Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/409 E. 2018/608 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/409 Esas
KARAR NO : 2018/608
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 25/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait sera niteliğinde bir ticari işletme bulunmakla, anılan işletmede teknolojiden faydalanılarak topraksız domates üretimi yapılmakta olduğunu, seranın ısı ihtiyacının kömürle yapıldığını, davalı şirketle müvekkili arasında kömür temini için sözleşme imzalandığını, davalı tarafından temin edilen kömürlerin kullanılmaya başlanmasından sonra istenilen ısının elde edilemediğini, kömürün istenilen standartlarda olmaması nedeniyle davacı tarafından kömürlerin analize gönderdiğini, analiz sonuçlarında kömürlerin tamamının taahhüt edilen sınırın altında çıktığını, davalı tarafla irtibata geçilerek durumun bildirildiğini ve davalı tarafında kömürleri test yaptırması sonucu yine kömürlerin taahhüt edilen değerin altında kaldığının tespit edildiğini, bu nedenle davalı yana defalarca sözlü ikazlarda bulunulduğunu, sonuç alınmayınca noterlik aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafından keşide edilen cevabı ihtarname ile sehven savunması yaptığını, bu savunmanın kabul edilebilir bir savunma olmadığını, bu nedenlerle iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış bulunduğunu ve alacak miktarı tespit edilebilir hale geldiğinde arttırılmak üzere anlatılan nedenlerle sözleşmeye aykırı ifa nedeni ile ticari satım sözleşmesine konu olan ve davalı tarafından tedarik edilen kömürlerin analiz raporları da dikkate alınarak sözleşmenin 6.1 maddesi gereğince hesaplanacak bedelin temerrüt nedeni ile ihtarnamenin tebliğ tarihi olan …/…/… tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsil ile tarafların ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasının, davanın mahiyeti gereği usul hükümlerine aykırı olduğunu, davacının müvekkilinden satın ve teslim aldığı kömür miktarının belli olduğunu, teorik değerlerden yapılan hesaplamaya göre de görüleceği gibi sözleşmede anılan değerin bir sekretarya hatası olarak kuru baza ait değer, orijinal kömür değeri gibi yazıldığını, sözleşmede geçen uçucu madde, kül ve nem değerlerine sahip bir kömürün orijinal ısı değerinin teorik olarak dahi 7.900 Kcal/ Kg olamayacağının açık olduğunu, davacı tarafa verilen kömürün yüksek kaliteli bir ithal kömür olduğunu, bu nedenlerle tam eda davası açması mümkün olan davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, öncelikle gerçek zarar ve tazminat miktarı açıklattırılarak, noksan harcın tamamlatılmasını ve davasına tam dava olarak devam etmesi için davacıya bir haftalık kesin süre verilmesine, eksiklik giderilmediği takdirde, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine, ayrıca sabit olacak savunmalarının karşısında esasen de haksız ve yersiz olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanan, ayıplı mal satışı nedenine dayalı iskonto istemine ilişkin alacak davasıdır.
Dosya içerisine ; davacı vekili tarafından protokol başlıklı belge, dekont, laboratuvar tetkikleri ibraz edilmiş, bilirkişiden rapor ve ek raporlar aldırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının dava açmakta hukuki yararı olup olmadığı, hukuki yararı var ise taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olup olmadığı, davaya konu kömürlerin sözleşmedeki koşullara uygun olup olmadığı, sözleşmeye aykırı ise davacının davalıdan iskonto talep edip edemeyeceği varsa miktarı hususlarındadır.
Davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmayıp kısmi dava olduğu ve davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunduğu nazara alınarak, davalı tarafın hukuki yarar yokluğuna ilişkin itirazları yerinde görülmediğinden reddedilmiştir.
Dosya Mali Müşavir Bilirkişi …, Hukukçu bilirkişi … … ve Maden Mühendisi bilirkişi …’ a tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi heyetinin …/…/… havale tarihli raporunda ; mahalli çevre kurulu kararı gereğince …Belediyesi sınırları içerisinde ithal linyit kömürü sınır değerinin alt ısıl değeri en az 7000Kcal/kg(-400tolerans) olarak belirlendiği, dosyadaki analiz sonuçları bu değerlerin karşılamakta olup yakılmasına müsaade edildiği,
Alt ısıl değer(kuru bazda); en az 7900 Kcal/kg değerinde ithal linyit kömürüne rastlanılmadığı,
Taraflar arasındaki sözleşmede davalının kaşesinin bulunmadığı gerekçesiyle bağlayıcı olmadığı davalı tarafından savunulmuş olmasına rağmen, cevap dilekçesinde sehven hata yapıldığını kabul ederek ve sözleşmenin bağlayıcı olduğunun kabul edildiği, davacının piyasa ve yönetmeliğe göre sözleşmeye uygun bir kömür tedarikinde bulunmasının mümkün olmamasına rağmen kendi satışına konu kömür emtiasının orjinalinde 7.900Kcal/kg özelliği varmış gibi göstermek suretiyle emtia hakkında müşteriyi yanıltıcı, onun karar ermesini kısıtlayıcı ve diğer rakiplerini rekabet dışına itecek şekilde saldırgan satış yöntemleri kullanıldığı, haksız rekabete ilişkin TTK’ nın 551/1-a 8. Hükümlerini ihlal ettiğini, şu halde davalının müşterisi olan davacının zararlarını tazmin ettirme hakkı bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşme öngörülen değerin sağlanamaması halinde davacı lehine her birim Kcal değeri için kg başına 0,035 USD fiyatta iskonto yapılması gerektiği yönünde cezai şart öngörüldüğünden davacının ayrıca zararını ispat etme külfeti bulunmadığı,
Sonuç olarak; alt ısıl değer(kuru bazda): en az 7900Kcal/kg ithal linyit kömürüne gerek genelgeye göre, gerekse alt ısıl değer (orjinal bazda): en az 7900Kcal/kg ithal linyit kömür literatürde bulunmadığı, bununla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin açık olduğu ve bağlayıcı olduğu, davacının piyasa ve yönetmeliğe göre sözleşmeye uygun bir kömür tedarikinde bulunması mümkün olmamasına rağmen kendi satışına konu kömür emtiasının orjinalinde 7.900Kcal/kg özelliği varmış gibi göstermiş gibi göstermek suretiyle emtia hakkında müşteriyi yanıltıcı, onun karar vermesini kısıtlayıcı ve diğer rakiplerini rekabet dışına itecek şekilde saldırgan satış yöntemleri kullandığı, böylece haksız rekabete ilişin TTK m 55/1/a-2, 8. Hükümlerini ihlal etmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşme öngörülen değerin sağlanamamsı halinde davacı lehine “her birim Kcal değeri için kg başına 0,035.-USD fiyatta iskonto”yapılması gerektiği yönünde cezai şart öngörülmüş olduğundan olayı davacının zararını ispat zorunluluğu olmadığı, miktarının hesaplanabilmesi için taraflar arasında alım satıma konu olmuş miktarın belirlenmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya mali müşavir bilirkişi …’ e tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişinin …/…/… havale tarihli raporunda sonuç olarak; taraflar arasında düzenlenen …/…/… tarihli sözleşme tarihinden sonra davacı tarafından dava dosyasına sunulan faturalara göre davacı şirketin toplam 780,920kg davalı şirketten açık erik kömürü teslim aldığı, kök raporda davalı şirketin davacı şirkete teslim ettiği kömürlerin 7,900kg değerinin altında olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacı şirketin sözleşme tarihinden sonra davalı şirketten aldığı kömür miktarı üzerinden tahakkuk eden iskonto tutarının dava tarihi itibariyle 27.332,20.-USD= 73.958,20.-TL olduğunu belirtmiştir.
Dosya Mali Müşavir bilirkişi …, Maden Mühendisi Bilirkişi … … ve Hukukçu bilirkişi …’ dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek sözleşmede kararlaştırılan nitelikte kömürün piyasada bulunup bulunmadığı, ödenen bedelin davacıya teslim edilen kömürlerin kalitesine uygun olup olmadığı hususlarında ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bilirkişi heyetinin …havale tarihli ek raporunda sonuç olarak; sözleşmede kararlaştırılan nitelikte alt ısıl değer (kuru bazda) 7900 Kcal/kg ithal linyit kömürün piyasada bulunmadığının tespit edildiği, ancak …Belediye başkanlığı çevre koruma ve kontrol dairesi başkanlığı laboratuar sonuçlarında sadece iki numunenin 7900 Kcal /kg ‘ ı geçtiği, bu numunelerin ne kadar sağlıklı hususunda tereddütler bulunduğu, davacıya teslim edilen kömürlerin kalitesine uygun olmadığı, ancak piyasada bu kalitede bir kömürün de olmadığının anlaşıldığı belirtilmiştir.
Dosyada maden mühendisi bilirkişi …’ a tevdi edilerek ek rapor aldırılmış, …/…/… tarihli raporda sonuç olarak; yapılan analizler sonrasında davaya konu döneme ait kömür temin eden firmanın kendisi veya satıcılar tarafından getirilen kömür kamyonları üzerinden standartlara uygun alınan analizler üzerindeki verilerden anlaşılacağı üzere sayı ve tarihleri farklılıklar arz edebilecek analiz sonuçlarında … olarak 7909 K-Cal/Kg ile 7949 k-Cal/kg değerlerindeki kömür numunelerinin olduğunun gözlemlendiği, bu hususun şayet bahsi geçen kaloride kömür yoksa (bu sözleşmedeki değerler eğer sehven yapılmışsa) tüketiciyi kandırma veya yanıltmaya öncelik beyanda bulunarak satış yapmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğu hususunun teknik bir sorumluluk olduğunu, konuya ilişkin olarak karşılıklı iki işletme arasındaki düzenlenmiş sözleşme çerçevesinde yapılan inceleme çerçevesinde sözleşme metni arasına her hangi bir şekilde gelen veya gönderilen kömür kamyonlarından açık bir ifade ile ne şekilde ve ne sıklıkta numune alınıp hangi esaslara dayandırılarak analize gönderileceği ifadesinin yer almadığını ve konuya ilişkin sözleşmde kömürden numune alınacağının beyan edildiğini, kömür teminini gerçekleştiren firmanın çıkan ve sözleşmede belirtilen parametresel değerlerin sağlanılmadığı(…A.Ş tarafından) görülüp bu kömüre istinaden yeni numune alınması istenildiğinde alıcı …A.Ş firmasında verilen dilekçelerden anlaşılacağı üzere orijinal çuval bozulmaksızın farkl0ı laboratuvarlara analize gönderilen kömürler üzerindeki analiz sonuçları da ilk analizin farklı olmadığını gösterdiğini, buna benzer teknik incelemeler dışındaki hususların ticaret kanunu çerçevesinde değerlendirilmesi gereken işlerden olduğu kanaatinde olduğu belirtmiştir.
Anılan bu raporlar tarafların da itirazları dikkate alınarak ve içerikleri bakımından hüküm kurmaya elverişli görülmemiş, bu nedenle ODTÜ’den kömür konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması yoluna gidilmiştir.
Dosya talimat yolu ile … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş; … Maden Mühendisliği öğretim üyesi özellikle kömür alanında ihtisas yapmış bir maden mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmış, bilirkişi … …/…/… tarihli raporunda sonuç olarak; taraflar arasındaki sözleşmenin 6.1. Maddesine göre tedarikçi tarafından işverene teslim edilen kömür numunesinin, ilgili katı yakıt standartlarına uygun metotlarla işveren yetkilileri nezaretinde alınacağı, ya da dilerse tedarikçinin de numune alımına nezaret edebileceğini, numunelerin işveren yetkililerince uygun görülen analiz laboratuvarında yapılabileceği, analiz laboratuvar seçimine dair tüm insiyatifin işverene ait olduğunu, davacıya teslim edilen kömürün protokolde belirtilen ısıl değeri sağlamadığı, ancak protokolde belirtilen diğer kömür özellikleri dikkate alındığında teorik olarak orijinal bazda ısıl değeri 8000kcal/kg olan kömür olamayacağı, protokolde 8000kcal/kg(%3 tolerans) olarak belirtilen Alt ısıl değerinin orijinal baz yerine kuru bazdaki ısıl değer olabileceği ve buna bağlı olarak protokolün yazılımı sorasında kömürün ısıl değerinin belirtilmesinde sehven hata yapılmış olabileceği, dava dosyasında analiz laboratuvarlarına gönderilen numunelerin alınışının standartlara uygunluğu ve numunelerin davalı tarafından davacıya satılan kömürleri temsil edip etmediği konusunda belgeler bulunmadığını, teslim edilen kömürün ısıl değerinin 7900 Kcal/kg değerinin altında olması durumunda her birim Kcal değeri için kg başına 0,035 USD fiyatta iskonto yapılmasının uygulanabilirliğinin bulunmadığı, iskontonun her birim Kcal değeri için ton başına 0,035 USD şeklinde yapılmasının uygulanabilir ve hakkaniyetli olacağı, protokoldeki yapılacak iskonto miktarı ile ilgili maddenin açıklığa kavuşturulmasından sonra ek rapor ile dava konusu kömür için hesaplanabileceği kanaatini bildirdiği anlaşılmıştır.
Tarafların itirazları neticesinde bilirkişiden ek rapor aldırılmış, bilirkişinin …/…/… tarihli ek raporunda sonuç olarak; …A.Ş tarafından toplam nemi (original bazda) %6, külü(kuru bazda %6 olan bir kömür taahhüt edildiğini, ancak bu kalitedeki bir kömürün teorik olarak orjinal bazda 8000kcal/kg alt ısıl değere sahip olmasının mümkün olmadığını, taraflar arasında imzalanan protokoldeki kömürün alt ısı değerinin kuru baz yerine sehven orjinal bazda olarak yazılmış olabileceğinin düşünüldüğünü, 9 adet analiz raporunundaki ortalama alt ısıl değerinin 7900kcal/kg alt ısıl değerini kuru bazda da sağlamadığını, taahhüt edilen kömürün alt ısıl değer ile teslim edilen kömürün alt ısıl değeri arasındaki farkın kuru bazda. 7900kcal-7564 kcal=336 kcal olarak hesaplandığını, kömürün alt ısıl değerinin kuru bazda da taahhüt edilen alt ısıl değerin altında olması nedeniyle ton kömür başına yapılacak iskonto miktarının: 0,035*336=11,76 USD olacağını, dosya içerisindeki fatura bilgilerinden davalı tarafından davacıya 780,92 ton kömür teslim edildiğinin anlaşıldığını, bu durumda yapılması gerekli toplam iskonto miktarının 780,90*11,76$/ton= 9.183,62$ olacağını belirttiği anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken davacı vekili …/…/… havale tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesini ibraz etmiş, bedelin, dava tarihinden işleyecek, fiili ödeme tarihindeki rayiç Amerikan Doları için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile ödenmesini talep ettiğini, bilirkişi raporu doğrultusunda 9.183,62$ olarak davasını ıslah ettiğini bildirmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacının domates üretimi yaptığı serasının ısınmasında kullanılmak üzere taraflar arasında kömür satışına ilişkin sözleşme yapıldığı, sözleşmede davalı tarafından davacıya satılan kömürlerin niteliğinin, belirlenen niteliklere sahip olunmaması halinde uygulanacak cezai şart bedelinin, davacıya teslim edilen kömürlerin belirlenen değerlere sahip olup olmadığı hususunda yapılacak testlerin usul ve şartlarının ve sair hususların belirlendiği, buna rağmen davacının yaptırdığı laboratuvar testlerinde sözleşmede belirlenen ısıl değerlerinin tespit edilemediğinden bahisle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi sabit olup, uyuşmazlık sözleşmenin düzenlenmesi esnasında sehven yazım hatalarının yapılıp yapılmadığı, sözleşmenin bağlayıcı olup olmadığı ve teslim edilen kömürlerin anlaşma şartlarını sağlamaması halinde davacının talep edebileceği iskonto bedelinin nasıl hesap edilip ne miktarda olacağına ilişkindir.
İlk uyuşmazlık noktası sözleşmede özellikleri belirtilen bir kömürün piyasada bulunup bulunamayacağı noktasındadır. Satış sözleşmesine konu edilen kömürün özellikleri sözleşmenin 2. Maddesinde belirlenmiş, buna göre “alt ısıl değeri (orijinal değer) min. 8000.Kcal/kg olacağı yazılmıştır. Davacı taraf da yaptırdığı ölçümlerde bu değerlerin sağlanamadığını iddia etmiş, davalı taraf ise teslim edilen kömürlerin, kömürün evsafını belirleten parametrelere uygun olduğunu, sözleşmeye “kuru baz” yarine sehven “orjinal değer” olarak yazıldığını, unun da davacı taraça bilindiğini beyan etmiş ve aldırdığı bilimsel görüşü dosyaya ibraz etmiştir. Alınan bilirkişi raporlarında ortak olarak görüldüğü üzere, piyasada ve literatürde orjinal değer olarak 8000.Kcal/kg alt ısıl değere sahip ısınma amaçlı linyit kömürü bulunmadığı , sözleşmede belirtilen kömürün diğer özellikleri de (toplam nemi ve külü gibi unsurlar) dikkate alındığında bu kalitede ve özelliklerde bir kömürün alt ısıl değerinin orijinal bazda 8000.Kcal/kg olmayacağı tespit edilmiştir.
TBK’nın 26. Maddesine göre taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içerisinde serbestçe belirleyebilirler. Ancak kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüz olacağı hususu da aynı kanunun 27. Maddesinde düzenlenmiştir. Devamında da sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olmasının diğerlerinin geçerliliğini etkilemeyeceği, ancak bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açık olarak anlaşılır ise sözleşmenin tamamının kesin olarak hükümsüz olacağı belirtilmiştir.
Sözleşmenin yorumlanmasında tarafların gerçek iradelerinin ne olduğunun belirlenmesi gerekir. Somut olayda her iki taraf da tacir olup tacir olmanın sonuçlarına katlanma yükümü altındadırlar. Alınan beyanlara göre davacının da ilk defa kömür almadığı, önceki yıllarda da seranın ısınması için kömür temin ettiği anlaşılmıştır. Yani piyasada sözleşmede belirlenen şekilde linyit kömürü bulunmadığını iki tarafın da bilmesi gerekmektedir. Bu durumda davalının ihtara cevabında da bildirdiği gibi taraflarca yapılan sözleşmede kömürün alt ısıl değerinin sehven kuru baz yerine orjinal baz olarak yazılmış olduğunun kabulü gerekmektedir. Zira davacı taraf da sözleşme şartlarına uygun olmayan kömür teslim edildiğinden bahisle iskonto isteminde bulunduğunda göre ortada sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğuracak başlangıçtaki bir imkansızlığın söz konusu olmadığı, sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğu tarafların da kabulünde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. … öğretim üyesinden alınan raporda da sözleşmede belirlenen toplam nemi ve külü gibi unsurlar dikkate alındığında, alt ısıl değeri kuru bazda 8000.Kcal/kg olan bir kömürün kaliteli bir kömür olduğu ve tüm raporlar ve laboratuvar sonuçlarına göre analizi yapılan kömürlerin tarafların gerçek iradelerine uygun kabul edilen ısıl değeri de sağlamadığı tespit edilmiştir. Bu durumda TBK’nın 219. Maddesinde düzenlenen ayıp hükümlerinin uygulanması söz konusu olmaktadır. Ortada ayıplı bir mal satışı vardır ve bu ayıp noter kanalı ile davalı satıcıya bildirilmiştir.
TBK’nın 227. Maddesine göre; Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “standartlar” başlıklı 6. Maddesinde numune alma yöntemi ve alınan numunenin belirlenen değerin altında olması halinde bedelde indirim yapılma usulü kararlaştırılmıştır.
Burada ise öncelikle numune alma işlemlerinin sözleşmeye uygun olup olmadığı itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davalı taraf buna itiraz etse de sözleşmede numune almaya yönelik davacı alıcıya (işveren olarak belirtilmiş) geniş bir insiyatif tanınmıştır. Bu sözleşme hükmü karşısında numune alma ve test ettirme yöntemlerinin de sözleşmeye uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Yine sözleşmenin aynı maddesinde davacı alıcının yukarıda anılan seçimlik haklarından bedelden indirim isteme hakkının sözleşmeye derc edildiği anlaşılmıştır.
Bir diğer anlaşmazlık noktası da indirim oranının kg. Başına mı yoksa ton başına mı belirleneceği noktasındadır ki yine burada yazılana değil tarafların gerçek iradelerine bakmak ve Medeni Kanun’un 2. Maddesindeki dürüstlük kuruluna göre yorumlamak gerektiği kanaatine varılmaktadır. Nitekim davacının iddia ettiği gibi kg. Başına gibi bir yöntemle hesap edildiği takdirde kömürü satan satıcı hem kömürleri teslim etmiş hem de alacağı kömür bedelinden daha fazla indirim yapmak zorunda kalmış olacak ki böyle bir sonucun kabul edilebilir olamayacağı aşikardır.
Açıklanan değerlendirmeler neticesinde tarafların gerçek iradeleri ve dürüstlük kuralları gereği, … öğretim üyesi bilirkişiden alınan ek rapor doğrultusunda analiz sonuçlarına göre teslim edilen kömürlerin kuru bazda, alt ısıl değerlerinin ortalama 7564 olduğu, sözleşmede 7900’ün altında kalması halinde iskonto yapılacağının kararlaştırıldığı, aradaki farkın 336 Kcal olduğu, sözleşme uyarınca 336×0,035 USD_ 11,76 USD ton başına iskonto yapılması gerektiği, davacının bu şekilde iskonto talebinin yerinde olduğu, sözleşme ile davacıya toplam 780,92 ton kömür teslim edildiği, bu şekilde davacının (780,92×11,76=) 9.183,62-USD indirime hak kazandığı, dava dilekçesi ile ıslah dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde, duruşmada yaptırılan açıklamaya da dikkat edildiğinde talebinin yabancı para cinsinden ve dava tarihinden (ıslah dilekçesi içeriği) olduğu anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ;
9.183,62.-USD cezai şart alacağının, dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesinde belirtilen şekilde devlet bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 3.902,00.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78.-TL ve ıslah ile alınan 584,84.-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.146,39,40.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 1.762,48-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 6.633,45.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/09/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı