Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1036 E. 2018/472 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1036 Esas
KARAR NO : 2018/472
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/10/2014
KARAR TARİHİ : 26/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili daa dilekçesinde özetle; …/…/… tarihinde davalı … … sevk ve idaresindeki, davalı … nezdinde sigortalı bulunan; … … … plaka sayılı araç ile yaya halde sunulan müvekkilleri … ve …’ na çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacıların ağır şekilde yaralandığını, kaza nedeniyle … CBS ‘ nni …/… sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığını, … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile davalı …’ un taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, trafik kazası tespit tutanağına göre ve Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan bilirkişi incelemesine göre, sürücünün asli kusurlu yayaların kusurlu olmadığını, trafik kazası nedeniyle müvekkillerinin tedavi giderleri de dahil olmak üzere birçok harcama yaptığını ve kazanın ruhsal ve yaşamsal olarak hayatlarını olumsuz etkilediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik müvekkili … için 1.000,00.-TL ve müvekkili … için 1.000,00.-TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsiline, müvekkili … yönünden 50.000,00.-TL ve müvekkili Badel Babaoğlu yönünden 50.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte Dinur Muratbekov ve … ‘ den alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin oto kiralama firması işletmekte olduğunu, davaya konu … … … plakalı aracın kiraya verilen araçlardan biri olduğunu, aracın …/…/… tarihinde davalı …’ a 3 aya yakın bir süre kiraya verildiğini, söz konusu kaza ile ilgili müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … … … plakalaı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu ZMMS sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacıların maluliyet oranlarının tespiti için ATK … Dairesinden rapor aldırılmasını, tedavi gidreleri ve geçici iş göremezlik tazminatının ödenip ödenmediğinin SGK ‘ dan sorulmasını, tarafların kusurlarının tespit edilmesini, davacının ticari faiz isteminin reddini talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Maddi tazminat taleplerinin sigortaca karşılanması nedeniyle feragat edildiğine dair dilekçe ile ibraname ibraz edilmiştir.
Yargılama devam ederken …/…/… tarihli celsede davacı vekili davalı … … yönünden açtığı davayı takip edemeyeceğini bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilmesini talep etmiş, davalı … yönünden dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmıştır.
Taraflara arasındaki uyuşmazlık; kazadaki kusur ve kaza sonucu meydana gelen yaralanmalar nedeniyle davacıların talep edebileceği manevi tazminat miktarı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içerisine, davacı vekili tarafından trafik kazası tespit tutanağı ve davacılara ait muayene evrakları ile Antalya CBS’ nin …/… … sayılı dosyası sureti ibraz edilmiş, … Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas, … Karar sayılı dosyası celp edilmiş, ilgili hastanelerden tedavi evrakları getirtilmiş, maluliyet raporları aldırılmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; katılanların … ve … …, sanığın … … olduğu, atılı suçun taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma olduğu, sanığın taksirle katılanların yaralanmalarına neden olma suçundan cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
Asliye Ceza mahkemesi dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişi … … tarafından düzenlenen raporda sonuç olarak sanık …’un meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, katılanların (dosyamız davacıları) meydana gelen kazada kusurlarının olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili …havale tarihli dilekçesi ile ibraname sunarak ibraname gereğince maddi tazminat yönünden toplam 115.897,00.-TL olduğu yönünde mutabık kaldıklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
…Müdürlüğün’den aldırılan …/…/… tarihli raporda sonuç olarak; davacı …’in yaralanmasının BTM olmadığı, hayati tehlikeye neden olduğu, 75 günde iyileşeceği,geçici iş görememezlik süresinin 25 gün kadar olduğu, ağır kemik kırığı olduğu, koku alamama duyusu muayenesi ve gerekli testleri için …Hastanesi …’na şahsın sevkinin sağlanarak oradan rapor istenilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir.
…’den aldırılan …/…/… tarihli raporda sonuç olarak; davacı … ‘nun 75 günle iyileşeceği, geçici iş görememezlik süresinin 25 gün kadar olduğu, kemik kırığının orta düzeyde olduğu hayati tehlike arz etmediği, BTM ile giderilebilecek ölçüde olmadığı belirtilmiştir.
Hazırlık soruşturması esnasında alınan raporların da benzer şekilde oldukları görülmüştür.
Davacı vekili …/…/… tarihli celsede beyanında davacıların koku alma yeteneği ile ilgili olarak rapor düzenlenmesi için müvekkilin hastaneye müracaat etmediğini, koku alma ile ilgili rapor aldırılmasına ilişkin ara karardan dönülmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller ve tarafların beyanları incelenmiştir:
2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşübbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı”, aynı Kanun’un 3. maddesinde ise işleten tanımı yönünden “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/4851 esas, 2017/11406 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur.
Araç malikleri tarafından aracın herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı vekili, müvekkilinin rent a car şeklinde araç kiralama işi yaptığını, müvekkilinin hukuken işleten olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kazaya karışan aracın 3 aya yakın süreliğine rent a car kira sözleşmesi ile …’a kiralandığını savunmuş ve araç kiralama-teslim sözleşmesini dosyaya sunmuş olup, sunulan sözleşmeye göre araç çıkış tarihinin kazanın olduğu …/…/… dönüş tarihinin …/…/… olduğu, sözleşme hükümleri dikkate alındığında 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olmadığı, uzun süreli olmadığı, ekonomik faydanın halen davalı malik üzerinde olduğu gibi davacı tarafından dosyaya ibraz edilen muafiyetli kasko poliçesine göre aracın kullanım amacının kısa süreli kiralama olarak beyan edildiği görüldüğünden davalı tarafın işleten olmadığı yolundaki savunmalarına itibar edilmemiştir.
TBK’nın 56/1 madde ve bendine göre bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. TMK’nun 4 üncü maddesine göre ise kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Bu düzenlemelere göre manevi tazminat tayin ve taktir edilirken manevi tazminatın 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İBK’da belirlenen acı ve üzüntüyü gidermek, bir huzur ve tatmin duygusu yaratma amacı ile gelişen hukukta benimsenen zararları tamamlama ve denkleştirme ve aynı zamanda caydırıcılık işlevlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Tazminatı doğuran olayın işleniş biçimi, sonuçları, meydana getirdiği etkiler, kusur ve sorumluluk oranları, tarafların sosyal konumları, aile ilişkileri, yaptıkları meslekler, gelir durumları, gibi olgular da manevi tazminatın takdirinde etkili olan etmenlerdir.
Bu değerlendirmeler kapsamında davacı yaylarının kazada kusurlarının olmaması, dava dışı sürücünün kusurunun ağırlığı, davacıların yaralanmalarının niteliği, vücutlarında meydana gelen kemik kırıkları ve iyileşme süreçleri, işleten davalının sorumluluğunu kaldıran sebeplerin olmaması, davacıların yaşları ve olay nedeni ile yaşadıkları korku ve endişe, tarafların ekonomik durumları, sosyal konumları ile hak ve nesafet kaideleri dikkate alınmak suretiyle, davacıların kaza nedeniyle duydukları elem, acı ve üzüntünün bir nebze de olsun giderilmesi amacı ile Davacı … için 7.000,00.-TL, davacı … için 5.000,00.-TL olmak üzere toplam 12.000,00.-TL manevi tazminatın araç işleteninden alınarak davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminata ilişkin davadan feragat edildiği anlaşılmakla feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
Davacı … için 7.000,00.-TL, davacı … Babaoğlu için 5.000,00.-TL olmak üzere toplam 12.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 820,00.-TL nispi karar ve ilam harcınından peşin alınan 348,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 471,32.-TL harcın davalı …’ den TAHSİLİ ile, hazineye gelir KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılan 348,40.-TL peşin harç ve 25,20.-TL başvuru harcının toplamı 373,6.-TL’ nin davalı …’ den alınarak davacılara VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere olmak üzere) toplam 165,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 20,00.-TL’sinin davalı …’den alınarak davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/06/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı