Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/765 E. 2018/297 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/765
KARAR NO : 2018/297
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/08/2015
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TÜRÜ : RET

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Mobil telefon hizmetlerini Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu ile imzaladığı “imtiyaz Sözleşmesi” kapsamında yürütmekte olan müvekkili şirketin, Akdeniz bölgesinde kurmuş olduğu baz istasyonlarını işletmek ve binalarında kullanmak üzere ihtiyacı olan elektrik enerjisini, davalı A….Ş. ile imzaladığı ve sözleşmeler kapsamında tedarik ettiğini, müvekkili şirket tarafından kullanılan elektrik tüketim miktarı karşılığında her ay düzenli olarak tahakkuk ettirilen faturalara, davalı şirket tarafından kayıp/kaçak bedeli, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim bedelleri ile kayıp kaçak bedelleri üzerinden hesaplanan TRT payı, Enerji Fonu ve Belediye Tüketim Vergisi yansıtıldığını ve müvekkili şirketin Eylül …- Ağustos … tarihleri arasındaki dönemde, davalı tarafından düzenlenen faturalara konu tutarları eksiksiz olarak ödediğini, davalının, hukuka uygun bir biçimde kullandığı enerji bedelini düzenli olarak ödeyen müvekkili şirkete, yasal olmayan kullanımlardan doğan kayıp/kaçak bedeli, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim, dağıtım bedelleri ve kayıp kaçak bedeli üzerinden hesaplanan TRT payı, Enerji Fonu ve Belediye Tüketim Vergisi bedellerini yansıtması ve tahsil etmesi hukuka aykırı olduğundan, bu haksız uygulamaya son vermesi ve müvekkili şirketin kullandığı enerjinin karşılığı olarak tahakkuk eden tutarlar dışında, herhangi bir ücret tahakkuk ettirilmemesi talebiyle müvekkili şirket tarafından ihtarname gönderildiğini, ancak davalı şirketin, hukuka aykırı uygulamasını devam ettirmesi nedeniyle, müvekkil şirketin Eylül …-Ağustos … tarihten arasındaki dönemde doğan alacaklarını konu edinen bu davayı açmak zorunda kaldığını, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin, … yılına değin faturalarda aynı bir kalem olarak gösterilmemesi, aktif enerji bedeli içerisinde yansıtılması nedeniyle, müvekkili şirketin davaya konu edilen dönemde kayıp kaçak bedelinin faturalarına hangi oranlarda yansıtıldığını ve ne kadar kayıp kaçak bedeli ödediğini bilmediği gibi bilebilecek bir durumunun da olmadığını, sonuç olarak yukarıda belirtilen sebeplerle, davanın kabulü ile fazlaya ve faize ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, Eylül …- Ağustos … tarihleri arasındaki dönemde kayıp/kaçak bedeli, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim bedelleri ve kayıp kaçak bedelleri üzerinden hesaplanan TRT payı, Enerji Fonu ve Belediye Tüketim Vergisi olarak müvekkili şirketten tahsil edilen tutarların şimdilik 1.000,00.-TL’sinin, müvekkili şirket tarafından davalıya ödeme yapılan her bir faturanın ödenme talihinden tahsil tarihine değin ayrı ayrı işletilecek TCMB avans faiziyle birlikte müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, elektrik dağıtım perakende satış faaliyetlerinin birbirinden ayrı yürütülmesini öngören 6408 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Özel Tüketim Vergisi Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun gereği 01/01/2013 tarihinden itibaren dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin ayrıştırıldığını, belirtilen kanun hükmü dolayısıyla 01/01/2013 tarihinde perakende satış hizmetlerini yürütmek amacıyla Akdeniz Elektrik Dağıtım Aş.’den farklı olarak CLK Akdeniz Elektrik Perakende Satış A.ş.’ye devredildiğini, dolayısıyla dava konusunun perakende satış faaliyetlerini ilgilendiren bir konu olması, ve Akdeniz Elektrik Aş.’nin 2 yıllık müteselsil sorumluluk süresinin dolmuş olması sebebiyle davada …’ye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, davacı tarafın iddialarının müvekkili şirketin davacıdan haksız bedeller tahsil ederek sebepsiz zenginleştiği yönünde olduğunu, TBK’nın 82. Maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerde zamanaşımı süresinin hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren on yıl olduğunu, somut olayda sebepsiz zenginleşme için öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davanın bu yönüyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına hukuki yarar bulunmadığını, somut olayda da alacak değeri belirlenebilir nitelikt olduğundan söz konusu bedellerin iadesi amacıyla belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıdan haksız ya da hukuka aykırı olan herhangi bir bedel tahsil edilmediğini belirterek haksız dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı tarafından tahsil edildiği iddia edilen kayıp kaçak vs. bedellerinin davalıdan istirdaden tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı kanun ile yapılan değişikliklerin kanunun 17/06/2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş, dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedelleriyle ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından davalı kurumca yapılan kesintilerin kanuna, yönetmeliklere ve EPDK düzenlemelerine uygun yapılıp yapılmadığı yönünde talepte bulunması üzerine dava dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişi … havale tarihli raporunda: davacı …’nin ilgili aylarda Elektrik obonelikleri üzerinden kullandığı kayıp/kaçak bedeli adı altında davalı …’nin Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. ‘den tahsil ettiği, davalı …’nin tahsil ettiği bu bedelleri tahsil etmesinin Yargıtay kararları gerekince yerinde olmadığı, 6719 sayılı kanunun 21. ve 26. Maddelerinin dikkate alınması, yorumlanması ve kararı Mahkemeye ait olmak üzere; mahkemelerin yetkisinin sadece bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış olduğundan, bundan sonra yapılacak olan incelemelerin dava konusu bedellerin tahsilinin kurumun çıkardığı yönetmeliklere aykırı olup olmadığı ile sınırlı olduğundan, dava konusu bedellerin de kurumun düzenleyici işlemlerine istinaden alındığından dolayı dava konusu yapılan bedellerin hukuka ve yasalara aykırı olduğu iddiasına ilişkin görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı vekilince rapora itiraz edilmesi üzerine dosyamız ek rapor aldırılmak üzere bilirkişi İsmail Yüksek’e yeniden tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan … havale tarihli rapora göre: kök raporda belirtildiği üzere dosyaya Elektrik Faturaları dahil edilmediği için talep edilen kayıp/kaçak bedelinin olup olmadığının belirlenemediği, 6719 sayılı kanunun 21. ve 26. Maddelerinin dikkate alınması, yorumlanması ve kararı Yüksek Mahkemeye ait olmak üzere; mahkemelerin yetkisinin sadece bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış olduğundan, bundan sonra yapılacak olan incelemelerin dava konusu bedellerin tahsilinin kurumun çıkardığı yönetmeliklere aykırı olup olmadığı ile sınırlı olduğundan, dava konusu bedellerin de kurumun düzenleyici işlemlerine istinaden alındığından dolayı dava konusu yapılan bedellerin hukuka ve yasalara aykırı olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacının talebi sözleşme ve yasaya aykırı olarak EPDK kararları uyarınca elektrik faturalarına haksız olarak yansıtılan kesintilerin geri iadesi istemine ilişkin olup, 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesiyle eklenen geçici 20. Maddesiyle mevcut davalara uygulanacağı belirtilen ve hukuki boşluğu dolduracak şekilde düzenleme getiren 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin, 6719 sayılı kanunun 21. Maddesiyle eklenen 10. Fıkra uyarınca mahkemelerin yetkisi elektrik faturalarına yansıtılan bedellerin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğundan, davadan sonra yürürlüğe giren yeni kanun uyarınca kayıp kaçak bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin iadesinin mümkün olmadığı ayrıca davalı kurum tarafından yapılan bu tahsilatların da mevzuata uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, ancak dava açıldığı tarihte davacının söz konusu bedelleri istemekte haklı olduğu, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren ve geçmişe etkili olarak uygulanan 6719 Sayılı Kanun nedeni ile davanın reddine karar verildiğinden dava açmakta davacı şirkete kusur izafe edilemeyeceğinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 35,90.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 27,70.-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/04/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)