Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/567 E. 2019/319 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO 2014/567 Esas
KARAR NO : 2019/319
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/10/2013
KARAR TARİHİ : 17/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılar ile müvekkili banka arasında … – …-…-… ve … tarihli genel kurul kredi sözleşmeleri düzenlendiğini, bunlardan … Şti.’nin anılan sözleşmeyi borçlu, diğerleri ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından borçluların kredi hesaplarının kat edildiğini, borcun muaccel hale geldiği hususlarının Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kredi borçlusu ve müteselsil kefillere ayrı ayrı tebliğ edildiğini, davalılardan … Şti., …, …, …, …’ın gönderilen kat ihtarnamesine itiraz etmediklerini, keşide olunarak gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi ve borçlu şirketin Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesine başvuru ile iflas ettiği bildirmesi iflas erteleme talebinde bulunması üzerine muaccel olan borç nedeniyle borçlular hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, talep üzerine Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile borçlular hakkında verilen ihtiyati haciz kararının Antalya … İcra müdürlünün … esas sayılı dosyası ile uygulandığını ve aynı dosyadan takip talebinde bulunularak kesin hacze dönüştürüldüğünü, beyan etmiş olup açıklanan nedenlerle, davalı borçluların haksız ve dayanaksız itirazlarının iptali ile Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibin devamına, takip tutarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçlulardan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline davacı tarafından Antalya … Noterliğinden … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edildiğini, müvekkilinin yasal süre içinde Antalya … Noterliğinden … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davacı tarafından gönderilen ödeme ihtarnamesinin kabul edilmediğin açıkça belirtildiğini, müvekkilinin okuma yazma bilmediğini, davacı bankanın müvekkilinin okuma yazma bilmediğini ve bilebilecek durumda olmadığının iddia ettiklerini, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin işaret koyabildiğini, müvekkilinden alınan ve altında davacının da imzası bulunan ipotek belgelerinde davalı …’un okuma yazma bilmediğinin yazılı olduğunu, bu nedenle kredi sözleşmesi üzerine bulunan hiçbir ad soyad adres bilgilerindeki yazıların müvekkiline ait olmadığını, beyan etmiş olup, Antalya … Noterliğinden … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile yapılan itiraz dikkate alınarak müvekkili yönünden takibin her şart altında dava bitene kadar durdurulmasını, davanın reddi ile davacının kötü niyetli olarak müvekkiline karşı bu davayı açması nedeniyle dava miktarının % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili ile davalı … duruşmadaki beyanlarında; davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Diğer davalılar adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamışlardır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve … Esas sayılı takip dosyaları getirtilmiş, banka genel kredi sözleşmeleri, ipotek belgeleri dosyaya sunulmuş, bankacı bilirkişilerden ayrı ayrı rapor ve ek raporlar aldırılmıştır.
Dava; banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Yargılamanın devamı sırasında davacı banka tarafından takip ve dava konusu alacak …’ye temlik edilmiş, dosya içerisine satış ve temlik sözleşmesi sunulmuş, temlik alan şirket davacı sıfatıyla dava ve duruşmalara kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; icra takip tarihi itibariyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı …bank A.Ş (temlik eden) tarafından borçlu davalılar aleyhinde …-TL asıl alacak, 3.971,78.-TL işlemiş faiz, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri, 198,59.-TL gider vergisi ve …-TL çek bloke bedeli olmak üzere toplam …-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlular vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğu, yasal 1 yıllık süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlu davalı … Şti aleyhinde …-TL asıl alacak, 819,86.-TL işlemiş faiz, 40,99.-TL gider vergisi olmak üzere toplam …-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibi ile tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği ve ipotekli taşınmazın alacaklı bankaya …-TL satış bedeli üzerinden … tarihinde satıldığı anlaşılmıştır.
Alacaklı banka tarafından Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında asıl borçlu … Şti yönünden ipotekli takip tutarı düşülmeden eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İpotekli takip dosyası içerisinde bulunan … tarihli ipotek resmi senedinin incelenmesinde; asıl borçlu davalı … Şti adına tapuda kayıtlı olan … ada … parseldeki … arsa paylı … nolu mesken niteliğindeki taşınmaz üzerine borçlu şirketin her türlü kredi ile verilmiş krediler, teminat mektupları, doğmuş ve doğacak tüm borçlarından …-TL’ye kadar olan miktarın teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle alacak borç durumunun belirlenmesi bakımından Bankacı Bilirkişi …’dan … tarihli rapor aldırılmış, davacı vekili ve davalı … vekilinin rapora itirazları üzerine bu kez Bankacı Bilirkişi …’den … tarihli 2.kez rapor aldırılmış, yine aynı taraf vekillerince rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişiden … tarihli ek rapor aldırılmış, ek rapora da davacı vekilince itiraz üzerine bu kez Bankacı Bilirkişi …’den … tarihli rapor aldırılmış, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin bilirkişi raporuna itirazları üzerine bilirkişiden … tarihli ek rapor ve yine … tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Bu raporlara itiraz üzerine bu kez evvelce müstakil rapor sunan bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyeti marifetiyle … tarihli heyet raporu aldırılmış ise de, aldırılan tüm bu raporların taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmekten uzak, davalı borçluların hangi sözleşme ilişkisinden borçlu bulunduklarını tam olarak tespit etmeyen, gerek TBK’nın ilgili hükümleri, gerekse de bankacılık mevzuatına uygun nitelikte olmayışı, hükme esas alınamayacağından, tüm bu aldırılan raporlara mahkememizce itibar edilmemiş ve bu nedenle bu raporların içeriğine gerekçede yer verilmesine de gerek görülmemiştir.
Bu nedenlerle Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi marifetiyle yeni bir bankacı bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış olup, Bankacı Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen … tarihli rapora göre; temlik eden banka ile davalı asıl borçlu … Şti arasında;
… ve …’nin müteselsil kefaleti ile … tarihli …-TL limitli,
…, … ve …’un müteselsil kefaletiyle … tarihli …-TL limitli,
… ve …’un müteselsil kefaletiyle … tarihli …-TL limitli,
… ve …’un müteselsil kefaletiyle … tarihli …-TL limitli,
… ve …’un müteselsil kefaletiyle … tarihli …-TL limitli
Genel kredi sözleşmeleri imzalandığını ve davalılardan …’un … ve … tarihli sözleşmelerdeki kefaletinin …-TL ile sınırladığının belirlendiğini, her bir kefil yönünden kefalet limitlerinin tabloda gösterildiğini, temlik eden banka tarafından davalılara gönderilen ihtarnameler uyarınca davalılar … Şti, …, … ve …’ın temerrütünün… tarihinde, davalı …’un temerrütünün ise … tarihinde gerçekleştiğinin anlaşıldığını, davalılardan …’ye ise adresin boş olması nedeniyle ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği dikkate alınarak bu davalı yönünden temerrütün takip tarihi itibariyle oluştuğunun kabulü gerektiğini, dava ve icra takibinin dayanağını teşkil eden 5 adet sözleşmenin yalnızca borçlu cari hesap kredilerine özgü olmayıp farklı nitelikte kredilerin kullanımına imkan verecek şekilde düzenlenmiş çerçeve sözleşme niteliğinde olduğunun anlaşıldığını, çerçeve kredi niteliğinde olan genel kredi sözleşmelerinin süresiz olup, sözleşme limiti çerçevesinde kullandırılan kredi hesabına yapılan ödemelerin sözleşmenin sona erdiği anlamına gelmeyip kredi hesabının belli bir tarihte sıfırlanmış olmasının da sözleşmenin geçerliliğine halel getirmeyeceğini, zira aynı sözleşme kapsamında yeni kredi kullandırımının her zaman mümkün olduğunu, sözleşmeler birbirinden bağımsız sözleşmeler olmakla birlikte akdedilen yeni bir kredi sözleşmesi, önceki kredi sözleşmesini ortadan kaldırmayıp önceki kredi sözleşmesi ile tesis edilen teminatların varlığını devam ettireceğini, ancak birden fazla kredi sözleşmesi mevcut ise bu durumda her bir sözleşme kefilinin yalnızca kefaleti bulunan sözleşme kapsamında kullandırılan borçtan sorumlu tutulabileceğini, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin birbirinden bağımsız ve çerçeve sözleşme niteliğinde olduğunu, bu sözleşmeler kapsamında davalı asıl borçlu şirkete borçlu cari hesap kredisi açılarak kullandırılmış ve bu kredi açılış tarihinden itibaren hiç sıfırlanmamış kredi risk bakiyesinin sürekli artış göstermiş olduğunu, sözleşmelerdeki kefalet imzalarından rücu edilmesinin ancak bankanın kabulüne ve kredi riskinin tamamen tasfiye edilmiş olmasına bağlı olduğunu, somut olayda davalı kefillerin kefaletten rücu ettiklerine dair bir belge bulunmadığı gibi bankanın da davalı kefilleri ibra ettiğine ilişkin iddianın mevcut bulunmadığını, bu nedenle her bir kefilin kefaletinin bulunduğu sözleşme kapsamında kullandırılmış bulunan kredilerden sorumluluğunun bulunduğunu, birbirinden bağımsız sözleşmeler olduğu sonucuna varıldığı takdirde ise kefillerin imzalarının bulunmadığı sözleşmelerden sorumlu tutulamayacakları hususu yönünden dava konusu olayda … tarihli kredi sözleşmesinde … ile …’nin … tarihli kredi sözleşmesinde …, … ve …’un kefalet-imzalarının bulunup, … tarihli kredi sözleşmesinde ise … ve …’nin kefalet imzasının bulunmadığını, … ve …’nin borçlu firmada olan ortaklık hisselerini devredip ortaklıktan ayrıldıkları belirtilmiş ise de, imzaları bulunan sözleşme kapsamında kredilerden kaynaklı kefalet sorumluluğunun ortadan kalkmayacağını, bu nedenle … ve …’nin kefaletlerinin bulunduğu sözleşmelere istinaden kullandırılan kredilerden kefaleten sorumluluklarının devam ettiğini, kefaleten imzalamadıklar … ve müteakip tarihli sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilerden ise sorumlulukları bulunmadığını,
Davalı … yönünden konu değerlendirildiğinde, …’nin … tarihli genel kredi sözleşmesini …-TL limitle, … tarihli kredi sözleşmesini ve … tarihli sözleşmeyi …-TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzalayıp, aynı zamanda gayrimenkulü üzerine …-TL tutarında ipotek verildiğini, bu nedenle …’un hem ipotek veren sıfatıyla hem de müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olduğunu, adı geçen davalının okuma yazma bilmediği iddia edildiğinden konunun hukuki nitelikte olup mahkemenin takdirinde sorumluluğunun belirleneceğini, …’nin ipotek borcuna mahsuben … tarihinde …-TL’yi temlik eden bankaya ödeme yaptığını,
Depo talebine konu gayrı nakdi alacak yönünden temlik eden bankanın icra takibinde henüz iade edilmeyen …-TL çek bedelinin davalılar tarafından depo edilmesini talep ettiğini, …-TL depo talebinden davalı borçlu … Şti’nin çek taahhütnamesi ve bankacılık hizmetleri sözleşmesi gereğince sorumlu olmakla birlikte çek karnesi verilmesine esas çek taahhütnamesi ve bankacılık hizmetleri sözleşmesinde davalı kefillerin kefalet imzası bulunduğu hususunun tevsik edilmediği, genel kredi sözleşmesinde de iade edilmeyen çek yapraklarına ilişkin yasal yükümlülük tutarlarının depo talebinden kefillerin sorumlu olacağına dair açık bir düzenleme yer almadığından kefillerin depo talebinden sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varıldığını,
Sonuç olarak icra takip tarihi itibariyle davalıların sorumlu oldukları tutarların taleple bağlılık ilkesi de gözetilmek suretiyle;
Davalı asıl borçlu … Şti yönünden …-TL asıl alacak, 3.971,78.-TL işlemiş faiz, 198,59.-TL gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri ve 1.082,81.-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam …-TL olduğunu,
Davalı kefiller … ve …’un kefaleten imzaladıkları sözleşmede ticari kredi kartı ile ilgili bir hüküm bulunmadığı için bu kredi borcundan sorumlu tutulamayacakları gözetilerek …-TL asıl alacak, 3.971,78.-TL işlemiş faiz, 198,59.-TL gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri ve 1.082,81.-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam …-TL’den sorumluluklarının bulunduğunu,
Davalı kefiller … ve …’nin …-TL asıl alacak, 4.728,75.-TL işlemiş faiz, 236,44.-TL gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri ve 1.082,81.-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam …-TL olduğunu,
Davalı kefil …’un …-TL asıl alacak, 2.783,19.-TL işlemiş faiz, 139,16.-TL gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri ve 1.082,81.-TL ihtarname olmak üzere toplam …-TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda icra takip tarihinde alacaklı tarafça ihtar masrafı talep edilmediği halde bilirkişi heyeti ihtar masraflarını da hesaplamaya dahil ettiğinden her bir davalının sorumluluk tutarına eklenen 1.082,81.-TL ihtar masrafı resen düşülmek suretiyle gerekçeli, taraf ve yargı denetimine elverişli ayrıntılı bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Davalılardan …’un okuma yazma bilmediği ileri sürülmekte, ayrıca …-TL ipotek limiti tutarında kefalet verdiği ve bu tutarın da ödendiği ileri sürülerek borçlu bulunmadığı adı geçen davalı vekilince ileri sürülmektedir.
Temlik eden davacı banka vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalı …’un kendisine ait toplam …-TL tutarında gayrimenkulü müvekkili banka lehine ipotek tesis ettirdiğini ve ipotek tutarı olan …-TL’nin ödendiğini ve taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fek edildiğini belirtmiş, ancak aynı zamanda kredi dosyasında müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan …’un şahsi kefaletini ve müşterek borçluluğunu bu durumun ortadan kaldırmayacağını belirtmiştir. Dolayısıyla davalı …’un ipotek tutarı olan …-TL’yi ödemiş olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir.
Davalı …’un bilirkişi raporunda belirtildiği üzere … tarihli, … ve … tarihli 3 ayrı kredi sözleşmesinde müteselsil kefaletinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Adı geçen kişinin okuma yazma bilmediği hususu tarafların kabulünde olup, … tarihli ve … yevmiye numaralı ipotek resmi senedinin incelenmesinde …’un 2 şahit huzuruyla birlikte … Müdürlüğünde …bank A.Ş yetkili vekilleri … ve …’ın huzurunda taşınmazını ipotek verdiği anlaşılmaktadır.
İpotek belgesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 15.maddesine göre; “İmza vazına muktedir olmayan bir şahıs, imza yerine usulen tasdik olunmuş ve el ile yapılmış bir alamet vaz etmeyi yahut resmi bir şehadatname kullanmaya mezundur. Kambiyo poliçesine mutalik hükümler mahruzdır.” hükmünü amirdir.
Yine ilgili tarihte yürürlükte olan HUMK 297.maddesine göre; “…. Bundan başka imza vazına muktedir olamayan veya yazı bilmeyen şahsın heyeti ihtiyariye ve mahallince maruf iki şahıs tarafından tasdik edilmiş ve el ile yapılmış bir işaret veya mühür istimal etmesi caizdir.” hükmüne amirdir.
Yeni HMK’nın 206.maddesinde ise okuma yazma bilmeyenlerin durumu açıkça düzenlenmemiştir. Dolayısıyla … tarihli genel kredi sözleşmesinde …’un sadece imzasının (işaret) bulunduğu HUMK 297 maddesine uygun bir şekilde işlem yapılmadığından, yani kanunun aradığı biçimde şahit huzuruyla alınan imzası bulunmadığından davalı … tarihli kredi sözleşmesi nedeniyle müteselsil kefalet sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Kaldı ki … tarihli ipotek resmi senedi incelendiğinde banka yetkililerinin de bulunduğu Tapu memuru huzurunda kanunun aradığı şekilde işlem yapıldığı, banka görevlilerinin de adı geçen kişinin okuma yazma bilmediğini imzaları ile tasdik ettikleri anlaşılmaktadır.
…’un … tarihli ve … tarihli genel kredi sözleşmelerinde de müteselsil kefil olarak eşi …’un muvafakati de alınmak suretiyle müteselsil kefil olarak sözleşmeye imza (işaret) alındığı ve söz konusu sözleşmeleri …-TL’sine kadar olan tutarına kadar kefil olarak sorumluluğu kabul ettiği anlaşılmakta olup, …-TL tutarındaki ipotek tutarı adı geçen davalı tarafından davadan önce ödendiğinden davalı …’un bankaya karşı bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen davalı yönünden davanın reddi gerekmiş olup, temlik eden banka … yönünden takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir. Zira bankanın …’un borçlu olmadığını açıkça bilmesi gerekmektedir. İpotek senedinde de vekilleri marifetiyle tapuda hazır bulunmuş ve …’un okuma yazma bilmediğini imzaları ile tasdiklemişlerdir. Bu nedenle davacı tarafın … hakkındaki takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle … lehine takipteki toplam miktardan kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir.
Diğer bir husus; temlik eden banka icra takibine girişirken asıl borçlu davalı … Şti hakkında Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipteki ipotekli takip tutarını düşmeden eldeki davayı açmıştır. İpotek tutarını düşerek İİK’nın 45.maddesine göre takip yapılması gerekirken bu yapılmamıştır. Dolayısıyla asıl borçlu davalı … Şti’nin bilirkişi raporuyla belirlenen sorumluluğuna ilişkin hüküm kurulurken bu ipotekli takipteki ipotek tutarının da düşülerek hüküm kurulması gereklidir. Yine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte ipotekli taşınmaz dava açıldıktan sonra alacaklı bankanın alacağına mahsuben satılmış ve tahsilat yapılmış olup bu tahsilatın dava tarihinden sonra oluşu gözetilerek infazda icra müdürlüğünce nazara alınması gereklidir.
Davacının asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmasının, borcun kefilleri olan davalılar hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapmasına engel teşkil etmeyeceği de açıktır. İİK’nın 45.maddesi asıl borçlu ile ilgili olup müteselsil kefiller hakkında uygulanmayacaktır. Davaya konu olayda sadece davalı … Şti’nin ve diğer davalı kefil …’un taşınmazları ipotek verilmiş olup, diğer davalıların kefaletinin de teminatı olarak vermiş oldukları bir ipotek söz konusu değildir.
Bir diğer husus da; temlik alan davacı tarafça sunulan … tarihli tahsili gecikmiş alacakların satış ve temliki sözleşmesi ile ilgili olup, söz konusu temlik sözleşmesi incelendiğinde sadece nakit alacakların banka tarafından temlik edildiği anlaşılmaktadır. Temlik eden banka … tarihli duruşmadan sonra dava ve duruşmaları takip etmemiş, temlik alan şirket vekili tarafından davaya ve duruşmalara devam olunduğundan ve gayri nakit alacak da temlik edilmediğinden, temlik eden banka yönünden çek riski depo talebine ilişkin gayri nakit alacak yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Zira mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda da kefil olan davalıların çek riski depo talebinden sorumlu olamayacakları, sadece asıl borçlu davalı şirketin 29.260,00.-TL depo talebinden sorumlu olduğu açıklanmıştır.
TBK’nın 586.maddesindeki belirtilen koşulun da dava konusu olayda gerçekleştiği, yani asıl borçlunun ifada gecikmesi, ihtarın sonuçsuz kalması hususunun somut olayda gerçekleştiği, dolayısıyla müteselsil kefiller yönünden takip ve dava açılmasında bir engel durumun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; temlik eden banka ile asıl borçlu … arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde borçlu şirkete kredi kullandırıldığı ve diğer davalıların da bir kısım kredi sözleşmelerinde müteselsil kefalet imzalarının bulunduğu anlaşılmakta olup, mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda (… tarihli) belirlendiği üzere;
Davalı borçlu … Şti yönünden sorumlu olunan tutarın …-TL asıl alacak, 3.971,78.-TL işlemiş faiz, 198,59.-TL %5 gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam …-TL olduğu, bu tutardan ipotek tutarı …-TL’yi aşan …-TL’den sorumluluğunun bulunduğu,
Davalılar … ve …’un …-TL asıl alacak, 3.971,78.-TL işlemiş faiz, 198,59.-TL %5 gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TŞL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam …-TL’den sorumlu oldukları,
Davalı borçlular … ve …’nin …-TL asıl alacak, 4.728,75.-TL işlemiş faiz, 236,44.-TL %5 gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam …-TL’den sorumlu oldukları anlaşılmakla (Bu tutarlar hesaplanırken bilirkişi raporunda her bir davalının sorumluluğu belirlenirken hesaplanan 1.082,81.-TL ihtarname masrafı, takip talebinde yer almadığından dolayı düşülerek resen sonuç miktar bulunmuştur.)
Bu miktarlar yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı borçluların itirazlarının kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, davalı borçlu … yönünden kredi sözleşmelerindeki müteselsil kefaleti nedeniyle sorumluluğu bulunmadığından onun yönünden davanın reddine karar verilmiş ve davalı … lehine takibin haksız ve kötü niyetli oluşu gözetilerek kötü niyet tazminatına hükmolunmuş, ayrıca alacağın likit nitelikte oluşu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmuş, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında … tarihinde yapılan 52.000,00.-TL ödemenin infazda nazara alınmasına hükmolunmuş, yine temlik eden banka tarafından temlik alana sadece nakdi alacağın temlik edildiği, gayri nakit alacakla ilgili yapılmış bir temlik bulunmayışı ve temlik eden banka tarafından da davanın takip edilmeyişi gözetilerek gayri nakit alacak yönünden davanın HMK 150 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Çek riski depo talebi yönünden temlik eden banka tarafından temlik alan davacıya sadece nakit alacakların temlik edildiği, temlik eden banka tarafından dava takip edilmediğinden HMK 150 maddesi uyarınca çek riski depo talebi yönünden davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı tarafça davalılar …, …, …, … ve … ŞTİ aleyhine nakdi kredi alacağına yönelik itirazın iptali istemiyle açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçluların Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazlarının KISMEN İPTALİNE,
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin;
a)Davalı borçlu … ŞTİ yönünden; …-TL asıl alacak, 3.971,78.-TL işlemiş faiz, 198,59.-TL %5 gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam …-TL alacaktan, ipotek tutarı …-TL’yi aşan …-TL’den ve bu miktar alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi,
b)Davalı … ve … yönünden; …-TL asıl alacak, 3.971,78.-TL işlemiş faiz, 198,59.-TL %5 gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam …-TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi,
c)Davalı borçlular … ve … yönüden; …-TL asıl alacak, 4.728,75.-TL işlemiş faiz, 236,44.-TL %5 gider vergisi, 245,00.-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05.-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam …-TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi
Uygulanmak suretiyle takibin DEVAMINA,
d)Davalı borçlu … yönünden davanın REDDİNE (Nakdi kredi alacağı yönünden),
Davacının, davalı borçlu … dışındaki diğer davalılar hakkında fazlaya dair isteminin REDDİNE,
Haksız itiraz edilen …-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … haricindeki diğer tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE (Davalı borçlular … ve …-TL alacağın takdiren %20’si oranında, davalı … ŞTİ de …-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatından sınırlı sorumlu tutularak),
Davalı … yönünden …-TL nakdi alacağın takdiren %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında … tarihinde yapılan 52.000,00.-TL ödemenin (tahsilatın) infazda icra müdürlüğünce NAZARA ALINMASINA,
3-Alınması gerekli 48.716,05.-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 9.162,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 39.554,05.-TL harcın davalılar Aysima Gıda Ltd Şti, …, …, … ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA, (Davalılar … ve … bakiye harcın 27.538,39.-TL’sinden, Davalı … Şti de bakiye harcın 32.797,44.-TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydıyla),
4-Davacı tarafça yatırılan 9.162,00.-TL peşin harç, 24,30.-TL başvuru harcının toplamı 9.186,30.-TL’nin davalılar … Şti, …, …, … ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak temlik alan davacı …’ye ÖDENMESİNE (Dava kısmen kabul edilmekle harcın tamamından davalılar sorumlu tutularak),
5-Gayri nakdi alacak ile ilgili harç peşin ödendiğinden yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
6-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 880,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı (%94) gözetilerek hesaplanan 827,20.-TL’sinin davalılar … Şti, …, …, … ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak temlik alan davacı …’ye ÖDENMESİNE (Davalılar … ve … %70,80 oranına karşılık gelen yargılama giderinin 623,00.-TL’sinden, davalı … Şti de %80,90 oranına karşılık gelen 711,90.-TL’sinden sınırlı sorumlu tutulmak kaydıyla),
Fazla kısmın temlik alan davacı üzerinde BIRAKILMASINA
7-Davalılar … ve … tarafından yapılan 675,00.-TL bilirkişi giderinden ibaret yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 197,10.-TL’sinin temlik alan davacı …’den alınarak adı geçen davalılara ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davalılar üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davalı … tarafından yapılan 1.025,00.-TL talimat ve bilirkişi giderinden ibaret yargılama giderinin temlik alan davacı …’den alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
9-Temlik Alan Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nakdi alacak yönünden hesaplanan 42.476,40.-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Şti, …, …, … ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE (Davalılar … ve … vekalet ücretinin 35.440,40.-TL’sinden, Davalı … Şti de 38.520,00.-TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydıyla),
10-Davalılar … ve … vekille temsil olunduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 maddesi uyarınca reddolunan nakdi alacak yönünden hesaplanan 17.474,20.-TL nispi vekalet ücretinin temlik alan Davacı …’den alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
11-Davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan nakdi alacak yönünden hesaplanan 43.123,30.-TL nispi vekalet ücretinin temlik alan Davacı …’den alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
12-Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen nakdi alacak yönünden davalılar …, … ve … vekille temsil olunduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 ve 7/2 maddesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin temlik eden davacı … A.Ş’den alınarak adı geçen davalılara ÖDENMESİNE,
13-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, Davacı vekili Av. … ile Davalı … vekili Av. …, bir kısım davalılar … ve … vekili Av. … ve davalı …’un yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2019

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)