Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/467 E. 2018/343 K. 04.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/467
KARAR NO : 2018/343
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/05/2015
KARAR TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TÜRÜ : KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından davalı firma olan …Şti. aleyhine … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve … tarihinde borçlunun borcun faizine ve ferilerine itirazı ile takibin durdurulduğunu, borçlunun yapmış olduğu itirazın, müvekkilinin alacağını geciktirmeye yönelik, tamamen kötüniyetü olarak yapılmış bir itiraz olup, işbu itirazın iptali gerektiğini, davalı firmanın reklam firması olduğunu, kişi, firma, kurum ve kuruluşlardan reklam işi almakta ve firmasının reklamım yaptırmak isteyen özel ve tüzel kişilere ışıklı ve ışıksız reklam panosu imal etmekte ve bu panoları reklam konulabilecek alanlara montajını yaptırdığını, davalı …Şti. ile müvekkili şirket … ile düzenlenen sözleşme konusu, …Müdürlüğü sınırları içerisinde yer alan … Karayolu kenarı ve … Karayolu kenarında bulunan ormanlık alanlar içerisinde uygun görülen noktalara topla 2 Adet çift taraflı totem reklam panosu üzerinde reklam yayımı yapılması olduğunu, …Ltd. Şti. ile müvekkili şirket tarafında imzalan reklam sözleşmesi 1 yıl süreli, sözleşmenin başlangıç tarihinin …, sözleşme bitiş tarihinin ise … olarak reklam sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan reklam sözleşmesinin reklam medyası bilgilerinin … … Karayolu Üzeri 600*300 cm 16.000,00.-TL 2.880,00.-TL K.D.V. Genel Toplam; 18.880,00.-TL – … … Karayolu Üzeri 700*300 cm 16.000,00.-TL 2.880,00.-TL K.D.V. Genel Toplam 18.880,00.-TL yapılan anlaşma gereği davalı şirkete, müvekkili şirket tarafından ödenmesi gereken toplam tutarın 37.760,00.-TL olduğunu, hizmet bedeli olan toplam 37.760.00.-TL’nin … tarihinde 5.760,00.-TL, … tarihinde 10.650.00.-TL, … tarihinde 10.650.00.-TL ve … tarihinde 10.700,00.-TL olmak üzere müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ödendiğini, müvekkili şirket, …Ltd. Şti’ne sözleşme gereği 1 yıllık hizmet bedeli olarak 37.760,00.-TL ödeme yaptığını ve sozleşmesel olarak edimini yerine getirmişken, … tarihinde sehven tekrar 37.760,00.-TL müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, bu durumda ödemelerden ilkinin sözleşme gereği yapılan, ikincisinin sehven yapılan bir ödeme olduğunu, müvekkili şirket tarafından karşı tarafın defalarca arandığını, sehven yapılan ödemenin iadesinin istenildiğini ancak davalı tarafın sürekli müvekkili şirketi erteleyerek oyaladığını, bunun üzerine sehven yapılan bu ödemeye ilişkin davalı taraf aleyhine … İcra Müdürlüğu’nün …/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın, borçlu olmadığını ileri sürerek, haksız ve kötü niyetli bir şekilde açılan takibe itiraz ettiğini ve dolayısıyla takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davacı yanın itirazında söz konusu bedelin 2015 yılı reklam ücreti olarak ödendiğini iddia ettiğini, ancak delil listesinde belirtildiği üzere, sözleşmenin sadece bir yıllık olup uzamaya ilişkin herhangi bir maddenin de bulunmadığını, kaldı ki davalı taraftan ikinci bir hizmet alınmadığını belirterek, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin reklam firması olduğunu, kişi, firma, kurum ve kuruluşlardan reklam işi almakta ve firmasının reklamını yaptırmak isteyen özel ve tüzel kişilere ışıklı ve ışıksız reklam panosu imal etmekte ve bu panoları reklam konulabilecek alanlara montajını yaptığını, bu amaçla müvekkili firmanın davacı firmanın reklam işini üstlenmiş olup, sözleşme gereğince … karayolu ve … – … karayoluna konumlandırılmak üzere iki adet reklam panosu yerleştirdiğini, Sözleşme gereğince iki adet reklam panosunun ücretinin taraflar arasında kararlaştırıldığını ve 1 yıllık reklam ücreti olarak 37.760,00.-TL’nin ödendiğini, söz konusu bedelin 1 yıllık reklam bedeli olup, sözleşmenin imzalanmasından sonra tarafların şifahi olarak görüştüğünü ve reklam süresininin 2 yıla çıkarıldığını, davacı tarafın sehven ödeme yapıldığını iddia ettiği bedelin sehven yapılan değil 2. senenin reklam bedeli olduğunu, davacı tarafın iddiasında haksız olduğunu, müvekkili firmanın kötü niyetli olmadığını, sehven ödendiği iddia edilen paranın ilk senenin reklam işi başladıktan sonra 4 ay sonra ödendiğini, şifahi olarak tarafların anlaşıp reklam süresi 2 yıla çıkarıldıktan sonra ödendiğini, Ancak daha sonra davacı firma her nedense 2. Senenin reklam ücretini ödedikten sonra reklam işinden kendi isteğiyle tek taraflı olarak caydığını, davacı tarafın ilk senenin reklam ücretini dava dilekçelerinde de belirttikleri gibi …/…/… tarihinde 5.760.-TL, …/…/… tarihinde 10.650.-TL, …/…/… tarihinde 10.650.-TL ve …/…/… tarihinde 10.650.-TL olmak üzere ödedikten sonra ikinci senenin bedeli olan 37.760.-TL’sini son ödemeden yaklaşık 4 ay sonra …/…/… tarihinde ödediklerini, davacı firmanın büyük bir firma olup, böyle dikkatsiz ve sehven ödeme yapacak bir firma olmadığını, kaldı ki bahsedilen para miktarı az bir para olmayıp hataen ödenecek bir para olmadığını, bu durumun tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ödenen para 2. Senenin reklam parası olup, daha sonra kendileri ikinci senenin reklam işinden vazgeçtikleri için bu parayı sehven ödediklerini iddia ederek istediklerini, bu durumun şahitlerce de ispat edilebileceğini belirterek sonuç olarak öncelikli olarak davanın taraflar arasında düzenlenen sözleşmeden dolayı Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevine girmekte iken Asliye Ticaret mahkemesinde açılmasından dolayı, davanın görev yönünden reddine, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılması gerekirken, şartlarını taşımadığından davanın reddine, davacı tarafın yapmış olduğu ödeme 2. Senenin reklam bedeli olduğundan esastan reddine, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili firmaya icra takibi ve itirazın iptali davası açtığından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla %20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Sehven 2. defa ödendiği iddia olunan sözleşme bedelinin tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde 37.760,00.-TL cari hesap bakiyesi olmak üzere bu alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası açmak için, borçlunun itirazının alacaklıya ya da vekiline tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması için hak düşürücü süre öngörülmüştür. Somut davada davalıların itirazı davacı vekiline tebliğ edilmemiş olduğundan hak düşürücü sürenin işleyemeye başlamadığı dolayısıyla dava süresinde açıldığı kabul edilerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili görev itirazında bulunarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığından bahisle Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu belitmiş ise de; Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair bir hüküm HMK’da yer almadığı gibi tarafların her ikisinin de tacir ve uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması nedeni ile ticari nitelikte dava olması nedeni ile mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davacı tanıklarının beyanı alınması hususunda … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacı tanığı …’ın beyanı alınmış, tanık alınan beyanında; “ben davacı firmanın muhasebe depertmanında çalışırım, halen elemanıyım, taraflar arasında … şubesinin totem kiralaması yönünde sözleşme vardı, bizim şirketimiz sözleşme borcunu yanılgı ile 2 defa ödemiştir, finans departmanı olarak ilk ödeme taksit taksit 4 ödeme ile yapıldığı halde departmanımız 10. Ayda sehven tek elden 37.760,00 TL olarak aynı ödemeyi mükerrer yapmıştır, davalı sözlü taleplere rağmen iade etmemiştir. Sözleşme 1 yıllıktır, uzatma olmamıştı, (davacı vekilinin isteği ile) ikinci bir sözleşme yapılmadı, fiili bir 2. Yıl kullanımı da yoktur bilgim bu kadardır.”şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Diğer davacı tanığı …’ün beyanının alınmasından vazgeçtiklerine ilişkin davacı vekilinin duruşmada sözlü beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bu kez de davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, dosya mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi …/…/… havale tarihli raporunda; Mahkemenin kararı doğrultusunda, dava dosyasına mübrez belgeler ile … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası ve davacı şirket ile davalı şirket arasında reklam yayını ve hizmetelerinden kaynaklanan ticaretleri üzerine (dava dosyasında eki ) 1 adet satış faturasının l yıllık (15.06.2014-15.06.2015) tarihleri itibariyle taraflar arasında yapılan yazılı sözleşme üzerinde …-… yıllarına ilişkin yevmiye kebir defterleri üzerinde yapılan tek tek irdeleme ve incelemede; Davacı (alacaklı) şirketin mahkemeye sunulan …-… yıllarına ilişkin yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yapılmış olması, ayrıca defter kayıtlarının sahibi …A.Ş’nin cari hesap bakiyesi olmadığı yönünde ve davalı borçlu …Şti.’nin cari hesabına cari hesap kapandıktan sonra tekrar mükerrer 37.760,00.-TL aynı miktarla cari hesabına hiçbir sözleşmeye ve fatura ve kayıtlara dayanmayan ortada bedelsiz fazla yapılan ödemeden ötürü tüm yasal kayıtların davacı(alacaklı) şirket lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu, raporun 4. ve 5. bölümlerinde belirtilen tespit ve değerlendirmelere ilişkin açıklamalardan görüleceği üzere, taraflar arasında yapılan ticari karayolları üzerinde çift taraflı tabelalarla reklam yayın ve hizmet alış verişlerinden kaynaklanan davalının yükümlülüklerini yerine getirip tabelalar ve reklam açısından davacı şirketin reklam hizmetlerini yapmış olması karşısında hizmet ve alışveriş bedellerinin …-… tarihleri için özellikle sözleşme maddesinde 1 yıl yazılı belirtilmesi karşısında için cari hesaplarda da belli olmak üzere tarafların …/…/… tarihinde anlaşarak reklam yayın bedeli 37.760,00 TL miktarla netleşip sözleşme yapmış oldukları … tarihinde 5.760,00 TL, 30.06.2014 tarihinde 10.650,00.-TL, … tarihinde 10.650,00 TL, … tarihinde 10.700,00.-TL yekün … yılı için 37.760,00 TL ödeyerek cari hesabın kapanmış olduğu, taraflar arasındaki …/…/… tarihinde sözleşme şartları dahilinde aynı dönem içinde … yılı için sözleşme tarihinin bir gün sonrası taksltiendirilen …/…/… tarihinde başlayan ve …/…/… tarihinde biten taksitlerin toplamı 37.760,00 TL olduğu, …/…/… tarihinde de sözleşmenin …/…/… tarihinde bitmesine 7,5 ay gibi zaman olmasına karşı … yılı içinde bu kez 37.760,00.-TL sehven aynı miktarla fazla ödemesinin yapılması bu miktarın karşılığında ne bir taraflar arasında sözleşme ve fatura olmaması ve resmi yasal kayıtlara intikal olmaması karşısında iade olunması gerekecek bedelsiz bir miktar olduğu tüm kayıtlar tek inceleme sonucunda tespit edildiğini, davacının …-… mali yılı yasal defterleri, muavin cari hesapları incelemeler neticesinde reklam yayını için 1 yıllık yapılan sözleşme gereği, hizmet faturasına dayalı 37.760,00.-TL defaten taksitle ödeyip cari hesabın kapatıldığının tespit edildiğini, ancak davacının muhasebe deparmanı personelinin sehven cari hesabın son ödeme tarihinden 4 ay sonra tekrar mükerrerce davalının cari hesabına tekrar peşin şekilde 37.760,00.-TL tekrar ödeme yaptığını, dayanağı ortada olan yeni bir sözleşme veya satış faturası ve resmi defter kayıtları olmadığından bu miktarın cari muvavin hesaplarda bedelsiz geri iade olması yönünde ortada kalmış olduğunu, davacı tarafın cari hesap fazla ödeme bakiyesinden ötürü davalı şirketin dava ve …/…/… tarihi itibariyle icra takip konusu geri iade olunması gereken 37.760,00.-TL borçlu olduğu, davacının takibin termerrüde düşmesi sebiyle takip tarihi itibariyle yasal faiz ve ferileriyle birlikte davalı taraftan talep edebileceği hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtları mahkememize 2 haftalık kesin süre içerisinde sunmak üzere meşruhatlı davetiye çıkarılmış, tebligatın usulüne uygun olarak … tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı tarafça mahkememize herhangi bir ticari defter ve kaydın sunulmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Taraflar arasında …/…/… tarihinde başlayıp …/…/… tarihinde sona ermek üzere reklam sözleşmesinin yapıldığı hususu taraflar arasında çekişmeli olmayıp, davalı taraf söz konusu sözleşmenin yenilendiğinden bahisle davacı tarafından fazla ödemeye yapılan kısmın ikinci yıla ait reklam ücreti olduğunu savunmaktadır. Taraflar arasında …/…/… tarihinde düzenlenmiş bir yazılı sözleşme mevcut olup, söz konusu sözleşmenin bir yıl daha uzatıldığı yönünde davalı tarafça herhangi bir delil sunulamamıştır. Bunun yanında davalı taraf ticari defterlerini de ibraz etmemiş olmakla, davacının usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine ilişkin rapora da itibar edilerek davacının yapmış olduğu fazla ödeme yönünden takip yapmasında haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada alacağın sözleşme ile belirli olmasına göre alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile; TAKİBİN DEVAMINA,
Alacak likit olduğunda asıl alacak 37.760,00.-TL’nin % 20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 2.579,38.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 644,85.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.934,53.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 1.242,55.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.503,60.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/05/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)