Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/213 E. 2019/408 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/213 Esas
KARAR NO : 2019/408
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2015
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkillerinin … tarihinde vefat eden … aleyhine, murisin vefatından önce … tarihinde Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığını, davacı müvekkillere mirasçı sıfatları nedeniyle … tarihinde tebliğ olunan ödeme muhtırası ile öğrenildiğini, müvekkillerinin söz konusu takip ve takip dayanağı bono nedeniyle davalıya hiçbir şeklide borçlu ve sorumlu olmadığını, takip konusu bonodaki imzanın murise ait olmadığını, bunun tespitini,davalının murisin evli olduğunu bildiği halde muris ile birlikte yaşayan ve bu evlilik dışı birliktelikten bir de çocuk sahibi olan kişi olduğunu, taraflarınca kabul edilmemekle birlikte bir an için takibin tüm delillere rağmen hayatın olağan akışına uygun olduğu düşünülse dahi davacı müvekkillerinin sorumluluğunun ancak miras payları oranında olacağını, bu nedenlerle icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, müvekkillerinin dava konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin ve bononun iptaline, davalının takipte haksız ve son derece kötüniyetli olduğundan takdiri mahkemeye bırakarak dava değerinin %40’ı oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususları kabul etmediklerini, muris tarafından 1 yıllık süre içinde borca karşı itiraz yoluna başvurulmadığını, dolayısıyla halefi olan mirasçıları için de 1 yıllık hak düşürücü süre geçerli olduğunu, 1 yıl içindeki dava açılmadığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, davacıların ancak yazılı delil ile davasını ispat edebileceklerini, ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olarak murise tebliğ edildiğini, davacıların miras hisseleri oranında sorumlu olduklarına dair itirazlarını da kabul etmediklerini, iştirak halinde mirasçı olmalarından dolayı mirasçılar haklar ve borçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davacı tarafın %40 icra kötüniyet tazminatı taleplerinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle reddinin gerektiğini, bu nedenlerle hak düşürücü süre yönünden ve belirtilen hususlar yönünden haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine, davacılar vekili tarafından çek sureti ve mirasçılık belgesi ibraz edilmiş, Antalya … ASHM’ nin … Esas sayılı dosyası ve Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş, …’ a ait ıslak imzalı belge asılları toplanmış ve bilirkişiden rapor aldırılmıştır
Dava; takibe ve davaya konu bonodan dolayı davacı mirasçıların borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davaya konu bonodaki imzanın murisin eli ürünü olup olmadığı, murisin eli ürünü ise bononun davacılardan mal kaçırma amacı ile düzenlenip düzenlenmediği, ahlaka aykırı amaç ile verilip verilmediği, davacıların miras payları oranında sorumlu olup olmayacaklarına ilişkindir.
Tereke borcundan dolayı açılan menfi tespit davasında davacılar dışında murisin davalıdan olma bir mirasçısının daha bulunduğu anlaşılmıştır. Ölüm tarihi itibariyle murisin terekesi iştirak halinde olup, terekedeki haklar ve borçlar iştirak halindeki mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan davaya tüm mirasçıların iştirakinin sağlanması ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilerek onun huzuru ile davaya devam edilmesi ve bu konularda davacıya uygun bir süre verilerek dava şartının gerçekleştirilmesinin sağlanması ve taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekir. Bu nedenle mirasçı …’ a Antalya … SHM’ nin … Esas sayılı dosyası ile kayyım olarak …’ un atanması suretiyle tarafa teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır.
Antalya … ASHM’ nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının … olup mirasçılık belgesinin iptali ve düzeltilmesi hakkında dava olduğu anlaşılmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, … tanzim, … vade tarihli 120.000,00.-TL bedelli senede istinaden; borçlu aleyhine 120.000,00.-TL asıl alacak, 12.466,78.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 132.466,78.-TL alacağa işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte icra takibine girişildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde iddiaların ileri sürülüş şekli bakımından öncelikle bonodaki imzanın murise ait olup olmadığı hususunun incelemesi yapılmıştır.
Fizik Grafoloji Uzmanı … tarafından ibraz edilen … tarihli raporda sonuç olarak; tetkike konu; borçlusu …, alacaklısı … olarak düzenlenmiş, … tanzim ve … vade tarihli 120.000,00.-TL bedelli senet üzerinde atılı bulunan borçlu imzalarının … elinden çıktığı kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
İmzanın murisin eli ürünü olduğunun tespitinden sonra diğer iddiaların incelemesine geçilmiştir.
Davacı vekili … havale tarihli dilekçesi ile, dava dilekçesi içeriğini; “Davaya konu bono dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan ve davacı müvekkillerin muhtıra ile borçlu hale getirildiği Antalya … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, Davacı müvekkillerin, dava konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile Antalya … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibinin iptali ve bononun iptaline, davalının, takipte haksız ve son derece kötüniyetli olduğu açık olduğundan, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere dava değerinin %40 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, Sayın Mahkeme’nin aksi kanaatte olması halinde; taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen bononun muvazaalı bir işleme dayandığının tespiti ile Antalya … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibinin iptali ve bononun iptaline, dava konusu bononun muris muvazaası ile mal kaçırmaya yönelik düzenlendiğinin tespiti ile yapılan işlemlerin, Antalya … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibinin iptali ve bononun iptaline, dava ve takip konusu bononun ahlaka adaba aykırı bir amacının temini amacıyla düzenlendiğinin tespiti ile yapılan işlemlerin, Antalya … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibinin iptali ve bononun iptaline, dava ve takip konusu bononun Türk Medeni Kanunu hükümleri gereğince hukuka ve ahlaka aykırı düzenlendiğinin tespiti ile ölüme bağlı tasarrufların, Antalya … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibinin iptali ve bononun iptaline” şeklinde ıslah ettiği ve ıslah dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar her ne kadar murisin, mirasçılarından mal kaçırma amacı ile bonoyu tanzim ettiği iddia edilmiş ise de dava konusu taşınmaz mal olmadığından, 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının kapsamında, muris muvazası hukuki nedenine dayanılamayacağı anlaşılmıştır.
Davacı taraf muris ile davalı bono alacaklısının birlikte yaşamasını ve bu birliktelikten çocuk sahibi olmalarını, anneleri ile muris babalarının boşanmalarını vs. Sebep göstererek bononun ahlaka aykırı amaçla verildiğini ileri sürerek borçlu olmadıklarını iddia etmişlerdir.
Senetteki imzanın murise ait olduğu ve bononun şekil şartlarını taşıdığı anlaşıldığından kambiyo hukukunun genel prensipleri çerçevesinde iddiaların ispatı gerekecektir.
Eldeki bononun düzenlenme tarihi …olup vade tarihi …’dir. Murisin ölümünden önce düzenlenmiş ve ölümünden önce vadesi gelmiş ve takip yine murisin ölümünden önce kesinleşmiştir. … yılında senet borçlusu vefat etmiş, … yılında mirasçılara icra dosyası ihbar edilmiştir. Akabinde yasal süre içerisinde ledeki dava ikame edilmiştir. Davacıların iddia ettiği boşanma … yılında gerçekleşmiştir. Boşanma dava dosyası da incelendiğinde boşanmadan önce de eşlerin ayrı yaşadıklarının belirtildiği anlaşılmıştır. Muris davalıdan olan … doğum tarihli çocuğunu da … yılında boşanmadan evvel tanıma yoluyla nüfusa kayıt ettirmiştir. Bunların hepsi bononun tanzim edilmesinden önce gerçekleşen olaylardır. Davacılar başka hangi ahlaka aykırılık sebebine dayandıklarını bildirmedikleri gibi bu açıklanan hususların da bononun ahlaka aykırı amaçla tanzim edildiği iddialarını ispat eder mahiyette olmadıkları anlaşılmıştır.
Davacı tarafın tanık dinletme talebi davanın niteliği gereği ve iddiaların ileri sürülüş şekli bakımından, dava ve ıslah dilekçelerinde açıklamalar dikkate alındığında tanık ile ispat edilebilecek hususlardan olmadığından yerinde görülmemiş, ayrıca davacı vekilinin yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmıştır.
Davacılar her ne kadar bonodan kaynaklı borçtan miras payları oranında sorumlu olduklarını iddia etmişlerse de murisin ölümünden evvel kesinleşen icra takibine konu olan borç terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak (4721 Sayılı TMK mad. 599/2) ve müteselsilen (TMK mad. 641) sorumludurlar. Bu nedenle davacıların bu iddialarına da itibar edilememiştir.
Tüm bu gerekçelerle davanın reddine, takibe yönelik tedbir kararı uygulanmadığından davalı lehine icra tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Tedbir uygulanmadığından davalı lehine icra tazminatına hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 44,40.-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 2.049,30.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 2.004,9.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 12.350,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/05/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı