Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/256 E. 2018/872 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/256
KARAR NO : 2018/872
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/03/2015
KARAR TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … tarihinde davalı …’ın kullandığı aracın yaya olarak yürüyen davacıya çarptığı, bu kaza neticesinde davacının çeşitli yerlerinden yaralandığını, vücudunda kırıklar meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, tedavi ve yol masraflarının olduğunu, şimdilik 180 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerini, 420 TL çalışma gücünün kaybı ile sürekli iş göremezlik ve efor kaybı zararlarını, 100 TL kaza nedeniyle maruz kalınan ulaşım giderlerinin, 300 TL olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyulan süre ile ilgili fiilen çalışamamaktan kaynaklanan ekonomik kazanç kaybına ilişkin zararları ve 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: kazaya karışan …plaka sayılı aracın müvekkil şirket tarafından sigortalandığını, teminat limitinin üst sınırının 250.000 TL ile sınırlı olduğunu, sigortalının kusuru nispetinde sorumlu olduklarını, kusur tespitinin Trafik İhtisas Dairesi tarafından tespit edilmesini, maluliyet oranın Adli Tıp Kurumunca tespit edilmesini, tedavi ve ulaşım giderlerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından açılan iş bu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının davasının reddi gerekmektiğini, öncelikle diğer davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu yönündeki davacı iddialarının ve bu yöndeki ceza dosyasında verilen kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, bu sebeple keşif kararı verilerek mahkemece yeniden keşif yapılması; kusur durumuna ilişkin rapor alınmak üzere dosyanın Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, davacının kaza sonrasında olumsuz tutum ve davranışlar sergilediğini, müvekkiline ait aracın zorunlu Trafik Sigortası bulunmasına ve bu durumun davacı tarafından bilinmesine rağmen maddi zararlarının giderilmesi için müvekkilinin sigorta şirketine herhangi müracaatta bulunmadığınıi bu nedenle açılan davada maddi istemlere ilişkin kaza tarihinden itibaren faiz talebi haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira davacının, sigorta şirketine müracaat etmiş olsaydı maddi zararları poliçe kapsamında kaldığından dava açmaya gerek olmaksızın giderileceğini, bu yönüyle maddi tazminata ilişkin hususlar bakımından da davacının kötü niyetli olduğunu, kaza tarihinden itibaren maddi tazminata faiz isteminin yukarıda izah olunan nedenle kabulünün mümkün olmadığını, aksi kanaat olması halinde poliçe kapsamında kalan maddi tazminatın sigorta şirketinden tazmini gerektiğini belirterek kısacası, öncelikle iş bu davanın tedavi giderlerive 6111 sayılı Kanunla değişik 2918 Sayılı Kanunun 98. maddesi kapsamında kalan ve SGK’ dan talep edilmesi gerekli istemler bakımından husumet yokluğu nedeniyle reddine dvacının haksız ve kötü niyetli maddi ve ayrıca fahiş manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Maddi manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce kusur durumunun tespit edilmesi bakımından dava dosyası … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kuruluna gönderilerek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli raporda: Davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … ‘nün kusursuz olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Antalya SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise peşin sermaye değerinin bildirilmesi istenilmiş verilen …tarihli cevabi yazıda; davacının 4/b (bağ kur) yaşlılık emekli olduğu, kaza tarihinde herhangi bir çalışması olmadığı, kurum emeklilerine herhangi bir iş göremezlik bedeli ödemesinin yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı, dolayısıyla peşin sermaye değeri oluşmadığı hususunda cevap verilmiştir.
Mahkememizce davacı celse arasında … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na sevk edilerek rapor aldırılmış, aldırılan …/…/… rapora göre: yaralanma neticesinde şahsın gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyatç duyduğu sürenin 3 ay olduğu, sürekli iş göremezlik oranının % 23,2 olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmişlerdir. ,
Üniversite raporuna itiraz edilmesi üzerine mahkememizce dosya … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kuruluna gönderilerek rapor aldırılmış aldırılan …/…/… tarihli rapora göre: Süleyman kızı …doğumlu …’nün …/…/… tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı ayak bileği hareket kısıtlılığı arızası nedeni ile, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (28Ba……….15)A %19 E cetveline göre %23,2 (yüzdeyirmiüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği hususunda görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Mahkememizce dosyamız aktüer bilirkişi …’a tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan …/…/… havale tarihli rapora göre: davacı …’nün geçici iş göremezlik tazminatının 4.588,88.-TL olarak, sürekli iş göremezlik tazminatının 51.036,97.-TL olduğu, ulaşım giderlerinin 243,40.-TL olduğu hesaplanan bu toplam maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen ZMSS poliçesi ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesi teminat limiti kapsamında kaldığı hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davalı tarafça aktüer raporuna itiraz edilmesi üzerine bu kez de dosya aktüer bilirkişi …’a tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi …/…/… tarihli raporunda: SGK dışı ilaç vb ile refakat ve bakım giderlerinden kaynaklanan tazminatın 3.609,74.-TL olarak hesaplandığı hususunda görüş bildirmiştir.
Davacı vekilinin celse arasında …/…/… havale tarihli bedel artırım dilekçesi sunduğu dilekçesinde dava değerini 51.000,00.-TL’den 58.478,99.-TL olarak artırdığı, ıslah harcını yatırıp makbuzunu dosyaya sunduğu ve ıslah dilekçesinin de davalı vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Mahkememizce davacı tanığı …nün beyanının alınması bakımından … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak ifadesi alınmış, tanık beyanında: “Ben davacıyı kayınvalidem olması nedeniyle tanırım. Davacı dava konusu kazayı yaptığı sırada ben yanında değildim ancak kaza olduktan hemen sonra davacı hastaneye götürüldüğünde acile vardım. Kayınvalidemin çok parçalı kırıkları varmış bu nedenle hemen ameliyata alındı. Ameliyattan 8 saat sonra çıktı. Daha sonra normal hastane odasına alındı. İlk olarak 15 gün ortopedide kırıkların tedavisi sürdü. Bu sırada davacı temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar kötüydü. Başında iki kişi kalmak zorunda kaldık. Kendisi hiç bir şekilde ihtiyaçlarını karşılayamıyordu. Bizde çalışan insanlar olarak onun başında hep biz kaldık. 15 gün ortopedide yattıktan sonra yaraları kapanmadığı için estetik bölümüne geçti. Orada yaralarının kapanması için değişik bölgelerden et alınarak yaraların kapanması için nakil yapıldı. Estetik bölümünde 4 gün kaldıktan sonra tekrar ortopedi bölümüne alındı. Burada da sanırım bir kaç gün kaldıktan sonra hastaneden taburcu edildi. Davacının kendi evi … da idi. Ancak bakacak kimsesi olmadığı için …ya benim yanıma geldi. 50 gün boyunca bütün ihtiyaçlarını ben karşıladım. Bu nedenle kendi işlerimi yapamadım. 50 günün sonunda tekrar hastaneye yattı. Ancak kırıklarının kaynamaması nedeniyle yeniden ameliyat kararı alınmıştı. Ancak daha sonra ameliyat kararından vazgeçilip ilaç tedavisine devam edildi. Hastaneden çıkınca kendi evine geçti, kendi evinde de ihtiyaçlarını biz karşıladık. Kaza tarihinden itibaren yaklaşık 6 ay boyunca bütün ihtiyaçlarını biz karşıladık. 6 ay sonra yürümeye başladı. Ancak sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayacak kadar iyiydi. Evin ağır işlerini yine biz yapmaya halen devam ediyoruz. Davacı şu anda dahi kazanın etkisini üzerinde atamadı. Hemen kendisine bi şey olacak gibi hissediyor. Tek başına bir yere seyahat edemiyor. Yanında illaki bir tanıdığının olması gerekiyor. Çok sıcakta ve soğukta takılan platinler ağrı yapmaktadır. Doktorda bize daha önce eski haline dönemeyeceğini söylemişti. Biz bütün aile olarak bu kazayı sanki birlikte yaşamış gibi etkilendik. Davacıda kaza nedeniyle çok yıprandı ve acı çekti ve halen çekmektedir. Dava konusu olayda davacının hiçi bir suçu olmamasına rağmen davalı taraftan hiç bir şekilde bize destek olunmamıştır. Arayıp sormamışlardır. Benim olay hakkında bilgim görgüm bundan ibarettir…” şekilde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce …tarihli celsede davacı tanıklarının beyanları alınmış, tanık … beyanında: “… Davacı benim eşim olur. Olay günü eşim markete gitmişti. Uzun süre gelmeyince merat ettim. Ve evden dışarı çıktım. Dışarıdayken komşular bana eşime bir araba çarptığını söylediler. O sırada ambulansta gelmiştir. Eşimin ambulansa bindiriyorlardı. Kendisinin ayağı kırılmıştır. Daha doğrusu ayağının üzerinden araba geçmiştir. Kendisine çarpan araçta olay yerinde duruyordu. Araç içerisinde çarpan şahsın eşi vardı. Kendisiyle konuştuğumda bana yolda yürürken eşimin gördüklerini hatta sürücüye eşinin birisine çarptığını söylediğini, hatta sol ayağının üzerinden arabanın geçtiğini söyledi. Ben kazadan sonra eşime çarpan kişişi şuana kadar görmedim. Kendisi kaza nedeniyle bize geçmiş olsuna hiç gelmediler. Sadece çarpan şahsın anne ve babası bir defa ziyaretimize geldi. Olay nedeniyle eşinin bacağındaki henüz kapanmamıştır. Ayağındaki metaller halen duruyor. Psikolojisi de bozulmuştur. Tek başına hiç bir yere gidememektedir. Doktor kendisine altı ay boyunca ayağının üzerine basmayacağını söyledi. Bu nedenle ben eşimi kumlucuda bulunan çocuklarımın yanına götürdüm. Kendisine burada çocuklarım baktı. Tedavisine de …da buraya ben getirdim. Şu anda eşim baston yardımıyla yürüyebilmekterir. Ancak kazadan önce eşim rahatlıkla yürüyebiliyordu. Bu günlerde de eşimin bacağındaki yara ödem yaptığından dolayı kendisini Afyonda kaplıcalara götürüp orda bıraktım. Kendisi burada sıcak su ile tedavisi devam etmektedir. Zira kendisinin halen ağrıları vardır…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Diğer davacı tanığı …yine aynı celse alınan beyanında:”… Davacı benim annem olur. Ben kazayı bizzat görmedim, ancak kaza olduktan sonra da annemi hastanede gördüm. Olay yerine de hiç gitmedim. Ben hastaneye geldiiğimde sedyeyle acil servise getirmişlerdi. Daha sonra kendisini ameliyata aldılar. Ayağı kötü haldeydi. Ameliyatta kendisine platin takıldı. Yaklışık bir iki hafta kadar hastanede kaldı. Annem hastaneden taburcu olduktan sonra bir süre kendi işlerini göremeyecek durumda olduğu için kendisine ben ve kardeşlerim baktık. Özel ihtiyaçlarını giderdik. Hatta tuvalete bile gidemediği için kendisini biz götürüyorduk. Şu an annem kendi ihtiyaçlarını hemen hemen görebilmektedir. Fakat sadece kısa mesafelerde herhangi bir protez kullanmadan yürüyebilmektedir. Ancak uzun mesafelerde mecburen baston kullanmak zorunda kalıyor ve bacağındaki platin bu durumda ağrı yapmaktadır. Ayrıca kendisi tek başına sokağa çıkmaya korkmaktadır. Kaza nedeniyle manevi olarak etkilenmiştir. Yaz aylarında annem pek şikayet etmese de kış aylarında bacağındaki platin nedeniyle ağrı sızı çektiğini ve şikayetçi olduğunu söylemektedir…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2918 sayılı KTK 91/1 maddesinde “İşletenlerin, bu Kanununun 85. maddesinin 1 fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu” bulunduğu hususları düzenlenmiştir.
Poliçe tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2013 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın sigortanın kapsamı başlıklı A-1. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. ” hükmü öngörülmüştür.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: … tarihinde meydana gelen, davaya konu olan trafik kazasında davalı sürücünün tam kusurlu hareketi neticesinde, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (28Ba……….15)A %19 E cetveline göre %23,2 (yüzdeyirmiüç) oranında meslekte kazanma gücü kaybı olacak ve 6 ay da geçici iş göremeyecek şekilde yaralandığı, her ne kadar davalı sigorta vekili emekli birinin ya da aktif olarak çalışmayan kişilerin geçici iş göremezlik durumları olamayacağını belirtmiş ise de, olay tarihi itibari ile davacının çalışıp gelir elde edecek yaşta olduğu göz önüne alınarak davalı sigorta vekilinin bu yöndeki talebi uygun görülmemiş, davacının kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan PMF yaşam tablosuna göre 59.478,99-TL olarak hesaplanan maddi zararından TBK, 2918 sayılı KTK ve Sigorta Genel Şartları uyarınca davalıları sürücü/işleten ve ZMMS sigortacı sıfatlarıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, maddi tazminat davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat ise TBK’nun 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olayın özellikleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yaralanmanın niteliği, olayın oluş şekli, kaza sonrası dosyaya yansıyan tanık anlatımları, davalı sürücünün % 100 kusurlu oluşu, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hem davacının duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi hem de zarara neden olanın vicdani duygularının tatmin edilmesi amacıyla manevi tazminat davasının kısmen kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Maddi tazminat davasının KABULU ile;
55.625,85.-TL iş göremezlik tazminatı, 243,40.-TL yol masrafı, 3.609,74.-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 59.478,99.-TL maddi tazminatın davalı … … yönünden kaza tarihinden, davalı… yönünden ise poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
a-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 4.063,00.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatırılan 174,20.-TL ve ıslah ile alınan 200,00.-TL olmak üzere toplam 374,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.888,80.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Davacı tarafından yapılan (davetiye müzekkere, Atk giderleri, bilirkişi gideri, ve harç olmak üzere) toplam 1.858,75.-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.892,69.-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
Davacı için 20.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
Sair hususların gerekçeli karar ile birlikte açıklanmasına,
a-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.366,20.-TL nispi karar ve ilam harcının davalı gerçek kişiden alınarak alınarak hazineye gelir kaydına,
b-Manevi tazminat yönünden ayrıca yargılama yapılamadığından ayrıca bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
c-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya ödenmesine,
d-Davalı … … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … vekiline ödenmesine,
3-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/12/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)