Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/317 E. 2018/234 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/317
KARAR NO : 2018/234
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/03/2015
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
KARAR TÜRÜ : RET

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili banka ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye dayanılarak müvekkili banka tarafından bahsi geçen takipten önce ihtarname çekilerek davalı tarafa borçlarını ödemeleri konusunda ihtar çekildiğini buna rağmen borçlarını ödemedikleri gibi taraflarına hiçbir itirazda da bulunmadıklarını, müvekkili bankanın tüm çabalarına rağmen ödeme yapılmaması üzerine … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrüre yer verilmeksizin tahsili etmemek kaydıyla ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının usulüne uygun tebliğ edilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçluların itirazında borca ve ferilerine itiraz ederek hiçbir borcu bulunmadığını beyan ettiklerini, borçluların itirazının yasal dayanaktan yoksun olup takibi geciktirmek gayesi taşıdığını, bunun yanında iş bu davanın, davacı alacaklının banka olması ve takibin kredi borcunun geri ödenmesi amacıyla açılmış olması nedeniyle Harçlar Kanunun 04.06.2008 tarihli 5766 sayılı kanunun 11. Maddesinin ç bendi ile değişik I23. Maddesinin 3, fıkrası uyarınca harçtan muaf olduğunu, bu nedenle açılan davanın harçtan muaf tutulması gerektiğini belirterek sonuç olarak haksız itirazın iptaline, davalılar aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Dava: İtirazın iptali davasıdır.
İİK’nın 67. Maddesi uyarınca itirazın iptali davası açmak için, borçlunun itirazının alacaklıya ya da vekiline tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması için hak düşürücü süre öngörülmüştür. Somut davada davalıların itirazı davacı vekiline tebliğ edilmemiş olduğundan hak düşürücü sürenin işleyemeye başlamadığı dolayısıyla dava süresinde açıldığı kabul edilerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde 10.714,10.-TL asıl alacak, 727,97.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.442,07.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle, borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası bankacı bir bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmış, bankacı bilirkişi … … tarafından düzenlenen …/…/… havale tarihli rapora göre; davalının müteselsil kefilliğinin kabulü halinde takip tarihi itibariyle sorumluluğunun 10.319,34.-TL asıl alacak, 329,94.-TL işlemiş faiz, 16,50.-TL gider vergisi toplamı 10.665,78.-TL olup, talep sınırları dikkate alındığında, 10.319,34.-TL asıl alacak 329,94.-TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi olmak üzere 10.649,28.-TL olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Dava itirazın iptali davası olup, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık takibe konu edilen Genel kredi sözleşmesinde davalı kefil Vokan Tekelioğlu’nun adına vekaleten imzalanmış olması nedeni ile davalı kefilin bu sözleşme nedeni ile sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sözleşmenin kurulduğu tarih itibari ile yürürlükte olan 6098 Sayılı TBK’nın somut uyuşmalığa uygulanması gereklidir. TBK’nın 583.maddesinde kefaletin geçerliği kefalet miktarı, kefalet tarihi ve kefalet türünün kefilin kendi el yazısı ürünü olması geçerlilik şartlarından biri olarak düzenlenmiştir.
Ancak somut davada davalı adına kefaletin vekaleten tesis edildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın vekalet hükümleri çerçevesinde de değerlendirilmesi gerekir. TBK’nın 504/3 maddesi uyarınca vekil özel olarak yetkilendirilmedikçe kefalet akti kuramayacağı açıkça belirtilmiştir.
Davaya konu genel kredi sözleşmesine imza atan vekil Abidin Tekelioğlu’nun dayandığı …Noterliği’nin …/…/… tarih ve… yevmiye numaralı vekaletnamesinde açıkça “kefalet akti kurma” yönünde bir yetki verilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olmakla birlikte bu kuralın istinası Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında vekalet verenin tacir olması durumunda vekilin ticari vekil sıfatı ile atanması halinde işletme ile ilgili olarak kefalet akti kurabilmesi için özel bir yetkiye ihtiyacı olmadığı da kabul edilmiş olduğundan mahkememizce yapılan yargılama sırasında Genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu … … ile davalı …’in tacir olup olmadıkları hususu araştırılmış … … Müdürlüğü’nün …/…/… tarih ve … sayılı yazı cevabı ile tacir olmadıkları bildirildiğinden, kredi sözleşmesini imzalayan vekil …’nun tacir vekil olmadığı bu durumda vekaletnamesinde de açıkça kefalet akti kurmaya yetkilendirilmediği anlaşıldığından davalı kefil …’nun kefaletten dolayı sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla davanın reddine, davacı bankanın kötüniyetli olarak hareket ettiği davalı tarafça da ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 35,90.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 278,97.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 243,07.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem olması halinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.396,26 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/03/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)