Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/12
KARAR NO : 2018/558
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/01/2016
KARAR TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TÜRÜ : KABUL
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalılar aleyhine, cari hesap ekstresinde numaralan belirtilen poliçe iptallerinden kaynaklanan alacak nedeni ile müvekkili … İcra Müdürlügü’nün …esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazlan nedeni ile takip durdurulduğunu, tarafça icra müdürlüğüne yapılan itirazda, yetkiye de itiraz edilerek yetkili icra dairesinin … İcra Daireleri olduğu belirtilmişse de bu hususun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zira HMK’nın 15. maddesi; “(1) Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kuman taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir,..’*hükmüne, 14. maddesi; uyarınca bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir,” hükmüne, 10. maddesi; ” (1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir…” hükmüne amir olduğunu, bu kapsamda arz edilen hükümler ve icra takibine esas borcun konusunu oluşturan, iptal edilen kasko sigorta poliçelerinin, müvekkili şirkete ait araçlara ilişkin olduğundan ve Antalya’da düzenlendiğinden davalı …Şti. tarafından icra takibinde ileri sürülen yetki itirazı yerinde olmadığını, bu nedenle reddi gerektiğini, diğer davalı …şirketinin de iptal edilen poliçeler nedeniyle doğan alacaktan yasa ve …/…/… tarihli sigorta acenteleri yönetmeliği hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğunu belirterek, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalılardan % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı şirket tarafından yetkisiz icra dairesinden icra takibi başlatıldığını ve yetkisiz mahkemede dava açıldığını, müvekkili şirketin adresinin …’nde olup … Ticaret Mahkemelerinin yetki alanına girmediğini, davalı tarafın, HMK. 15. Maddesine dayanarak … Mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia ettiğini, fakat HMK. 15. Maddesi uyarınca Sigorta Sözleşmelerinden doğan davalar için konulmuş olup huzurdaki davaya uygulanmasının mümkün olmadığını, zira huzurdaki davanın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğunu, diğer taraftan müvekkili şirketin …’da herhangi bir şubesi bulunmadığı için davacı tarafın HMK. 14. maddesine dayanarak … mahkemelerinin yetkili olduğu iddiasının da yerinde olmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı için sözleşmenin ifa yeri olarak da Antalya’nın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete ait, … … …, … … … , … … … , … … …, … …… … , … … …, … … …, … … …, … … …, ….., … … …, … … … VE … … … plakalı araçların trafik ve kasko poliçeleri düzenlenerek sigorta aracılık hizmetleri verildiğini, bu süreç içinde müvekkili şirket tarafından davacı şirkete ait araçlara kesilen tüm poliçelerin eksiksiz düzenlenerek davacının araçları güvence altında tutulduğunu, söz konusu poliçelere ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı halde davacının araçların güvence altında kalması için müvekkili tarafından iyiniyetli olarak poliçelerin kesildiği …’ya ödemeler yapıldığını, fakat davacı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmamaya devam etmesi nedeniyle davacının araçları için kesilmiş olan poliçelerin müvekkili tarafından iptal edildiğini, zira müvekkilinin …’ya ödeme yapmış olması nedeniyle davacı şirketin bu durumdan karşılıksız yararlanmaya devam ettiğini, sunulan listede davacı şirkete ait araçlara … – … yılları arasında kesilen trafik ve kasko poliçelerinin yürürlükte kaldığı süreler ve bu süreler için tahakkuk eden ücretler bulunduğunu, davacı şirketin araçlarının tamamının sigorta poliçelerinin …’dan kesilmiş olduğu için …’ya müzekkere yazılarak davacının araçlarına kesilen poliçelerin ne kadar yürürlükte kaldığı ve bunlar için ne kadar poliçe bedeli tahakkuk ettiği sorulduğunda dilekçesi ekinde sunduğu listeyi doğrulayacaklarını görüldüğü üzere müvekkili şirketin üzerine düşen edimleri fazlasıyla yerine getirdiğini ve davacıdan herhangi bir ödeme almadan uzun süre araçlarını güvence altında tuttuğunu, fakat davacının ödeme yapmaması nedeniyle poliçeleri iptal etmek zorunda kaldığını belirterek sonuç olarak dosyada yetkisizlik kararı verilmesini, davanın esastan reddini, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Aş. vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili …A.Ş. tarafından, diğer davalı …Şti. aracılığı ile davacıya ait bazı araçların trafik ve kasko sigorta poliçeleri düzenlendiğini, müvekkili şirket ile acentesi arasındaki iç ilişkide acentenin prim tahsil etme yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirkete acente aracılığı ile araçlar için düzenlenen sigorta poliçelerinin prim bedelleri ödendiğini, davacı şirket ile diğer davalı arasındaki ilişkide ise, davacı tarafın ödeme yapmaması sebebi ile davacının araçları için kesilmiş olan poliçelerin iptal edildiği ve hatta acentenin davacıdan alacaklı olduğunu, davacı tarafça dava dayanağı olarak gösterilen sigorta poliçeleri ile birlikte, acente ile çalışma süresinde düzenlenen tüm sigorta poliçelerinin ve bu poliçeler için ödenmesi gereken prim bedellerinin ve poliçelerin yürürlükte kaldığı süreler için ödenmesi gereken prim ile birlikte davacı tarafça yapılan ödemelerin uzman bilirkişi incelemesi aracılığı ile tespit edilmesi halinde, davacı tarafın iddialarında haksız olduğunun ortaya çıkacağını, dava dilekçesine ekli olarak sunulan cari hesap ekstresinin davacı tarafça tek taraflı düzenlenmiş olup cari hesap ekstresinde belirtilen miktarı kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmaması sebebi ile, … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takibine itiraz edildiğini, davacı tarafın talebini kabul etmemekle birlikte, dava konusu alacak isteminin yargılamayı gerektirdiğini, taraflar arasında, mutabakata varıldığına ve kesinleşmiş bir cari hesap dökümü bulunmadığını, davacı tarafın sigorta poliçelerinin iptallerinden doğan alacak bedeli var ise bu bedelin ne kadar olduğunun ancak yargılama aşamasında tarafların kayıt ve belgeleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile belirlenebileceğini, bu nedenle, likit olmayan alacak bedeli yönünden %20 icra -inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalılar aleyhinde 19.398,47.-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı …Şti vekili icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de; Davacının alacağının para alacağı türünden olması ve TBK’nın 89/1 maddesi uyarınca para alacaklarında alacaklının ikametgah icra dairesinin de yetkili olması nedeni ile icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası açmak için, borçlunun itirazının alacaklıya ya da vekiline tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması için hak düşürücü süre öngörülmüştür. Somut davada davalıların itirazı davacı vekiline tebliğ edilmemiş olduğundan hak düşürücü sürenin işleyemeye başlamadığı dolayısıyla dava süresinde açıldığı kabul edilerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Davalılardan …Şti’nin davalı …A.Ş’nin acentası olduğu, davacı şirkete ait, …, … ,… , …, … , …, …, …, …,…,…,… VE… plakalı araçların trafik ve kasko poliçeleri düzenlenerek sigorta aracılık hizmetleri verildiği ve söz konusu poliçelerin iptal edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar ticari defterlerine dayanmış olmakla; Mahkememizce dosyamız Mali Müşavir bilirkişi … … ve Sigorta Hukukçusu bilirkişi …’ya tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli rapora göre: davacı şirketin iptal edilen poliçelere ilişkin iade prim alacağının var olup olmadığının anlaşılabilmesi için 27.578,00.-TL’lik tahsilat makbuzunda bahsi geçen …, …, …, …, … ve … nolu sigorta poliçelerinin varsa iptal zeyilnamelerinin dosyaya alınması hususunda rapor tanzim edilmiştir.
Bilirkişilerin talebi doğrultusunda davalı vekilince raporda bahsi geçen poliçe zeyilnameleri …/…/… havale tarihli beyan dilekçesi ekinde sunmuştur.
Dosyamız yeniden rapor sunan bilirkişilere tevdi edilerek ek rapor aldırılmış, aldırılan …/…/… havale tarihli ek raporda özetle: davacı firmanın borcunu … vadeli 27.578,00 TL tutarlı çekle ödediği, davalı firmanın çeki …Şti.’ye ciro ettiği çekin … tarihinde tahsil edildiği, çekteki imzaların doğruluğu konusunda görüşlerinin bulunmadığı, muhasebe yönünden asıl rapordaki sonucun değişmediğini, davacının iptal zeyillerinden dolayı alacaklı olduğu prim tutarının toplam 19.398,87-TL olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Mahkememizce davalı … Şti’nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, dosya Mali Müşavir bilirkişi …’a tevdi edilerek rapor aldırılmış aldırılan rapora göre: dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davalının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu; davacının … yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerin düzenli, usulüne ve yasaya uygun tutulduğunu, HMK 222. Maddesi gereği ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, mahkemece davalı şirketin … sayılı … keşide tarihli, 27.578,00.-TL tutarlı çek ile davacı şirketten ödeme aldığı benimsenirse davacı şirketin 21.398,00.-TL davalı şirketten alacaklı olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği davaya konu takibe 19.398,47.-TL miktar üzerinden devam edilebileceği, ancak davacının takibe dayanak olarak gösterdiği, … sayılı … keşide tarihli, 27.578,00.-TL tutarlı çekin davalı şirketin kayıtlarında bulunmadığı, bu hali davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan alacaklı olmadığı aksine davalı tarafından düzenlenmiş olan poliçelerin işleyen sürelerine müteallik olarak davalının 6.179,66.-TL davacıdan alacaklı olabileceği hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
… Bankası Genel Müdürlüğü’nün …/…/… tarih ve … sayılı yazı cevabında davacı tarafından icra takip dosyasına sunulan … Şube’ye ait … seri numaralı …/…/… tarihli 27.578,00 TL bedelli çeke ait dekont mahkememize gönderilmiş, söz konusu çekin keşideci davacı tarafından davalı …Şti adına düzenlendiği ve çekin davalı şirket tarafından dava dışı …Şti’ne ciro edildiği, bu şirket tarafından da dava dışı ..’a ciro edilerek …Hizmetleri A.Ş tarafından çekin ibrazı sonucu ödendiği anlaşılmaktadır. Tarafların ticari defterleri incelendiğinde iptal edilen poliçelerin yürürlükte kaldığı süre boyunca işleyen prim borçlarının çek bedelinden mahsup edilmesi neticesinde davacının 19.398,47 TL üzerinden takip yaparak fazla ödenen bedelin iadesini talep edebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada iptal edilen poliçe bedelleri ve çekle yapılan fazla ödemenin iadesine ilişkin olmasına göre alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalıların … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin devamına,
Alacak likit olduğundan asıl alacak 19.398,47.-TL’nin %20’sine tekabül eden 3.879,69.-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 1.325,10.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 234,29.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.090,81.-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti talimat giderleri ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 1.296,99.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
*Davalı …Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.327,82.-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/07/2018
Katip …
¸(e-imzalı)
Hakim …
¸(e-imzalı)