Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/21 E. 2018/501 K. 02.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/21 Esas
KARAR NO : 2018/501
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/01/2016
KARAR TARİHİ : 02/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; …/…/… tarihinde meydana gelen yaralamalı ve ölümlü trafik kazasında davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan ve malikinin diğer davalı … olan … plakalı motosiklet ile müvekkillerinin murisi …’ya arkadan çarptığını, meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin murisinin tüm müdahalelere rağmen … tarihinde hayatını kaybettiğini, kaza mahalline gelen trafik ekipleri tarafından tutulan kaza tespit tutanağının hatalı olduğunu, bu nedenle olay yerinde keşif yapılarak rapor düzenlenmesi gerektiğini, müvekkillerinden …’nın 51 yıllık eşini kaybettiğini, diğer müvekkillerinin de annelerini kaybettiğini, bu nedenle çok büyük üzüntü çektiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatının zarar tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan alınarak müvekkili …’ya verilmesine, tüm davalılardan müteselsilen müvekkillerinden her birine 25.000,00.-TL manevi tazminatın zararın doğduğu andan itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalandığını, dava konusu kazanın meydana gelmesinde araç işletenlerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yanın müteveffanın kazancına ilişkin iddialarını da kabul etmediklerini, olaydaki tarafların kusur durumlarının ATK’dan aldırılacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini belirterek, müvekkili sigorta şirketi yönünden davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kaza olayının meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, zaten davacılardan …’nın kolluk kuvvetlerinde vermiş olduğu ifadesinde müvekkili hakkında şikayetçi olmadığını beyan ettiğini, ancak daha sonra maddi beklentiler için iş bu davayı açtıklarını belirterek, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası celp edilmiş, kaza tutanağı, sigorta poliçesi, trafik kayıtları, veraset ilamı dosyaya sunulmuş, tarafların sosyal ekonomik durumları araştırılmış, SGK’dan davacıya rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı hususu araştırılmış, kusur durumuna ilişkin ve aktüer hesaplamaya ilişkin bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar ölenin eş ve çocukları olup, ölenin eşi olan davacı …davalılardan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat talep etmekte olup, diğer ölenin çocukları olan davacıların ise maddi tazminat talepleri bulunmayıp sadece manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. Manevi tazminat talebini de davalılardan …’e yöneltmişlerdir.
Her ne kadar davacılar vekili tarafından mahkememize hitaben verilen … tarihli dilekçe ile maddi hatanın düzeltilmesi beyanında bulunduğu ve dava dilekçesindeki davacıların davalı …’den manevi tazminat talep ettiklerine ilişkin kısmın düzeltilerek, manevi tazminat yönünden taleplerinin davalılar … ve davalı …’ten müşterek ve müteselsilen zararın doğduğu tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak taraflarına ödenmesinin talep edildiği anlaşılmakta ise de, davacılar vekilinin bu beyanının HMK’nın 141. Maddesi gereği iddianın genişletilmesi mahiyetinde olup, davalılarca buna açıkça muvafakat edilmediğinden ve ortada usulünce yapılan ıslah işleminin de olmayışı gözetilerek mahkememizce bu beyana itibar edilmemiş ve değerlendirme dışı tutulmuştur.
Dosya içerisindeki ceza mahkemesi dosyası içeriği, kaza tutanağı, trafik kaydı ve sigorta poliçesinin incelenmesinde; … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların murisi …’nın vefat ettiği, kazaya neden olan … plakalı motosikleti olay sırasında davalılardan …’in kullandığı, söz konusu aracın işleten malikinin davalı … olduğu, diğer davalı sigorta şirketinin de söz konusu aracın ZMSS sigortacısı olduğu anlaşılmaktadır.
… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında; söz konusu kaza olayı nedeniyle davalılardan … hakkında sanık sıfatıyla taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı kamu davası olduğu ve yargılamanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisine sunulan … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı ilamına göre; davacıların ölen …’nın yasal mirasçıları oldukları anlaşılmaktadır.
… Müdürlüğünden gelen … tarihli cevabi yazıya göre; kaza nedeniyle vefat eden …’nın mirasçılarına rücuya tabi peşin sermaye değerli gelir bağlanmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut sigorta poliçesinin incelenmesinde; kazaya neden olduğu ileri sürülen ve işleten maliki davalı …’in olduğu aracın kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi tarafından Z.M.S.S. poliçesi ile sigortalandığı ve poliçe limitinin de 290.000,00.-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı sigorta şirketi tarafından verilen … tarihli cevabi yazıda; kaza olayı nedeniyle hasar dosyası açılmadığının ve ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Kaza olayındaki kusur durumunun belirlenmesi bakımından dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Bilirkişi tarafından düzenlenen … tarihli rapora göre; kaza olayında ölen …’nın %85 oranında, davalı sürücü …’in de %15 oranında kusurlu olduklarının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca kusur raporuna itiraz edilmesi üzerine bir kez de İstanbul ATK … Dairesinden kusur raporu aldırılmış, … tarihli rapora göre; kaza olayında önceki raporda olduğu gibi davalı sürücü …’in %15 oranında, ölen …’nın ise %85 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Kaza olayında ölen …’nın nüfus kayıtlarına göre; … doğumlu olduğu, ev hanımı olduğu ve 5 çocuğunun bulunduğu tanık beyanlarından anlaşılmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması bakımından rapor sunan Bilirkişi tarafından düzenlenen … tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre; olaydaki tarafların kusur durumları, ölenin yaşı sebebiyle evlenme ihtimali değerlendirilerek ve asgari ücret düzeyinde gelir aldığı değerlendirilmek suretiyle yapılan hesaplamaya göre, davacı eş …’nın destekten yoksun kalma zararının 11.920,68.-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Mahkememizce de bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun oluşu, gerekçeli ve ayrıntılı olup, denetime elverişli nitelikte oluşu gözetilerek rapora itibar edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından verilen … tarihli arttırım dilekçesiyle davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatını 1.000,00.-TL’den 10.174,84.-TL’ye arttırdığı, tamamlama harcının yatırıldığı ve bu dilekçenin davalılara usulünce tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nın 53. Maddesinde düzenlenmiş olup, hangi hallerde bu tazminata hükmolunacağı açıklanmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. TBK 53. Maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır. Sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimsenin devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunması gerekir. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olan olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır.
Manevi tazminat ise, TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne amirdir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; … tarihinde davalılardan …’în kullandığı araç ile davacıların murisi …’ya çarpması sonucunda …’nın vefat ettiği, kazaya neden olan motosikletin kayıt malikinin davalılardan … olup, diğer davalı davalı sigorta şirketinin de aracın ZMSS sigortacısı olduğu, bu kaza olayı nedeniyle davalılar tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi SGK tarafından rücuya tabi peşin sermaye değerli gelir de bağlanmadığı, kazanın meydana gelmesinde muris …’nın %85 oranında, davalı sürücü …’in ise %15 oranında kusurlu olduğu, davacı eş …’nın hayat arkadaşı eşini kaybetmesi nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldığı ve destekten yoksun kalma zararının mahkememizce itibar edilen aktüer bilirkişi raporunda açıklandığı üzere 10.174,84.-TL olduğu, davanın maddi tazminat istemi yönünden davacı tarafça dava değerinin arttırıldığı, dolayısıyla davacı eş … yönünden 10.174,84.-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, maddi tazminat istemiyle açılan davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar vermek gerekmiş, davacıların davalı … aleyhine açmış oldukları manevi tazminat istemleri yönünden yapılan değerlendirmeye göre de, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş şekli, olaydan sonraki tarafların tutum ve davranışları gibi hususlar göz önünde bulundurularak, ölüm nedeniyle davacıların eş ve annelerini kaybetmeleri nedeniyle duymuş oldukları acı ve üzüntünün bir nebze de olsun giderilmesi bakımından her bir davacı için 4.000,00’er TL manevi tazminata karar vermek gerekmiş, faiz başlangıcı yönünden ise davalı sigorta şirketi davadan önce usulünce temerrüte düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faizle sorumlu tutularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … tarafından davalılar aleyhine maddi tazminat istemiyle açılan davanın ıslah edilen haliyle KABULÜ ile;
10.174,84.-TL’nin zararın doğduğu 08/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ÖDENMESİNE (Davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu tutularak),
2-Davacılar tarafından davalı … aleyhine manevi tazminat istemiyle açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
Her bir davacı için 4.000,00’er TL’den 24.000,00.-TL manevi tazminatın zarar tarihi 08/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
Davacıların fazlaya dair manevi tazminat istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Maddi tazminat istemi yönünden alınması gerekli 695,04.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 3,41.-TL ve ıslah ile alınan 31,40.-TL olmak üzere toplam 34,81.-TL harcın mahsubu ile bakiye 660,23.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
4-Manevi tazminat istemi yönünden alınması gerekli 1.639,44.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 512,34.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.127,10.-TL harcın davalı …den tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
5-Manevi tazminat istemi yönünden davacılar tarafından yatırılan 512,34.-TL peşin harç ve 29,20.-TL başvuru harcının toplamı 541,54.-TL’nin davalı …’den alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç gideri olmak üzere) toplam 1.289,61.-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
7-Manevi tazminat istemi yönünden yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
8-Maddi tazminat istemi yönünden Davacı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ÖDENMESİNE,
9-Manevi tazminat istemi yönünden davacılar vekille temsil olunduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul olunan kısmı üzerinden her bir davacı için 2.180,00’er TL olmak üzere toplam 13.080,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
10-Manevi tazminat istemi yönünden davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan her bir davacıdan 2.180,00’er TL olmak üzere toplam 13.080,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
11-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … ile … vekilinin yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/07/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)