Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/595 E. 2018/295 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/595
KARAR NO : 2018/295
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/06/2015
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TÜRÜ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı bankada bulunan hesabına banka tarafından haksız ve mesnetsiz olarak bloke konulduğunu, müvekkilinin davalı bankad bulunan parasının tamamı olan 20.950,88.-TL’yi talep etmesine rağmen kendisine hiçbir gerekçe sunulmaksızın sadece 950,00.-TL verildiğini, geri kalan 20.000,00.-TL’ye hukuki bir dayanak olmaksızın banka tarafından el konulduğunu, müvekkilinin defalarca bankanın ilgili şubesine gittiğini, tamamında kendisine herhangi bir açıklama yapılmaksızın paranın verilmeyeceğinin söylendiğini, davalı bankaya taraflarınca blokelerin hangi sebeplere dayandığının sorulması ve blokelerin tamamının derhal kaldırılması gerektiği, aksi takdirde suç duyurusu da dahil olmak üzere yasal işlemlere başlanılacağının …/…/… tarihinde ihtar edilmesine rağmen davalı banka yetkilileri tarafından herhangi bir açıklama dahi yapılmadığını, ihtardan 14 gün sonra davalı banka tarafından blokeli bulunan miktarın 10.000,00.-TL’sinin müvekkiline verildiğini, yine kalan 10.000,00.-TL’lik miktara el konulmaya devam edildiğini, bunun üzerine …/…/… tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası ile blokenin kaldırılmasına ilişkin olarak taraflarına açılan davanın …/…/… tarihli karar uyarınca da kabul edildiğini, davalı bankanın dava sırasında çelişkili beyanlarda bulunduğu, en sonunda hiçbir hukuki gerekçe olmadığı anlaşılarak kalan miktar üzerinden blokenin kaldırıldığını, ayrıca davalı banka yetkilileri hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, akabinde … Asliye Ceza Mahkemesi tarafından iddianamenin kabul edildiği ve kovuşturmaya geçilerek yargılamanın devam ettiğini, davalıların eylemlerinden dolayı müvekkilinin zarara uğradığını, ayrıca yaşanılan olayın küçük nitelikte esnaf olan müvekkilinin elini kolunu bağlayarak psikolojisinin bozulduğunu, işyerinin kapanmasına sebebiyet verildiğini belirterek sonuç olarak, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zarar değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 1.000,00.-TL maddi tazminatın ve ayrıca uğranılan manevi zarar nedeniyle 10.000,00.-TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizin altında kalmamak kaydıyla en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında belirtildiği üzere davacının hesabının üzerine sehven bloke konduğunu, ve blokenin derhal kaldırıldığını, konulan blokenin sistemsel bir uygulama sonucunda gerçekleşmiş olabileceğinin de belirtildiğini, sehven konulan bu blokenin … Asliye Ticaret Mahkemesinin ilgili dosyasının karar duruşmasından çok önce kaldırıldığını fakat müvekkili bankanın yargılama giderlerine sorumlu tutulduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; Davacının davalı … nezdinde bulunan hesabına haksız konulan bloke nedeniyle uğranılan maddi zarar ile manevi zarara ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı’nın davalı bankaya ait … Şubesi’nde bulunan … numaralı vadesiz hesabı bulunduğu söz konusu hesaba …/…/… tarihine bloke işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Banka görevlileri hakkında …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… esas sayılı ceza dosyasında Bankacılık Kanunun 151.maddesine muhalefet suçundan dolayı yapılan yargılama neticesinde banka çalışanı sanıkların suç işleme kastı bulunmadığından beraatlerine karar verilmiştir.
Mahkememizce dosyamız bankacı bilirkişi …’ye tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi … havale tarihli raporunda: davacının et ürünleri ticaretiyle iştigal eden tacir olduğu, vergi kayıtlarına göre … tarihinde işe başladığı ve … tarihinde işi bıraktığı, ticaret siciline … tarihinde gerçek kişi tacir olarak kayıt olduğu ve … tarihinde ticaret sicilinden kaydının terkin edildiği, ibraz edilen belgelerde görüldüğünü, davacının Temmuz … tarihinde toptan et ürünleri satışı yapan …’ya olan fatura borçları nedeniyle, …tarafından … İcra Dairesinin … tarih … esas numaralı ilamsız takip dosyasıyla toplam 30.599,59.-TL üzerinden yapılan ilamsız icra takibinin itirazın süresinde yapılmaması üzerine kesinleştiği, davacı tarafından bu hususla ilgili olarak ikame edilen ve mahkemenin … esasında görülen menfi tespit davasının tarafların sulh olması ve davacının feragati nedeniyle reddine karar verildiğini, bu hususların davacının maddi ve manevi tazminat talebiyle olan bağlantısının mahkemenin takdirinde olduğunu, davalı banka tarafından davacının hesabı üzerinde sehven yapıldığı kabul edilen blokaj işlemi nedeniyle, … tarihinde davacının para çekme başvurusunun geri çevrilmesi sonucunda, davacının hesap bakiyesinin 10.000,00 TL kısmının … tarihinden ödeme tarihi olan … tarihine kadar 16 gün 10.000,00.-TL’lik kısmının ise …tarihinden ödeme tarihi olan … tarihine kadar 48 gün süreyle istismar edildiğini ve tarafların tacir olduğu dikkate alındığında TC Merkez Bankasının % 11,75 olan avans faiz haddi üzerinden yapılan hesaplamada davacının 51,51 + 154,52 = 206,03.-TL maddi kaybı bulunduğu hususunda rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine bu kez dosya yeni bir bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi … … tarafından düzenlenen … havale tarihli raporda: davacının davalı banka nezdindeki vadesiz mevduat hesabındaki paraya … tarihinde 20.950.88 TL’lik tüm bakiyeyi kapsayacak şekilde bloke konulduğu, davacı asilin girişimleri sonucu … sarihinde 950,00 TL ödeme yapıldığı, davacı vekilinin … tarihli yazılı başvurusundan 14 gün sonra kalan paranın yarısının 29,09.2014 tarihli dava dilekçesinin tebliğinden sonra ise … tarihinde kalanın ödendiğini, hesaba konulan blokaja sistemsel gibi adlar verilse de, yapılan işlemin keyfi olduğunu, hak sahibinin internet bankacılığı, ATM üzerinden para çekme gibi denemelerinin sonuçsuz kalması durumunda uğranılacak zararını tazminini isteme hakkı saklı kalmak kaydıyla, ilk müracaat üzerine haklı bir gerekçe yoksa blokajın derhal kaldırılması gerektiği, müşterinin hesabındaki parayı eri alma hakkının hiçbir surette kısıtlanamamasının gerektiğini, davacı bankanın parayı kademeli olarak 51 gün nezdinde tutması, hak sahibinin ve vekilinin girişimlerinde duyarsız kalmasının olağan bir aksama olmadığını, böyle bir durumun iyice incelenmesi, blokajın kaldırılması ve müşteriden özür dilenmesi için 24 saatlik bir sürenin yeterli olduğunu, ancak bu yönde bir işlem yapılmadığını, başvuruya yanıt verilmediği, kısmen ödeme yapmayı mümkün kılan yok ve yöntemin hesap bakiyesinin tümü için uygulanmadığı, kasta yakın bir saikle hareket ettiğini, bankaların herhangi bir anonim şirket olmadığı, çalışanlarının hafif kusurlarının sonuçlarından bile sorumlu olduğu yönündeki Yargıtay ilke kararları gözetildiğinde, davalı bankanın ağır kusurlu olarak telakki edilmesi gerektiğini, davacının tazminat istemleriyle banka eylemi arasında nedensellik bulunmadığı yönündeki iddiaların hatalı olduğunu, 5411 sayılı Kanun müşterinin hesabına erişim hakkını kısıtlayan uygulamaları men etmiş ve hak sahiplerinin paralarım geri alma haklarının hiçbir suretle sınırlandırılmayacağım hüküm altına aldığını, bunun tersine bir uygulama yapan bankanın uygulamasının müşterinin müstakil veya birlikte kusuru sonucunda oluştuğunu açıklıkla ispat edemediği sürece, haksız fiili ile hakkının kısıtlandığı sonucuna ulaşıldığını, davalı banka vekilinin önceki bilirkişinin bilişim uzmanlığı olmadığına dair iddiasının asıl konunun dışında olduğunu, gerek önceki bilirkişi, gerekse kendisi olmak üzere bankacılar olarak, müfettişlik ve müdürlük aşamalarından geçerken, mevduat sahiplerinin haklarını kısıtlayan işlemlere azami özen gösterilmesi gerektiğin, bu konuda bir müracaatın olması halinde ise bunu mutlaka bir sonuca kavuşturmak gerektiğini, davalı bankanın hem işlemiyle, hem de vekilinin beyanlarıyla müşteri hakkının kısıtlanması konusunda üzüntü ve tazmin duygusu taşımadığını gösterdiğini, davacı aleyhine açılan icra takibinin davalı bankanın blokajı ile bir irtibat göstermediğini, ancak ticaretle uğraşan bir kişinin hesabındaki parayı birçok kere şahsen, bir kez vekili vasıtasıyla, savcılığa şikâyette bulunarak ve dava açarak kademeyle ancak 51 günde alması sürecinde talep edildiği gibi 1.000.01) TL ve daha fazlası maddi kayıp yaşayacağını, 1.000,00.-TL hesaplanan bir zararın giderilmesi için değil, bankanın haksız işleminin tespiti için ortaya konulan sembolik bir tutar olduğunu, 10.000,00.-TL manevi tazminatın esas itibariyle mahkemenin takdirinde olduğunu, ancak müşterinin kendi parasının kendisine bir lütufta bulunur gibi verilmesinin sağlıklı bir insanın halet-i ruhiyesinde hoş etkiler yaratmayacağını, bankacılık sektörünün yoğun işlem hacmi, yoğun müşteri akışı ve yüksek parasal tutarlar nedeniyle her zaman hataya açık bir çalışma alanı olduğunu, hatanın yapılmasından önemlisi, hata ortaya çıktığında takınılan tavır olduğunu, davalı bankanın davacıya karşı sektörde sıklıkla karşılaşılmayacak bir kanlıkla davranmış olduğuna dair görüş ve kanaat bildirmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine dosya yeniden ek rapor aldırılmak üzere bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi … … …/…/… havale tarihli raporunda: davacının parasının üzerindeki blokajın kademeli olarak çözülmesi sebebiyle oluşan faiz potansiyeli hesaplanmış, toplam adet üzerinden avans faizi oranı ve kanuni faiz oranı seçeneklerine göre iki faiz hesabı yapıldığını, bloke edilen paranın faiz dışında, para veya etmia piyasasındaki alternatif getirisinin hesaplanması spekülatif yaklaşımlar gerektirdiği için bu yönde değerlendirme yapılmadığı hususunda rapor tanzim etmiştir.
Her ne kadar davacı faiz zararı dışında başkaca zararı olduğunu iddia etmiş ise de; Davacının mahrum kalınan faiz alacağı dışında başkaca zararı ispat edemediği, davalı banka tarafından da söz konusu hesaba konulan blokenin hiçbir kanuni dayanağı olmadan banka şube müdürünün talimatı ile haksız olarak konulduğu anlaşılmakla bilirkişi raporu ile saptanan ve mahrum kalınan faiz zararı olan 206,03 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davalı bankanın tacir olması nedeni ile somut olayda basiretli iş adamı gibi hareket etmeyerek hiçbir kanuni gerekçeye dayanmaksızın davacıya ait hesaba bloke koyması nedeni ile davacının ticari işletmesinin faaliyetine engel olması, vergi kayıtlarına göre de …/…/… tarihinde, ticaret sicilinden de …/…/… tarihinde kaydının silindiği, bunun yanında davacıya bu dönemde borçlarını ödeyememiş olması nedeni ile hakkında …İcra Müdürlüğü’nün …/…/… tarihinde …/… esas sayılı ile icra takibi başlatıldığı ve yine yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı …’nun da söz konusu bloke işlemi nedeni ile davacının kendine ait aracı satmak ve işyerini kapatmak zorunda olduğuna dair beyanları birlikte değerlendirildiğinde davalı banka tarafından konulan haksız bloke nedeni ile davacının kişisel haklarının ihlal edildiği kanaatine varılmakla manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ ile;
206,03.-TL’nin haksız fiil tarihi olan 01/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,
2-Manevi tazminat talebinin KABULÜ ile;
10.000,00.-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 01/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden alınması lazım gelen 35,90 TL harç ile manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli 683,10 TL davacı tarafından peşin yatırılan 187,86TL harcın mahsubu ile bakiye 495,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Maddi tazminata ilişkin davanın kısmen reddi nedeni ile alınması lazım gelen 35,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacının peşin yatırmış olduğu 187,86 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 841,80 TL yargılama giderinin kısmen kabul oranı olan %93’üne tekabül eden 782,87 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesaplanan 206,03 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat üzerinden hesaplanan 793,97 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/04/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)