Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/214 E. 2018/750 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/214 Esas
KARAR NO : 2018/750
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2015
KARAR TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin fabrikalarında yaptığı üretim için ihtiyacı olan elektrik enerjisini davalı şirket ile yapmış olduğu abonelik sözleşmesi tahtında davalı şirketten satın almakta olduğunu, davalı şirket tarafından tanzim edilen elektrik faturaları karşılığında düzenli ve gecikmesiz olarak davalı şirket hesabına ödendiğini, davalı şirketin kayıp kaçak bedeli adı altında bir tutarın daha elektrik faturalarına yansıtılarak müvekkili şirketten tahsil edildiğini, bu bedelin başkaları tarafından hırsızlık suretiyle kullanılan elektrik enerjisi karşılığı olan bedel kadar davalı şirketin uğradığı zarara karşılık olduğunu, ancak müvekkili şirketin elektrik enerjisinin nakli sırasında meydana gelen kayıptan sorumlu olmadığını ve elektrik bedellerini gününde ödediğini, faturalara davalı şirket tarafından kayıp kaçak elektrik bedeli adı altında bir bedeli yansıtması ve tahsili temel hukuk ilkelerine ve özellikle adalet anlayışına aykırı olduğunu, davalı tarafın kayıp kaçak elektrik bedelini … … tarihinden itibaren düzenlediği elektrik faturalarında ayrı bir kalem olarak göstermiş olduğunu, bu nedenlerle … …-…, … tarihleri arasında keşide edilen faturalara istinaden tahsil olunan kayıp kaçak elektrik bedellerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL kayıp kaçak bedelinin, müvekkili tarafından davalıya ödendiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …/…/… yılından itibaren bölgenin parekende satış faaliyetlerinin müvekkili şirketten … ‘ye devredildiğini, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, ayrıca iş bu dava da sebepsiz zenginleşme için öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğini, zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, zamanaşımı yönünden davanın reddini talep ettiğini, müvekkili şirketin 6446 sayılı yasa gereği EPDK kararları doğrultusunda hareket etmesi zorunlu olduğunu, aksine bir uygulama yapabilmesinin yasal olmadığını, müvekkilinin bu kararları uygulamasında yada bedellerinin belirlenmesinde hiçbir insiyatifinin bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacının karşılıklı olarak bu şartları kabul ettikleri ve sözleşme akdettiklerini, davacının bu sözleşme ile bütün bu şartları kabul ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, abone sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olup, faturalara yansıtılarak ödenen kayıp kaçak bedelin iadesi talep edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkememizin davaya bakmaya görevli ve yetkili olup olmadığı, davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının olup olmadığı, faturalara yansıtılan bedellerden davacının sorumlu olup olmadığı, ödenen bedelin davalıdan talep edilip edilemeyeceği varsa talep edebileceği miktarın ne olduğu itilaflıdır.
Dosya içerisine; davalı şirketten kayıp kaçak elektrik bedellerini bildirir evraklar celp edilmiş, bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Davalı vekilinin mahkememizin görevine ilişkin itirazları …/…/… tarihli celsede; EPDK kararlarının dava konusu olmadığı, dava konusunun taraflar arasında özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan ve yersiz tahsil edildiği iddia edilen bir kısım bedellerin istirdadına ilişkin olduğu, bu durumda davaya bakmaya adli yargı görevli olduğundan bahisle reddedilmiştir.
Yine davalı vekilinin yetki itirazları …tarihli celsede; HMK 10.maddesi uyarınca akdin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkili olduğundan ve akdin ifa edileceği yer somut olayda Antalya olduğundan, mahkememizin davaya bakmaya yetkili olduğu nazara alınarak reddedilmiştir.
Dosya; mali müşavir bilirkişi …, hukukçu bilirkişi …, elektrik mühendisi bilirkişi …tarafından oluşturulan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyetinin …tarihli raporunda sonuç olarak, davacı şirketin ilgili … nolu elektrik aboneliğini kullandığı … …-… … tarihleri arası aylık dönemlerde kayıp bedeli adı altında davalı şirketten 7.478,48.-TL bedeli davacı şirketten tahsil ettiği, davalı şirketin tahsil ettiği bu bedeli tahsil etmesinin yerinde olmadığı kanaatini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekili …tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah etmek suretiyle 7.478,48.-TL’ olarak arttırdığını beyan etmiş, ıslah harcını yatırdığı anlaşılmış, ıslah dilekçesi taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargılama esnasında, 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, aynı maddeye eklenen 10. bent ile de; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde …’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bent ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda hem yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Değişiklikler neticesinde tüketicilerden kayıp kaçak vs. Kalemlerin faturalara yansıtılmak suretiyle talep edilebilmesinin önü açılmış olup bu taleplerin ise Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygun olması koşulu getirilmiş ve yansıtılan bedellerin ancak bu düzenleyici işlemlere uygun olup olmadığına ilişkin yerindelik denetimi yapılabileceği yasal olarak düzenlenmiştir.
Yasal olarak eldeki davalara da uygulanması gereken hükümler çerçevesinde davacı vekili faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedellerinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmiş, bunun üzerine talep yerinde görülerek mahkememizce rapor aldırılmıştır.
Enerji Piyasaları Fiyatlandırma Konularında uzman bilirkişi …’ in …/…/… havale tarihli raporunda sonuç olarak; davalı tarafından davacıya tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturalarında elektrik tüketimi haricinde kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış , dağıtım ve iletim bedelleri kalemlerinin bulunduğu, bu bedeller adı altında davacıya 7.738,57.-TL tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen dava konusu kayıp kaçak bedeli olarak herhangi bir bedel tahakkuk ettirilmediği dolayısıyla davacının iadesini istediği kayıp kaçak bedelinin söz konusu olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin talebi doğrultusunda dosyada yeni bir bilirkişiden rapor aldırılmış, bilirkişi …tarafından düzenlenen …/…/… tarihli raporda sonuç olarak; taraflar arısnadki enerji sözleşmesi dönemi için, dosyada mevcut bulunan … …-… … yılları arasındaki TL bazlı tüketim ekstresi ile ilgili dava konusu kayıp kaçak bedeli için davacıdan alınan 7.478,48.-TL’ nin 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlanarak 6719 sayılı kanun ile EPDK ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 21. Maddesine göre; davacı tarafça dava konusu edilen fatura kalemlerine ilişkin bedelin kendisine iade edilmesi yönündeki talebinin kabul edilebilir olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan her iki raporda da davalının kayıp kaçak bedellerini talep edebileceği belirtilmesine rağmen bunun miktarının neye göre belirleneceğine dair bir açıklama yapılmamış olup davacı vekilinin itirazı ve itirazının ekinde ibraz ettiği emsal raporlar dikkate alınarak Kurumun Akdeniz Bölgesi için belirlediği hedef kayıp kaçak oranlarının tespiti ile davaya konu faturalara yansıtışan bedellerin bu oranlara uygun olup olmadığının belirlenmesi hususunda son bilirkişiden ek rapor düzenlemesi talep edilmiştir.
Bilirkişinin …tarihli ek raporunda özetle; EPDK’ nın …/…/… tarihli toplantısında …/… dönemine ilişkin dağıtım faaliyetleri kayıp kaçak hedefi oranının … yılında %8.86, 2012 yılında %8,45, 2013 yılında %8,05, 2014 yılında %8,02, 2015 yılında %8,02 olarak belirlendiği, dava konusu abone bölgesinde dava konusu … ve … yıllarında dağıtım faaliyetleri kayıp kaçak hedefi oranının sırası ile Akdeniz Bölgesinde %8.05 ve %8.02 olarak belirlendiği, EPDK mevzuatına göre dağıtım şirketlerinin gelirleri düzenlenirken kayıp kaçak hedeflerinin dikkate alındığı, dava konusu faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedelinin EPDK kararlarına dayalı ve yasal olduğu, ancak kurumun dağıtım şirketi sorumluluk bölgelerinde belirlediği oranların aşılıp aşılmadığı dikkate alındığında;
… yılı içinde faturalara yansıtılan ortalama kayıp kaçak oranının %13,36, 2014 yılı içinde faturalara yansıtılan ortalama kayıp kaçak oranının ise %11,63 olduğu, bu oranların EPDK hedefi olan oranlardan büyük olduğu, davacı tarafından hedefin aşılmış olmasından dolayı fazladan ödenen kayıp kaçak bedelinin 7.478,48 – 4.723,24=2.755,236 olarak hesaplanarak değerlendirme yapılması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Bu değerlendirmeler neticesinde her ne kadar davacı taraf davalı aboneden kayıp kaçak bedeli talep edebilecek ise de bu talebin sınırının EPDK’nın düzenleyici işlemleri olduğu, bu düzenleyici işlemlere göre kayıp kaçak oranları ile ilgili EPDK’nın yıllara ve bölgelere ilişkin hedef oranlar belirlediği, bu oranlara göre davalının dava konusu abonelik dönemlerine ilişkin talep edebileceği miktarın 4.723,24-TL olmasına rağmen bu oranların aşılması suretiyle davacıdan 7.478,48-TL tahsilat yapılmak suretiyle 2.755,23-TL fazla tahsilat yapıldığı, bu kısım yönünden davanın kabulü gerektiği, ıslahla yükseltilen bakiye kısım yönünden ise Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-2.755,23.-TL hedef oran üzerinde kalan kayıp kaçak bedelinin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Bakiye talepler ile ilgili, 6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10.fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 188,20.-TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 24,16.-TL ve ıslah ile alınan 94,00.-TL harç toplamından mahsubu ile eksik 70,04.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 2.073,86.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Karar şekline göre konusuz kalan miktar yönünden davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6- Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/11/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı