekiline tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması için hak düşürücü süre öngörülmüştür. Somut davada davalıların itirazı davacı vekiline tebliğ edilmemiş olduğundan hak düşürücü sürenin işleyemeye başlamadığı dolayısıyla dava süresinde açıldığı kabul edilerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Davacı banka ile davalılardan … Tarım Gıda Ltd.Şti arasında… tarihinde 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalılar … ve …’nin de söz konusu kredi sözleşmesine müteselsil kefil olarak imza attıkları, yine taraflar arasında … tarihinde bu sefer de 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği ve yine gerçek kişi davalıların söz konusu sözleşme limiti kadar müteselsil kefalet altına girdikleri dosya kapsamından sabittir.
… . Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalılara hesabın kat edildiği, gönderilen ihtarnamenin … tarihinde sözleşmede gösterilen adresten davalıların ayrılmış olması nedeni ile bila tebliğ iade edildiği, sözleşmenin 6.3 maddesi uyarınca sözleşmede yazılı olan adrese yapılan tebligat iade de olsa tebliğ edilmiş sayılacağı ve bu durumda ihtarnamede ödeme için davalılara verilen 7 gün sonrasında davalıların … tarihinde temerrüte düştüğü görülmektedir.
Mahkememizce dava dosyası bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi…tarafından sunulan … havale tarihli rapora göre; çek bedeli kredisi içindeki kayıtlarının, her bir kayıt için borcun doğumunu gösteren belgelerle birlikte ispatının, … adı verilen şirket kredi kartı sözleşmesinin ve son dönem hesap özetlerinin sunulması halinde, o alacaklar için de değerlendirme ve sorumluluk hesabı yapılması gerektiğini, kredili mevduat hesapları ile her türden kredi kartına uygulanacak azami akdi ve temerrüt faizi oranları TCMB tarafından belirlendiği ve bu oranların üzerinde uygulama yapılması men edildiği için, ticari işlerde dahi olsa, bu tür alacak kalemlerinin diğerlerinin içine katılarak daha yüksek bir temerrüt faizi oranına konu edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle hesaplamalarda gereken ayrıştırmanın yapıldığını, tahsilde tekerrür olmamak üzere her bir davalıdan istenebilecek banka alacağının hesabını ve gerekçelerini mahkeme değerlendirmesine sunduğuna ilişkin rapor tanzim etmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine yeniden bankacı bilirkişiden ek rapor aldırılmış olup, bilirkişi … havale tarihli ek raporunda; ödemelerin bir tanesi hariç tamamının kat ihtarından sonra yapıldığını, bankanın ödediği tutarlar için kredilere uyguladığı azami faiz oranıyla faiz isteyebileceği kabulüyle takip tarihine kadar faiz ve ferisi hesaplandığını, buna göre, yasal yükümlülük tutarı ödemelerinden dolayı 17.700,00 TL anapara, 689,22 TL işlemiş faiz ve 34,46 TL BSMV olmak üzere toplam 18.423,68 TL daha talep edilmesinin mümkün olduğununa dair görüş ve kanaat bildirmiştir. Dosya kapsamında davalı taraf her ne kadar takibe itirazında borcu olmadığını beyan etmiş ise de; Alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullanıldığı ancak bu kredinin ödendiği HMK 200.maddesi gereğince kesin delillerle ispat edilemediğinden bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada alacağın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp, davalılara usulüne uygun olarak hesap kat edilip tebliğ edilmiş olmasına göre alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalıların Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın KISMEN İPTALİ ile,
Takibin asıl alacak 149.454,60.-TL, işlemiş faiz 14.851,85.-TL, BSMV 742,58.-TL ve noter masrafı 247.70.-TL olmak üzere toplam 165.296,73.-TL üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin alacak talebinin reddine,
Alacak likit olduğundan asıl alacak 149.454,60.-TL’nin % 20’sine tekabül eden 29.890,92.-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 11.291,42 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 3.410,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.881,19 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
*Davanın kısmen reddi nedeni ile alınması lazım gelen 35,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
*Davacının peşin yatırmış olduğu 3.410,23 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 674,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul oranı olan %83’üne tekabül eden 559,42 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
*Bakiye 87,58 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 15.867,80 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.127,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/01/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)