Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/81 E. 2018/4 K. 09.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/81 Esas
KARAR NO : 2018/4
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/02/2014
KARAR TARİHİ : 09/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … A.Ş (…) ‘ de … amiri olarak görev yapmakta olan müvekkilinin uçuş ekibi ile birlikte …’ da konakladıkları otelden … Havaalanına giderken kendilerini taşıyan … plakalı minibüsü ile karşı yönden gelen davalılardan …..A.Ş’ ye ait ve diğer davalı …’ ın kullandığı … plakalı kamyonun çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını, … plakalı aracın davalılardan … A.Ş nezdinde sigortalı bulunduğunu, … Asliye ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aldırılan rapora göre; davalı araç sürücüsünün 8/8 kusurlu bulunup cezalandırıldığını, bu kaza nedeniyle müvekkilinin sürekli iş göremez şekilde yaralandığını belirterek mahkemece belirlenecek kusur ve hesap raporlarına göre hesaplanacak maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … A.Ş ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu dava ile … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası arasında bağlantı bulunması nedeniyle davaların birleştirilmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin İş Mahkemeleri olması nedeniyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, bunlardan başka davacı lehibe SGK tarafından %21 maluliyet oranına göre … tarihinde … tarihinden geçerli olmak üzere sürekli iş göremezlik ödeneği bağlandığını, davacının kesinleşmeyen maluliyet iddiasına göre herhangi bir gelir kaybının oluşmadığının da açık olduğunu, yine dava konusu olaydaki kusur oranlarının da henüz kesinleşmediğini, davanın davacının kaza anında yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın sigortacısı … A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini belirterek, müvekkilleri açısından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde … poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, ancak dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, bunun için de ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini, … tarihinde …-TL’nin müvekkilince davacı tarafa ödendiğini ve müvekkilinin sorumluluğu kalmadığını, bunlardan başka davacının maluliyet durumunun da ATK’dan aldırılacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, yine davacıların sosyal – ekonomik durum araştırmasının SGK’ya yazılacak müzekkere ile tespit edilmesi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın zaman aşımı ve ödeme nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Dava: Trafik kazasından kaynaklanan Maddi Tazminat davasıdır.
Yargılama sırasında davalılar …AŞ. İle haricen sulh olunduğu, bu davalılar yönünden davanın konusuz kaldığı davacı vekili tarafından beyan edilmiş olduğundan bu davalılar açısından maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeni ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığında karar verilmiştir.
Diğer yandan davalı sigorta şirketine karşı daha evvel sigorta şirketince yapılan ödemenin yetersiz olduğu gerekçesi ile açılan maddi tazminat davası yönünden ise KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği, Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterli olacağı, yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği, somut olayda da her ne kadar ibranamenin tedavi giderlerine ilişkin olarak verildiği iddia edilse de dosya içerisindeki ibranamenin incelenmesinde tedavi gideri-maluliyet bedeli diye bir ayrım yapılmadığı, kazadan kaynaklanan tüm tazminattan bahsedildiği, ödemenin alındığı hususunda da bir ihtilaf olmadığı, ibraname tarihi ile dava tarihi arasında iki yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği sonuç ve kanaatine varılmakla davalı sigorta yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalılar … ve … AŞ hakkında açtığı davanın sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Davacının davalı … AŞ hakkında açtığı davanın; 2918 sayılı kanunun 111. maddesinde belirtilen 2 yıllık hak düşürücü süre dolduğundan REDDİNE,
3-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin ve ıslah ile alınan 1.433,10.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 1.397,20.-TL harcın karar kesinleştiğinde istem olması halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … A.Ş vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/01/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)

Üye …
¸(e-imzalı)

Üye …
¸(e-imzalı)

Katip …
¸(e-imzalı)

*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.