Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/161 E. 2018/314 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/161 Esas
KARAR NO : 2018/314
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/02/2015
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi veya üyesi olduğunu sanarak konut edinmek için kooperatife düzenli olarak aidat ödediğini, ödemelerin tarihini ve miktarını gösteren …/…/… tarihli ödeme takip föyü isimli belgeden de anlaşılacağı üzere son ödeme tarihi olan … tarihinde yaptığı ödemeler toplamının 8.065,00.-TL olduğunu, davalı kooperatifin yıllardan bu yana faydalı hiçbir faaliyet göstermediği gibi yönetim kurulunda olan bazı yöneticilerin Kooperatifler Kanunundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, görevlerini kötüye kullandıkları, kooperatife, kooperatif ortaklarına karşı dolandırıcılık, zimmet ve sair suçları işledikleri iddiası ile … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yargılandıklarını ve ceza aldıklarını, müvekkilinin yıllarca düzenli olarak konut sahibi olacağım diye yaptığı ödemelerin yok olduğunu, bu bakımdan müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin uğradığı zararın bir kısmına münhasır yaptığı toplam 8.065,00.-TL ödemenin son ödeme tarihinden bugüne kadar işlemiş 15.335,00.-TL yasal faizinin toplamı 23.400,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin o tarihlerde kooperatifin yönetim kurulunda yer almadığını, müvekkilinin yönetim kuruluna girdikten sonra diğer defter, belge ve kasanın diğer yönetim kurulu üyeleri ve başkan da kaldığını, bu sebeple o tarihlere ilişkin belge ve ödemelerle ilgili müvekkilinin bilgisi olmadığını ve hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacıyı tanımadığını, ticari ve hukuki hiçbir bağının bulunmadığının gerek iddia edilen kooperatif yönetim kurulu defteri, gerekse alındı makbuzlarından anlaşılacağını, söz konusu kooperatif yönetim kurulu üyeliğinin ve girişinin kayıtlardan da anlaşılacağı üzere … yılı, çıkışının ise … yılı olduğunu, davacının iddia ettiği tarihlerin kendisinin döneminin dışında olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatifin üyesi olduğunu, ödemelerini en son … yılına kadar yaptığını ve sonrasında hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığını, kooperatife hiçbir müracaatının da bulunmadığını, kendisinin kooperatif başkanı olduğu … yılından sonra kooperatifin … yılında mahkemelik olunca kendisiyle telefonda tanıştıklarını ve durumu öğrendiğini, ancak bu süreçte ayrılmak isteğiyle ilgili bir talebinin olmadığını, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; davalı kooperatife ait sicil dosyası ve kayıtları celp edilmiş, … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosya UYAP evrakları celp edilmiş, davacı tarafça bir kısım ödemeye ilişkin makbuzlar dosyaya sunulmuştur.
Dava; çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkin dava niteliğindedir.
Davacının, davalı kooperatifin üyesi olup olmadığı, üyelikten çıkarılıp çıkarılmadığı, ödemiş olduğu aidat ve masraf adı altındaki bedelleri davalı kooperatiften talep edip edemeyeceği, davalı kooperatif dışındaki diğer gerçek kişilere husumet düşüp düşmediği hususları ihtilaflıdır.
Hukuk yargılamasında davadaki olayların ileri sürülüş biçimi taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapma ise hakime aittir.
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin davalı kooperatif üyesi veya üyesi olduğunu sanarak konut edinmek amacıyla kooperatife düzenli olarak aidat ödediğini, davalı kooperatifin yıllardan bu yana faydalı bir faaliyet göstermediğini, yöneticilerin görevlerini kötüye kullandıklarını, müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin yok olup gittiğini, bu nedenle müvekkilinin zarar ettiğini belirterek, davalıların müvekkiline zarar verdiklerini, bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu zararın bir kısmına münhasır yapmış olduğu ödemenin yasal faizi ile tahsili talepli eldeki davayı açmış, …/…/… tarihli dilekçesinde kooperatif tarafından müvekkiline tebliğ edilmiş bir çıkarılma kararının olmadığını, yine müvekkilinin kooperatiften çıkma isteğinde de bulunmadığını belirtmiştir.
Yine davacı vekili son celse duruşmadaki beyanında; davadaki isteklerini, müvekkilinin kooperatife ödediği aidat ve masrafların iadesi olduğu şeklinde beyanda bulunmuştur.
Her ne kadar davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalarından davanın kooperatif yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin dava niteliğinde olabileceği düşünülmüş ise de, davacı vekilinin sonradan gerek yazılı beyanlarında gerekse son celse duruşmadaki beyanında müvekkilinin kooperatife ödediği aidat ve masrafların dava konusu yapıldığı bildirilmekle, davadaki asıl amacın çıkma payı alacağı olduğu mahkememizce değerlendirilerek bu yönde inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.
Davalı kooperatifin … Ticaret Sicilinin … sicil numarasında kayıtlı olduğu ve kaydının halen faal durumda olduğu gelen sicil evraklarından anlaşılmaktadır.
Kooperatiflerde ortağın üyeliği devam ettiği sürece aidat ödeme yükümlülüğü devam eder.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/3456 Esas – 2015/8542 Karar sayılı içtihadında açıklandığı üzere; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 13.maddesinde ortağın ana sözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığıyla kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiştir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. 13.maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimini yaratmakla beraber noter acılığıyla yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle noter aracılığıyla yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması, ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir.
Eldeki davada da davacı vekilinin gerek … tarihli açıklama dilekçesinde bahsettiği üzere müvekkiline tebliğ edilmiş bir çıkarılma kararının mevcut olmadığı, Müvekkilinin de kooperatiften çıkma isteğinde bulunmuş olmadığı yönündeki açıklamaları ve ödediği aidatları talep etmesinin istifa bildirimi niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla dava dilekçesinin tebliği ile istifa iradesinin kooperatife ulaştığı ve üyeliğinin sona erdiğinin kabulü gerekir.
1163 sayılı kanunun 17. Maddesine göre; “Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu ana sözleşmede gösterilir. Bu haklar yedek akçeler hariç olmak üzere ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır.” Dolayısıyla eldeki davada dava dilekçesinin davalı kooperatife ulaştığı anda davacının istifa suretiyle üyeliğinin sona erdiğinin kabul edilmesi karşısında çıkma payı alacağının muaccel olacağı tarih , istifa sonrası gerçekleşecek ilk mali hesapların görüşüleceği genel kurul kararından 1 ay sonraki tarih olacaktır. Dava tarihi itibariyle henüz davacının çıkma payı alacağı yönünden muaccel hale gelmiş bir alacak söz konusu değildir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; mahkememizce davada davacı tarafın isteğinin kooperatif ortaklığından çıkma nedeniyle çıkma payı alacağı istemine yönelik olduğu nitelendirmesi yapılarak yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre, davacının dava dilekçesi ile ilk olarak kooperatif ortaklığının istifa suretiyle sona ermiş sayılması gerektiği, 1163 sayılı kanunun 17.maddesi gereği dava tarihi itibariyle davacının çıkma payı alacağının henüz muaccel olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davalı kooperatif hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiş, yine davanın nitelendirmesi gözetilerek, gerçek kişi davalılara (kooperatif yöneticisi olan) çıkma payı alacağı istemi yönünden husumet düşmeyeceğinden, adı geçen davalılar yönünden pasif husumet yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … hakkındaki davanın REDDİNE,
2-Diğer davalılar …, … ve … hakkındaki davanın da pasif husumet yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 137,74.-TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 101,84.-TL harcın istem olması halinde kararın kesinleşmesine müteakip davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2 maddesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)