Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/443 E. 2022/635 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/443 Esas
KARAR NO : 2022/635
DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2012
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; …’nin üyesi olduğunu, … olması nedeniyle tacir sıfatının bulunduğunu, davalıların kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, davalıların görev yapmış oldukları dönemlerde kanun ve ana sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiklerini, kendisinin de bu nedenle mağdur olduğunu, oturduğu evi satmak zorunda kaldığını, zararının meydana gelmesinde sorumluluğun tamamen kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerine ait olduğunu, tüm kooperatif işlerini … yılına kadar resmen, anılan tarihten sonra ise fiilen yürütmüş olan ve halen de kooperatifin avukatlığını yapmakta olan Av. … ile birlikte tüm kooperatif yöneticilerinin zimmet suçundan dolayı sanık olarak yargılandıkları, katılanı olduğu Antalya … ACM’nin … Esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi kurulu raporuna göre kooperatif avukatı Av. …’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ortağın kooperatife hiçbir ödentileri olmadığı halde kooperatiften alacaklı gibi gösterilmiş olduğu, genel kurul kararlarıyla toplanmasına karar verilen ve ortaklardan toplandığı anlaşılan toplam … Euro’nun tahsilat ve harcama olarak kooperatif muhasebe kayıtlarında yer almadığı hususlarının tespit edildiğini, bir aile işletmesi gibi yönetilmiş olduğuna … yılında mahkemece hüküm verilmiş olan kooperatife … yılında üye olurken inşaatların … yılda bitirileceği yönünde ikna edildiğini, kooperatifin inşaatları bir türlü bitirilmediğini, bilgi edinmek amacıyla … tarihinde denetleme kurulu muhatap olarak kooperatife göndermiş olduğu yazı sonrasında … tarafından ortakların ödentilerine ilişkin olarak … tarihli genel son durum mizanı çıkartıldığını, kooperatife … toplam …-TL ödeme yaptığını, kendisinin …-TL ödeme yaptığını, anılan tarihte kooperatife hiçbir borcunun bulunmadığını, hal böyle iken tüm kooperatif işlemlerini yürütmüş olan ve gerçekte kendisi kooperatife borçlu durumda bulunan …’ın yapılan genel kurul toplantısında kendisinin kooperatife borcu bulunmadığını, tarafının ise kooperatife …-TL aidat borçlusu olduğunu ilan ettiğini, genel kurul toplantısı sonrasında … tarihli kooperatif yazısı ile de genel kurulda ilan edilen borç miktarının tarafına tebliğ edildiğini, komisyon toplantısından bir ay sonra … tarihinde bu kez kooperatife …-TL faiz borcu bulunduğu iddiasıyla Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kendisi hakkında ilamsız takip yapıldığını, takibe usulüne uygun itiraz edemediği için borcunun kesinleştiğini, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davasını açtığını, mahkemece icra dosyasına yatan paranın kooperatife ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararının kaldırtmadığı gerekçesiyle kooperatifin kasasında bir tür teminat senedi olarak boş olarak bulunan senedin kooperatife hiçbir borcu yokken … tarih …-TL olarak doldurulup icra takibine konulduğunu, bu nedenle açmak zorunda kaldığı menfi tespit davasının görüldüğü Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesince kooperatife borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini ve Yargıtayca onandığı, kooperatif ile aralarındaki hukuki uyuşmazlıklar bir türlü aydınlatılmadığını, davaların da bu nedenle sürüncemede kaldığını, kooperatifteki hukuk dışı eylemler nedeniyle kendisi ve ailesinin sıkıntı ve yokluk içerisinde yaşarken, 1163 sayılı kooperatifler yasasına muhalefet ve dolandırıcılık suçlarından dolayı bir kısmı mahkumiyet cezalarına çarptırılmış olan ve halen de zimmet suçundan dolayı yargılanmakta olan kooperatif yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kooperatiften edindikleri haksız kazançlarla lüks ve rahat bir yaşam içerisinde keyiflerini sürdürdüklerini, davalıların hukuki sorumluluktan kurtulmak için haklarında açılan davaları sonuçsuz bırakmak amacıyla üzerilerine kayıtlı tüm mal varlıklarını başkalarının üzerine kaçırmaya başladıklarını, kooperatif inşaatlarının yapılmış olduğu arsa sahiplerinin talebi bile yok iken usulsüz yapılan genel kurul toplantılarında inşaatların geç bitmiş olmasından bahisle arsa sahiplerine ödenmek üzere kira kaybı ve gecikme tazminatı adı altında … + … = … Euro ödenmesi yönünde genel kurul kararı alınmasının sağlandığını, genel kurulda tahsil yetkisinin … ve aile şirketi olan … Şirketine verildiğini, kooperatif ortaklarından tahsil edildiği söylenen paraların kooperatif kayıtlarında gösterilmemiş olup bu paraların nereye harcandığının belli olmadığını belirterek, öncelikle davalılar adına kayıtlı bulunan taşınmazların tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, dava değerinin …TL’sinin davalı …’dan, …TL’sinin davalı …’dan, …TL’sinin …’den, …TL’sinin …’ten, …TL’sinin …’ten, …TL’sinin …’den, …TL’sinin …’den alınmasına, gerçek zararının, yoksun kaldığı kazancın, doğrudan ve dolaylı olarak uğradığı zararlarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, hesaplanacak maddi zararlarının .. yılından itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı tazminat davasındaki talepleri ile mükerrer tahsilata neden olmamak üzere davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, …, …’e vekaleten ve kendi adına asaleten Av. … cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının dayanağı olan Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası incelendiğinde de görüleceği üzere bu davada hukuk ve savunma hakkının katledildiğini, yargılanan insanlar haklarında iddianameyle açılmış bir dava yok iken dolandırıcılık suçlamasıyla hüküm kurulduğunu, kararın altında imzası bulunan yargıcın “ben hata yapmışım bedelini ödemeye hazırım” diye pişmanlığını bizzat şahsına defalarca ifade ettiğini, olayların oluş tarihi, kendisi ve bir kısım müvekkillerinin anılan kooperatifteki görevlerinden ayrılış tarihleri ile davanın açılış tarihi arasında bir kısmında … bir kısmında … yıla varan zaman geçtiğini, bu nedenle zaman aşımı definde bulunduklarını, aynı nedenlere dayalı olarak daha önce açılmış davanın bulunması nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde atıf yaptığı Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen raporda … Euro ile ilgili açıklamanın bir iftira olduğunu, çünkü bu konunun Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturmasında incelenerek kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiğini, davacının yaptığı itirazın ise … Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiğini, davacının iddialarının tümünün gerçek dışı olduğunu, ayrıca miktarı belirlenebilir zararlar hakkında kısmi dava açılamayacağını, davacının harç eksikliğini tamamlaması gerektiğini, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kendisinin ilgili kooperatifin yönetim kurulu üyeliği görevinde … – … tarihleri arasında bulunduğunu, aradan … yıllık zaman geçmesi nedeniyle zaman aşımı itirazında bulunduğunu, aynı nedenlere dayalı olarak daha önce açılmış davanın bulunması nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, ayrıca miktarı belirlenebilir zararlar hakkında kısmi dava açılamayacağını, davacının harç eksikliğini tamamlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kendisinin ilgili kooperatifin yönetim kurulu üyeliği görevinde … – … tarihleri arasında bulunduğunu, aradan … yıllık zaman geçmesi nedeniyle zaman aşımı itirazında bulunduğunu, aynı nedenlere dayalı olarak daha önce açılmış davanın bulunması nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, ayrıca miktarı belirlenebilir zararlar hakkında kısmi dava açılamayacağını, davacının harç eksikliğini tamamlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın dayanağı yapılan olayların oluş tarihi ile davanın açılış tarihi arasında …-… yıla varan zaman geçtiğini, bu nedenle zaman aşımı itirazında bulunduğunu, ayrıca iddia edilen tarihlerde kendisinin denetim kurulu üyeliği de bulunmadığını, aynı nedenlere dayalı olarak daha önce açılmış davanın bulunması nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, ayrıca miktarı belirlenebilir zararlar hakkında kısmi dava açılamayacağını, davacının harç eksikliğini tamamlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Kooperatif yönetim kurulu ile denetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır.
1163 Sayılı Kanunun 98.maddesi uyarınca kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanacağı belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 553/1. maddesi uyarınca, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
TTK’nın 560/1. Maddesine göre, sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında davalıların zamanaşımına ilişkin itirazlarının incelenmesinde;
Davacının şikayeti üzerine, davalılar hakkında zimmet suçundan dolayı ceza soruşturması açılmış ve davalı-şüphelilerin iddia edilen zimmet suçunu işlediğine dair yeterli delil elde edidiğinden dolayı haklarında Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile zimmet suçundan kamu davası açılmış, atılı suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulduğunda 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d. Maddesi uyarınca dava zamanaşımı 15 yıldır.
Ceza davası zamanaşımının uygulanabilmesi için tazminat sorumluluğuna neden olan fiilin ceza kanunlarına göre suç oluşturması ve cezayı gerektirmesi yeterli olup ayrıca haksız eylem faili hakkında ceza davası açılmış olması veya mahkûmiyet kararı verilmiş olması, hatta soruşturma yapılması gerekli değildir. Ceza davası sonuçlanmış olsa dahi, ceza zamanaşımı süreleri geçirilmemek koşuluyla, her zaman için hukuk mahkemesinde tazminat davası açılabilir. Bir haksız eylemden dolayı Cumhuriyet Savcılığınca takipsizlik kararı verilmesi veya bir eylemin hiçbir şekilde soruşturma ya da kovuşturma konusu yapılmaması, o eylemin suç niteliğinin araştırılmasına ve koşulları oluşmuşsa ceza zamanaşımının uygulanmasına engel olmadığı gibi takibi şikâyete bağlı suçlarda, şikâyet süresinin geçirilmiş olması, hiç şikâyetçi olunmaması veya şikâyetten vazgeçilmiş olması da dikkate alınmaz. Böyle durumlarda, eylemin suç olup olmadığını ve buna bağlı olarak ceza zamanaşımının uygulanıp uygulanmayacağını hukuk hâkimi ceza hukuku kurallarına göre değerlendirecektir.
Ayrıca ceza zamanaşımı süresinin kabul ediliş nedeni gözetildiğinde, daha uzun olmak koşuluyla bu sürenin hem kısa zamanaşımı(iki yıllık) süresi hem de mutlak zamanaşımı(on yıllık) süresi açısından uygulanması gerekir.
Savcılık soruşturması sonucunda davalı-şüpheliler hakkında zimmet suçundan kamu davası açılmış olup, tazminat sorumluluğuna neden olan fiilin ceza kanunlarına göre suç teşkil ettiği açıktır. Bu halde tazminat sorumluluğun gerektiren fiil hakkında Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımı öngörüldüğünden bu sürenin uygulanması gerekli olup, eldeki dava zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır. Bu nedenle davalıların yapmış olduğu zamanaşımı savunması yerinde değildir.
Yönetim kurulu üyeleri görevlerini ifa ederken ve verilen yetkileri kullanırken, tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket etmeli ve şirket menfaatlerini gözetmelilerdir. Yönetim kurulu üyelerinin özen ve dikkat yükümlülüğünün kapsamı, şirket ana sözleşmesi, kanun, iç yönerge ve yönetim kurulu tarafından verilen tüm yetki ve görevleri kapsar. Ancak, yönetim kurulu üyesinin özen yükümlülüğünün, kurulda kendisine tanınan yetki ile sınırlı olduğuna şüphe yoktur. Bunun yanı sıra yönetim kurulunun sorumluluğu kusura dayanan bir sorumluluktur. Ayrıca, yönetim kurulu üyesinin sorumlu tutulabilmesi için kusurlu hareketin o üyeye izafe edilmesi de gereklidir. Yönetim kurulu üyelerinin şirket nam ve hesabına yapmış oldukları işlem ve sözleşmeler nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri, ancak kendilerine kusurlu bir eylemin yüklenmesi durumunda mümkündür.
Davalılar hakkında Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan zimmete ilişkin kamu davasının sonucu bekletici mesele yapılmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalıların beraatine karar verilmiş ve bu karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Ceza mahkemesince yapılan yargılama sırasında Sayıştay Denetçilerinin katılımıyla bilirkişi raporu alınmış ve bu bilirkişi raporu Yargıtay denetiminden geçmiş olduğundan mahkememizce ayrıca bir rapor alınmamıştır. Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında bulunan sulh protokolünde de davacının bizzat imzasının bulunduğu, imzanın davacı tarafça kabul edildiği, bu durumda davalıların sorumluluğu ispat edilemediğinden dolayı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan …-TL harçtan mahsubu ile Hazineye gelir KAYDINA,
Bakiye …-TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar …, …, … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı ile bir kısım davalılar vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır