Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/282 E. 2018/318 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/282 Esas
KARAR NO : 2018/318
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/03/2015
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka şubesince davalı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının tamamen takibi uzatmak amacıyla kötü niyetli bir biçimde takibe itiraz ettiğini, davalı şahıs adına kayıtlı … İli … İlçesi … Mah. … ada … parseldeki … nolu bağımsız bölüm taşınmazını 340.000,00.-TL bedelle …ŞTİ ile kendisinin kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin güvencesini oluşturmak amacıyla müvekkili banka lehine ipotek tesis ettiğini, aynı zamanda icra dosyası içerisinde de bulunan tapu müdürlüğü önünde imzalanan resmi senet akit tablolarının 5.maddesi uyarınca ipotek tutarları kadar Borçlar Kanunu sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesince müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, söz konusu ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesi amacıyla … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, adı geçen taşınmazlardan … ada … parseldeki … nolu bağımsız bölümün 425.000,00.-TL değer takdir edildiğini, malikin aynı zamanda resmi senet akit tablosundaki hüküm gereği kefil olduğundan resmi senet akit tablolarının 5. Maddesi uyarınca ipotek maliki hakkında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının borçlu olduğunu bildiği halde borcu olmadığı iddiasıyla kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili … tarihli açıklama dilekçesinde icra takibindeki işlemiş faizi dava konusuz etmediğini, sadece 340.000,00.-TL asıl alacak üzerinden dava açtıklarını beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının aynı borçtan ötürü müvekkili aleyhine iki adet icra takibi başlattığını, bunlardan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin ekli banka dekontları uyarınca ödendiğini, müvekkilinin davacı bankaya herhangi bir borcu kalmadığını, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, ayrıca takip konusu alacağın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını istemiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyaları getirtilmiş, ayrıca ipotek akit tablosu, tapu kayıtları dosyaya sunulmuş, kredi sözleşmesi, hesap özeti ve ekleri dosya içerisine celp edilmiş, bankacı bilirkişilerden ayrı ayrı raporlar aldırılmıştır.
Dava; banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Davacı banka ile dava dışı …Şti arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının kendisine ait taşınmazı bankaya ipotek verdiği hususları ihtilafsız olup, uyuşmazlık icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 340.000,00.-TL asıl alacak, 429.420,00.-TL işlemiş faiz, 21.471,00.-TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 790.891,00.-TL alacaktan dolayı … İcra Müdürlüğünün … Esasında kayıtlı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiple irtibat kurularak tahsilde tekerrür olmaması şartıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili açıklama dilekçesiyle işlemiş faiz yönünden dava açmadıklarını, sadece 340.000,00.-TL asıl alacağa ilişkin dava açtıklarını beyan etmiş, dava dilekçesinde de yapılan bir ödeme veya tahsilattan bahsetmemiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında; davacı banka tarafından asıl borçlu dava dışı şirket ve davalı ve dava dışı 3.kişiler hakkında 360.761,66.-TL asıl alacaktan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığı, takip dosyasının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut …/…/… tarihli ve … yevmiye nolu ipotek akit tablosuna göre; davalının adına kayıtlı taşınmazı gerek kendisinin, gerekse kredi borçlusu dava dışı şirketin bankaya karşı doğmuş, doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere 340.000,00.-TL’ye kadar olan ana para kısmı ile bu meblağa ilaveten bu borçlarala ilgili olarak doğacak akdi faizler, takip yargılama giderleri vs masrafları da kapsamak üzere ipotek olarak verdiği anlaşılmıştır.
İpotek belgesi incelendiğinde; davalı borçlunun söz konusu taşınmazı kendi kefaleten doğmuş veya doğacak tüm borcunu karşılamak için ipotek verdiği anlaşılmaktadır. Yani davalının ipoteği sadece 3.kişi ipoteği değil, yani asıl borçlu 3.kişinin bankaya olan borcunun teminatı değil, aynı zamanda kendisinin bankaya karşı doğacak tüm borcunu karşılamak için verilmiştir.
İpotek akdinin 5.maddesinde; “Tesis edilen ipoteğe ilaveten ipotek tutarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla da ayrıca sorumlu olmayı kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesi mevcut olup, davalı aynı zamanda kefaleten de borçludur.
Davacı banka tarafından hem ipotek limiti 340.000,00.-TL uyarınca … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasından hem asıl borçluya hem de davalı kefile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı gibi, ayrıca … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında da ipotek akdinin 5.maddesindeki müteselsil kefaleti nedeniyle davalı borçlu hakkında ilamsız icra takibine girişmiştir ve davacı banka ilamsız icra takibine girişirken ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiple irtibat kurarak tahsilde tekerrür olmaması şartıyla icra takibi başlatmış, dava dilekçesinde yapılan bir ödeme ve tahsilattan da bahsetmeksizin eldeki davayı açmıştır.
Olayda uygulanması gereken yasa hükümleri gerek sözleşme, gerekse ipoteğin düzenlenme tarihi göz önüne alındığında 818 sayılı BK hükümleridir.
İİK’nın 45. Maddesine göre; “Rehinle temin edilmiş bir alacğaın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolyula takip edebilir.”
İİK’nın 45. Maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin rehni veren hakkında doğrudan doğruya genel haciz yoluyla takibe geçilmesini önlemekte ve iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnızca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır.
Dava konusu olayda davalı borçlu, 3.kişi ipoteği olarak ipotek vermeyip kendi kefaletinin teminatı olarak da ipotek verdiğinden, yani hem ipotek borçlusu hem müteselsil kefil olduğundan İİK’nın 45. Maddesi davalı yönünden de uygulanma imkanına sahiptir.
818 sayılı TBK’nın 487. Maddesine göre; “Kefil borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise, alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel, kefil aleyhinde takibat icra edebilir.” hükmünü amirdir. Ancak dava konusu olayda davalı borçlu aynı zamanda ipotek borçlusu ve hem de müteselsil kefil olduğundan BK 487. Maddesi uygulanmaz.
Davacı alacaklı tarafça hem ipotek miktarı kadar ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişilmesi, hem de davalı hakkında ipotek akdinin 5.maddesine dayanarak davalının ipotek miktarı kadar müteselsil kefaleti nedeniyle kefalet tutarı olan 340.000,00.-TL asıl alacak yönünden ilamsız icra takibine girişmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için davacı bankanın icra takip tarihi itibariyle kredi asıl borçlusundan olan alacağı belirlenmeli, belirlenen bu alacaktan yapılan ödeme ve tahsilatlar düşüldükten sonra takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gereklidir.
Bankacı Bilirkişi … … tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; davacı banka ile dava dışı şirket arasında …/…/… tarihinde 90.000,00.-TL limitli kredi sözleşmesi imzalandığı, limitin muhtelif artışlarla 1.700.000,00.-TL seviyesine ulaştığı, davalının bu sözleşmelerde kefil olarak yer almadığının anlaşıldığını, ancak davalının taşınmazını 340.000,00.-TL bedelle ipotek verdiğini, vermiş olduğu ipoteği aynı zamanda davalının kendisinin de davacı bankaya karşı doğacak borçlarının teminatı olarak verildiğini, davalının …/…/… tarihinde 48.500,00.-TL parayı … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına banka hesabına yatırdığını, yine …/…/… tarihinde de davacı bankanın Işıklar Şubesi’ne 291.500,00.-TL ödeme yaptığını, bu ödemelerden sonra davacı banka vekili tarafından davalının maliki olduğu … nolu bağımsız bölüm üzerindeki İİK madde 150/c şerhinin kaldırılmasının talep edildiği, bu doğrultuda Tapu Müdürlüğüne yazı yazıldığını, davalının doğrudan davacı banka gönderdiği paranın banka kayıtlarına girdiğini, davalının yaptığı ödemelerle ipotekle teminat altına alınmış olan kendi kefalet borcunun sona ermiş bulunduğunun mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine; bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli rapora göre; davacı bankanın 2 ayrı borçlu cari hesap kredisinden doğan … tarihi itibariyle toplam 359.561,43.-TL alacağının bulunduğunun, davalının icra takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğünün, takipteki asıl alacak tutarına ilişkin taleple bağlı kalınarak davalının takip tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 340.000,00.-TL asıl alacak, 416.858,89.-TL işlemiş faiz ve 20.842,94.-TL gider vergisi olmak üzere toplam 777.701,83.-TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Bu rapora davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine 3.kez bankacı bilirkişi …’den rapor aldırılmış, … tarihli rapora göre; davacı banka tarafından … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen icra takibinde davalı adına kayıtlı ipotekli taşınmazın ihaleye çıkarıldığı ve … tarihinde davacı banka tarafından taşınmazın 282.000,00.-TL bedelle alacağa mahsuben ihaleden satın alındığını, ancak sonrasında davalı tarafça ihalenin feshi davası açıldığı ve ilamsız takip tarihi itibariyle henüz bu davanın sonuçlanmadığını, yine söz konusu icra dosyası içeriğine göre borçlulardan … … adına kayıtlı davacı bankaya ipotekli taşınmazın yine …/…/… tarihinde ihalesi yapılarak 3.şahsa 85.000,00.-TL bedelle satıldığını, davacı bankanın satıştan kalan parayı tahsil ettiği sonucuna ulaşıldığını, icra takip tarihi itibariyle 2 adet borçlu cari hesap kredisinden dolayı davacı bankanın ana para ve faiz alacağı toplamının 360.561,43.-TL olarak hesaplandığını, davalının kefalet limiti olan 340.000,00.-TL üzerinden kefalet sorumluluğunun 340.000,00.-TL asıl alacak, 416.528,33.-TL işlemiş faiz ve 20.816,42.-TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 777.354,75.-TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişilerden aldırılan 3 ayrı raporda farklı tespitler ve değerlendirmeler bulunduğu görülmekle, bir kez de rapor sunan 3 bilirkişiden son bir kez heyet raporu aldırılmış, … havale tarihli rapora göre; heyetteki üyelerden …’ın görüşüne göre davalının kefalet borcunun … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına … tarihinde yapılan 48.500,00.-TL ve … tarihinde yapılan 291.500,00.-TL’lik ödemelerle sona erdiğinin değerlendirildiği, diğer heyet üyeleri ise davalının ipotek borcu yanında ipotek tutarı kadar kefalet borcu altına da girdiği kanaatiyle … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya içeriğinden ipotekli taşınmazın ihalesi yapılarak 3.şahsa 85.000,00.-TL bedelle satılıp, davacı bankanın parayı tahsil ettiği sonucuna ulaşıldığını, başka bir ödeme belgesine rastlanmadığının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere davacı banka tarafından karşı çıkılmayıp kabulünde olan … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında (ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla) bizzat davalı borçlu tarafından … tarihinde 48.500,00.-TL, … tarihinde de 291.500,00.-TL olmak üzere toplam 340.000,00.-TL davacı bankaya ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Ödeme tarihleri göz önüne alındığında takip tarihinden sonra, dava tarihi olan … tarihinden önce yapılan ödemelerdir. Ayrıca yine bilirkişilerin raporlarında bahsettikleri üzere ve davacı banka tarafından karşı çıkılmayan … İcra Müdürlüğünün ipotekli takip dosyasında ipotek borçlularından … … adına kayıtlı taşınmazın da …/…/… tarihinde, yani takip tarihinden önce ihalesi yapılarak satıldığı, davacı bankanın parayı tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı bankanın kredi asıl borçlusundan icra takip tarihi itibariyle …/…/… tarihli bilirkişinin raporuna göre toplam 359.561,43.-TL tutarında, … tarihli bilirkişi raporuna göre de 360.561,43.-TL tutarında alacağının hesaplandığı, yine ilk bilirkişi raporunda da bu miktar kadar davacı banka alacağının hesaplandığı görülmekle ve davalı tarafından … tarihinde ve … tarihinde, yani takipten sonra davadan önce 340.000,00.-TL ödeme yapıldığı, bundan başka ilamsız icra takibi öncesinde … tarihinde ipotekli takip dosyasında 85.000,00.-TL’lik tahsilat yapıldığı göz önüne alındığında, ipotek tutarı 340.000,00.-TL’yi aşan bakiye yaklaşık 20.000,00.-TL’lik icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın alacağının bulunduğu, ancak takipten önce ipotekli takip dosyasında 85.000,00.-TL’lik yapılan tahsilat da göz önüne alındığında takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan talep edilebilir bir alacağının kalmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca dava borçlu lehine sonuçlandığından İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca davacı bankanın takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu, basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek icra takibine giriştiğinden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmolunmak gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Davaya konu edilen 340.000,00.-TL alacağın takdiren %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.851,95.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.816,05.-TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem olması halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 26.350,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)